Historia

deaf

Significados de "deaf" en diccionario turco inglés : 18 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	deaf adj.	sağır
General
2	General	deaf n.	işitme engelliler
3	General	deaf n.	işitme engelliler
4	General	deaf adj.	duyarsız
5	General	deaf adj.	ağır işiten
6	General	deaf adj.	dik başlı
7	General	deaf adj.	kulak asmayan
8	General	deaf adj.	sağır
9	General	deaf adj.	işitme engelli
10	General	deaf adj.	işitme engellilere ait veya ilişkin
11	General	deaf adj.	işitme engelliler topluluğuna ait veya ilişkin
12	General	deaf adj.	işitme engellilere ait veya ilişkin
13	General	deaf adj.	işitme engelliler topluluğuna ait veya ilişkin
Medical
14	Medical	deaf n.	sağır
Archaic
15	Archaic	deaf v.	sağır etmek
16	Archaic	deaf v.	sağırlaştırmak
17	Archaic	deaf v.	sağır etmek
18	Archaic	deaf v.	sağırlaştırmak

Significados de "deaf" con otros términos en diccionario inglés turco: 164 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	the deaf n.	sağırlar
2	General	deaf mute n.	sağır ve dilsiz kimse
3	General	deaf muteness n.	sağır ve dilsizlik
4	General	deaf person n.	sağır
5	General	telecommunications device for the deaf n.	duyma özürlüler için haberleşme cihazı
6	General	deaf mute n.	sağır dilsiz
7	General	deaf children n.	sağır çocuklar
8	General	deaf mute n.	ahraz
9	General	deaf mute n.	sağır ve dilsiz
10	General	blind-deaf children n.	kör ve sağır çocuklar
11	General	deaf-mute n.	sağır ve dilsiz kimse
12	General	tone-deaf n.	müzik kulağı olmayan
13	General	deaf and dumb language n.	sağır ve dilsizlere özgü dil
14	General	deaf as a doorpost n.	duvar gibi sağır
15	General	deaf-aid n.	işitme cihazı
16	General	deaf-aid n.	kulaklık
17	General	deaf and dumb person n.	sağır ve dilsiz kimse
18	General	the deaf-blind n.	hem sağır hem kör olanlar
19	General	deaf-muteness n.	doğuştan sağırlık ve dilsizlik
20	General	deaf-mutism n.	doğuştan sağırlık ve dilsizlik
21	General	turn a deaf ear to v.	işitmezlikten gelmek
22	General	make deaf v.	sağırlaştırmak
23	General	turn a deaf ear to v.	kulaklarını tıkamak
24	General	turn a deaf ear v.	kulak asmamak
25	General	grow deaf v.	sağırlaşmak
26	General	be deaf to something v.	kulak asmamak
27	General	turn a deaf ear v.	kulak ardı etmek
28	General	turn a deaf ear to v.	kulak asmamak
29	General	deaf to v.	duyarsız kalmak
30	General	turn a deaf ear v.	aldırmamak
31	General	leave someone deaf v.	sağır etmek
32	General	become deaf v.	sağır olmak
33	General	end up deaf v.	sağır olmak
34	General	make someone deaf v.	sağır etmek
35	General	be born deaf v.	sağır doğmak
36	General	go deaf v.	sağır olmak
37	General	fall on deaf ear v.	duymamazlıktan gelinmek
38	General	fall on deaf ear v.	yok sayılmak
39	General	leave someone deaf v.	(birisini) sağır bırakmak
40	General	turn a deaf ear to v.	arka plana atmak
41	General	be turned a deaf ear v.	göz ardı edilmek
42	General	be turned a deaf ear v.	gözardı edilmek
43	General	leave someone deaf v.	sağır bırakmak
44	General	fall on deaf ear v.	görmezlikten gelinmek
45	General	somewhat deaf adj.	duyma engelli
46	General	as deaf as a doorpost adj.	sağır
47	General	as deaf as a post adj.	duvar gibi sağır
48	General	deaf as a post adj.	duvar gibi sağır
49	General	deaf and dumb adj.	sağır ve dilsiz
50	General	profoundly deaf adj.	sağır
51	General	stone deaf adj.	sağır
52	General	tone deaf adj.	duyarsız kulaklı
53	General	as deaf as adj.	kadar sağır
54	General	deaf as a post adj.	tamamen sağır
55	General	deaf in one ear adj.	tek kulağı sağır
56	General	deaf-mute adj.	sağır ve dilsiz
57	General	deaf-mute adj.	sağır-dilsiz
58	General	deaf to adj.	-e duyarsız
59	General	deaf-and-dumb adj.	sağır ve dilsiz
60	General	deaf-and-dumb adj.	işitme engelli
61	General	stone-deaf adj.	duvar gibi sağır
62	General	tone-deaf adj.	ses perdesi farkını algılayamayan
63	General	stone-deaf adj.	duvar gibi
64	General	stone-deaf adj.	küp gibi sağır
65	General	deaf-mute adj.	sağır dilsiz
66	General	deaf and dumb adj.	sağır dilsiz
67	General	deaf from birth adj.	doğuştan sağır
68	General	born deaf adj.	doğuştan sağır
69	General	tone-deaf adj.	duyarsız
70	General	tone-deaf adj.	halden anlamayan
71	General	half-deaf adj.	iyi duyamayan
72	General	deaf [obsolete] adj.	boğuk (ses)
73	General	deaf [obsolete] adj.	mırıltılı (ses)
74	General	deaf [obsolete] adj.	homurtulu (ses)
75	General	deaf [dialect] [uk] adj.	meyve vermeyen
76	General	deaf [dialect] [uk] adj.	kısır
77	General	deaf without speech adj.	sesler çıkarabilen fakat konuşamayan
78	General	deaf-blind adj.	hem sağır hem kör olan
Proverb
79	Proverb	there's none so deaf as those who will not hear	hiç kimse duymak istemeyenler kadar sağır değildir
80	Proverb	there's none so deaf as those who will not hear	hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz
81	Proverb	there's none so deaf as those that will not hear	hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz
82	Proverb	there's none so deaf as those that will not hear	hiç kimse duymak istemeyenler kadar sağır değildir
Colloquial
83	Colloquial	deaf mute adj.	sağır dilsiz
84	Colloquial	(as) deaf as a post expr.	duvar gibi sağır
85	Colloquial	(as) deaf as a post expr.	hiç duymaz
86	Colloquial	(as) deaf as a post expr.	tamamıyla sağır
Idioms
87	Idioms	a dialogue of the deaf n.	karşıdakine kulak asmadan konuşma
88	Idioms	dialogue of the deaf n.	karşıdakine kulak asmadan konuşma
89	Idioms	a dialogue of the deaf n.	birbirini dinlemeden konuşma
90	Idioms	dialogue of the deaf n.	birbirini dinlemeden konuşma
91	Idioms	a dialogue of the deaf n.	üst üste konuşma
92	Idioms	dialogue of the deaf n.	üst üste konuşma
93	Idioms	a dialogue of the deaf n.	kendi söyleyip kendi dinleme
94	Idioms	dialogue of the deaf n.	kendi söyleyip kendi dinleme
95	Idioms	a dialogue of the deaf n.	karşısındakini dinlemeden konuşma
96	Idioms	dialogue of the deaf n.	karşısındakini dinlemeden konuşma
97	Idioms	fall on deaf ears v.	duyulmamak
98	Idioms	fall on deaf ears v.	dikkate alınmamak
99	Idioms	fall on deaf ears v.	dinlenmemek
100	Idioms	be as deaf as a post v.	duvar gibi sağır olmak
101	Idioms	be as deaf as a doornail v.	duvar gibi sağır olmak
102	Idioms	turn a deaf ear v.	duymamazlıktan gelmek
103	Idioms	turn a deaf ear v.	duymazdan gelmek
104	Idioms	be as deaf as a doorknob v.	duvar gibi sağır olmak
105	Idioms	fall on deaf ears v.	duymazdan gelinmek
106	Idioms	turn a deaf ear to v.	kulak asmamak
107	Idioms	turn a deaf ear to v.	kulak tıkamak
108	Idioms	fall on deaf ears v.	kulaklarını tıkamak
109	Idioms	fall on deaf ears v.	kulak asılmamak
110	Idioms	fall on deaf ears v.	kulak ardı edilmek
111	Idioms	fall on deaf ears v.	söyledikleri havaya gitmek
112	Idioms	be as deaf as a post v.	tamamen sağır olmak
113	Idioms	be as deaf as a doorknob v.	tamamen sağır olmak
114	Idioms	be as deaf as a doornail v.	tamamen sağır olmak
115	Idioms	preach to deaf ears v.	fikrini ya da inancını değiştirmemekte ısrar eden biriyle tartışmak
116	Idioms	preach to deaf ears v.	tıkalı kulaklara konuşmak
117	Idioms	preach to deaf ears v.	duvara konuşmak
118	Idioms	preach to deaf ears v.	boşa kürek çekmek
119	Idioms	preach to deaf ears v.	boşuna uğraşmak
120	Idioms	preach to deaf ears v.	fikrini değiştirmeye niyeti olmayanları ikna etmeye çalışmak
121	Idioms	turn a deaf ear (to someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kulak ardı etmek
122	Idioms	turn a deaf ear (to someone or something) v.	(birine/bir şeye) kulak asmamak
123	Idioms	turn a deaf ear (to someone or something) v.	(birine/bir şeye) aldırmamak
124	Idioms	turn a deaf ear (to someone or something) v.	(birini/bir şeyi) duymazdan gelmek
125	Idioms	turn a deaf ear (to someone or something) v.	(birini/bir şeyi) duymazdan gelmek
126	Idioms	turn a deaf ear (to someone or something) v.	(birine/bir şeye) kulaklarını tıkamak
127	Idioms	stone-deaf adj.	tamamen sağır
128	Idioms	as deaf as a post expr.	duvar gibi sağır
129	Idioms	as deaf as an adder expr.	duvar gibi sağır
130	Idioms	deaf as a post expr.	duvar gibi sağır
131	Idioms	as deaf as an adder expr.	küp gibi sağır
132	Idioms	as deaf as an adder expr.	tamamen sağır
133	Idioms	a dialogue of the deaf expr.	sağırlar diyaloğu
134	Idioms	a dialogue of the deaf expr.	kimsenin gerçekten birbirini dinlemediği durum
135	Idioms	a dialogue of the deaf expr.	her kafadan ayrı bir ses çıkması
Speaking
136	Speaking	are you deaf? expr.	sağır mısın sen?
Institutes
137	Institutes	rnid (royal national institute for deaf people) abrev.	kraliyet ulusal sağırlar enstitüsü
Technical
138	Technical	tdd (telecommunications device for the deaf) n.	işitme engelliler için iletişim cihazı
Telecom
139	Telecom	telecommunications device for the deaf n.	işitme engelliler için telekomünikasyon cihazı
Psychology
140	Psychology	adventitiously deaf n.	sonradan sağır
Pathology
141	Pathology	prelingually deaf adj.	prelingual işitme kaybı yaşayan
142	Pathology	prelingually deaf adj.	konuşmaya başlamadan önce işitme kaybı yaşayan
143	Pathology	prelingually deaf adj.	doğuştan sağır
Education
144	Education	school for deaf and dumb n.	dilsizler okulu
145	Education	school for deaf and dumb n.	sağır ve dilsizler okulu
146	Education	school for the deaf n.	sağırlar okulu
Linguistics
147	Linguistics	deaf and dumb alphabet n.	sağırların el işaretleriyle konuşma dili
148	Linguistics	deaf and dumb alphabet n.	işaret dili
149	Linguistics	deaf-and-dumb alphabet n.	sağır alfabesi
150	Linguistics	deaf-and-dumb alphabet n.	dilsiz alfabesi
151	Linguistics	deaf-and-dumb alphabet n.	işaret dili
152	Linguistics	deaf–and–dumb alphabet n.	sağır alfabesi
153	Linguistics	deaf–and–dumb alphabet n.	dilsiz alfabesi
154	Linguistics	deaf–and–dumb alphabet n.	işaret dili
Sport
155	Sport	american athletic association of the deaf (aaad) n.	amerikan sağır-dilsiz spor birliği
Reptiles
156	Reptiles	deaf adder n.	avrupa'da bulunan, kör olduğuna inanılan ve oyuklarda yaşayan bacaksız bir kertenkele
Slang
157	Slang	deaf breath n.	bir kişinin kulağında kulaklık varken yüksek sesle nefes alması veya ağzını şapırdatması
158	Slang	deaf aid n.	işitme cihazı
159	Slang	deaf-aid [uk] n.	işitme cihazı takan kimse
160	Slang	deaf-and-dumb n.	kıç
161	Slang	deaf-and-dumb n.	popo
162	Slang	deaf-and-dumb n.	kaba et
163	Slang	deaf-and-dumb adj.	işitme engelli
British Slang
164	British Slang	corned beef (rhyming slang for deef/deaf) (scottish) n.	sağır