artıran - Turco Inglés Diccionario
Historia

artıran



Significados de "artıran" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
artıran accelerant adj.
artıran augmentative adj.
artıran ascensive adj.
artıran escalatory adj.

Significados de "artıran" con otros términos en diccionario inglés turco: 98 resultado(s)

Turco Inglés
General
en fazla artıran highest bidder n.
performansı artıran performance booster n.
briç oyununda ortağının bahsini artıran eş oyuncu raiser n.
artıran kimse redoubler n.
artıran şey hightener n.
(değeri artıran) iyileştirme improvement n.
irin artıran madde digestive [obsolete] n.
sesi artıran polyacoustic n.
nesnelerin görünürlüğünü artıran dikkat çekici bant conspicuity tape n.
risk artıran risk-increasing adj.
performansı artıran performance enhancing/enhancer adj.
değerini artıran enriching adj.
iştahı artıran esurine [obsolete] adj.
takıntıyı artıran obsessive adj.
saplantıyı artıran obsessive adj.
belirli bir kıyafetin etkisini artıran costume adj.
atımı artıran pulsific adj.
salya artıran slobbery adj.
Colloquial
motivasyonu artıran unsur pepper-upper n.
isteği artıran unsur pepper-upper n.
Idioms
acısını/derdini bir kat daha artıran (söz/davranış vb) a turn of the screw expr.
Trade/Economic
fiyat artıran bidder n.
sermayenin verimliliğini emeğinkinden daha yüksek oranda artıran teknik gelişme labor saving technological progress n.
sermayesini artıran veya azaltan bir işletmede eskilerinin yerine çıkartılan tahviller adjustment bond n.
son artıran last increaser n.
üretim girdilerinin etkisini artıran teknolojik değişiklik/gelişme disembodied technological progress n.
üretim girdilerinin etkisini artıran teknolojik değişiklik/gelişme disembodied technological change n.
tüketicinin üretim ve çalışma talebini artıran ekonomik politika ile ilgili demand-side adj.
Law
intihar riskini artıran eşyadan arındırılmış gözetim hücresi ligature-free suicide watch cell n.
Computer
artıran yapay değişken slack variable n.
yazma hızını artıran bir klavye düzeni dvorak keyboard n.
Mechanic
hızı ikiye bir oranında düşüren veya artıran bir dişliye ait two-to-one adj.
hızı ikiye bir oranında düşüren veya artıran bir dişliyle ilgili two-to-one adj.
Architecture
direnci artıran çıkıntıları olmayan unribbed adj.
Dyeing
düz kasları uyaran ve sindirim salgılarını artıran indigoa ilacından elde edilen parlak mavi boyarmadde cerulein n.
Automotive
iticinin kaldırma yüksekliğini artıran külbütör manivelası high lift rocker arms n.
Marine
konteynırlara sığmayacak büyüklükteki askeri araçları nakletmek için geçici güverte görevi görerek konteynır gemilerinin çevikliklerini artıran bir yapı container ship cargo stowage adapter n.
Medical
kalp hızını artıran ilaç vb. madde cardioaccelerator n.
bağışıklık sistemi cevabını artıran bir madde interleukin n.
bağışıklık sistemi cevabını artıran bir madde interferon n.
dışkı miktarını artıran laksatif bulk-laxative n.
kandaki hemoglobin miktarını artıran madde haematic n.
kandaki hemoglobin miktarını artıran madde haemic n.
gözbebeğini büzerek göz sıvısını artıran ve glokom hastalığı tedavisinde kullanılan göz damlası miotic eyedrop n.
kalp hastalığı riskini artıran olumsuz eylem coronary-prone behavior n.
kan pıhtısındaki ph değerini artıran alkalotic adj.
östrojeni artıran estrogenic adj.
terlemeyi hafifçe artıran diapnoic adj.
tükürük salgısını artıran sialogogue adj.
tükürüğü artıran sialogogue adj.
vücut ısısını artıran pyrectic adj.
Psychology
ortadan kaldırıldığında davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcı negative reinforcer n.
ortadan kaldırıldığında davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcı negative reinforcing stimulus n.
