|
- Our calls have fallen upon deaf ears.
- Çağrılarımıza kulaklar sağır kaldı.
- Our calls have fallen upon deaf ears.
- Çağrılarımız sağır kulaklarda kaldı.
- Does that mean we are stupid, deaf or stuck in a rut?
- Bu bizim aptal, sağır ya da tekdüze olduğumuz anlamına mı geliyor?
- You have been utterly deaf to their requests.
- Onların taleplerine tamamen sağır kaldınız.
- The governments, however, remained deaf to what the public was saying.
- Ancak hükümetler halkın söylediklerine sağır kaldılar.
- I think we must not remain deaf to this alert.
- Bence bu uyarıya sağır kalmamalıyız.
- I admire your courage when you say that you do not want to remain deaf and blind to the changing economy.
- Değişen ekonomiye karşı sağır ve kör kalmak istemediğinizi söylerken gösterdiğiniz cesarete hayranım.
- Princess Alice of Greece was deaf and could lip-read in three languages.
- Yunanistan Prensesi Alice sağırdı ve üç dilde dudak okuyabilirdi.
- He was deaf, too.
- O da sağırdı.
- Helen Keller was blind and deaf.
- Helen Keller kör ve sağırdı.
- I'm completely deaf.
- Tamamen sağırım.
- I'm blind, not deaf.
- Ben körüm, sağır değil.
- Tom is deaf in one ear.
- Tom'un bir kulağı sağır.
- Tom is completely deaf in his right ear.
- Tom sağ kulağından tamamen sağır.
- Some deaf people decide not to use sign language.
- Bazı sağır insanlar işaret dilini kullanmamaya karar verir.
- I'm deaf in one ear.
- Bir kulağım sağır.
- I'm not deaf.
- Ben sağır değilim.
- I am not deaf.
- Ben sağır değilim.
- I went completely deaf.
- Tamamen sağır oldum.
- He's half deaf in one ear.
- Bir kulağı yarı sağır.
- Koko knows and uses more than 500 words in sign language, the language of deaf people.
- Koko, sağır insanların dili olan işaret dilinde 500'den fazla kelime biliyor ve kullanıyor.
- I'm blind, not deaf.
- Ben sağır değil körüm.
- Are you deaf or what?
- Sağır mısın nesin?
- Tom isn't deaf, is he?
- Tom sağır değil, değil mi?
- My uncle is deaf.
- Eniştem sağır.
- Sami suddenly went blind and deaf.
- Sami aniden kör ve sağır oldu.
- Tom isn't deaf, but Mary is.
- Tom sağır değil ama Mary sağır.
- His hearing is very bad, he is almost deaf.
- İşitme duyusu çok kötü, neredeyse sağır.
- He pretends to be deaf.
- Sağır numarası yapıyor.
- Tom is tone deaf.
- Tom sağır.
- Would you rather be blind or be deaf?
- Kör olmayı mı yoksa sağır olmayı mı tercih edersiniz?
- Tom is deaf, isn't he?
- Tom sağır, değil mi?
- Tom is also deaf.
- Tom da sağır.
- Deaf people can talk in sign language.
- Sağır insanlar işaret diliyle konuşabilirler.
- The chemotherapy left Layla almost deaf.
- Kemoterapi, Leyla'yı neredeyse sağır bıraktı.
- Are you deaf or what?
- Sen sağır mısın nesin?
- I wasn't born deaf.
- Ben sağır doğmadım.
- Both children are deaf.
- Her iki çocuk da sağır.
- Are you deaf?
- Sağır mısın?
- What's it like to be deaf?
- Sağır olmak nasıl bir şey?
- Tom told me that he thought Mary was deaf.
- Tom bana Mary'nin sağır olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom is deaf.
- Tom sağırdır.
- Tom says he's tone deaf.
- Tom sağır olduğunu söyledi.
- Some deaf people choose not to use sign language.
- Bazı sağır insanlar işaret dilini kullanmamayı tercih ediyor.
- Are you deaf?
- Sen sağır mısın?
- Tom is deaf in the left ear.
- Tom'un sol kulağı sağır.
- His advice fell on deaf ears.
- Onun tavsiyesi sağır kulaklara düştü.
- Tom is completely deaf in his right ear.
- Tom'un sağ kulağı tamamen sağır.
- I'm completely deaf.
- Ben tamamen sağırım.
- Tom pretended to be deaf.
- Tom sağırmış gibi davrandı.
- I wasn't born deaf.
- Sağır doğmadım.
- Both Tom's parents are deaf.
- Tom'un anne ve babası sağır.
- Does your wig make you deaf?
- Peruğun seni sağır mı yapıyor?
- Tom is deaf in one ear, isn't he?
- Tom'un bir kulağı sağır, değil mi?
- My uncle is deaf.
- Amcam sağırdır.
- He is deaf, but knows how to read lips.
- Sağırdır ama dudak okumayı bilir.
- Both children are deaf.
- İki çocuk da sağır.
- Both Tom's parents are deaf.
- Tom'un ebeveyninin ikisi de sağır.
- Tom is almost deaf, isn't he?
- Tom neredeyse sağır, değil mi?
- Some deaf people decide not to use sign language.
- Bazı sağır insanlar işaret dili kullanmamaya karar verirler.
- Is your dog deaf?
- Köpeğin sağır mı?
- Tom told Mary that she should quit pretending to be deaf.
- Tom Mary'ye sağır gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.
- Tom told Mary that she should quit pretending to be deaf.
- Tom, Mary'ye sağırmış gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.
- Her son is deaf.
- Oğlu sağır.
- Tom pretended to be deaf.
- Tom sağır numarası yaptı.
- My uncle is deaf.
- Amcam sağır.
- I'm not deaf.
- Sağır değilim.
- His hearing is very bad, he is almost deaf.
- İşitmesi çok kötü, neredeyse sağır.
- Her son is deaf.
- Onun oğlu sağır.
- Deaf people can talk in sign language.
- Sağır insanlar işaret diliyle konuşabilir.
- The woman is almost deaf.
- Kadın neredeyse sağır.
- Tom is pretty deaf, I think.
- Tom epeyce sağır, sanırım.
- Deaf people often talk to each other using sign language.
- Sağır insanlar birbirleriyle genellikle işaret dilini kullanarak konuşurlar.
- Tom is old and deaf.
- Tom yaşlı ve sağır.
- Tom is deaf, but he knows how to read lips.
- Tom sağır ama dudak okumayı biliyor.
- Don't shout like that, he's not deaf.
- Böyle bağırma, o sağır değil.
- I went completely deaf.
- Ben tamamen sağır oldum.
- Deaf people often talk to each other using sign language.
- Sağır insanlar birbirleriyle genellikle işaret dili kullanarak konuşurlar.
- Princess Alice of Greece was deaf and could lip-read in three languages.
- Yunanistan Prensesi Alice sağırdı ve üç dilde dudak okuyabiliyordu.
- Tom is almost deaf.
- Tom neredeyse sağır.
- Tom said that Mary was deaf.
- Tom, Mary'nin sağır olduğunu söyledi.
- He is deaf, but knows how to read lips.
- O, sağır ama dudak okumayı biliyor.
- I am not deaf.
- Sağır değilim.
- You probably think Tom is deaf.
- Muhtemelen Tom'un sağır olduğunu düşünüyorsun.
- Tom is deaf in one ear, isn't he?
- Tom'un tek kulağı sağır, değil mi?
- Are you deaf or something?
- Sağır falan mısın?
- My uncle is deaf.
- Dayım sağır.
Show More (87)
|