Historia

(biriyle) beraber

Significados de "(biriyle) beraber" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Phrases
1	Phrases	(biriyle) beraber	in addition to (someone) expr.

Significados de "(biriyle) beraber" con otros términos en diccionario inglés turco: 57 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	saklanan biriyle başlayıp saklananı bulanların da bu kişiyle beraber saklandığı bir oyun	sardine n.
2	General	beraber gitmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle)	tag along with v.
3	General	beraber kalmak (biriyle)	stick with v.
4	General	beraber gitmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle)	tag along after v.
5	General	beraber gelmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle)	tag along with v.
6	General	beraber gelmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle)	tag along after v.
7	General	(biriyle) beraber çalmak	accompany (one) v.
Phrasals
8	Phrasals	biriyle beraber yaşamak	live with v.
9	Phrasals	birine karşı biriyle beraber (aynı safta) durmak	stand with someone against someone v.
10	Phrasals	(biriyle) beraber olmak	stand with someone v.
11	Phrasals	biriyle beraber koşmak	run with v.
12	Phrasals	(biriyle) beraber gelmek	come away [brit] v.
13	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) beraber büyütmek	raise with (someone or something) v.
14	Phrasals	birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle beraber tutmak	keep someone or something in with someone or something v.
15	Phrasals	(biriyle) beraber birinin çocuğuna/çocuklarına bakmak	babysit with (someone) v.
16	Phrasals	(biriyle) beraber birinin çocuğuna/çocuklarına göz kulak olmak	babysit with (someone) v.
17	Phrasals	(biriyle) beraber birinin çocuğuna/çocuklarına bakıcılık yapmak	babysit with (someone) v.
18	Phrasals	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) beraber sınıflamak/gruplamak	class (someone or something) with (someone or something) v.
19	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) beraber yaşamak	cohabit with (someone or something) v.
20	Phrasals	(biriyle) birlikte/beraber yaşamak	cohabit with (someone) v.
21	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) beraber çalışmak	collaborate with (someone or something) v.
22	Phrasals	biriyle (bir şey üstünde) beraber çalışmak	cooperate with someone (on something) v.
23	Phrasals	biriyle (bir şey üstünde) beraber çalışmak	cooperate (with someone) on something v.
24	Phrasals	(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde beraber çalışmak	cooperate on (something) with (someone or something) v.
25	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) beraber çalışmak	cooperate with (someone or something) v.
26	Phrasals	(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde beraber çalışmak	cooperate with (someone or something) on (something) v.
27	Phrasals	(biriyle) beraber gelmek/gitmek	tag along after (someone) v.
28	Phrasals	(biriyle) beraber gelmek/gitmek	tag along behind (someone) v.
Phrases
29	Phrases	biriyle/bir şeyle beraber	along with someone or something expr.
30	Phrases	biriyle/bir şeyle beraber	along with someone or something expr.
31	Phrases	(biriyle/bir şeyle) beraber	in company with (someone or something) expr.
32	Phrases	biriyle/bir şeyle beraber	in company with somebody/something expr.
33	Phrases	(biriyle) birlikte/beraber	in concert with (someone) expr.
34	Phrases	(biriyle/bir şeyle) beraber/birlikte	in conjunction with (someone or something) expr.
Colloquial
35	Colloquial	biriyle beraber olmak	be with (one) v.
36	Colloquial	geceyi biriyle birlikte/beraber geçirmek	spend the night v.
37	Colloquial	geceyi biriyle birlikte/beraber geçirmek	spend the night with somebody/together v.
38	Colloquial	geceyi biriyle birlikte/beraber geçirmek	stay the night v.
39	Colloquial	(biriyle/bir şeyle) beraber	accompanied by (someone or something) adj.
40	Colloquial	(biriyle/bir şeyle) beraber	together with (someone or something) adj.
Idioms
41	Idioms	(biriyle) beraber/yan yana olmak	be around v.
42	Idioms	denginin altında biriyle beraber olmak	hit below (one's) weight v.
43	Idioms	denginin altında biriyle beraber olmak	punch below (one's) weight v.
44	Idioms	(seks) biriyle beraber olmak	have carnal knowledge of someone v.
45	Idioms	biriyle/bir şeyle beraber hareket etmek (uygunsuz şekilde)	be in bed with somebody/something v.
46	Idioms	(biriyle) evli olmadan beraber yaşamak	be shacked up with (someone) v.
47	Idioms	(biriyle) beraber yaşamak	be shacked up with (someone) v.
48	Idioms	geçici olarak (biriyle) beraber yaşamak	be shacked up with (someone) v.
49	Idioms	(biriyle beraber birini/bir şeyi) desteklemek	go to the mat (with somebody) (for somebody/something) [us] v.
50	Idioms	(biriyle beraber birine/bir şeye) arka çıkmak	go to the mat (with somebody) (for somebody/something) [us] v.
51	Idioms	(biriyle beraber birine/bir şeye) destek olmak	go to the mat (with somebody) (for somebody/something) [us] v.
52	Idioms	(biriyle beraber biri/bir şey) için sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek	go to the mat (with somebody) (for somebody/something) [us] v.
53	Idioms	(biriyle beraber birine/bir şeye) tam destek vermek	go to the mat (with somebody) (for somebody/something) [us] v.
54	Idioms	(biriyle beraber birinin/bir şeyin) sonuna kadar arkasında durmak	go to the mat (with somebody) (for somebody/something) [us] v.
55	Idioms	bir süre boyunca/bir süredir biriyle beraber	with someone for some amount of time expr.
Speaking
56	Speaking	onlardan biriyle hiç beraber oldun mu?	have you ever been with one of them? expr.
Slang
57	Slang	biriyle beraber olmak	lay together [old-fashioned] v.