yanıt olasılığını artıran pekiştirici uyaran positive reinforcer n.
yanıt olasılığını artıran pekiştirici uyaran positive reinforcing stimulus n.
Physiology
süt üretimini artıran etken madde lactogen n.
kan trombositlerinde oluşan, kan damarlarını daraltan ve pıhtılaşmayı artıran bir bileşik thromboxane n.
Pathology
dolaşımdaki kan hacmini artıran bir kan hastalığı hypervolemia n.
Pharmaceutics
parkinson hastalığının tedavisinde levodopa ile beraber verilerek beynin levodopa kullanımını artıran ilaç carbidopa n.
enerjiyi artıran ve iştahı azaltan merkezi sinir sistemi uyarıcısı bir ilaç amphetamine n.
enerjiyi artıran ve iştahı azaltan merkezi sinir sistemi uyarıcısı bir ilaç speed n.
enerjiyi artıran ve iştahı azaltan merkezi sinir sistemi uyarıcısı bir ilaç upper n.
enerjiyi artıran ve iştahı azaltan merkezi sinir sistemi uyarıcısı bir ilaç pep pill n.
kanın oksijen taşıyıcılığını artıran madde blood booster n.
kandaki hemoglobin miktarını artıran ilaç hematinic n.
kan basıncını artıran ilaç hypertensive n.
kadınlarda doğurganlığı artıran bir ilaç clomid® n.
cinsel arzuyu artıran aphrodisiacal adj.
Optics
optik fiberler aracılığıyla aktarılan bir optik sinyalin gücünü artıran amplifikatör optical amplifier n.
Food Engineering
suyun besin değerini artıran katkılı bir içecek aquaceutical n.
suyun besin değerini artıran katkılı bir içecek functional water n.
Biology
hipotalamus tarafından üretilen ve ön hipofiz bezinin belirli bir hormonu salgılamasını artıran bir madde rf n.
mesajcı rna üretimini artıran bir gen operator gene n.
ekstraembriyonik zar sayısını artıran blastomerler parablast n.
Biochemistry
hücre direncini artıran vitamin bioflavinoid n.
antioksidan faaliyetini artıran madde synergist n.
Botanic
sürgün veya kök uzunluğunu artıran meristem apical meristem n.
Agriculture
ekinlerin aralarına azot seviyesini artıran bitkilerin ekilmesi yöntemi alley cropping n.
History
(ingiltere'de) 1832, 1867, 1884, 1885'te kabul edilen ve parlamentoda halkın temsilini artıran meclis yasaları reform acts n.
(ingiltere'de) 1832, 1867, 1884, 1885'te kabul edilen ve parlamentoda halkın temsilini artıran meclis yasaları reform bill [brit] n.
(ingiltere'de) 1832, 1867, 1884, 1885'te kabul edilen ve parlamentoda halkın temsilini artıran meclis yasaları reform act [brit] n.
Sport
sporcuların kaslarındaki karbonhidrat rezervini artıran, nişastalı besinlerden oluşan diyet carbo loading n.
sporcuların kaslarındaki karbonhidrat rezervini artıran, nişastalı besinlerden oluşan diyet carbohydrate loading n.
sporcuların kaslarındaki karbonhidrat rezervini artıran, nişastalı besinlerden oluşan diyet carbo-loading n.
Card
yalnızca eli iyi olduğunda bahsi artıran temkinli poker oyuncusu milker n.
Music
piyanoya bağlanan ve ses düzeyini artıran bir tür cihaz aeolian attachment n.
bir tuşun nota sesini beş kat artıran org düğmesi quint n.
Printery
parlaklık artıran luminescent n.
Slang
üzerindeki kabartma, tırtık dokularla partnerin hazzını artıran prezervatif french tickler n.
cinsel gücü artıran ilaç king kong pills n.
cinsel gücü artıran ilaç king kong specials n.
enerjiyi artıran ve iştahı azaltan merkezi sinir sistemi uyarıcısı bir ilaç pepper-upper n.
amil nitrat içeren ve burundan çekildiğinde mutluluğu artıran/cinsel zevki artıran kapsül veya ampul popper n.
mutluluğu ve cinsel zevki artıran kapsül uyuşturucu popper n.
amil nitrat içeren ve burundan çekildiğinde mutluluğu artıran/cinsel zevki artıran kapsül veya ampul popsie n.
mutluluğu ve cinsel zevki artıran kapsül uyuşturucu popsie n.
çok/alabildiğine anlamında olup bir fiili pekiştiren/şiddetini artıran söz brains out adv.
Modern Slang
adrenalini artıran/tetikleyen şey adrenalating n.