ilgili şey - Turco Inglés Diccionario
Historia

ilgili şey



Significados de "ilgili şey" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
Colloquial
ilgili şey beam n.

Significados de "ilgili şey" con otros términos en diccionario inglés turco: 51 resultado(s)

Turco Inglés
General
politika ile ilgili her şey political life n.
ilgili olan kimse/şey relater n.
hatıralarla ilgili şey reminiscent n.
hayaletler ile ilgili şey spookery n.
tahrip eden şey ile ilgili eradicant adj.
bir yüzeye veya nesneye kolayca takılan bir şey ile ilgili hang-on adj.
bir şey ile aşırı ilgili olan haunted adj.
belirli bir konsept ile ilgili şey anlamına gelen son ek -ing suf.
belirli bir kavram ile ilgili şey anlamına gelen son ek -ing suf.
Phrasals
birini bir şey ile ilgili azarlamak scold someone about something v.
başkalarına bilgilerinin ya da statülerinin daha yüksek olmalarından ötürü (fikirlerine katılmasanız bile) sizinle ilgili karar almalarına ya da size bir şey yaptırmalarına müsaade etmek defer to someone v.
yeni bir şey ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak try something on with someone v.
(biri/bir şey) ile ilgili üzüntüsünü/acısını dile getirmek weep for (someone or something) v.
(bir şey) hakkındaki son gelişmelerle ilgili bilgi sahibi olmak stay up on (something v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak check in on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak check on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak check up on (someone or something) v.
Phrases
(biri/bir şey) ile ilgili olarak so far as (someone or something) is concerned expr.
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili ters giden şey olmak be the matter (with someone or something) v.
her şey zamanlamayla ilgili timing is everything expr.
Idioms
bir işle ilgili paradan başka bir şey düşünmeyen kimse a bean counter n.
bir şey ile ilgili her şeyi bilmek know all the angles v.
bir şey ile ilgili şikayeti olmak have a beef with something v.
(özellikle bir kitabın) (içinde) ile ilgili herhangi bir şey (bilgi) olmamak have nothing on someone or something v.
iş yeri dışında mesleği ile ilgili bir şey yapmak/görüş bildirmek wear (one's particular profession's) hat v.
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak take a firm line (on or against something) v.
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak take a firm line/stand (on/against something) v.
birinin aklına (biriyle/bir şeyle ilgili) bir şey/fikir sokmak put a bee in someone's bonnet (about someone or something) v.
(biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak work miracles (for/on/with somebody/something) v.
(biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak work wonders (for/on/with somebody/something) v.
(biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak do wonders (for/on/with somebody/something) v.
(biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak do miracles (for/on/with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili bir şey diyememek have no words for (someone or something) v.
(bir şey) ile ilgili yardım etmek lend a hand with (something) v.
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak take a firm stand (on or against something) v.
(bir şey) ile ilgili sert/katı bir tavır takınmak take a stand on (something) v.
(bir şey) ile ilgili tutumundan vazgeçmemek take a stand on (something) v.
bir şey yapmakla çok ilgili keen on doing something adj.
(üzerine/ile ilgili) çok şey yazılıp çizildi much ink has been spilled (on/over something) expr.
(üzerine/ile ilgili) çok şey yazıldı much ink has been spilled (on/over something) expr.
Speaking
bu konuyla ilgili bir şey biliyor musun? do you know anything about this? expr.
bununla ilgili bir şey biliyor musunuz? do you know anything about this? expr.
bununla ilgili bir şey biliyor musun? do you know anything about this? expr.
bununla ilgili bir şey biliyor musun diye merak etmiştim I was just wondering if you knew anything about that expr.
bununla ilgili bir şey duydun mu? did you hear anything about that? expr.
bu konuyla ilgili bir şey biliyor musunuz? do you know anything about this? expr.
ben dahil hiç kimse bu konuyla ilgili bir şey yapmıyor nobody including me is doing anything about it expr.
sana kendimle ilgili söylemediğim bir şey var there's something that I didn't tell you about myself expr.
Chemistry
tiyosülfürik asitten türetilmiş herhangi bir şey ile ilgili thiosulphuric adj.
tiyosülfürik asitten türetilmiş herhangi bir şey ile ilgili thiosulfuric adj.
bir şey ile izometrik, polimerik veya ilgili olan anlamı veren bir ön ek meta- pref.