Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
(pencere/balkon vb) (bir yere/şeye) bakmak
tiempo de readquisición
dining room screen
ısıldeğer
iki şekilde
Historia
Frases
Significados de
"iki şekilde"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
iki şekilde
doubly
adv.
Significados de
"iki şekilde"
con otros términos en diccionario inglés turco: 75 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
iki anlama gelecek şekilde konuşan
equivocator
n.
2
General
dört müzik vuruşunda iki hızlı bir yavaş şekilde peş peşe gerçekleştirilen bale hareketi
chassé
n.
3
General
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç şekilde yan yana gelmesi
bathos
n.
4
General
(parmaklar arasında ritmik şekilde birbirine vurulan) iki düz ahşap parçası
clappers
n.
5
General
(bilardo) oyuncunun karambol ve kırmızı topu deliğe sokarak iki şekilde sayı aldığı vuruş
combination shot
n.
6
General
(kerestecilikte) dik yamaçlı kanyon ve vadileri geçmek için iki ağaç arasına gevşek şekilde çekilen çelik halat
slackline
n.
7
General
her iki yanında olacak şekilde iki koldan eşlik etmek
flank
v.
8
General
iki adam bir küreği çekecek şekilde ayarlama yapmak
double-bank an oar
v.
9
General
iki çapalı bir geminin halatlarını her bir çapaya eşit uzunluk bırakacak şekilde salmak
middle of the cable
v.
10
General
madeni parayı iki yüzü birbiriyle alakasız şekilde basmak
mule
v.
11
General
iki anlama gelecek şekilde söylenmiş
equivocated
adj.
12
General
iki elini aynı şekilde kullanabilen
ambidextrous
adj.
13
General
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç bir şekilde yan yana gelmesiyle nitelenen
bathetic
adj.
14
General
iki kolu veya tepe noktası olacak şekilde çatallanmış
biforked
adj.
15
General
iki yüzlü bir şekilde
hypocritically
adv.
16
General
iki yüzlü bir şekilde
ambidextrously
adv.
17
General
iki gözlü bir şekilde
binocularly
adv.
18
General
iki yüzlü bir şekilde
bifacially
adv.
19
General
iki kulaklı bir şekilde
binaurally
adv.
20
General
iki yüzlü bir şekilde
disingenuously
adv.
21
General
iki kulaklı bir şekilde
in both ears
adv.
22
General
üstü ve iki tarafı gözükecek şekilde
arraswise
adv.
23
General
iki yüzlü bir şekilde
artfully
adv.
24
General
iki tarafı da içerecek şekilde
bilaterally
adv.
25
General
iki yüzlü bir şekilde
mock
adv.
26
General
iki katlı bir şekilde
in two ways
adv.
Phrasals
27
Phrasals
(beyzbol sopası, raket vb.) iki el birbirine değecek şekilde sıkıca kavramak
choke up
v.
28
Phrasals
iki şeyi karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bir araya getirmek/birleştirmek/bütünleştirmek
marry up
v.
Colloquial
29
Colloquial
kontrol edilemeyen etkenlere bağlı olarak iki şekilde de sonuçlanabilecek dava
wobbler
n.
30
Colloquial
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve hokey sopalarının "l" harfine benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı şekilde/dolaylı yoldan söylenmesi)
h-h-double-hockey-sticks
expr.
Idioms
31
Idioms
iki taraf arasında üçüncü tarafın lehine olacak şekilde yapılan her türlü çıkar anlaşması
sweetheart contract
n.
32
Idioms
iki boyutlu bir çalışmada üç boyutlu bir alanı doğru bir şekilde göstermek
have (something) in perspective
v.
33
Idioms
(bir şey) olarak iki şekilde hizmet vermek
do double duty as (something)
v.
34
Idioms
otuz iki dişi görünecek şekilde gülerek
with a big grin
expr.
Formal
35
Formal
yüce ve sıradan iki şey gülünç bir şekilde yan yana gelerek
bathetically
adv.
Technical
36
Technical
göreceli hareket yapmayacak şekilde iki ya da daha fazla parçanın birbirine bağlanması
positive locking
n.
37
Technical
göreceli hareket yapmayacak şekilde iki ya da daha fazla parçanın birbirine bağlanması
form-fitting
n.
38
Technical
her iki yüzeyi eşit şekilde içbükey veya dışbükey olan bir mercek
meniscus lens
n.
39
Technical
çekildiğinde kapanacak şekilde halkaya tutturulmuş iki çeneli bir tutma aleti
come-along
n.
40
Technical
ışık veya diğer ters dalga radyasyonunu titreşimler iki dikey düzlemde kalacak şekilde etkileme
polarization
n.
41
Technical
(iki elektrik devresini) karşılıklı etki oluşturacak şekilde eşlemek
couple
v.
Telecom
42
Telecom
(telgraf hattını) iki mesaj aynı anda iletilebilecek şekilde düzenlemek
duplex
v.
