at first - Turco Inglés Diccionario
Historia

at first

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "at first" en diccionario turco inglés : 9 resultado(s)

Inglés Turco
General
at first adv. ilk olarak
at first adv. evvela
at first adv. ilkin
at first adv. önce
at first adv. ilk önce
at first adv. öncelikle
at first adv. başlangıçta
at first adv. önceleri
at first adv. ilk zamanlar

Significados de "at first" con otros términos en diccionario inglés turco: 127 resultado(s)

Inglés Turco
General
love at first sight n. ilk görüşte aşk
at the first opportunity n. ilk fırsatta
love at first sight n. yıldırım aşkı
first day at school n. okuldaki ilk gün
love at first sight v. ilk görüşte aşık olmak
buy at first hand v. birinci elden satın almak
regret having come (at all/in the first place) v. geldiğine geleceğine pişman olmak
at first hand adv. ilk elden
at first hand adv. birinci elden
at the first shot adv. ilk hamlede
at first sight adv. ilk bakışta
at first hand adv. ilk ağızdan
at first blush adv. ilk bakışta
at first glance adv. ilk bakışta
at first sight adv. ilk görüşte
at the first shot adv. ilk ağızda
at first hand adv. ilk sahibinden
at first step adv. ilk adım olarak
at first step adv. ilk etapta
at the first stage adv. ilk etapta
at first blush adv. ilk görüşte
at first appearance adv. ilk bakışta
at first sight adv. görür görmez
at first view adv. ilk görüşte
at first view adv. ilk bakışta
Phrases
at the first occasion expr. ilk fırsatta
Proverb
If at first you don't succeed try try and try again pes etme
If at first you don't succeed try try and try again (ilkinde başaramazsan) denemekten vazgeçme
if at first you don't succeed, try, try again pes etme
if at first you don't succeed, try, try again (ilkinde başaramazsan) denemekten vazgeçme
if at first you don't succeed, try, try again (ilkinde başaramazsan) tekrar, tekrar/bir daha, bir daha dene
if at first you don't succeed, try, try again tekrar tekrar denemeye devam et
Colloquial
at first he was hesitant expr. başta tereddüt etti
at least hear my plan first expr. en azından önce planımı dinle
at the first possible opportunity expr. ilk fırsatta
at first blush expr. ilk anda
at first sight expr. ilk bakışta
at first sight expr. ilk izlenime göre
at first light expr. sabahın ilk ışıklarında
at first light expr. şafakta
Idioms
first crack at something n. bir şeyde ilk deneyim/girişim
first crack at n. -de ilk deneyim/girişim
first crack at n. '-de ilk fırsat/şans
the first crack at (something) n. (bir şeyde) ilk fırsat
the first crack at (something) n. (bir şeyde) öncelik
the first crack at (something) n. (bir şeyi yapmak için) ilk şans
fall in love at first sight v. bir görüşte tutulmak
fall at the first hurdle v. dakika bir gol bir olmak
fall at the first hurdle v. daha en başta başarısız olmak
fall at the first hurdle v. daha en başta bir sorunla karşılaşmak
fall at the first hurdle v. ilk engele takılmak
fall in love at first sight v. ilk görüşte aşık olmak
get the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk sırada yer almak
get the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
get the first crack at (something) v. (bir şeyde) önceliği olmak
get the first crack at (something) v. (bir şeyi) ilk yapan olmak
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk sırada yer almak
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyde) önceliği olmak
want the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk sırada yer almak
want the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
want the first crack at (something) v. (bir şeyde) önceliği olmak
get the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek
get the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) ilk fırsatı elde etmek
get the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) önceliği olmak
give (someone) the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmak için) önce (birine) şans vermek/tanımak
give (someone) the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) önce (birine) fırsat vermek/tanımak
give (someone) the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) önceliği (birine) vermek/tanımak
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) ilk fırsatı elde etmek
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) önceliği olmak
want the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmak için) ilk şansı istemek
want the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) ilk fırsatı istemek
want the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) öncelik istemek
take the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı/şansı yakalamak
take the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı/şansı değerlendirmek
at first hand expr. birinci ağızdan
at first hand expr. doğrudan doğruya öğrenilmiş
at the first blush expr. ilk görünüşte
at first hand expr. ilk ağızdan
at the first glance expr. ilk bakışta
at the first blush expr. ilk bakışta
at first glance expr. ilk bakışta
at the first glance expr. ilk görünüşte
at first hand expr. ilk elden
at first hand expr. yaşanmış
at first glance expr. ilk başta
at first glance expr. ilk incelemede
at first glance expr. ilk izlenim olarak
at first glance expr. ilk izlenime göre
at first glance expr. değerlendirmede
at first blush expr. ilk başta
at first blush expr. ilk incelemede
at first blush expr. ilk izlenim olarak
at first blush expr. ilk izlenime göre
at first blush expr. değerlendirmede
at first glance/sight expr. ilk bakışta
at first glance/sight expr. ilk görüşte
at first glance/sight expr. ilk izlenime göre
at first glance/sight expr. ön değerlendirmede
at first glance/sight expr. ilk incelemede
at first glance/sight expr. ilk başta
Speaking
this is my first year at college expr. benim bu üniversitede ilk yılım
this is my first year at college expr. benim bu üniversitede ilk senem
this is my first year at university expr. benim bu üniversitede ilk yılım
this is my first year at university expr. benim bu üniversitede ilk senem
it all came so easy at first expr. ilk başta her şey çok basit gelmişti
he seemed sweet at first expr. ilk başta tatlı birine benziyordu
do you believe in love at first sight? expr. ilk görüşte aşka inanır mısın?
turn left at the first turning expr. ilk aradan sola dön
I didn't want to believe it at first expr. önceleri inanmak istemedim
If at first you don't succeed expr. pes etme
If at first you don't succeed expr. (ilkinde başaramazsan) denemekten vazgeçme
Trade/Economic
buy at first hand v. birinci elden satın almak
Computer
cursor stops at first field expr. imleç ilk alanda dursun
Medical
age at first labor n. ilk doğum yaşı
Gastronomy
vegetables and meat cubes first fried and then cooked in its own gravy, shaken at intervals n. silkme
Marine Biology
age at first capture n. en küçük av yaşı
age at first capture n. ilk avlanma yaşı
length at first maturity n. ilk olgunlaşma boyu
size at first maturity n. ilk olgunlaşma büyüklüğü
age at first maturity n. ilk olgunlaşma yaşı
length at first spawning n. ilk yumurtlama boyu
size-at-first-capture n. ilk avlanma büyüklüğü
length at first capture n. ilk avlanma boyu
Slang
friend at first sight n. ilk görüşte arkadaş
friend at first sight expr. tanışır tanışmaz samimi olunan arkadaş