Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | romance n. | romantizm | ||
Romance will have a soothing effect on you. Romantizm, sizi yatıştırarak üzerinizde etkili olacak. More Sentences |
||||
General | ||||
General | romance n. | büyü | ||
The romance of the Bahamas attracts many tourists. Bahamalar'ın büyüsü çok sayıda turisti cezbetmektedir. More Sentences |
||||
General | romance n. | aşk | ||
Jim's and Jane's life together is full of romance. Jim ve Jane'in birlikte yaşadıkları hayat aşk dolu. More Sentences |
||||
General | romance n. | macera | ||
Today in literature class we are going read a Medieval romance. Bugün edebiyat dersinde bir Orta Çağ macerası okuyacağız. More Sentences |
||||
General | romance n. | aşk hikayesi | ||
The book tells a romance which you would never be able to see around you. Kitap çevrenizde asla göremeyeceğiniz bir aşk hikayesini anlatıyor. More Sentences |
||||
General | romance n. | aşk macerası | ||
Her romance with the football player was short-lived. Futbolcuyla olan aşk macerası kısa sürdü. More Sentences |
||||
General | romance n. | latince kökenli | ||
English is full of Romance words. İngilizce, Latince kökenli kelimelerle doludur. More Sentences |
||||
General | romance n. | romantik | ||
It's a Romance word. Romantik bir sözcük. More Sentences |
||||
General | romance v. | abartmak | ||
Apart from romancing the facts a little, I think the book provides useful information about life in general. Gerçekleri biraz abartmasının dışında, kitabın genel olarak yaşam hakkında faydalı bilgiler sağladığını düşünüyorum. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | romance n. | romans | ||
General | ||||
General | romance n. | kuyruklu yalan | ||
General | romance n. | martaval | ||
General | romance n. | romantiklik | ||
General | romance n. | cazibe | ||
General | romance n. | düşsel nitelik | ||
General | romance n. | aşk üstüne kurulmuş ilişki | ||
General | romance n. | latince kökenli diller | ||
General | romance n. | çekicilik | ||
General | romance n. | aşk ve macera dolu hikaye | ||
General | romance n. | masal | ||
General | romance n. | serüven | ||
General | romance n. | koşuk | ||
General | romance n. | latin dil ailesinden diller | ||
General | romance n. | kahramanlık hikayesi | ||
General | romance n. | aşk romanı | ||
General | romance n. | roman | ||
General | romance n. | düş | ||
General | romance n. | öykü | ||
General | romance n. | gönül ilişkisi | ||
General | romance n. | sevişme | ||
General | romance n. | flört | ||
General | romance n. | toz pembe dünya | ||
General | romance n. | toz pembe hayat | ||
General | romance n. | toz pembe koşullar | ||
General | romance v. | ballandırmak | ||
General | romance v. | palavra atmak | ||
General | romance v. | aşk hikayesi anlatmak | ||
General | romance v. | uydurmak | ||
General | romance v. | romantik ilişki içinde olmak | ||
General | romance v. | romantizm yaşamak | ||
General | romance v. | sevişmek | ||
General | romance v. | aşk ilişkisi yaşamak | ||
General | romance v. | gönül ilişkisi yaşamak | ||
General | romance adj. | romantizme ait | ||
General | romance adj. | romantizm ile ilgili | ||
General | romance adj. | romantizme özgü | ||
General | romance adj. | romantik kimseye ait | ||
General | romance adj. | romantik romantik kimseye özgü | ||
Literature | ||||
Literature | romance n. | romantik niteliklere veya özellikleri olan düzyazı | ||
Literature | romance v. | abartılı veya romantik hikayeler kurgulamak | ||
Linguistics | ||||
Linguistics | romance adj. | romen dillerine ait | ||
Linguistics | romance adj. | romen dilleri ile ilgili | ||
Linguistics | romance adj. | romen dillerini oluşturan | ||
History | ||||
History | romance adj. | ortaçağ'da roma imparatorluğu'nun halefi olan ülkelere ait veya ilgili | ||
Music | ||||
Music | romance n. | romans duygulu ve dokunaklı şiirden esinli parça | ||
Music | romance n. | müzikle eşliğinde okunan kısa lirik hikaye | ||
Music | romance n. | halk türküsü tarzında parça |