Textile
43
Textile
iki tarafı farklı renk olup tersyüz şekilde de kullanılabilen kumaş
janus cloth
n.
Construction
44
Construction
betonu dökmeden önce (sağlamlaştırıcı parçayı) iki nokta arasına belirli bir şekilde yerleştirmek
drape
v.
Furniture
45
Furniture
özellikle iki kişinin birbirine bakacak şekilde oturmasını amaçlayan (koltuk benzeri) mobilya
tête-à-tête
n.
Automotive
46
Automotive
her iki yönde gidecek şekilde tasarlanmış kendi ilerleyen araç
double-ender
n.
Dentistry
47
Dentistry
iki çenedeki dişlerin birbiri üstüne normal şekilde kapandığı (diş dağılımı)
centric
adj.
Optics
48
Optics
bir ayna odak noktasından gelen ışınların diğer aynanın odak noktasına yansıyacak şekilde yerleştirildiği iki ayna
conjugate mirrors
n.
49
Optics
iki farklı ancak ilişkili uyarıcının uzay ve/veya zamanda birbirine yakın bir şekilde gösterildiğinde gerçekte olduklarından daha farklı algılanmaları
contrast
n.
Printing
50
Printing
iki resmi tek bir resim olarak görülecek şekilde birleştirme
montage printing
n.
51
Printing
(iki baskı kalıbını) baskı yüzeyleri birleşecek şekilde yakın yerleştirmek
butt
v.
52
Printing
(braille) kağıdın her iki yanına basılmış ve noktalar birbirinin üstüne gelmeyecek şekilde ayarlanmış
interpoint
adj.
Geometry
53
Geometry
şeklin iki parçasından büyük olanının küçüğe oranı ile toplamın büyük miktara oranı eşit olacak şekilde bölünmesi
golden section
n.
Chemistry
54
Chemistry
(kimyasal bileşen) her halkada en az iki atom ortak olacak şekilde iki halka halinde dizilmiş atomları olan
bicyclical
adj.
Astrology
55
Astrology
dünyaya kıyasla iki gezegenin birbirinden 135 derece uzakta olacak şekilde açısı
trioctile
n.
Linguistics
56
Linguistics
iki dili akıcı şekilde konuşan kimse
bilingualist
n.
57
Linguistics
iki dili akıcı şekilde konuşan kimse
bilinguist
n.
Sport
58
Sport
(bovling) iki, dört, beş ve sekiz veya üç, beş, altı ve dokuz olacak şekilde dört lobutu devirme
bucket
n.
59
Sport
bir veya iki kişinin açık kızak üzerinde sırt üstü şekilde ilerlediği bir spor
luge
n.
Card
60
Card
(skat oyununda) oyuncunun turun başında dağıtılan 10'ar karttan sonra geriye kalan ve sonra dağıtılmak üzere masanın ortasında kapalı şekilde tutulan iki karttan herhangi birini kullanmadığı oyun
solo
n.
61
Card
(desteyi) iki ele ayırıp birbiri içine geçecek şekilde karıştırmak
riffle
v.
Music
62
Music
çiftlerin iki uzun sıra halinde yüzleri birbirlerine dönük şekilde gerçekleştirdiği yöresel bir dans
longways dance
n.
63
Music
tek ses etkisi verecek şekilde kaynaşmış iki ses
consonance
n.
64
Music
zıt yönlere giden iki sesin melodik bir şekilde ilerlemesi
contrary motion
n.
65
Music
iki notayı hızlı bir şekilde ve sırayla üst üste çalma
shake
n.
66
Music
(kolların yıldız oluşturacak şekilde kullanıldığı) iki çift ile gerçekleştirilen geleneksel bir halk dansı
star
n.
67
Music
iki kat hızlı bir şekilde
doppio movimento
adv.
Cinema
68
Cinema
(romantik komedide) iki kahramanın beklenmedik şekilde absürt ve talihsiz şartlarda tanışması motifi
meet-cute
n.
69
Cinema
film kurgusunun iki olay arasındaki zamansal birliği vurgulayacak şekilde yapılması
crosscut
n.
70
Cinema
(film kurgusunu) iki olay arasındaki zamansal birliği vurgulayacak şekilde yapmak
crosscut
v.
Bookbindery
71
Bookbindery
(iki kitap) birinin ön tarafı diğerinin sırtına denk gelecek şekilde ciltlenen
dos-à-dos
adj.
Printery
72
Printery
toplamda otuz iki yaprak olacak şekilde katlanmış sayfalardan oluşan kitap
trigesimo-secundo
n.
Engineering
73
Engineering
(iki bitişik parçayı) arasına nesne sokulabilecek şekilde ayırmak
pack
v.
Slang
74
Slang
birbirinden belirgin şekilde farklı iki arkadaş
mutt and jeff [dated]
n.
Modern Slang
75
Modern Slang
bilgisayar faresini iki eliyle de etkili şekilde kullanabilen
ambimousetrous
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of iki şekilde
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy