duyarsız - Turco Inglés Diccionario
Historia

duyarsız



Significados de "duyarsız" en diccionario inglés turco : 30 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
duyarsız insensitive adj.
General
duyarsız apathetic adj.
duyarsız insusceptible adj.
duyarsız immune adj.
duyarsız insensible adj.
duyarsız thick skin adj.
duyarsız deaf adj.
duyarsız stolid adj.
duyarsız senseless adj.
duyarsız insentient adj.
duyarsız callous adj.
duyarsız nonsensitive adj.
duyarsız hard-hearted adj.
duyarsız randy adj.
duyarsız tone-deaf adj.
duyarsız unimpressible adj.
duyarsız unsensible adj.
duyarsız unsensitive adj.
duyarsız dense adj.
duyarsız immovable adj.
duyarsız immoveable adj.
duyarsız impressionless adj.
duyarsız color-blind adj.
duyarsız pugnacious adj.
duyarsız poker-faced adj.
duyarsız insensitively adv.
Idioms
duyarsız ain't fittin' to roll with a pig expr.
duyarsız ain't fittin' to roll with a pig expr.
Computer
duyarsız insensitive adj.
Archaic
duyarsız incapable adj.

Significados de "duyarsız" con otros términos en diccionario inglés turco: 46 resultado(s)

Turco Inglés
General
duyarsız kimse randy n.
duyarsız kimse insensible n.
duyarsız tavır poker face n.
duyarsız kalmak deaf to v.
duyarsız kalmak remain insensitive v.
duyarsız olmak be apathetic to v.
duyarsız olmak be indifferent to v.
duyarsız olmak be insensitive to v.
duyarsız olmak be unconcerned with v.
bazı hislere karşı duyarsız hale getirmek desensitize [us] v.
acımasızlık, adaletsizlik ve yozlaşmaya duyarsız hale getirmek desensitize [us] v.
bazı hislere karşı duyarsız hale getirmek desensitise [uk] v.
acımasızlık, adaletsizlik ve yozlaşmaya duyarsız hale getirmek desensitise [uk] v.
duyarsız kulaklı tone deaf adj.
-e duyarsız deaf to adj.
eleştiriye duyarsız tough-skinned adj.
dünyevi veya bedensel zevklere duyarsız mortified adj.
duyarsız bir biçimde insensitively adv.
Phrases
duyarsız olma, çevreci ol don’t be mean, go green expr.
Colloquial
koronavirüsü önlemlerini önemsemeyen duyarsız tip covidiot n.
benmerkezci, duyarsız ve bağlanmaktan korkan bekar erkek toxic bachelor n.
odun gibi duyarsız timber [scottish] adj.
(birinin) çevresine duyarsız in (one's) own (little) world expr.
çevresine duyarsız in one's own world expr.
Idioms
(birine/bir şeye) karşı duyarsız half-hearted about (someone or something) adj.
Trade/Economic
riske duyarsız risk neutral adj.
Technical
yapı duyarsız özellik structure-insensitive property n.
bağımsız bağlam duyarsız context-free adj.
protokola duyarsız protocol insensitive adj.
yapı duyarsız structure-insensitive adj.
Computer
duyarsız bölgeli denetim neutral zone control n.
bağlam duyarsız context-free adj.
bağlam-duyarsız context-free adj.
protokola duyarsız protocol insensitive expr.
Informatics
bağlam duyarsız context-free adj.
protokole duyarsız protocol insensitive adj.
Aeronautic
ivme duyarsız kayma derecesi acceleration insensitive drift rate n.
Printing
(fotoğraf malzemesini) ışınıma daha az duyarsız veya tamamen duyarsız hale getirmek desensitize [us] v.
(fotoğraf malzemesini) ışınıma daha az duyarsız veya tamamen duyarsız hale getirmek desensitise [uk] v.
Math
duyarsız indeks dummy index n.
duyarsız değişken dummy variable n.
Biology
(bireyi) belirli bir antijene karşı duyarsız hale getirmek desensitize [us] v.
(bireyi) belirli bir antijene karşı duyarsız hale getirmek desensitise [uk] v.
Linguistics
bağlam duyarsız context free adj.
Military
darbeye duyarsız yüksek güçlü patlayıcı insensitive high explosive n.
Slang
kendi menfaati için çevresindekilere duyarsız ve kaba davranan kimse dickish n.