Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
düşüren
Significados de
"düşüren"
en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
düşüren
step-down
adj.
2
General
düşüren
louring
adj.
3
General
düşüren
demissionary
adj.
Technical
4
Technical
düşüren
step-down
adj.
Significados de
"düşüren"
con otros términos en diccionario inglés turco: 165 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
küçük düşüren
depreciator
n.
2
General
kendini gülünç duruma düşüren
exhibitioner
n.
3
General
küçük düşüren davranış
affront
n.
4
General
dalış tüplerinin yüksek basıncını dalgıçların nefes alabilecekleri makul basınca düşüren bir supap
regulator
n.
5
General
tuzağa düşüren kimse
decoy
n.
6
General
takattan düşüren
enervator
n.
7
General
küçük düşüren
degrader
n.
8
General
tuzağa düşüren
ensnarer
n.
9
General
tuzağa düşüren kişi
decoyer
n.
10
General
dostları birbirine düşüren kimse
alienator
n.
11
General
solucan düşüren
anthelminthic
n.
12
General
tuzağa düşüren
snarer
n.
13
General
küçük düşüren
humiliator
n.
14
General
küçük düşüren
debaser
n.
15
General
güçten düşüren hastalık
decline
n.
16
General
bir olay üzerine manzum şekilde ebced hesabıyla tarih düşüren kişi
historian
n.
17
General
fiyat düşüren kimse
reducer
n.
18
General
değer düşüren kimse
cheapener
n.
19
General
itibar düşüren kimse
cheapener
n.
20
General
tuzağa düşüren kimse
trammeler
n.
21
General
düşüren kimse
underminer
n.
22
General
sürekli diğer insanları güç duruma düşüren veya utandıran kimse
enfant terrible
n.
23
General
zayıf düşüren şey
enfeebler
n.
24
General
güçten düşüren şey
weakener
n.
25
General
harika görünüp aslında aldananları gülünç duruma düşüren şaka
mare's-nest
n.
26
General
zeka düşüren şey
witworm [obsolete]
n.
27
General
tuzağa düşüren şey
meshes
n.
28
General
dehşete düşüren şey
horrification
n.
29
General
küçük düşüren şey
mortification
n.
30
General
küçük düşüren şey
mortifier
n.
31
General
tuzağa düşüren şey
lure
n.
32
General
tuzağa düşüren kimse
lure
n.
33
General
tuzağa düşüren şey
lurer
n.
34
General
tuzağa düşüren kimse
lurer
n.
35
General
sık sık bir şeyleri düşüren kimse
butter-fingered
n.
36
General
bir şeyin değerini düşüren kimse
depreciator
n.
37
General
kıymeti düşüren kimse
depreciator
n.
38
General
kıymet düşüren şey
depreciator
n.
39
General
dehşete düşüren şey
heartstopper
n.
40
General
konuşmacıyı zor duruma düşüren kimse
heckle
n.
41
General
gölge düşüren kimse
overshadower
n.
42
General
küçük düşüren davranış
confrontment [obsolete]
n.
43
General
ümitsizliğe düşüren kadın
disenchantress
n.
44
General
gözden düşüren şey
disgrace
n.
45
General
küçük düşüren davranış
dishonour [uk]
n.
46
General
küçük düşüren davranış
dishonor [us]
n.
47
General
dehşete düşüren sonuç
dismay [obsolete]
n.
48
General
umutsuzluğa düşüren durum
dismay [obsolete]
n.
49
General
gözden düşüren kimse
disparager
n.
50
General
düşüren şey
downer
n.
51
General
zayıf düşüren etki
palsy
n.
52
General
elden ayaktan düşüren şey
palsy
n.
53
General
erkekleri tuzağa düşüren fettan kadın
femme fatale
n.
54
General
tuzağa düşüren kimse
roper
n.
55
General
gölge düşüren kimse
fouler
n.
56
General
hileyle tuzağa düşüren kimse
spider
n.
57
General
hayrete düşüren şey
surprise party
n.
58
General
leke düşüren (itibara vb)
defamatory
adj.
59
General
insanı hayrete düşüren
amazing
adj.
60
General
dehşete düşüren
appalling
adj.
61
General
kendini gülünç duruma düşüren
exhibitory
adj.
62
General
hayrete düşüren
stupendous
adj.
63
General
dehşete düşüren
horrible
adj.
64
General
kendini küçük düşüren
abject
adj.
65
General
leke düşüren
defamatory
adj.
66
General
hayranlıkla hayrete düşüren
awesome
adj.
67
General
elden ayaktan düşüren
debilitating
adj.
68
General
hayrete düşüren
astounding
adj.
69
General
hayrete düşüren
surprising
adj.
70
General
hayrete düşüren
amazing
adj.
71
General
hayrete düşüren
shocking
adj.
72
General
küçük düşüren
derogatory
adj.
73
General
küçük düşüren
disparaging
adj.
74
General
küçük düşüren
derogative
adj.
75
General
küçük düşüren
abject
adj.
76
General
tuzağa düşüren
captious
adj.
77
General
kuvvetten düşüren
enervative
adj.
78
General
vücudun bağışıklığını düşüren
virulent
adj.
79
General
küçük düşüren
ludificatory
adj.
80
General
mod düşüren
depressant
adj.
81
General
küçük düşüren
derisive
adj.
82
General
karakter veya saygınlığa gölge düşüren
derogatory
adj.
83
General
küçük düşüren
diminutive
adj.
84
General
gözden düşüren
disgracive [obsolete]
adj.
85
General
dehşete düşüren
dismayful
adj.
86
General
hayrete düşüren
dumfounding
adj.
87
General
elden ayaktan düşüren
paralyzing
adj.
88
General
hayrete düşüren
fearful
adj.
89
General
cezaevine düşüren
penitentiary
adj.
90
General
herkesi telaşa düşüren
scare
adj.
91
General
dehşete düşüren
schrecklich
adj.
92
General
kendini küçük düşüren
self-abasing
adj.
93
General
kendini küçük düşüren
self-deprecatory
adj.
94
General
ikileme düşüren
dilemmatic
adj.
95
General
elden ayaktan düşüren bir şekilde
paralysingly
adv.
96
General
elden ayaktan düşüren bir şekilde
paralyzingly
adv.
Phrasals
97
Phrasals
görüş mesafesini düşüren hava şartları altında kalmak
sock in
v.
98
Phrasals
görüş mesafesini düşüren hava şartları içerisinde kalmak
sock in
v.
Colloquial
99
Colloquial
kendini ele veren/maskesini düşüren şey
a dead giveaway
n.
100
Colloquial
hayrete düşüren şey
gasper
n.
Idioms
101
Idioms
nefsine yenik düşüren her şey
the world, the flesh, and the devil
n.
102
Idioms
itibarına gölge düşüren leke süren şey
a blot on the escutcheon [uk]
n.
103
Idioms
ismine/ailesinin adına leke süren/gölge düşüren şey
a blot on the escutcheon [uk]
n.
104
Idioms
itibarına gölge düşüren leke süren şey
a blot on the escutcheon [uk]
n.
105
Idioms
ismine/ailesinin adına leke süren/gölge düşüren şey
a blot on the escutcheon [uk]
n.
106
Idioms
ismine/ailesinin adına leke süren/gölge düşüren şey
a blot on one's escutcheon [uk]
n.
107
Idioms
itibarına gölge düşüren leke süren şey
a blot on one's escutcheon [uk]
n.
108
Idioms
ismine/ailesinin adına leke süren/gölge düşüren şey
a blot on one's escutcheon [uk]
n.
109
Idioms
ele veren/maskesini düşüren şey
dead giveaway
n.
110
Idioms
gölge düşüren bir konu
sour note
n.
111
Idioms
insanı hayrete düşüren hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
v.
Trade/Economic
112
Trade/Economic
kart sahibinin hesabından alışveriş tutarını doğrudan düşüren kart
debit card
n.
Technical
113
Technical
basınç düşüren
decompressor
n.
114
Technical
hidrolik sisteminde tazyik düşüren supap
debooster valve
n.
115
Technical
tekerlekleri kazıklatmadan ve kaydırmadan hızını düşüren fren
anti-skid brake
n.
Electric
116
Electric
alternatif akımın gerilimini düşüren bir cihaz
adapter
n.
Mechanic
117
Mechanic
hızı ikiye bir oranında düşüren veya artıran bir dişliye ait
two-to-one
adj.
118
Mechanic
hızı ikiye bir oranında düşüren veya artıran bir dişliyle ilgili
two-to-one
adj.
Medical
119
Medical
bağırsak kurdunu düşüren ilaç
taeniafuge
n.
120
Medical
bağırsak kurdunu düşüren ilaç
teniafuge
n.
121
Medical
hastayı güçten düşüren baş ağrıları
debilitating headaches
n.
122
Medical
(ilaç gibi) kan basıncını düşüren madde
depressor
n.
123
Medical
akciğer vereminin hastayı güçten düşüren evresi
consumption
n.
