Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Español - Inglés
Historia
imkansız!
Significados de
"imkansız!"
en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Colloquial
1
Colloquial
imkansız!
no way, josé!
exclam.
2
Colloquial
imkansız!
not likely!
exclam.
3
Colloquial
imkansız!
you wouldn't!
exclam.
Archaic
4
Archaic
imkansız!
gadzooks!
expr.
Significados de
"imkansız!"
con otros términos en diccionario inglés turco: 223 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Common Usage
1
Common Usage
imkansız
impossible
adj.
General
2
General
imkansız
nogo
n.
3
General
telafisi imkansız mali zarar
write off
n.
4
General
gerçekleşmesi imkansız bir şey
will-o-the-wisp
n.
5
General
tahsil edilmesi imkansız borç
write-off
n.
6
General
telafi edilmesi imkansız mali zarar
write-off
n.
7
General
imkansız aşk
impossible love
n.
8
General
imkansız aşk
love to nowhere
n.
9
General
imkansız gibi görünen bir görev
a seemingly impossible task
n.
10
General
taklit edilmesi imkansız
inimitability
n.
11
General
imkansız mücadele
desperate struggle
n.
12
General
imkansız düşünceler
impossible thoughts
n.
13
General
kanla beslenemediği için tedavi olması imkansız yara
gangrene
n.
14
General
imkansız durum
necessity
n.
15
General
kontrolü imkansız kimse
tiger
n.
16
General
kontrolü imkansız durum
tiger
n.
17
General
kurtuluşu imkansız durum
trap
n.
18
General
imkansız gibi görülmesine rağmen meydana gelen bir olay
black swan
n.
19
General
(salon, yol) görmenin veya duymanın zor veya imkansız olduğu yer
blind spot
n.
20
General
gerçekleşmesi imkansız hayal
reverie
n.
21
General
imkansız şey
moon
n.
22
General
imkansız plan
impossibilism
n.
23
General
imkansız amaç
impossibilism
n.
24
General
imkansız amaç destekçiliği
impossibilism
n.
25
General
imkansız plan destekçiliği
impossibilism
n.
26
General
imkansız işler peşinde koşan kimse
impossibilist
n.
27
General
imkansız şey
impossibility
n.
28
General
elde edilmesi imkansız şey
impossibility
n.
29
General
imkansız şey
impossible
n.
30
General
imkansız düşler
dreamery
n.
31
General
kanıtlamanın imkansız olması
indemonstrability
n.
32
General
imkansız gözüyle görmek
regard as impossible
v.
33
General
tarifi imkansız olmak
beggar description
v.
34
General
imkansız hale getirmek
preclude
v.
35
General
imkansız gözüyle bakmak
regard as impossible
v.
36
General
bir şeyi biri için imkansız hale getirmek
place something out of someone 's reach
v.
37
General
imkansız kılmak
preclude
v.
38
General
imkansız gözüyle bakmak
think something impossible
v.
39
General
imkansız gözüyle bakmak
deem something impossible
v.
40
General
imkansız gözüyle bakmak
believe something impossible
v.
41
General
imkansız gözüyle bakmak
regard something as impossible
v.
42
General
imkansız gözüyle bakmak
consider something impossible
v.
43
General
imkansız gözüyle bakmak
find something impossible
v.
44
General
imkansız gözüyle bakmak
see something as impossible
v.
45
General
imkansız hale gelmek
become impossible
v.
46
General
imkansız hale getirmek
make impossible
v.
47
General
imkansız göstermek
mock
v.
48
General
imkansız kılmak
cut
v.
49
General
satın alınmasını imkansız kılan yükseklikteki (fiyat)
prohibitive
adj.
50
General
imkansız
out of the question
adj.
51
General
imkansız
unfeasible
adj.
52
General
telafisi imkansız
irreparable
adj.
53
General
imkansız
unthinkable
adj.
54
General
affı imkansız
inexpiable
adj.
55
General
telafisi imkansız
unrepairable
adj.
56
General
keşfedilmesi imkansız
undiscoverable
adj.
57
General
değiştirilmesi imkansız
unalterable
adj.
58
General
girilmesi imkansız (kale)
impenetrable
adj.
59
General
anlatılması imkansız
indefinable
adj.
60
General
imkansız
impossible
adj.
61
General
tedavisi imkansız
untreatable
adj.
62
General
tedavisi imkansız
incurable
adj.
63
General
başarması imkansız
impossible to succeed
adj.
64
General
başarılması imkansız
impossible to succeed
adj.
65
General
tarifi imkansız (üzüntü vb)
unnamable
adj.
66
General
tarifi imkansız (üzüntü vb)
unnameable
adj.
67
General
fiziksel olarak imkansız
physically impossible
adj.
68
General
imkansız
infeasible
adj.
69
General
hazmı imkansız
undigestible
adj.
70
General
keşfedilmesi imkansız
inexplorable
adj.
71
General
sadece maddi olayların anlaşılabileceğini ve manevi meselelerin veya onların nihai sebeplerinin bilinmesinin imkansız olduğunu düşünen
nescient
adj.
72
General
yaklaşılması imkansız
approachless
adj.
73
General
kaybetmesi imkansız
unlosable
adj.
74
General
imkansız
unpossible [obsolete]
adj.
75
General
hemen hemen imkansız
nigh on impossible
adj.
76
General
imkansız
hopeless
adj.
77
General
çözülmesi imkansız
hopeless
adj.
78
General
uzlaşılması imkansız
hostile
adj.
79
General
imkansız hale getirilmiş
obviating
adj.
80
General
imkansız kılınmış
obviating
adj.
81
General
imkansız amaca ait
impossibilist
adj.
82
General
imkansız amaç ile ilgili
impossibilist
adj.
83
General
imkansız plana ait
impossibilist
adj.
84
General
imkansız plan ile ilişkili
impossibilist
adj.
85
General
anlaşılması veya içine girmesi zor ya da imkansız
inaccessible
adj.
86
General
imkansız
inconceivable
adj.
87
General
yok edilmesi imkansız
irradicable
adj.
88
General
istenen hale veya şekle getirilmesi imkansız
irreducible
adj.
89
General
bulması imkansız
introuvable
adj.
90
General
üstesinden gelinmesi imkansız
invincible
adj.
91
General
boyun eğdirilmesi imkansız
invincible
adj.
92
General
tarifi imkansız
unspeakable
adj.
93
General
imkansız bir şekilde
impossibly
adv.
94
General
kazanması imkansız bir şekilde
nowhere
adv.
95
General
keşfedilmesi imkansız bir şekilde
undiscoverably
adv.
96
General
imkansız hale getirerek
impossibly
adv.
97
General
imkansız
not an earth chance
interj.
Phrasals
98
Phrasals
imkansız hale getirmek
rule out
v.
99
Phrasals
imkansız kılmak
rule out
v.
100
Phrasals
imkansız kılmak
close out
v.
Phrases
101
Phrases
imkansız değil
it is far from impossible
expr.
102
Phrases
imkansız diye bir şey yoktur
impossible is nothing
expr.
103
Phrases
neredeyse imkansız
next to impossible
expr.
104
Phrases
yapılana kadar her şey imkansız görünür
it always seems impossible until it's done
expr.
Proverb
105
Proverb
zoru hemen yaparız; imkansız, biraz zaman alır
difficult is done at once; the impossible takes a little longer
106
Proverb
tarifi imkansız olmak
beggar (all) description
107
Proverb
tarifi imkansız
beggar description
Colloquial
108
Colloquial
imkansız veya mantıksız görünmesine rağmen bel bağlanan şey
skyhook
n.
109
Colloquial
neredeyse imkansız
borderline impossible
n.
110
Colloquial
imkansız kılmak
make impossible
v.
111
Colloquial
imkansız olmak
be out
v.
112
Colloquial
görmemenin imkansız olduğu bir yerde
there for everyone to see
expr.
113
Colloquial
birinin önüne geçmek imkansız
there is no holding someone
expr.
114
Colloquial
imkansız
not on your tintype [obsolete] [us]
expr.
115
Colloquial
(birinin) anlaması imkansız bir şey
(it's all) greek to (one) [cliché ]
expr.
116
Colloquial
bilmek imkansız
(there's) no saying
expr.
117
Colloquial
bilmek imkansız
(there's) no telling
expr.
118
Colloquial
bilmek imkansız
(there's) no way to tell
expr.
119
Colloquial
kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil
(there's) no way to tell
expr.
120
Colloquial
tahmin etmek çok zor/imkansız
it's anyone's call
expr.
121
Colloquial
öngörmek çok zor/imkansız
it's anyone's call
expr.
122
Colloquial
tahmin etmek çok zor/imkansız
it's anybody's call
expr.
123
Colloquial
öngörmek çok zor/imkansız
it's anybody's call
expr.
124
Colloquial
bilmek imkansız
no way to tell
expr.
125
Colloquial
kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil
no way to tell
expr.
126
Colloquial
baş etmek imkansız
you can't win
expr.
Idioms
127
Idioms
bir şeyin imkansız olması
it would take an act of congress to do something
n.
128
Idioms
kaybetmenin imkansız olduğu durum
a no-lose situation
n.
129
Idioms
telafisi imkansız zarar
dead loss
n.
130
Idioms
anlaşılması/kestirilmesi zor veya imkansız gizemli şey
a riddle, wrapped in a mystery, inside an enigma
n.
131
Idioms
imkansız hayal
a pipe dream
n.
132
Idioms
bulunması imkansız şey
bucket of steam
n.
133
Idioms
neredeyse imkansız olma
buckley's and nunn
n.
134
Idioms
neredeyse imkansız olma
buckley's and nunn's
n.
135
Idioms
gerçekleşmesi imkansız bir şey
will o' the wisp
n.
136
Idioms
ulaşılması imkansız bir amaç
will o' the wisp
n.
137
Idioms
inanılması çok güç/imkansız olmak
beggar belief
v.
138
Idioms
anlatılması çok güç/imkansız olmak
beggar belief
v.
139
Idioms
tarif edilmesi çok güç/imkansız olmak
beggar belief
v.
140
Idioms
inanılması çok güç/imkansız olmak
beggar description
v.
141
Idioms
anlatılması çok güç/imkansız olmak
beggar description
v.
142
Idioms
tarif edilmesi çok güç/imkansız olmak
beggar description
v.
143
Idioms
imkansız olmak
not have an earthly chance
v.
144
Idioms
imkansız olmak
stand no earthly chance
v.
145
Idioms
imkansız olmak
not stand an earthly chance
v.
146
Idioms
imkansız bir işe girişmek
square the circle
v.
147
Idioms
imkansız olmak
be the day hell freezes over
v.
148
Idioms
imkansız kılmak
shut the door on (something)
v.
149
Idioms
kazanması/yapması imkansız olmak
not have an earthly chance [uk]
v.
150
Idioms
kazanması/yapması imkansız olmak
stand no earthly chance
v.
151
Idioms
yapmam imkansız
see (one) in hell before (doing something)
v.
152
Idioms
organize etmesi/düzenlemesi neredeyse imkansız olmak
be like herding cats
v.
153
Idioms
bir araya getirmesi neredeyse imkansız olmak
be like herding cats
v.
154
Idioms
imkansız bir şeyi yapmak
walk on water
v.
155
Idioms
neredeyse imkansız olmak
be near to impossible
v.
156
Idioms
imkansız hale gelmek
be ruled out of court [uk]
v.
157
Idioms
imkansız olmak
not stand an earthly [uk]
v.
158
Idioms
imkansız olmak
not stand an earthly [uk]
v.
159
Idioms
imkansız olmak
not have an earthly [uk]
v.
160
Idioms
imkansız olmak
not have an earthly [uk]
v.
161
Idioms
imkansız olmak
be out of the question
v.
162
Idioms
inanması/tarifi imkansız olmak
beggar belief
v.
163
Idioms
inanması/tarifi imkansız olmak
beggar description
v.
164
Idioms
imkansız bir şeyi yapmaya çalışmak
nail jell-o to a cross
v.
165
Idioms
imkansız bir şeyi yapmaya çalışmak
nail jell-o to a tree
v.
166
Idioms
imkansız bir şeyi yapmaya çalışmak
nail jell-o to the wall
v.
167
Idioms
neredeyse imkansız
near to impossible
adj.
168
Idioms
imkansız
beyond the realm of possibility
adv.
169
Idioms
imkansız
beyond the realms of possibility
adv.
170
Idioms
ancak senin gibi birisi bu imkansız işi başarabilirdi
only nixon could go to china
expr.
171
Idioms
dünya tersine dönse olmaz/imkansız
until hell freezes over
expr.
172
Idioms
imkansız
like tryin' to scratch your ear with your elbow
expr.
173
Idioms
imkansız
out of the question
expr.
174
Idioms
mümkün görünmüyor ama imkansız değil
stranger things have happened
expr.
175
Idioms
neredeyse imkansız
all but impossible
expr.
176
Idioms
kaybedilmesi/yitirilmesi imkansız
lay down mesire
expr.
