eli ayağı - Turco Inglés Diccionario
Historia

eli ayağı



Significados de "eli ayağı" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
Idioms
eli ayağı blocking and tackling [us] expr.

Significados de "eli ayağı" con otros términos en diccionario inglés turco: 65 resultado(s)

Turco Inglés
General
eli ayağı tutma able-bodiedness n.
eli ayağı buz kesilmek be very cold v.
eli ayağı titremek dither v.
eli ayağı dolaşmak get in a tizzy v.
eli ayağı tutmak be physically sound and strong v.
eli ayağı dolaşmak be at one's wits end v.
eli ayağı buz kesilmek freeze v.
eli ayağı tutmamak be physically disabled v.
eli ayağı tutmak be in good health v.
eli ayağı çözülmek become weak v.
eli ayağı tutmak be able-bodied v.
eli ayağı tutmayan doddery adj.
eli ayağı tutmayan feeble adj.
eli ayağı tutmaz decrepit adj.
eli ayağı tutmayan crippled adj.
eli ayağı tutmayan doddering adj.
eli ayağı tutan able-bodied adj.
eli ayağı tutmayan ailing adj.
eli ayağı tutan abled adj.
soğuktan eli ayağı kızarmış kibed adj.
soğuktan eli ayağı kızarmış kiby adj.
korkudan eli ayağı kesilmiş horror-stricken adj.
korkudan eli ayağı kesilmiş horror-struck adj.
eli ayağı tutmayan gaga adj.
eli ayağı boşalmış gone adj.
eli ayağı tutmayan puling adj.
eli ayağı tutmayan non-able-bodied adj.
Phrasals
eli ayağı tutmak kick around v.
eli ayağı tutmak kick about v.
Idioms
eli ayağı tutan herkes all able-bodied people n.
eli ayağı buz kesilme cold feet n.
daha önce hiç insan ayağı/eli değmemiş yerlere gidecek cesareti göstermek boldly go where no man has gone before v.
eli ayağı tutulmak be at a loss v.
eli ayağı dolaşmak be at a loss v.
eli ayağı birbirine dolaşmak one's knees knock together v.
eli ayağı boşalmak/titremek throw up your hands/arms in despair v.
eli ayağı boşalmak/titremek throw up your hands/arms in horror v.
eli ayağı rahat durmamak have roman hands and russian fingers v.
(birinin) eli ayağı buz kesilmek put (one) back on (one's) heels v.
eli ayağı dolaşmak be at a loss v.
eli ayağı dolaşmak be at one's wits end v.
eli ayağı tutmak be alive and kicking v.
(birinin) eli ayağı olmak be hand and foot to (one) v.
(birine) eli ayağı bağlanmış gibi hissettirmek bind (one) hand and foot v.
birine eli ayağı bağlanmış gibi hissettirmek bind someone hand and foot v.
birine eli ayağı bağlanmış gibi hissettirmek tie someone hand and foot v.
daha önce hiç insan ayağı/eli değmemiş yerlere gidecek cesareti göstermek boldly go where no one has gone before v.
eli ayağı dolaşmak get in a tizzle v.
eli ayağı dolaşmak get into a tizzle v.
eli ayağı boşalmak go weak in the knees v.
eli ayağı birbirine dolaşmak knock knees together v.
eli ayağı boşalmış choked by emotion adj.
eli ayağı tutan alive (live) and kicking (well) adj.
eli ayağı tutan alive (live) and kicking (well) adj.
eli ayağı bağlanmış flat on one's back adj.
eli ayağı boşalmış weak at the knees adj.
(korkudan) eli ayağı titriyor (one's) knees are knocking expr.
(korkudan) eli ayağı titriyor (one's) knees are shaking expr.
eli ayağı tutan alive and kicking expr.
eli ayağı bağlanmış the iron entered into someone's soul expr.
eli ayağı dolaşmış at wits' end expr.
eli ayağı dolaşmış at wit's end expr.
eli ayağı dolaşmış olmak at your wits' end expr.
eli ayağı rahat durmama roman hands and russian fingers (roaming hands and rushing fingers) expr.
Speaking
(genelde anneler çocuklarına yerden aldıkları şeyler için söylerler) kim bilir neyin nesi/ kimin ayağı/eli değdi you don't know where it's been expr.