ihanet

Significados de "ihanet" en diccionario inglés turco : 26 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	ihanet	infidelity n.
Layla tried to forgive Fadil's infidelity. Leyla, Fadıl'ın ihanetini affetmeye çalıştı. More Sentences
2	Common Usage	ihanet	betrayal n.
His betrayal was selling secret projects of the company. İhaneti, şirketin gizli projelerini satmaktı. More Sentences
3	Common Usage	ihanet	treachery n.
Treachery has the cruelest punishment in our law. İhanet, kanunlarımızda en acımasız cezayı gerektirir. More Sentences
General
4	General	ihanet	betrayal n.
That is a betrayal of democracy that you are committing, Madam! Bu yaptığınız demokrasiye ihanettir, Hanımefendi! More Sentences
5	General	ihanet	treachery n.
Too much confidence leads to treachery. Çok fazla güven, ihanete yol açar. More Sentences
6	General	ihanet	treason n.
Truth is treason in the empire of lies. Gerçek, yalan imparatorluğunda ihanettir. More Sentences
Law
7	Law	ihanet	betrayal n.
That would be irresponsible, and would also be a betrayal of them. Bu sorumsuzluk olur ve aynı zamanda onlara ihanet anlamına gelir. More Sentences
Star Wars
8	Star Wars	ihanet	treason n.
This is treason, my friends! Bu ihanettir, dostlarım! More Sentences
General
9	General	ihanet	defection n.
10	General	ihanet	sellout n.
11	General	ihanet	disloyalty n.
12	General	ihanet	sell-out n.
13	General	ihanet	trahison [rare] n.
14	General	ihanet	traitorship n.
15	General	ihanet	treacherousness n.
16	General	ihanet	betrayment n.
17	General	ihanet	bewrayment n.
18	General	ihanet	falsity n.
19	General	ihanet	skulduddery n.
20	General	ihanet	spouse-breach n.
Idioms
21	Idioms	ihanet	double-crossing n.
22	Idioms	ihanet	a knife in the back n.
23	Idioms	ihanet	a stab in the back n.
Law
24	Law	ihanet	perfidy n.
25	Law	ihanet	betrayal of a trust n.
Military
26	Military	ihanet	treachery n.

Significados de "ihanet" con otros términos en diccionario inglés turco: 98 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	ihanet etmek	betray v.
John betrayed him more than once. John ona birden fazla kez ihanet etti. More Sentences
General
2	General	ihanet etmek	betray v.
We must not betray those who are fighting for democracy in Zimbabwe. Zimbabve'de demokrasi için mücadele edenlere ihanet etmemeliyiz. More Sentences
3	General	ihanet etmek	cheat v.
Fadil figured out that his wife was cheating on him. Fadıl karısının kendisine ihanet ettiğini anladı. More Sentences
4	General	ihanet etmek	double-cross v.
Tom double-crossed me. Tom bana ihanet etti. More Sentences
5	General	ihanet edilmiş	betrayed adj.
And as long as trust is not betrayed, the economic system functions as we expect it to. Ve güvene ihanet edilmediği sürece, ekonomik sistem beklediğimiz gibi işler. More Sentences
Law
6	Law	vatana ihanet	high treason n.
Morgan Tsvangirai, Welshman Ncube and Renson Gasela were recently accused of high treason for spurious reasons. Morgan Tsvangirai, Welshman Ncube ve Renson Gasela kısa bir süre önce uydurma nedenlerle vatana ihanetle suçlandılar. More Sentences
7	Law	ihanet etmek	betray v.
We must not betray those who are fighting for democracy in Zimbabwe. Zimbabwe'de demokrasi için mücadele edenlere ihanet etmemeliyiz. More Sentences
Politics
8	Politics	vatana ihanet	treason n.
It was unbelieved that such a man was accused of committing treason. Böyle bir adamın vatana ihanet etmekle suçlanması inanılır gibi değildi. More Sentences
General
9	General	ihanet eden	betrayer n.
10	General	ağır ihanet	high treason n.
11	General	ihanet eden	two-timer n.
12	General	ihanet eden	proditor n.
13	General	ihanet noktası	deception point n.
14	General	ihanet eden kimse	moiser n.
15	General	emanete ihanet suçu işlemiş kimse	prevaricator n.
16	General	ihanet eden kimse	squeaker [uk] n.
17	General	ihanet etmek	play smb false v.
18	General	ihanet etmek	deceive v.
19	General	ihanet etmek	sell the pass v.
20	General	ihanet etmek	play somebody false v.
21	General	ihanet etmek	sell somebody down the river v.
22	General	ihanet etmek	give the game away v.
23	General	ihanet etmek	set down v.
24	General	ihanet etmek	rat v.
25	General	birine ihanet etmek	go back on someone v.
26	General	ihanet etmek	play false v.
27	General	ihanet etmek	screw over v.
28	General	ihanet etmek	two-time v.
29	General	emanete ihanet etmek	misappropriate v.
30	General	ihanet etmek	beswike v.
31	General	ihanet etmek	wray [obsolete] v.
32	General	ihanet etmek	mock v.
33	General	ihanet etmek	delude [obsolete] v.
34	General	ihanet etmek	desert v.
35	General	ihanet etmek	descry [obsolete] v.
36	General	ihanet etmek	falsify [obsolete] v.
37	General	ihanet etmek	poop [obsolete] v.
38	General	ihanet etmek	cross (up) v.
39	General	ihanet etmek	peach v.
40	General	itimada ihanet etmek	spill v.
41	General	ihanet etmek	squeak v.
42	General	ihanet etmek	surprize v.
43	General	ihanet etmek	surprise v.
44	General	vatana ihanet türünden	treasonable adj.
45	General	asla ihanet etmeyen	thick-and-thin adj.
46	General	ihanet edilmemiş	unbetrayed adj.
Phrasals
47	Phrasals	ihanet etmek	give away v.
48	Phrasals	ihanet etmek	sell out v.
49	Phrasals	ihanet etmek	let down v.
50	Phrasals	ihanet etmek	round on v.
51	Phrasals	birine ihanet etmek	give someone up v.
Colloquial
52	Colloquial	birine ihanet etmek	do someone wrong v.
Idioms
53	Idioms	ihanet etme	a knife in the back n.
54	Idioms	arkadaşça yaklaşarak yapılan ihanet	a judas kiss n.
55	Idioms	evlilikte ihanet etmek	go off the rails v.
56	Idioms	ihanet etmek	lead down the garden path v.
57	Idioms	ihanet etmek	sell the pass v.
58	Idioms	birine ihanet etmek	stab someone in the back v.
59	Idioms	ihanet etmek	go back on v.
60	Idioms	ihanet etmek	point the bone at v.
61	Idioms	ihanet etmek	sell someone down the river v.
62	Idioms	ihanet etmek	sell (one) down the river v.
63	Idioms	ihanet etmek	turn the cat in the pan [obsolete] v.
64	Idioms	ihanet eden/aldatan	false as cressida adj.
Speaking
65	Speaking	bana ihanet ettiğini düşündüğümü sanıyor	he thinks i feel betrayed by him expr.
66	Speaking	sen ise emanete ihanet ettin	but you betrayed that trust expr.
Law
67	Law	itimada ihanet	betrayal of confidence n.
68	Law	ihanet davaları mahkemesi	court of oyer and terminer n.
69	Law	ihanet suçunun gizli tutulması	misprision of treason n.
70	Law	ihanet suçunun adli makamlara bildirilmemesi	misprision of treason n.
71	Law	evliliğe ihanet	marital infidelity n.
72	Law	emanete ihanet	breach of trust n.
73	Law	kanunca var sayılan ihanet kuramı	legal doctrine of constructive treason n.
74	Law	ihanet eden	traitor n.
75	Law	hükümdara karşı ihanet	lèse-majesté n.
76	Law	hükümdara karşı ihanet	lese-majesty n.
77	Law	ülkesine ihanet suçunu işleyen kimse	parricide n.
78	Law	(roma hukukunda) vatana ihanet	perduellion [obsolete] n.
79	Law	itimada ihanet etmek	betrayal of confidence v.
Politics
80	Politics	siyasal ihanet	knifing n.
81	Politics	ağır ihanet	high treason n.
82	Politics	hükümdara karşı ihanet	high treason n.
83	Politics	hükümdara karşı ihanet	lese majesty n.
84	Politics	abd'de komünizmi destekleyen faaliyetlere karşı desteksiz veya şüpheli delillerle yapılan ihanet suçlaması	mccarthyism n.
Literature
85	Literature	(shakespeare'in oyununda) lear'a ihanet büyük kızı	goneril n.
Religious
86	Religious	isa'ya ihanet için ödenen para ile sanhedrin tarafından alınan toprak	potter's field n.
Archaic
87	Archaic	hükümdara karşı ihanet	leze majesty n.
88	Archaic	ihanet etmek	bewray v.
89	Archaic	ihanet etmek	skelder v.
Slang
90	Slang	ihanet eden kimse	rat n.
91	Slang	arkadaşlarına ihanet eden kimse	blue falcon n.
92	Slang	(birine) ihanet etmek	do (one) wrong v.
93	Slang	ispiyonlayarak ihanet etmek	grass up [uk] v.
94	Slang	sırlara ihanet etmek	roll v.
95	Slang	ihanet etmek	run around v.
96	Slang	ihanet etmek	run around v.
97	Slang	ihanet etmek	fuck v.
British Slang
98	British Slang	birine ihanet etmek	shit on (someone) v.