class - Turco Inglés Diccionario
Historia

class

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "class" en diccionario turco inglés : 76 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
class n. ders
class n. sınıf
General
class n. biyolojide takımlardan oluşan birlik
class n. grup
class n. çeşit
class n. kurs
class n. ders okutulan yer
class n. mevki
class n. kast
class n. takım
class n. kur
class n. dershane
class n. cins
class n. kalite
class n. üstünlük
class n. mükemmellik
class n. zümre
class n. tür
class n. derslik
class n. bölüm
class n. tabaka
class n. sınıf
class n. kategori
class n. klas
class n. öbek
class n. meziyet
class n. yetenek
class n. atılganlık
class n. şevk
class n. cinsiyet
class n. davacılar
class n. şikayetçiler
class v. birşeyi belirli bir grubun içinde saymak
class v. sınıflamak
class v. kategorilere ayırmak
class v. ayırmak
class v. saymak
class v. sınıflandırmak
class adj. sınıfsal
Colloquial
class n. lüks moda
class n. zarafet
class n. şıklık
class adj. birinci sınıf
class adj. yüksek sınıf
class adj. kaliteli
Law
class n. (sayısı vasiyetçi ölene dek belli olmayan) varis grubu
Computer
class n. nesne yönelimli programlamada bir veri türü
Telecom
class n. özel arama hizmetleri
class n. (yerel santral taşıyıcısı tarafından sunulan) ağ temelli hizmetler grubu
class n. bölgesel arama merkezi
class n. bölümsel arama merkezi
class n. birincil arama merkezi
class n. eş zamanlı arama merkezi
class n. (alt seviye switching ofis olan) yerel merkezi ofis
Automotive
class n. sınıf
Food Engineering
class n. sınıf
Math
class n. ortak özelliğe sahip üyelerden oluşan grubun toplanması
class n. rastgele değişkene ait ayrık veya sürekli değer grubu
Geometry
class n. (üzerinden eğride olmayan herhangi bir noktaya gidilen) tanjant sayısına eşit geometrik eğri özelliği
Statistics
class n. sınıf
class n. frekans dağılımı aralığı
Education
class n. (aynı yıl mezun olan) mezunlar grubu
class n. (aynı yıl mezun olan) öğrenci grubu
class n. … yılı mezunları
class n. etüt
class n. bir grup öğrencinin ders çalışmak için öğretmen gözetiminde bir araya geldiği zaman dilimi
Linguistics
class n. sınıf
Religious
class n. yaklaşık 12 üyeden oluşan kilise grubu
class n. (hindu toplumundaki brahman, kshatriya, vaişya ve shudra arasındaki) dört sosyal sınıftan biri
class n. dört hindu kastından her biri
Military
class n. (aynı yılda doğan kişilerin oluşturduğu) askeri birlik
class n. (aynı yılda doğan) askerliğe çağrılan kişiler
Sport
class n. lig sınıfı
Wagering
class n. (at yarışında) olağanüstü hız
class n. olağanüstü hızlı at
class n. (at yarışında) grup

Significados de "class" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
class president n. sınıf başkanı
General
class struggle n. sınıf mücadelesi
class field theory n. sınıflandırılmış alan teorisi
class of beings n. alem
economy class n. ekonomi sınıfı
cabin class n. kabin sınıfı
class structure n. sınıf yapısı
world class n. birinci sınıf
class allegiance n. sınıf ittifakı
propertied class n. varlıklı sınıf
second class n. başaltı
class interval n. sınıf aralığı
lower class n. aşağı tabaka
service class n. hizmet sınıfı
class prefect n. sınıf başkanı
social class n. sosyal sınıf
working class n. işçi sınıfı
second class n. kalitesiz ürün veya hizmet
class conflict n. sınıf çatışması
upper class n. sosyoekonomik üstünlüğü olan sınıf
protection class n. koruma sınıfı
the class struggle n. sınıf mücadelesi
propertied class n. mülk sahibi sınıf
banner class n. birinci sınıf
lower class n. alt tabaka
cabin class n. ikinci sınıf
the class war n. sınıf mücadelesi
working class n. proleterya
working class n. çalışan sınıf
low class n. alt sınıf
class struggle n. sınıf çatışması
lower class n. alt sınıflar
age class distribution n. yaş sınıfı dağılımı
middle class n. orta tabaka halk
first class bank n. birinci sınıf banka
working class n. emekçi sınıf
economy class n. ekonomik mevki
middle class women n. orta sınıf kadınlar
class conflict n. sınıf mücadelesi
year class n. yıllık
class teacher n. sınıf öğretmeni
first class mail n. birinci sınıf posta
class consciousness n. sınıf şuuru
repeater of a class n. çifte dikiş
class consciousness n. sınıf bilinci
social economic class n. sosyo ekonomik sınıf
upper class n. zenginler sınıfı
leisure class n. aylak sınıf
working class n. emekçi sınıfı
second class n. ikinci sınıf
repeating a class n. çifte dikiş
luxury class n. lüks mevki
second class n. ikinci derece
ruling class n. yönetici sınıf
middle class men n. orta sınıf erkekleri
third class n. üçüncü sınıf
class inclusion n. sınıfa dahil etme
social class n. toplumsal sınıf
first class n. taşıtta birinci mevki
world class n. birinci kalite
year class n. yıl sınıfı
word class n. kelime sınıfı
the highest class (of society) n. toplumun kalbur üstü tabakası
first class n. birinci sınıf
preparatory class n. hazırlık sınıfı
middle class n. orta sınıf
class size n. sınıf mevcudu
lower class n. alt klas
lower class n. aşağı sınıf
prep class n. hazırlık sınıfı
efficient class environment n. etkin sınıf ortamı
lowest class n. en alt sınıf
top of the class n. sınıf birincisi
class war n. sınıf savaşı
nursery class n. ana sınıfı
evening class n. akşam sınıfı
active class environment n. etkin sınıf ortamı
class act n. çok kaliteli/etkileyici kimse
age class distribution n. yaş sınıfı dağılışı
class limits n. sınıf sınırları
class a operation n. a sınıfı işletme
class probability n. sınıf olasılığı
danger class n. tehlike sınıfı
first class fish restaurant n. birinci sınıf balık restoranı
upper class n. kaymak tabaka
producing class n. üreten sınıf
first-class service n. birinci sınıf hizmet
low-class cabaret n. baloz
the educated-cultivated class n. havas
upper-middle class n. üst orta sınıf
tourist class n. turist sınıfı
first class ticket n. birinci mevki bileti
first class n. birinci mevki
class fellow n. okul arkadaşı
class fellow n. sınıf arkadaşı
class interval n. sınıf arası
class interval n. sınıf fasılası
class mate n. sınıf arkadaşı
third class mail n. üçüncü sınıf posta
first class n. birinci kalite
the oppressed class n. ezilen sınıf
class level n. sınıf seviyesi
class level n. sınıf düzeyi
the best in its class n. sınıfının en iyisi
the best in its class n. sınıfında en iyi
world class skill n. dünya çapında yetenek
british upper class n. ingiliz sosyetesi
top-class clients n. üst sınıf müşteriler
second class mail n. ikinci sınıf posta
class picnic n. sınıf pikniği
computer class n. bilgisayar sınıfı/dersi
third class n. 3. sınıf
same class n. aynı sınıf
hierarchies of class and gender n. sınıf ve cinsiyet hiyerarşileri
three-hour class n. üç saatlik ders
class reunion n. (o sınıfın) mezunlar toplantısı
class reunion n. (o sınıfın) mezunlar günü
class distinction n. sınıf farkı
business class n. ticari sınıf
tourist class n. turistik mevki
middle-class hotel n. orta sınıf otel
accounting class n. muhasebe dersi
literature class n. edebiyat dersi
no teacher in class n. boş ders
idle class n. boş ders
upper class limit n. üst sınıf limiti
painting class n. resim dersi
first class n. 1.sınıf
1st class n. 1.sınıf
second class n. 2.sınıf
2nd class n. 2.sınıf
3rd class n. 3.sınıf
third class n. 3.sınıf
sanitary class n. hijyen sınıfı
leisure class n. rahat sınıf
standard class n. standart sınıf
german class n. almanca dersi
judo class n. judo dersi
class b fires n. b sınıfı yangınlar
class survey n. sınıf anketi
keyboard class n. klavye dersi
class rules n. sınıf kuralları
compulsory class n. zorunlu ders
latent class analysis n. örtük sınıf analizi
chattering class n. siyaset ve güncel olaylar üzerine medyada konuşan zengin ve eğitimli tabaka
federal supply class management n. federal ikmal sınıflaması ile sağlanan malzeme yönetimi
first-class car n. birinci sınıf araç
second class n. ikinci mevki yer
second class n. ikinci kalite yer
second class n. ikinci sınıf bir grubun üyesi
second class n. abonelere gönderilen gazeteler ve süreli yayınlardan oluşan bir abd veya kanada postası sınıfı
second class n. (amerika'da) izcilikte ikinci rütbe
fourth class n. (abd posta hizmetlerinde) bir libre veya üzeri posta grubu
fourth class n. dördüncü sınıf
fourth class n. dördüncü grup
fourth class n. (kanada'da) belirli bir ağırlığın üzerindeki posta grubu
fourth-class n. (abd posta hizmetlerinde) bir libre veya üzeri posta grubu
have a class v. ders yapmak
fail the class v. sınıfta kalmak
class with v. kıyaslamak
cut a class v. dersi asmak
attend a class v. derse girmek
show one's class v. klasını göstermek
class with v. karşılaştırmak
travel first class v. birinci mevkide seyahat etmek
pass the class v. sınıfı geçmek
come top of the class v. sınıf birincisi olmak
be top of the class v. sınıf birincisi olmak
disrupt the class v. dersi kaynatmak
send off a student out of the classroom/class v. öğrenciyi sınıftan atmak
send off a student out of the classroom/class v. öğrenciyi dersten atmak
receive first-class education v. iyi eğitim almak
go first class v. birinci mevkide gitmek
fall behind in the class v. derslerden geri kalmak
cannot pass the class v. sınıfı geçememek
cannot pass the class v. okulu geçememek
take the class v. derse girmek
attend a/the class v. derse girmek
attend a/the class v. dersi almak
take the class v. dersi almak
be treated like a second-class citizen v. ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek
get tough with the class v. (öğrencilere/sınıfa karşı) sert olmak
get tough with the class v. (öğrencilere/sınıfa) sert davranmak
have all the makings of a first-class scandal v. tam anlamıyla birinci sınıf bir skandal olmak
come to class late v. sınıfa/derse geç gelmek
be late to class v. derse geç kalmak
change class v. sınıf değiştirmek
skip class v. okuldan kaçmak
enter class on time v. derse zamanında girmek
throw someone out of the class v. birini sınıftan atmak
miss the class v. dersi kaçırmak
be late for class v. derse geç kalmak
make noise in the class v. sınıfta gürültü yapmak
make noise in the class v. derste gürültü yapmak
come to class on time v. derse zamanında gelmek
be late for class v. derse geç girmek
get into class late v. derse geç girmek
attend the class on-time v. derse zamanında gelmek
take a class v. (okulda vb) ders almak
cut class and go to the mall v. dersi ekip alışveriş merkezine gitmek
chew gum during class v. derste sakız çiğnemek
sleep in class v. derste uyuya kalmak
go to class v. derse gitmek
no class adj. bayağı
no class adj. adi
low class adj. adi
no class adj. aşağılık
high class adj. yüksek sınıf
middle class adj. orta direk
in a class of one's own adj. eşsiz
in a class of one's own adj. benzersiz
middle class adj. burjuva
low class adj. bayağı
best in its class adj. sınıfında en iyi
middle class adj. orta halli
best in class adj. sınıfın en iyisi
first-class adj. ekstra
first-class adj. pırlanta gibi
first-class adj. üstün
first-class adj. birinci sınıf
first-class adj. birinci mevkide
high-class adj. kaliteli
first-class adj. birinci mevki
first-class adj. birinci mevkie ait
first-class adj. mükemmel
first-class adj. çok iyi
middle-class adj. orta sınıftan
third-class adj. kalitesiz
middle-class adj. orta sınıfa özgü
middle-class adj. burjuva
one-class adj. tek sınıf
second-class adj. ikinci mevki
working-class adj. işçi sınıfına ait
world-class adj. birinci sınıf
top-class adj. birinci sınıf
falling into this class adj. bu sınıfa giren
top class adj. birinci sınıf
third-class adj. üçüncü sınıf
third-class adj. üçüncü sınıfa ait veya ilgili
pre-class adj. sınıf öncesi
high-class adj. üst sınıf
high-class adj. lüks
lower-class adj. alt seviyede olan
lower-class adj. düşük seviyeli
lower-class adj. türünün gerisinde olan
third-class adj. üçüncü sınıfa ait veya ilgili
first-class adj. en yüksek kalitede olan
first-class adj. türünün en iyisi olan
first-class adj. üst sınıf
first-class adj. üst kalite
first-class adj. üstün kalite
first-class adj. olağanüstü
first-class adj. muazzam
first-class adj. birinci ayar
first-class adj. birinci sınıf yolculuğa ait
first-class adj. birinci sınıf yolculuk ile ilgili
first-class adj. birinci sınıf konaklamaya ait
first-class adj. birinci sınıf konaklama ile ilgili
second-class adj. ikinci kalite olan
second-class adj. ikinci sınıf olan
second-class adj. en yüksek derecenin bir altı
second-class adj. değersiz
second-class adj. kalitesiz
second-class adj. derme çatma
second-class adj. bayağı
second-class adj. adi
second-class adj. tapon
second-class adj. (otel, ulaşım) düşük kaliteli ve ucuz
second-class adj. birinci sınıf postadan daha yavaş iletilen
second-class adj. (abd ve kanada'da posta) gazete gönderiminden oluşan
second-class adj. ikinci sınıf
second-class adj. ikinci derece
second-class adj. başaltı
second-class adj. bayağı
second-class adj. aşağı derecede
second-class adj. adi
second-class adj. değersiz
second-class adj. alelade
second-class adj. vasat
second-class adj. orta karar
second-class adj. orta dereceli
fourth class adj. dördüncü sınıfa ait
fourth class adj. dördüncü sınıf ile ilgili
fourth class adj. dördüncü sınıf olarak tahsis edilen
fourth class adj. dördüncü sınıf olarak belirlenen
fourth class adj. paket postası ile ilgili
fourth class adj. paket postasına ait
fourth-class adj. dördüncü sınıfa ait
fourth-class adj. dördüncü sınıf ile ilgili
fourth-class adj. en ucuz tarifeli (posta iletimi)
simply in a class of its own adv. sadece kendi türünde
third class adv. üçüncü sınıfta
third class adv. üçüncü mevkide
third-class adv. üçüncü sınıfa ait olarak
third-class adv. üçüncü sınıfta
third-class adv. üçüncü mevkide
second-class adv. ikinci sınıf vasıtayla
second-class adv. ikinci sınıf ulaşımla
second-class adv. ikinci sınıf vasıta ile
second-class adv. ikinci sınıf konaklamayla
fourth class adv. bir libre üzeri posta olarak
fourth class adv. bir librelik posta olarak
fourth-class adv. bir librelik posta olarak
fourth-class adv. bir libre üzeri posta olarak
in the same class with prep. aynı seviyede
Phrasals
class with v. aynı (sınıfa/gruba) koymak
class (someone or something) with (someone or something) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) sınıflamak
class (someone or something) with (someone or something) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) aynı kefeye koymak
class (someone or something) with (someone or something) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) aynı gruba koymak
class (someone or something) with (someone or something) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) beraber sınıflamak/gruplamak
class (among) v. sınıflandırmak
class (among) v. belirli bir gruba yerleştirmek
class (among) v. sınıflamak
class (among) v. gruplandırmak
Phrases
keep the class clean expr. sınıfı temiz tut
Colloquial
in the same class with n. aynı düzeyde
class clown n. sınıfın en komiği
cuddle class n. sıkış tepiş seyahat ederek yapılan uçak yolculuğu
cattle class n. sıkış tepiş seyahat ederek yapılan uçak yolculuğu
sardine class n. sıkış tepiş seyahat ederek yapılan uçak yolculuğu
economy class syndrome n. ekonomi sınıfı sendromu
economy class syndrome n. uzun süre hareketsiz yolculuk etmekten kaynaklı derin toplardamar pıhtılaşması
have certain problems in the class v. sınıf içinde bazı sorunlar yaşamak
class up v. sınıf atlatmak
class up v. sınıf atlamak
class up v. daha kaliteli bir hale getirmek
class up v. daha nitelikli bir hale getirmek
class up v. zarifleştirmek
class up v. tarz hale getirmek
class up v. durumunu iyileştirmek
class is dismissed expr. ders bitti
Idioms
class warfare n. sınıf savaşımı
class warfare n. sınıf çatışması
a second-class citizen n. ikinci sınıf vatandaş
a class act n. çok kaliteli/etkileyici kimse
a class act n. üstün kimse
a class act n. başarılı kimse
a class act n. sivrilen kimse
a class act n. havalı kimse
a class act n. üstün yetenekli kimse
a class act n. üstün nitelikli kimse
class act n. kaliteli davranış/hareket
class act n. kalite
class act n. başarılı davranış/hareket
class clown n. sınıfın yaramazı
class clown n. sınıfın haylazı
class clown n. sınıfın soytarısı
be not in the same class v. aynı seviyede/düzeyde olmamak
not be in the same class v. (biri) kadar iyi olmamak
not be in the same class v. (biriyle) aynı seviyede/düzeyde/kulvarda olmamak
not be in the same class v. (biriyle) aynı kalitede/sınıfta olmamak
not be in the same class v. (biriyle) aynı kalitede/sınıfta görülmemek
not be in the same class v. (biriyle) aynı seviyede/düzeyde/kulvarda görülmemek
not be in the same class v. (biriyle) bir tutulamamak/görülememek
not be in the same class v. (birinin) dengi olmamak
not be in the same class v. (birinden) daha alt seviyede/düzeyde/sınıfta olmak
not be in the same class v. (birine göre) daha kötü kalitede olmak
not be in the same class v. (birinden) daha aşağı kulvarda olmak
be not in the same class v. aynı sınıfta/düzeyde olmamak
be not in the same class v. eş değerde olmamak
be not in the same class v. bir olmamak
be not in the same class v. dengi olmamak
have a touch of class v. az biraz havalı görünmek
have a touch of class v. zarif görünmek
have a touch of class v. klas görünmek
have a touch of class v. zevk sahibi görünmek
not be in the same class v. aynı sınıfta/düzeyde olmamak
not be in the same class v. eş değerde olmamak
not be in the same class v. bir olmamak
not be in the same class v. dengi olmamak
class up the joint v. bir şeyi daha şık/zarif hale getirmek
cut class v. dersi asmak
cut class v. dersi kırmak
cut class v. okulu kırmak
cut class v. okulu asmak
fail half the class v. sınıfın yarısını bırakmak
fail half the class v. sınıfın yarısına zayıf not vermek
have a touch of class v. havalı görünmek
have a touch of class v. zarif/klas görünmek
have a touch of class v. zevk sahibi görünmek
be in a class of one's own v. diğerlerinden/benzerlerinden üstün olmak
be in a class of one's own v. eşsiz olmak
be in a class of one's own v. benzersiz olmak
be in a class of its own v. diğerlerinden/benzerlerinden üstün olmak
be in a class of its own v. eşsiz olmak
be in a class of its own v. benzersiz olmak
have a touch of class v. zarif görünmek
have a touch of class v. klas görünmek
have a touch of class v. zevk sahibi görünmek
have a touch of class v. havalı görünmek
in a class by oneself adj. benzersiz
in a class by oneself adj. eşi benzeri bulunmaz
in a class by oneself adj. emsalsiz
in a class by itself expr. türünün en iyisi
in a class by (oneself) expr. türünün en iyisi
in a class by (oneself) expr. kendi sınıfında/kulvarında/alanında en iyi
in a class by (oneself) expr. alanında tek
in a class by (oneself) expr. eşsiz, benzersiz
in a class by (oneself) expr. diğerlerinden/benzerlerinden üstün
in a class of its own expr. türünün en iyisi
in a class of its own expr. kendi sınıfında/kulvarında/alanında en iyi
in a class of its own expr. alanında tek
in a class of its own expr. eşsiz, benzersiz
in a class of its own expr. diğerlerinden/benzerlerinden üstün
in a class of one's own expr. türünün en iyisi
in a class of one's own expr. kendi sınıfında/kulvarında/alanında en iyi
in a class of one's own expr. alanında tek
in a class of one's own expr. eşsiz, benzersiz
in a class of one's own expr. diğerlerinden/benzerlerinden üstün
Speaking
are you in the same class? expr. aynı sınıfta mısınız?
we are in the same class expr. aynı sınıftayız
we are not in the same class expr. Biz aynı sınıfta değiliz
I hate gym class expr. beden eğitimi dersinden nefret ediyorum
I hate gym class expr. beden dersinden nefret ediyorum
are you in the same class with me? expr. benimle aynı sınıfta mısınız?
my first class on monday is english expr. benim pazertesi günü birinci dersim ingilizcedir
this is our class expr. bu bizim sınıfımız
my first class on monday is english expr. benim pazertesi günü ilk dersim ingilizcedir
are you in the same class with me? expr. benimle aynı sınıfta mısın?
today I was late for class expr. bugün derse geç kaldım
just have a little class expr. biraz kaliteli ol
speak english in class expr. derste ingilizce konuşun
the class hasn't finished yet expr. ders henüz bitmedi
speak english in class expr. derste ingilizce konuş
don't be late for class expr. derse geç kalma
don't be late for class expr. derse geç kalmayınız
don't talk in class expr. derste konuşma
I'm sorry to interrupt your class expr. dersinizi böldüğüm için özür dilerim
don't come to class late expr. derse/sınıfa geç gelme
what was your favorite class? expr. en sevdiğin ders neydi?
what is your favorite class? expr. en sevdiğin ders ne?
what's your favorite class? expr. en sevdiğin ders ne?
what's your favorite class? expr. en sevdiğin ders hangisi?
what is your favorite class? expr. en sevdiğin ders hangisi?
the teacher is lecturing the class expr. öğretmen ders anlatıyor
the teacher is lecturing the class expr. öğretmen dersi anlatıyor
how many students are there in your class? expr. sınıfında kaç öğrenci var?
don't talk in class expr. sınıfta konuşma
one's favorite class expr. sevdiği ders
I have a class now expr. şimdi benim dersim var
you are in my class expr. sen benim sınıfımdasın
I'll see you in class tomorrow expr. yarın sınıfta görüşürüz
it was told it would be better for me to be in a class with my friends expr. arkadaşlarımla aynı sınıfta olmamın benim için daha iyi olacağı söylendi
the class ends early expr. ders erken bitiyor
Trade/Economic
a class of occupational safety specialist n. a sınıfı iş güvenliği uzmanı
class a preference share n. a tipi imtiyazlı hisse
shop class n. atölye dersi
prepaid first class mail n. bedeli önceden ödenmiş birinci sınıf posta
class rate n. beher risk oranı
first class n. birinci sınıf
1st-class mail n. birinci sınıf posta
first class brand n. birinci sınıf marka
first class mail n. birinci sınıf posta
working class n. çalışanlar sınıfı
working class n. çalışan kesim
c-class occupational safety specialist n. c sınıfı iş güvenliği uzmanı
fourth class mail n. dördüncü sınıf posta
accuracy class n. doğruluk sınıfı
world class production n. dünya standardında imalat
world class manufacturing n. dünya standardında imalat
world class production n. dünya standardında üretim
world class manufacturing n. dünya standardında üretim
commodity class n. emtia sınıfı
access class n. erişim sınıfı
economy class n. ekonomik mevki
class price n. en yüksek fiyat
industrial middle class n. endüstriyel orta sınıf
first class paper n. fevkalade teminatlı senet
two-class ordinary shares n. farklı temettü oranına sahip adi hisse senetleri
class of accounts n. hesap sınıfı
principal class of shares n. hisselerin esas çoğunluğu
second class n. ikinci mevki
secondary class n. ikinci sınıf
second class n. ikinci sınıf (kalite)
working class n. işçi sınıfı
second and third class papers n. ikinci ve üçüncü sınıf evrak
working class n. işçi kesimi
working class families n. işçi aileleri
second class mail n. ikinci sınıf posta
subordinated class n. ikincil sınıf
working class n. işçi sınıfı
second class n. ikinci sınıf
class for itself n. kendi için sınıf
class in itself n. kendiliğinden sınıf
world class production n. küresel standartta üretim
class of property plant and equipment n. maddi duran varlıklar grubu
class of property n. maddi duran varlıklar grubu
product class n. mal grubu
world class manufacturing n. küresel standartta üretim
class of securities n. menkul kıymetler sınıfı
first class paper n. olağanüstü teminatlı senet
middle-class n. orta sınıf
middle class n. orta tabaka
middle class n. orta sınıf
cash and equivalents asset class n. nakit para ve eşdeğeri varlık sınıfı
class of risk n. riziko sınıfı
fixed income asset class n. sabit gelirli varlık sınıfı
class tax n. sınıf vergisi
class based storage policy n. sınıflandırılmış depolama politikası
capital-owning class n. sermaye sınıfı