öncelikle - Turco Inglés Diccionario
Historia

öncelikle



Significados de "öncelikle" en diccionario inglés turco : 35 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
öncelikle primarily adv.
öncelikle first of all adv.
General
öncelikle first adv.
öncelikle at first adv.
öncelikle at the outset adv.
öncelikle principally adv.
öncelikle pre-emptively adv.
öncelikle begin with adv.
öncelikle preemptively adv.
öncelikle firstly adv.
öncelikle majorly adv.
öncelikle muchly adv.
öncelikle paravant [obsolete] adv.
öncelikle primely adv.
öncelikle primitively adv.
öncelikle primo adv.
öncelikle primordially adv.
öncelikle precedentedly adv.
öncelikle in preference to prep.
Colloquial
öncelikle first up n.
öncelikle first off expr.
öncelikle begin with expr.
öncelikle for starters expr.
öncelikle in the first place expr.
öncelikle right off the bat expr.
öncelikle first of all expr.
öncelikle first off expr.
öncelikle first up expr.
Idioms
öncelikle first things first expr.
öncelikle for a kick-off expr.
öncelikle first and foremost expr.
öncelikle right off the bat expr.
öncelikle straight off the bat expr.
Speaking
öncelikle to begin with expr.
Archaic
öncelikle imprimis adv.

Significados de "öncelikle" con otros términos en diccionario inglés turco: 20 resultado(s)

Turco Inglés
General
edebiyatta öncelikle eğitici içeriğe değer verme didacticism n.
öncelikle ele alınmak be considered on a preferential basis v.
Phrases
öncelikle özür dileriz first of all please accept our apologies expr.
öncelikle merhaba first of all, hello expr.
Proverb
yükselmek için mutlaka öncelikle en alttan başlamak gerekir he who would climb the ladder must begin at the bottom
Idioms
öncelikle kendini düşünme looking out for number one n.
öncelikle kendini düşünmek/kendiyle ilgilenmek look after number one v.
öncelikle kendini düşünmek/kendiyle ilgilenmek look out for number one v.
öncelikle kendini düşünmek/kendiyle ilgilenmek look out for numero uno v.
Speaking
öncelikle çok teşekkür ederim first of all thank you very much expr.
Trade/Economic
öncelikle bulunması gereken prerequisite n.
öncelikle ödenecek borçlar preferential debts n.
öncelikle yapılan ödemeler preferential payments n.
satılmakta olan bir malın öncelikle satın alınması amacıyla açılan dava action for preemption n.
Law
vasiyeti tenfiz görevlisinin mirastan öncelikle kendi alacaklarını tahsil etme hakkı right of retainer n.
Politics
öncelikle ele almak accord priority treatment v.
Computer
yapılacak işlemlerin öncelikle bir log dosyasına yazılıp, sonrasında veritabanı dosyalarına aktarılması write-ahead logging n.
Construction
beton duvarların öncelikle yatay olarak inşa edilip daha sonra dikildiği inşa yöntemine ait tilt-up adj.
beton duvarların öncelikle yatay olarak inşa edilip daha sonra dikildiği inşa yöntemiyle ilgili tilt-up adj.
Optics
öncelikle kendi tonundaki ışığı soğuran (primer çıkarılabilir renk) minus adj.