124
Medical
kan basıncını düşüren
antihypertensive
adj.
125
Medical
zayıf düşüren
tabetic
adj.
126
Medical
kan şekerini düşüren
hypoglycaemic [uk]
adj.
127
Medical
kan basıncını düşüren
hypotensive
adj.
Psychology
128
Psychology
kişiyi yorgun ve elden ayaktan düşüren bir duygusal rahatsızlık
nervous exhaustion
n.
Physiology
129
Physiology
yağ oranını düşüren
antifat
adj.
Pathology
130
Pathology
hastayı güçten düşüren kas gerilmesi kaynaklı bozukluk
repetetive strain injury
n.
131
Pathology
kan şekerini düşüren
hypoglycemic [us]
adj.
Pharmaceutics
132
Pharmaceutics
kan basıncını düşüren ilaçlar
rauwolfia alkaloids
n.
133
Pharmaceutics
kan basıncını düşüren antihipertansif bir ilaç markası
normodyne®
n.
134
Pharmaceutics
sabit doz atenolol ve diüretikten oluşan, kan basıncını düşüren bir ilaç
tenoretic®
n.
135
Pharmaceutics
kan basıncını düşüren ilaç
antihypertensive
n.
136
Pharmaceutics
kan basıncını düşüren ilaç
antihypertensive drug
n.
137
Pharmaceutics
kan basıncını düşüren ilaçlar
antihypertensive drugs
n.
138
Pharmaceutics
kan basıncını düşüren ve kalp krizinden sonra verilen ace inhibitörü türünde bir ilaç (ticari marka)
zestril®
n.
139
Pharmaceutics
kan damarlarını genişleterek kan basıncını düşüren ilaçlar
vasodilators
n.
140
Pharmaceutics
hidroklorotiazit gibi idrar söktürücüleri içeren ve kan basıncını düşüren bir ilaç markası
maxzide®
n.
141
Pharmaceutics
kompleks karbonhidratların bağırsakta parçalanmasını engelleyerek kan şekerini düşüren ve tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan bir ilaç
miglitol
n.
142
Pharmaceutics
merkezi sinir sistemine etki ederek kan basıncını düşüren antihipertansif bir ilaç
wytensin®
n.
143
Pharmaceutics
kan şekerini düşüren madde
hypoglycaemic [uk]
n.
144
Pharmaceutics
kan şekerini düşüren ajan
hypoglycaemic [uk]
n.
145
Pharmaceutics
kan şekerini düşüren madde
hypoglycemic [us]
n.
146
Pharmaceutics
kan şekerini düşüren ajan
hypoglycemic [us]
n.
147
Pharmaceutics
kandaki trigliserit seviyesini düşüren bir ilaç markası
lopid®
n.
148
Pharmaceutics
kandaki trigliserit seviyesini düşüren bir ilaç
gemfibrozil
n.
149
Pharmaceutics
kandaki düşük yoğunluklu lipoprotein konsantrasyonunu düşüren bir ilaç
gemfibrozil
n.
150
Pharmaceutics
insülin direncini düşüren oral bir ilaç
pioglitazone
n.
151
Pharmaceutics
ateş düşüren
febrifuge
adj.
Chemistry
152
Chemistry
yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan, kan basıncını düşüren bir ilaç
aldomet®
n.
153
Chemistry
yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan, kan basıncını düşüren bir ilaç
methyldopa
n.
154
Chemistry
yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan, kan basıncını düşüren bir ilaç
alpha methyl dopa
n.
Biology
155
Biology
hastalığa direnci düşüren
abiotrophic
adj.
Botanic
156
Botanic
ürün verimliliğini düşüren bir tarla bitkisi
fireball
n.
157
Botanic
ürün verimliliğini düşüren bir tarla bitkisi
firebush
n.
158
Botanic
ürün verimliliğini düşüren bir tarla bitkisi
fire-bush
n.
159
Botanic
böcekleri tuzağa düşüren
insectivorous
adj.
Hunting
160
Hunting
toplu tabancalarda horozu kuran düşüren ateşleme iğnesi hizasından yukarı iten tetik sistemi
trible action
n.
161
Hunting
taşıdığı avı yarı yolda düşüren köpek
dropper
n.
Tennis
162
Tennis
topu filenin dibine düşüren kısa vuruş
dink
n.
Baseball
163
Baseball
topu düşüren oyuncu
muffin
n.
Slang
164
Slang
burun düşüren osuruk
cheezer
n.
165
Slang
kendini komik duruma düşüren tip
assclown
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of düşüren
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy