ders bir - Turco Inglés Diccionario
Historia

ders bir



Significados de "ders bir" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
Colloquial
ders bir lesson one expr.

Significados de "ders bir" con otros términos en diccionario inglés turco: 72 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir ders vermek amacıyla kaleme alınmış kısa hikaye exemplum n.
ders (okul/lise veya üniversitede belirli bir bilim dalına ait) subject n.
bir dersin sonunda öğrendiğin ve seninle birlikte bu ders devam etmese bile gelecek şeyler take-home lessons n.
bir hikayeden çıkarılan ders takeaway n.
bir hikayeden çıkarılan ders take-away n.
bire bir ders one-to-one lesson n.
öğrencinin sınıftaki ders anlatımının küçük bir kısmının videoya çekilmesi ve sonrasında değerlendirilmesi şeklindeki uygulamalı öğretim yöntemi microteaching n.
bir öğretmen veya profesyonel danışman tarafından öğrencilere ders seçme, mesleğe hazırlanma, ileri eğitim ve kişisel sorunlar konusunda verilen tavsiye guidance n.
düşünmesini gerektirmeyecek bir şekilde ders vermek spoonfeed v.
(okul çalışması/ders aktivitesi için) birisiyle ikili bir grup oluşturmak buddy up v.
ders vermeyen bir şekilde uninstructively adv.
ders vermeyen bir şekilde uninformatively adv.
Phrasals
(bir şeyden) ders almak grow from (something) v.
(birinden/bir şeyden) ders almak/çıkarmak learn from (someone or something) v.
(bir şeyden) ders almak/çıkarmak profit by (something) v.
(bir şeyden) ders almak/çıkarmak profit from (something) v.
Proverb
yaptığın hata/yanlıştan ders alarak bir daha tekrar etmezsin a fall into a ditch makes you wiser
Colloquial
acı bir ders a painful lesson n.
iyi bir ders an object lesson n.
rahatsızlık veren öğrencilerin normal sınıflarına dönene kadar ders yaptıkları, okuldan ayrı bir yerde bulunan özel birim sin bin [uk] n.
acı bir ders vermek teach a painful lesson v.
iyi bir ders vermek teach a painful lesson v.
bu sana bir ders/hatırlatma olsun it (only/just) goes to show (you) expr.
bu (birine bir şey yapması/yapmaması) için ders olsun/olacak that'll teach (one) ((not) to do something) expr.
Idioms
iyi bir ders (vermek) a short sharp shock n.
kolay bir seçmeli ders underwater basket weaving n.
tırı vırı bir seçmeli (ders) underwater basket weaving n.
bir olay sonrasında edinilen bilgi/alınan ders twenty-twenty hindsight n.
(bir konuda) hızlandırılmış kurs/ders crash course (in something) n.
(bir konuda) hızlandırılmış/yoğun ders programı crash course (in something) n.
birine bir ders vermek teach a lesson to somebody v.
birine bir ders vermek teach somebody a lesson v.
bir ders almak/çıkarmak learn a lesson v.
birine bir ders vermek teach someone a lesson v.
iyi bir ders almak be taught a lesson v.
(özellikle bir ders veya sınavda) dakikaları saymak watch the clock v.
(özellikle bir ders veya sınavda) saatleri saymak watch the clock v.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) ders vermek could teach (someone) a thing or two (about someone or something) v.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) ders vermek could tell (someone) a thing or two (about someone or something) v.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) ders vermek tell (someone) a thing or two (about someone or something) v.
(birine yaptığı bir hatayla ilgili) ders/öğüt vermek call (one) to task v.
birine bir ders vermek could tell someone a thing or two v.
birine bir ders vermek could teach someone a thing or two v.
bir ders vermek tell a thing or two v.
acı bir ders vermek teach a painful lesson v.
bu sana bir ders/hatırlatma olsun it just goes to show you something expr.
bir olay sonrasında edinilen bilgi/alınan ders ile with twenty-twenty hindsight expr.
Speaking
bir şeyden ders çıkarmak take a lesson from something v.
ufak bir ders almaları gerek they need a little lesson expr.
Education
belli bir konuda ömür boyu ders verme/öğretme yetkisi/hakkı venia legendi n.
bir öğrenciyle bir öğretmenin ilgilendiği ders sistemi tutorial system n.
bölümü dışında ve aktif katılmadığı bir ders alan öğrenci auditor [australia/us/canada] n.
üniversite geçici bir süre veya kısa bir dönem ders veren öğretmen lecturer n.
alanında uzman bir kişinin yetenekli öğrencilere halka açık olarak veya televizyondan verdiği özel ders masterclass n.
(oxford üniversitesi'nde) onur derecesi veren bir ders honour school n.
belirli bir hukuk alanı hakkında temel bilgi içeren ders kitabı hornbook n.
modüllü programdaki bir ders dönemi mod n.
temel seviye sınavına hazırlık yapan bir ders o level n.
bir grup öğrencinin ders çalışmak için öğretmen gözetiminde bir araya geldiği zaman dilimi class n.
belirli bir alandaki bir grup akademik ders cluster n.
bir konuyla ilgili ders dizisi course of lectures n.
öğrencilerin evde okumaları tamamlamasını ve ders saati boyunca canlı problem çözme üzerinde çalışmasını sağlayarak öğrenci katılımını ve öğrenmesini artırmayı amaçlayan bir öğretim stratejisi flipped classroom n.
yüksek lisansta ek olarak alınan bir dizi ders cognate n.
1859 yılında peter cooper'ın sanat ve bilim alanında ücretsiz ders vermek amacıyla kurduğu bir üniversite cooper union n.
1859 yılında peter cooper tarafından sanat ve bilim alanında ücretsiz ders vermek amacıyla kurulan bir üniversite cooper union for the advancement of science and art n.
bir diğeriyle aynı anda alınması gereken ders corequisite n.
(bir başka ders için) önkoşul dersi prerequisite n.
(akademik ders kredisi hesabında) haftada bir saat semester hour n.
her öğrenciyle bir öğretmenin ilgilendiği ders sistemine ait tutorial adj.
Slang
okuldaki kolay bir ders gut class n.
okuldaki kolay bir ders gut course n.
(birine) bir ders vermek drop some knowledge on (one) v.