bir süreliğine - Turco Inglés Diccionario
Historia

bir süreliğine



Significados de "bir süreliğine" en diccionario inglés turco : 7 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir süreliğine momentaneous adj.
bir süreliğine for some time now adv.
bir süreliğine for a while now adv.
bir süreliğine for awhile now adv.
Colloquial
bir süreliğine for a while expr.
bir süreliğine for quite a while expr.
bir süreliğine for a season expr.

Significados de "bir süreliğine" con otros términos en diccionario inglés turco: 119 resultado(s)

Turco Inglés
General
üniversiteye veya mahkemeye düzensiz olarak, bir süreliğine katılan kimse term-trotter [brit] n.
posta akışını geçici bir süreliğine durdurma mail embargo n.
geçici süreliğine bir yerde kalan kimse denizen n.
(hız trenlerinde) yolun yarısında bir süreliğine düzleşen tepe double-dip n.
bir süreliğine popüler olan şey fashion n.
kısa bir süreliğine bir yeri veya bir kişiyi görmeye gitmek visit v.
belirsiz bir süreliğine ertelemek postpone for an indefinite time v.
bir süreliğine devam eden hastalık self-limited adj.
belirli bir süreliğine var olan finite adj.
bir süreliğine olan finite adj.
kısa bir süreliğine briefly adv.
Phrasals
(birini) kısa bir süreliğine görmeye gidip çıkmak cruise by v.
kısa süreliğine (bir yerde) durmak run by (some place) v.
kısa süreliğine (bir yerde) durmak run by v.
kısa bir süreliğine (bir yerde) kalmak veya yaşamak camp out v.
bir süreliğine birini kızağa çekmek/işten el çektirmek suspend somebody (from something) v.
bir süreliğine geri dönmek pop back (for something) v.
hastalık nedeniyle işten bir süreliğine izin almak book off v.
(kısa süreliğine) bir yere sığınmak hunker down v.
(bir şeyi) kısa bir süreliğine düşünmek flirt with (something) v.
kuzeyde bir yere hızlıca veya kısa süreliğine seyahat etmek zip up v.
yüksekte bir yere hızlıca veya kısa süreliğine çıkmak zip up v.
bir oyuncuyu bir süreliğine oyundan almak rest in (someone) v.
(bir yere) kısa süreliğine girip çıkmak run into (some place) v.
bir süreliğine birinin evinde konaklamak lodge with v.
bir süreliğine durdurmak/bırakmak lay aside v.
bir süreliğine bir kenara bırakmak lay aside v.
(birinin bir şeyi) bir süreliğine almasına/kullanmasına izin vermek loan (something) out (to one) v.
(bir şeyden/yerden) bir süreliğine izin almak take off from (something or some place) v.
(bir yerden/şeyden) bir süreliğine uzak kalmak take off from (something or some place) v.
(birini) bir süreliğine (birinin) yanına yerleştirmek put (someone) up with (one) v.
(birini) bir süreliğine (birinin) yanına bırakmak put (someone) up with (one) v.
(birini) bir süreliğine (birinin) yanında kalması için bırakmak put (someone) up with (one) v.
birini bir süreliğine birinin yanına yerleştirmek put someone up with someone v.
birini bir süreliğine birinin yanına bırakmak put someone up with someone v.
birini bir süreliğine birinin yanında kalması için bırakmak put someone up with someone v.
(bir şeyi belli bir süreliğine/düzeyde) deneyimlemek see (some amount) of (something) v.
(bir şeyi belli bir süreliğine/düzeyde) incelemek see (some amount) of (something) v.
birini/bir şeyi belli bir süreliğine/düzeyde incelemek see something of someone or something v.
çocuğunu, evcil hayvanını bir süreliğine birine/bir yere bırakmak board out v.
(birini/bir hayvanı) geçici süreliğine bir yere göndermek board (someone or an animal) out v.
(birini/bir hayvanı) bir süreliğine pansiyona, bakım evine bırakmak board (someone or an animal) out v.
(birini geçici süreliğine bir şey) olarak atamak deputize (one) as (something) v.
(birini geçici süreliğine bir şey) olarak görevlendirmek deputize (one) as (something) v.
bir şeye bozulmaya, kırılmaya, eskimeye karşı (bir süreliğine) garanti vermek guarantee something against something (for something) v.
(bir şeye) bozulmaya, kırılmaya, eskimeye karşı (bir süreliğine) garanti vermek guarantee (something) against (something) for (some length of time) v.
(birini bir süreliğine bir şeyi/işi) yapamaz duruma getirmek incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
(birini bir süreliğine bir işi yapmak için) güçsüz kılmak incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
(birini bir süreliğine bir işi yapmaktan) aciz bırakmak incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
(birini bir süreliğine bir şeyi/işi) yapamaz hale getirmek incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
(birini bir süreliğine bir işi yapmak için) güçsüz düşürmek/bırakmak incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
(birinin bir şeyi) bir süreliğine almasına/kullanmasına izin vermek loan (something) to (one) [us] v.
'-in bir şeyi bir süreliğine almasına/kullanmasına izin vermek loan to v.
(birine/bir şeye) geçici bir süreliğine bakmak look after (someone or something) v.
(bir süreliğine) durmak stop for v.
(bir süreliğine) durmak stop for (something) v.
(bir süreliğine) değiştirmek swap for (something) v.
(bir süreliğine) değişmek trade for (something) v.
(bir süreliğine) değiş tokuş etmek trade for (something) v.
Colloquial
hokey veya lakros gibi oyunlarda kural ihlali yapan oyuncunun belli bir süreliğine gönderildiği alan sin bin n.
bireyin tüm elektronik cihazlardan bilerek bir süreliğine ayrı kalması digital detox n.
bir süreliğine işte/okulda olmamak be out for (something) v.
bir süreliğine izinli off of work adj.
Idioms
bir süreliğine birinin yerini almak/yerine bakmak keep somebody’s seat warm (for them) v.
(birine veya bir şeye) kısa süreliğine bakmak steal a look (at someone or something) v.
kısa süreliğine birinin yerine bir şeye/yere bakmak mind the shop v.
kısa süreliğine birinin yerine bir şeye/yere göz kulak olmak mind the shop v.
bir süreliğine biriyle aynı evi/kalacak yeri paylaşmak be shacked up with (someone) v.
şans eseri hayatında bir kez ve kısa süreliğine karşılaşmak be (like) ships that pass in the night v.
(bir süreliğine veya temelli) içkiyi bırakmak/kesmek be on the wagon v.
(bir süreliğine veya temelli) içkiyi bırakmak/kesmek go on the wagon v.
(bir şeyi) bir süreliğine bırakmak/durdurmak give (something) a rest v.
bir şeyi bir süreliğine bırakmak/durdurmak give something a rest v.
bir üniversiteye, okula bir süreliğine misafir olan in residence expr.
alandaki diğer kişilere katkı sağlamak için bir kurumda bir süreliğine misafir edilen in residence expr.
alanda bilgi paylaşımı yapabilmesi için bir süreliğine bir kurumda misafir edilen/ağırlanan in residence expr.
bir kurumda bir süreliğine misafir olarak bulunan in residence expr.
bildiklerini/tecrübesini paylaşmak ve çalışmak için bir süreliğine bir kurumda ikamet eden in residence expr.
bir süreliğine bir yerde ikamet eden ve çalışan in residence expr.
geçici bir süreliğine bir kurumun davetlisi olarak orada kalan ve çalışan in residence expr.
Speaking
bir süreliğine izin alsam çok iyi olacak it's for the best that i take some time off expr.
şehir dışına çık bir süreliğine get out of town for a while expr.
Trade/Economic
belirli bir süreliğine ödünç verilen para time money n.
belirli bir süreliğine ödünç verilebilecek para time money n.
bir görevi gerçekleştirmek amacıyla kısa süreliğine göreve getirilmiş yönetici bungee boss n.
mülkü belirli süreliğine sabit bir fiyata satma veya alma hakkını elde etmek option v.
mülkü belirli süreliğine sabit bir fiyata satma veya alma hakkı tanımak option v.
(bir süreliğine) vergiden muaf tax-deferred adj.
Law
belirli bir süreliğine mülk sahibi olan kimse termor n.
bir süreliğine halktan gizli tutulan iddianame sealed indictment n.
mülkü belirli süreliğine sabit bir fiyata satma veya alma hakkını tanıyan finansal araç option n.
bir süreliğine geçerli olan, belirli sayıdaki hisse senedini sabit fiyata satma veya alma hakkı option n.
Industry
sektör veya ekonomideki gerilemeden ötürü bir süreliğine yeni proje üretmeyen gayrimenkul geliştirme şirketi dino (developer in name only) abrev.
sektör veya ekonomideki gerilemeden ötürü bir süreliğine yeni proje üretmeyen gayrimenkul müteahhidi dino (developer in name only) abrev.
Tourism
bir gece veya kısa bir süreliğine kalmak isteyen misafire otelin uyguladığı tarife day rate n.
Aeronautic
belirli bir süreliğine uçağın kiralanması esasına dayalı charter time series charter n.
Marine
belirli bir süreliğine düzenli olarak seyahat edilmesi beklenen yön mean line of advance n.
Medical
kalbin debisini kısa süreliğine artırmak için implante edilen bir cihaz lvad (left ventricular assist device) n.
Psychology
psikedelik bir deneyimin kısa süreliğine tekrar etmesi flashback n.
Food Engineering
gıdaları ani şekilde değiştirici etkisi olan bir faktöre kısa süreliğine maruz bırakmayı içeren (besin işleme yöntemi) flash adj.
Agriculture
(tavuk, koyun gibi hayvanları) böceklenmelerini önlemek amacıyla kısa süreliğine sıvı bir kimyasala batırmak dip v.
Social Sciences
yaşlıya bakım verenin/ailesinin özel durumu nedeniyle yaşlının geçici bir süreliğine hemşire tarafından bakımının sağlanması respite care n.
Education
bir öğrenciyi sınavdan bir süreliğine muaf tutmak için verilen hastalık izni belgesi aegrotat n.
History
paris'i 1871'de kısa süreliğine yöneten devrimci sosyalist bir hükümet commune n.
Religious
resmi yetkisi bulunmaksızın belirli bir süreliğine cemaate papazlık yapan din adamı stated supply n.
Geography
belarus'ta yer alan ve bir süreliğine chabad hareketinin merkezi olan bir kasaba lubavitch n.
Football
takım oyuncularının bir sonraki oyuna dair talimatları almak üzere kısa süreliğine hücum hattının arkasında toplanması huddle n.
bir sonraki oyuna dair talimatları almak üzere kısa süreliğine hücum hattının arkasında toplanmak huddle v.
Theatre
edebi bir eserde üzerine bir süreliğine yoğunlaşılan düşünce veya obje hakkında izlenim yaratılacak sahne vignette n.
Abbreviation
(ingiliz mahkemelerinde) kararın değerlendirilmek üzere bir süreliğine ertelenmesi cav (curia advisari vult) n.
(ingiliz mahkemelerinde) kararın değerlendirilmek üzere bir süreliğine ertelenmesi cur. adv. vult (curia advisari vult) n.
hükümetin ihtiyaçlarını karşılamak üzere belirli bir süreliğine borçlandığı para cgbr (central government borrowing requirement) n.
Slang
bir süreliğine durdurulmak be on ice v.
geçici olarak/bir süreliğine yerleşmiş jungled up [old-fashioned] adj.
(bir süreliğine) darda in the hole for (something) expr.
(bir süreliğine) paraya sıkışık in the hole for (something) expr.
(bir süreliğine) maddi sıkıntıda in the hole for (something) expr.
(bir süreliğine) hücrede/hücreye in the hole for (something) expr.
Modern Slang
klavye başından kısa süreliğine/bir saniyeliğine ayrılmış afkfas (away from keyboard for a second) expr.