bir karar vermek - Turco Inglés Diccionario
Historia

bir karar vermek



Significados de "bir karar vermek" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir karar vermek reach a decision v.

Significados de "bir karar vermek" con otros términos en diccionario inglés turco: 59 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir kişinin belirli bir sosyal hizmet için uygun olup olmadığına karar vermek için fiziksel veya sosyal koşullarının incelenmesi needs test n.
dönülmeyecek bir karar vermek cross the rubicon v.
bir şeyin lehinde karar vermek decide in favor of something v.
bir şeyin aleyhinde karar vermek decide against something v.
bir şeyin işe yaramaz olduğuna karar vermek write something off v.
bir şeyi yapmaya karar vermek decide to take the plunge v.
bir şeyin lehinde karar vermek decide for something v.
yeni bir yön çizmeye karar vermek veer off in a new direction v.
anlık bir karar vermek make a snap decision v.
bir şeyi yapmaya karar vermek decide to do something v.
farklı bir karar vermek redetermine v.
(bir konuda) karar vermek determinate [obsolete] v.
geri dönülemez bir şekilde karar vermek seal v.
Phrasals
(bir şeye) göre karar vermek/yapmak come down v.
arasında bir karar vermek decide between two v.
bir şeyi yapmaya karar/söz vermek commit oneself on something v.
birinin/bir şeyin lehine karar vermek award something to someone or something v.
birinin/bir şeyin lehinde karar vermek award something to someone or something v.
(bir şeyi) yapmaya karar/söz vermek commit (someone or something) to (something) v.
birine/bir şeye karar vermek decide upon someone or something v.
birine/bir şeye karar vermek decide on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) aleyhinde karar vermek decide against (someone or something) v.
(bir şeyi) yapmamaya karar vermek decide against (something) v.
(iki kişi/şey) arasında bir karar vermek decide between (someone or something) v.
(biriyle başka biri) arasında bir karar vermek decide between (someone and someone else) v.
(birinin/bir şeyin) lehinde karar vermek decide for (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek decide for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) lehinde karar vermek decide in favor of (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek decide in favor of (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karar vermek decide on (someone or something) v.
(birinin) aleyhinde resmi bir karar vermek ring up v.
(birinin/bir şeyin) aleyhinde karar vermek find against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) suçlu olduğuna karar vermek find against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) aleyhine/aleyhinde karar vermek rule against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) lehine/lehinde karar vermek rule for (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek rule for (someone or something) v.
(bir şeyle) ilgili karar vermek settle upon (something) v.
Idioms
sonunda bir karar vermek come off the fence v.
sonunda bir karar vermek get off the fence v.
sonunda bir karar vermek climb off the fence v.
bir duruma göre karar vermek take it from there v.
bir şey yapıp sonrasında nasıl devam edeceğine karar vermek take it from here/there v.
bir şeyi yapmamaya karar vermek knock something on the head [uk] v.
bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek take it on yourself to do something v.
bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek take it upon yourself to do something v.
(bir şeye) karar vermek pull the trigger (on something) v.
(birini seçmeye/bir şey yapmaya) kura çekerek karar vermek cast/draw lots (for something/to do something) v.
(birini seçmeye/bir şey yapmaya) yazı tura atarak karar vermek cast/draw lots (for something/to do something) v.
(birine/bir şeye) inanmaya karar vermek give (someone or something) the benefit of the doubt v.
(bir şeyi) yapmamaya karar vermek give (something) a pass v.
(bir şeyi) almamaya/edinmemeye/kullanmamaya karar vermek give (something) a pass v.
(birinin/bir şeyin) lehine karar vermek rule in favor of (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek rule in favor of (someone or something) v.
birden bir şey yapmaya karar vermek take it into your head to do something v.
Trade/Economic
yasal açıdan bağlayıcı karar vermek üzere tarafsız kişilerden oluşan bir kurula götürme arbitration n.
Law
(bir dava hakkında) karar vermek dijudicate v.
Politics
belirli bir konuda tartışmak ve karar vermek üzere bir araya gelen halk grubu people's panel n.
başka bir devletin yaşanılan bölgeye egemen olmasıyla o devletin vatandaşlığına geçip geçmemeye karar vermek opt v.
Theatre
antik yunan ve roma tiyatrosunda nihai sonuca karar vermek üzere vinçle sahneye indirilen bir tanrı deus ex machina n.