ödünç vermek

Significados de "ödünç vermek" en diccionario inglés turco : 16 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	ödünç vermek	lend v.
Jacob is going to lend me his video camera. Jacob bana video kamerasını ödünç verecek. More Sentences
General
2	General	ödünç vermek	lend v.
The lending period of the book is 15 days. Kitabın ödünç verilme süresi 15 gündür. More Sentences
3	General	ödünç vermek	loan v.
The museum loaned a couple of artifacts to our exhibition. Müze sergimiz için birkaç eser ödünç verdi. More Sentences
4	General	ödünç vermek	loan v.
Do not loan your card to anyone. Kartınızı kimseye ödünç vermeyin. More Sentences
Trade/Economic
5	Trade/Economic	ödünç vermek	loan v.
I can loan it to other people. Başkalarına ödünç verebilirim. More Sentences
6	Trade/Economic	ödünç vermek	lend v.
I borrowed the candlesticks from a neighbor, or I should say, she lent them to me. Şamdanları bir komşumdan ödünç aldım, daha doğrusu o bana ödünç verdi. More Sentences
General
7	General	ödünç vermek	put out to loan v.
8	General	ödünç vermek	make a loan v.
9	General	ödünç vermek	grant a loan v.
10	General	ödünç vermek	borrow [dialect] v.
11	General	ödünç vermek	oblige v.
12	General	ödünç vermek	prest [obsolete] v.
Phrasals
13	Phrasals	ödünç vermek	loan out v.
14	Phrasals	ödünç vermek	lend out v.
Archaic
15	Archaic	ödünç vermek	imprest v.
Slang
16	Slang	ödünç vermek	spot v.

Significados de "ödünç vermek" con otros términos en diccionario inglés turco: 24 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	kitap ödünç vermek	lend a book v.
Tom lent a book to Mary. Tom, Mary'ye bir kitap ödünç verdi. More Sentences
2	General	özellikle faiz karşılığında ödünç para vermek	loan v.
3	General	tekrar ödünç vermek	relend v.
4	General	birine bir şeyi ödünç vermek	lend something to someone v.
5	General	birine bir şeyi ödünç vermek	lend something out to someone v.
6	General	yeniden ödünç para vermek	reloan v.
7	General	ödünç para vermek	loan v.
Phrasals
8	Phrasals	borç/ödünç vermek	loan something to someone v.
9	Phrasals	ödünç alındığı gibi geri vermek	bring back v.
10	Phrasals	birine bir şeyi emanet/ödünç vermek	entrust someone with someone or something v.
11	Phrasals	(birine bir şey) ödünç vermek	stake (one) to (something) v.
12	Phrasals	birine bir şey ödünç vermek	stake someone to something v.
13	Phrasals	(bir şeyi birine) ödünç vermek	loan (something) out (to one) v.
14	Phrasals	(birine bir şeyi) ödünç vermek	lend (something) out (to one) v.
15	Phrasals	(birine bir şeyi) ödünç vermek	lend (something) to (one) v.
16	Phrasals	(bir şeyi birine) ödünç vermek	loan (something) to (one) [us] v.
17	Phrasals	-e ödünç vermek	loan to v.
18	Phrasals	-e ödünç/hediye vermek	stake to v.
Colloquial
19	Colloquial	(birine bir miktar para) ödünç vermek	spot (one) (some amount of money) v.
20	Colloquial	birine ödünç bir şey vermek	spot someone  (something) v.
21	Colloquial	birine (bir şey) ödünç vermek	spot someone (something) v.
22	Colloquial	(birine bir şeyi) ödünç vermek	lend (one) (something) v.
Military
23	Military	(personeli) başka birliğe ödünç vermek	second [uk] v.
Librarianship
24	Librarianship	(kütüphane) diğer kütüphanelere materyal ödünç vermek	interlend v.