177
Idioms
yapılması imkansız/çok zor bir şey
it is easier for a camel to go through the eye of a needle
expr.
178
Idioms
organize etmesi/düzenlemesi neredeyse imkansız
like herding cats
expr.
179
Idioms
bir araya getirmesi neredeyse imkansız
like herding cats
expr.
180
Idioms
emin olmak imkansız
(there's) no knowing
expr.
181
Idioms
bilmek imkansız
(there's) no knowing
expr.
182
Idioms
neredeyse imkansız
as a pig loves marjoram
expr.
183
Idioms
imkansız
beyond the realms of possibility
expr.
184
Idioms
yapmak imkansız
it would take an act of congress to do
expr.
185
Idioms
olması imkansız
it'll be a cold day in hell
expr.
186
Idioms
olması imkansız
it'll be a long day in january
expr.
187
Idioms
imkansız
like trying to nail jell-o to a tree
expr.
188
Idioms
imkansız
like trying to nail jell-o to the wall
expr.
189
Idioms
imkansız
like trying to scratch your ear with your elbow
expr.
190
Idioms
imkansız
no more than a snowball's chance in hell
expr.
191
Idioms
imkansız
not a snowball's chance in hell
expr.
Speaking
192
Speaking
bir yolu vardır (imkansız görünen durumlar için çözüm yolu)
there may be a way around it
expr.
193
Speaking
görmemen imkansız
you can't miss it
expr.
194
Speaking
hiçbir şey imkansız değildir
nothing is impossible
expr.
195
Speaking
imkansız diye bir şey yok
anything is possible
expr.
196
Speaking
imkansız
no soap (us)
expr.
197
Speaking
imkansız
it is impossible
expr.
198
Speaking
imkansız
no can do
expr.
199
Speaking
imkansız
no dice (aus)
expr.
200
Speaking
korkarım bu imkansız
I'm afraid that's impossible
expr.
201
Speaking
sizin için hiçbir şey imkansız değil
nothing is impossible for you
expr.
202
Speaking
hiçbir şey imkansız değildir
there's a first time for everything
expr.
Trade/Economic
203
Trade/Economic
devri imkansız konşimento
nonnegotiable bill of lading
n.
204
Trade/Economic
tahsil edilmesi imkansız borcu veya telafi edilmesi imkansız mali zararı defterden silmek
write something off
v.
Law
205
Law
imkansız suç
impossibility
n.
Politics
206
Politics
seçimi kazanması imkansız aday
fringe candidate
n.
Technical
207
Technical
imkansız
impossible
adj.
Psychology
208
Psychology
imkansız figür
impossible figure
n.
Pathology
209
Pathology
(patolojik süreç) iyileşmeyi imkansız kılacak derecede şiddetli
irreversible
adj.
Logic
210
Logic
aksinin saçma veya imkansız olduğunu göstererek bir şeyi kanıtlamaya yarayan dolaylı argüman
apagoge
n.
211
Logic
aksinin saçma veya imkansız olduğunu göstererek bir şeyi kanıtlamaya yarayan dolaylı argüman
reductio ad absurdum
n.
Literature
212
Literature
bir kurguda beklenmedik, yapay veya imkansız bir karakterin senaryo akışı içinde beklenmedik bir yerde aniden ortaya çıkması ve çözülmesi imkansız görünen bir sorunu ansızın çözmesi
deux ex machina
n.
Philosophy
213
Philosophy
bilginin kesinliğinin imkansız olduğu doktirini
fallibilism
n.
Slang
214
Slang
adlandırması zor veya imkansız şey
blivit
n.
215
Slang
neredeyse imkansız bir şey
rocking horse manure [australia]
n.
216
Slang
neredeyse imkansız bir şey
rocking-horse manure [australia]
n.
217
Slang
kişinin görünüşte imkansız olan hedeflere ulaşmak için korkularını, güvensizliklerini ve şüphelerini geride bıraktığı ruhsal durumu ifade eden argo terim
grindset
n.
218
Slang
neredeyse imkansız
(as) rare as rocking horse crap
adj.
219
Slang
neredeyse imkansız
(as) rare as rocking horse manure
adj.
220
Slang
neredeyse imkansız
(as) rare as rocking horse poo
adj.
221
Slang
neredeyse imkansız
(as) rare as rocking horse shit
adj.
222
Slang
hemen hemen imkansız
slim to none
expr.
Modern Slang
223
Modern Slang
imkansız
anfw (ain't no fucking way)
exclam.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of imkansız!
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy