Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
durup durup
Significados de
"durup durup"
en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
durup durup
from time to time
adv.
2
General
durup durup
now and then
adv.
Significados de
"durup durup"
con otros términos en diccionario inglés turco: 124 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
asılı durup sallanma
dangling
n.
2
General
durup dinlenmeden orada burada gezinen kimse
rolling stone
n.
3
General
mağaza önünde durup içeriye müşteri çekmeye çalışan kimse
barker
n.
4
General
mağaza önünde durup içeriye müşteri çekmeye çalışan kimse
booster
n.
5
General
mağaza önünde durup içeriye müşteri çekmeye çalışan kimse
plugger
n.
6
General
mağaza önünde durup içeriye müşteri çekmeye çalışan kimse
promoter
n.
7
General
kaza yerinde durup olanlarını izleyen tipler
gawker
n.
8
General
yolda yürürüken durup inşaat çalışmalarını veya yıkım işlemlerini seyreden yaya
sidewalk superintendent
n.
9
General
durup dinlenmeden çalışmak
burn the candle at both ends
v.
10
General
asılı durup sallanmak
dangle
v.
11
General
durup durup bakmak
keep looking at someone every so often
v.
12
General
durup düşünmek
think twice
v.
13
General
durup düşünmek
contemplate again
v.
14
General
durup düşünmek
reconsider
v.
15
General
durup düşünmek
rethink
v.
16
General
durup düşünmek
consider again
v.
17
General
durup dinlenmeden konuşmak
talk away
v.
18
General
bir dakika durup düşünmesini sağlamak
give someone pause
v.
19
General
durup bir şeyi yapmak
stop to do something
v.
20
General
durup gitmemek
gib
v.
21
General
avlanma sırasında bir engelde durup atılmadan önce göz gezdirmek
crane
v.
22
General
durup yine işleyen
intermittent
adj.
23
General
asılı durup sallanan
underhung
adj.
24
General
durup dinlenmeden
without a break
adv.
25
General
durup dururken
for no reason
adv.
26
General
durup dinlenmeksizin
at a stretch
adv.
27
General
durup dinlenmeden
on and on
adv.
28
General
durup dururken
with no reason
adv.
29
General
durup dururken
without provocation
adv.
30
General
durup dururken
suddenly
adv.
31
General
durup dururken
unexpectedly
adv.
32
General
durup dururken
abruptly
adv.
33
General
durup dinlenmeden
at a stretch
adv.
34
General
asılı durup sallanarak
adangle
adv.
35
General
asılı durup sallanarak
dingle-dangle
adv.
36
General
durup dururken
sudden
adv.
Phrasals
37
Phrasals
bir durup bir kalkarak/dura kalka ilerlemek/gitmek
bump along
v.
38
Phrasals
bir durup bir kalkarak/dura kalka yol almak
bump along
v.
39
Phrasals
(bir şey üzerinde) durup dinlenmeden çalışmak
labor away (at something)
v.
40
Phrasals
(olan bir şeyi) öylece durup seyretmek
look on as (something happens)
v.
Phrases
41
Phrases
durup dururken
out of the blue
expr.
Proverb
42
Proverb
hiçbir şey durup dururken (durduk yere) olmaz
nothing comes of nothing
43
Proverb
fırsatlar ve zaman durup beklemez
time and tide wait for no one
44
Proverb
bazen aktif olmak istesen de durup beklemen gerekir
they also serve who only stand and wait
45
Proverb
durup beklemek de bir iştir
they also serve who only stand and wait
46
Proverb
bazen bir şey yapmak istesen de durup sabırla beklemen gerekir
they also serve who only stand and wait
Colloquial
47
Colloquial
durup düşünme
gut check
n.
48
Colloquial
durup gözden geçirme
gut check
n.
49
Colloquial
insanların belli bir süre bir manken gibi hareketsiz durup hareketli bir kamera vasıtasyla bu anların filme alındığı bir internet video virali
mannequin challenge
n.
50
Colloquial
durup dururken bir şey yapmak/söylemek
turn round and do something
v.
51
Colloquial
durup dururken bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something
v.
52
Colloquial
durup dururken
just like that
expr.
53
Colloquial
durup dinlenmeden
at a stretch
expr.
54
Colloquial
durup dururken
up and
expr.
55
Colloquial
herkes durup dinlesin!
stop the presses! hold everything!
expr.
56
Colloquial
bir durup düşünelim
hold the phone
exclam.
Idioms
57
Idioms
sahnenin gerisinde durup diğer oyuncuları sırtları seyirciye dönük olmaya zorlayan oyuncu
back-cloth star
n.
58
Idioms
fon önünde durup dikkatleri üzerine çeken oyuncu
back-cloth star
n.
59
Idioms
durup dinlenme/düşünme
breathing spell
n.
60
Idioms
durup dinlenmeden/bıkıp usanmadan çalışmak
burn both ends of the candle
v.
61
Idioms
durup hayatın akışını seyretmek
watch the world go by
v.
62
Idioms
durup insanların geliş gidişlerini/ne yaptıklarını seyretmek
watch the world go by
v.
63
Idioms
durup hayatın akışını izlemek
watch the world go by
v.
64
Idioms
durup insanların geliş gidişlerini/ne yaptıklarını izlemek
watch the world go by
v.
65
Idioms
bir an için durup derinlemesine düşünmek
turn down a glass
v.
66
Idioms
bir an durup düşünmek
step back
v.
67
Idioms
bir an durup düşünmek
take a step back
v.
68
Idioms
durup düşünmesine neden olmak
give pause to somebody
v.
69
Idioms
durup düşünmesine neden olmak
give someone pause for thought
v.
70
Idioms
durup düşünüp yapmamaya karar vermek
think better of
v.
71
Idioms
durup düşünmesine neden olmak
give somebody pause
v.
72
Idioms
durup dinlenmeden çalışmak
keep one's nose to the grindstone
v.
73
Idioms
karar vermeden durup düşünmek
leave one's options open
v.
74
Idioms
karar vermeden durup düşünmek
keep one's options open
v.
75
Idioms
sağlam durup gereken her şeyi yapmak
stand and deliver
v.
76
Idioms
durup ters yöne doğru devam etmek
reverse (one's) field
v.
77
Idioms
durup geriye doğru gitmek
reverse (one's) field
v.
78
Idioms
durup dinlenmeden çalışmak
have one's nose to the grindstone
v.
79
Idioms
boş boş durup bir şeyi beklemek
loiter with intent [obsolete] [uk]
v.
80
Idioms
durup dururken dönmek/değişmek
turn on a sixpence [uk]
v.
81
Idioms
durup dinlenmeden çalışmak
burn one's candle at both ends
v.
82
Idioms
(bir araca durup benzin almadan) belli bir mesafe gidebilmek
get (some kind of) mileage out of (something)
v.
83
Idioms
(birinin) durup düşünmesine neden olmak
give (one) pause
v.
84
Idioms
(birinin) durup düşünmesine neden olmak
give (one) pause for thought
v.
85
Idioms
(birinin) durup düşünmesine neden olmak
give (somebody) pause for thought
v.
86
Idioms
(birinin) durup düşünmesine neden olmak
give (somebody) pause
v.
87
Idioms
bir dakika durup düşünmesini sağlamak
give pause
v.
88
Idioms
bir dakika durup düşünmesini sağlamak
give pause for thought
v.
89
Idioms
(birinin) bir dakika durup düşünmesini sağlamak
give (somebody) pause for thought
v.
90
Idioms
(birinin) bir dakika durup düşünmesini sağlamak
give (somebody) pause
v.
91
Idioms
(birinin) bir dakika durup düşünmesini sağlamak
give pause to (one)
v.
92
Idioms
birinin bir dakika durup düşünmesini sağlamak
give pause to someone
v.
93
Idioms
birinin bir dakika durup düşünmesini sağlamak
give pause to someone (for thought)
v.
94
Idioms
birinin bir dakika durup düşünmesini sağlamak
give someone pause (for thought)
v.
95
Idioms
durup dinlenmeden çalışmak
keep nose to the grindstone
v.
96
Idioms
anlık olarak durup düşünmek
miss a beat
v.
97
Idioms
(bir şeyi) durup bir daha düşünmemek
not give (something) a second thought
v.
98
Idioms
durup ters yöne doğru devam etmek
reverse field
v.
99
Idioms
durup geriye doğru gitmek
reverse field
v.
100
Idioms
hakkında durup düşünmek
think twice about
v.
101
Idioms
bir şey/bir şey yapmak hakkında durup düşünmek
think twice about something/about doing something
v.
102
Idioms
bir durup düşün
take a beat
expr.
103
Idioms
durup dururken
on a sixpence [uk]
expr.
104
Idioms
durup dururken
on a tickey [south africa]
expr.
105
Idioms
durup dinlenmeden çalışan
nose to the grindstone
expr.
Speaking
106
Speaking
insanlar durup dururken birbirlerinden ayrılmazlar
people don't just break up with each other out of nowhere
expr.
107
Speaking
şimdi durup dururken nereden çıktı bu?
what's this all about?
expr.
108
Speaking
şimdi durup dururken nereden çıktı bu?
what the hell is this now?
expr.
109
Speaking
şimdi durup dururken nereden çıktı bu?
where on earth did this come from now?
expr.
110
Speaking
şimdi durup dururken nereden çıktı bu?
what's the meaning of this now?
expr.
111
Speaking
(şimdi durup dururken) nereden
where on god's green earth?
expr.
112
Speaking
(şimdi durup dururken) nereden
where on earth?
expr.
Law
113
Law
mağaza önünde durup içeriye müşteri çekmeye çalışan kimse
barker
n.
Technical
114
Technical
bir arada durup şeklini koruma özelliği
eubstance
n.
115
Technical
asılı durup sallanan
underslung
adj.
Marine
116
Marine
dekompresyon sürecinin güvenle gerçekleşmesi için dalgıcın çeşitli derinliklerde durup dinlenme aşam
decompression tables
n.
Medical
117
Medical
karın bölgesinde durup testis torbasına inmeyen (testis)
undescended
adj.
Basketball
118
Basketball
top ile çember arasında durup hücumcuya topu aldırmamak için kapalı stens pozisyonunda bulunma
overplay
n.
Baseball
119
Baseball
vurucunun arkasında durup topu tutan oyuncu
backstop
n.
120
Baseball
vurucunun arkasında durup topu tutan oyuncu
catcher
n.
121
Baseball
vurucunun arkasında durup topu tutmak
backstop
v.
Music
122
Music
dansta bir ayak üstünde durup diğer ayağı ileri veya geri hareket ettirme
coupee
n.
Slang
123
Slang
bar önlerinde durup gelip geçen insanlara içeri almaya çalışan kimse
spruiker
n.
124
Slang
önde yürürken aniden durup arkadakini engelleyen kişi
walk blocker
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of durup durup
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy