grup halinde - Turco Inglés Diccionario
Historia

grup halinde



Significados de "grup halinde" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
grup halinde flockmel adv.
Phrases
grup halinde as one expr.

Significados de "grup halinde" con otros términos en diccionario inglés turco: 46 resultado(s)

Turco Inglés
General
grup halinde sözde ciddi bir maksatla seyahat etme junketing n.
(insanları, hayvanları) grup halinde bir araya getirmek herd together n.
büyük bir grup halinde ileri götürmek herd v.
büyük bir grup halinde ilerletmek herd v.
basılan sayfaları grup halinde üretmek gang (up) v.
grup halinde haldır huldur ilerlemek pile v.
grup halinde toplanmak gather together v.
grup halinde yaşama eğilimi gösteren gregarious adj.
Phrasals
sürü/grup halinde toplamak herd someone together v.
grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek troop into (something or some place) v.
grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek troop in (something or some place) v.
grup/sürü halinde (bir şeye) girmek troop into (something) v.
grup/sürü halinde (bir şeye) girmek troop in (something) v.
birilerini/bir şeyleri grup halinde bir araya getirmek herd someone or something together v.
birilerini/bir şeyleri sürü/grup halinde toplamak herd someone or something together v.
(bir şey/bir yer) boyunca grup halinde/grupça/topluca yürümek troop across (something or some place) v.
(bir şeyden/bir yerden) grup halinde/grupça/topluca yürüyerek geçmek troop across (something or some place) v.
boyunca grup halinde/grupça yürümek troop across v.
'-den grup halinde yürüyerek geçmek troop across v.
Idioms
grup halinde hareket etmenin gücü weight of numbers n.
grup halinde varmak arrive (some place) in a body v.
grup halinde varmak reach (some place) in a body v.
grup halinde gitmek travel in a body v.
insanları/hayvanları kalabalık bir grup halinde bir araya toplamak/getirmek bring someone or something out in droves v.
grup halinde gelmek/hareket etmek come in a body v.
Trade/Economic
bir grup halinde yapılan mal satın alımı basket purchase n.
grup halinde satın alma basket purchase n.
grup halinde nakliyat groupage n.
grup halinde yapılan satış yapması group selling n.
Technical
grup halinde tahrik group drive n.
Automotive
grup halinde püskürtme batch fire n.
Marine Biology
aynı tür veya cins balıkların grup halinde bir arada yüzmeleri school n.
Zoology
toynakları ayak etrafında tek dizi halinde bulunan, fil ve gergedan benzeri bir grup otçul memeli anisodactyla n.
grup halinde yaşama eğilimi göstermeyen ungregarious adj.
Botanic
linne sistemine göre erkeklik organları iki grup halinde birleşmiş bir bitki sınıfı diadelphia n.
uzun sıra halinde dikilmiş bir grup çiçek drift n.
erkeklik organları iki grup halinde birleşmiş olan diadelphian adj.
erkeklik organları iki grup halinde birleşmiş olan (çiçek) diadelphous adj.
Breeding
avlanırken hem grup halinde hem tek başına kullanılan bir tilki ırkı american foxhound n.
Social Sciences
grup halinde alınan kararların bireysel olarak alınan kararlara oranla daha fazla risk taşıması risky shift n.
Military
grup halinde açılan topçu ateşi sheaf n.
Hunting
grup halinde saldırı mass attack n.
Art
solo dansı olmayıp grup halinde dans eden dans topluluğu üyesi figurant n.
Slang
grup halinde tecavüz clusterfuck n.
grup halinde tecavüz cluster fuck n.
Modern Slang
grup halinde oynanan oyunlarda bir oyuncunun grup içerisinde üstünlük/liderlik sağlamaya çalışması alpha gaming n.