kısa süreli - Turco Inglés Diccionario
Historia

kısa süreli



Significados de "kısa süreli" en diccionario inglés turco : 22 resultado(s)

Turco Inglés
General
kısa süreli ephemerae n.
kısa süreli transient adj.
kısa süreli volatile adj.
kısa süreli flying adj.
kısa süreli fleeting adj.
kısa süreli short-dated adj.
kısa süreli short-term adj.
kısa süreli brief adj.
kısa süreli brittle adj.
kısa süreli momental [obsolete] adj.
kısa süreli instant adj.
kısa süreli short-breathed adj.
kısa süreli short-haul adj.
kısa süreli short-stay adj.
kısa süreli transiently adv.
Colloquial
kısa süreli a moment or two expr.
Politics
kısa süreli shortdated adj.
Technical
kısa süreli part-time adj.
Computer
kısa süreli short-time adj.
Informatics
kısa süreli short-time n.
Food Engineering
kısa süreli transient adj.
Archaic
kısa süreli posting adj.

Significados de "kısa süreli" con otros términos en diccionario inglés turco: 171 resultado(s)

Turco Inglés
General
genelde öğle vakitlerinde tercih edilen kısa süreli uyku nap n.
kısa süreli yağmur shower n.
kısa süreli duraklama stopover n.
kısa süreli iş gig n.
kısa süreli duraklama stopoff n.
kısa süreli konaklama stopover n.
kısa süreli tatil sejour n.
kısa süreli ilişki fling n.
etkisi kısa süreli olan ephemeron n.
arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep rest stop n.
arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep layby n.
arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep rest area n.
arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep lay-by n.
arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep pull-off n.
kısa süreli bir gecikme a brief delay n.
kısa süreli bir gecikme a short delay n.
kısa süreli açlık short-term fasting n.
kısa süreli tatil short vacation n.
kısa süreli tatil short break n.
kısa süreli tatil short holiday n.
kısa süreli şiddetli hastalık brash [scotland] n.
kısa süreli fakat kapsamlı çalışma once-over n.
tek bir faaliyetin gerçekleştirilmesi ile sona eren kısa süreli uluslararası anlaşma paction n.
çanın kısa süreli çalması peal n.
kısa süreli yokluk discontinuance [obsolete] n.
kısa süreli olma fleetingness n.
kısa süreli parlama flickering n.
abd tarım bakanlığı tarafından kısa süreli kurulup lağvedilmiş bir ajans sma (surplus marketing administration) n.
kısa süreli konaklama sojourning n.
kısa süreli oturum sojourning n.
kısa süreli ısınma alıştırmaları yapmak warm up v.
kısa süreli seyahat yapılabilecek excursionary adj.
kısa süreli konuk transient adj.
kısa süreli bir işe ait gig adj.
kısa süreli bir işle ilgili gig adj.
kısa süreli kullanım için temin edilen drop-in adj.
Phrasals
kısa süreli ziyarette bulunmak cruise by v.
kısa süreli ziyarette bulunmak cruise through v.
Colloquial
kısa süreli sağanak yağış gullywasher n.
kısa süreli ünlülük 15 minutes of fame expr.
Idioms
kısa süreli ilgi a nine days' wonder n.
kısa süreli şey a something thing n.
kısa süreli şöhret 15 minutes of fame n.
kısa süreli şöhret famous for 15 minutes n.
kısa süreli şöhret famous for fifteen minutes n.
kısa süreli dikkat çekici şey bright shiny object n.
kısa süreli barış lamourette's kiss n.
kısa süreli bir heves a one-day wonder n.
kısa süreli/geçici bir merak konusu a one-day wonder n.
geçici/kısa süreli bir başarı a one-day wonder n.
kısa süreli bir heves a nine-day wonder n.
kısa süreli/geçici bir merak konusu a nine-day wonder n.
geçici/kısa süreli bir başarı a nine-day wonder n.
kısa süreli indirim blue-light special n.
kısa süreli heves/heyecan yaratan şey bright shiny object n.
anlık/kısa süreli popüler olan kimse/şey flavour of the month [uk] n.
kısa süreli bir heves nine day wonder n.
kısa süreli/geçici bir merak konusu nine day wonder n.
geçici/kısa süreli bir başarı nine day wonder n.
kısa süreli etki yaratmak write on water v.
hızlı/kısa süreli kazanç için kendini satmak sell oneself v.
hızlı/kısa süreli kazanç için kendini düşürmek sell oneself v.
hızlı/kısa süreli kazanç için kendini iki paralık etmek sell oneself v.
hızlı/kısa süreli kazanç için prensiplerinden vazgeçmek sell oneself v.
kısa süreli parlayıp sönmek rise like a rocket (and fall like a stick) v.
kısa süreli bir karşılaşma yaşamak be (like) ships that pass in the night v.
Trade/Economic
alacakların rehnedilerek karşılığında kısa süreli kredi alınması pledging of accounts receivable n.
büyük şirketlerin kısa süreli finansman için çıkartıp diğer firmalara ve mali kurumlara sattıkları garantisiz bonolar commercial paper n.
borsada kısa süreli alım ve satımlar trading n.
dönen varlıkların kısa süreli borçlara oranı quick ratio n.
dönen varlıkların kısa süreli borçlara oranı current ratio n.
dönen varlıkların finansmanında kullanılan kısa süreli kredi self liquidating loan n.
dönen varlıkların kısa süreli borçlara oranı acid test ratio n.
işletmenin alacak hesapları karşılığında örneğin bankalardan kısa süreli finansman elde etmesi accounts receivable financing n.
kısa süreli parasal fon money capital n.
kısa süreli borçlanım short term indebtedness n.
kısa süreli memur turnover-prone employee n.
kısa süreli indirim flash sale n.
kısa süreli hakemlik ad hoc arbitration n.
kısa süreli borçların uzun süreli yapılması funding n.
kısa süreli kredi temporary credit n.
tahvil fiyatlarında kısa süreli değişmelerden kar sağlamak amacıyla tahvil alım ve satım faaliyeti barter n.
uzun süreli sermaye oluşturuluncaya kadar işletmeye sunulan kısa süreli kredi bridging loan n.
şirketlerin çalışanlarıyla belirsiz süreli sözleşme yapmak yerine geçici ve kısa dönemli kontratlar yaptığı çalışma biçimi gig economy n.
avro para piyasalarından fon sağlamaya olanak veren kısa süreli borçlanma kağıdı euronote n.
kısa süreli ekonomik büyüme mini-boom n.
kısa süreli iyileşme ardından düşük talep nedeniyle ikinci bir düşüş dalgasının yaşandığı durgunluk double dip n.
kısa süreli alacaklı hesapları ödeme sürelerinin dolmasına göre incelemek age v.
Law
kısa süreli ihbar short notice n.
kısa süreli kiralama shorthold tenancy [uk] n.
kısa süreli kiracılık shorthold tenancy [uk] n.
kısa süreli davetiye short summons n.
şirketlerin çalışanlarıyla belirsiz süreli sözleşme yapmak yerine geçici ve kısa dönemli kontratlar yaptığı çalışma biçimi gig economy n.
Insurance
kısa süreli fiyat short term rate n.
nakliyat sigortasında 12 ay'dan kısa süreli sigorta short term n.
Tourism
ana tatile ilaveten yapılan kısa süreli gezi short break n.
az sayıda ve kısa süreli molası olan çok hızlı tur veya gezi whistle stop n.
kısa süreli şehir turu/ziyareti city break n.
kısa süreli ikamet transient stay n.
Technical
kısa süreli fırın duruşu banking the furnace n.
kısa süreli hidrolik bozulma basıncı short-time hydraulic failure pressure n.
kısa süreli ölçek short time scale n.
kısa süreli çekme gerilmesi kaynak faktörü short-term tensile welding factor n.
kısa süreli hafıza/bellek short-term memory n.
kısa süreli dağlama short-term etching n.
kısa süreli hafıza/bellek working memory n.
kısa süreli iş part-time employment n.
kısmi daldırma ile kısa süreli su absorpsiyonunun tayini determination of short term water absorption by partial immersion n.
kısa süreli akım short-time current n.
kısa süreli su absorpsiyonu short term water absorption n.
kısa süreli iç basınç altında boru cidarında sızdırmazlık leaktightness of the wall under short-term internal pressure n.
kısa süreli üfleme puff n.
kısa süreli işletme short-term operation n.
makine parçasında düzgün çalışabilmek veya başka bir parçanın çalışabilmesi için meydana gelen kısa süreli kesinti dwell n.
Informatics
kısa süreli yükleme rejimi short-time rating n.
Telecom
bir sistemdeki kısa süreli hata glitch n.
kısa süreli hat dondurma kampanyası short term line suspension campaign n.
Electric
kısa süreli akım short time current n.
elektriksel uyarının hemen ardından cihazda oluşan kısa süreli duyarsızlık aralığı dead time n.
Construction
kısa süreli deney short term test n.
Transportation
motorlu taşıtın gümrükten kısa süreli geçişine izin veren belge tryptique n.
motorlu taşıtın gümrükten kısa süreli geçişine izin veren belge tryptyque n.
Aeronautic
kısa süreli olarak kiralanan uçak sub-charter n.
Marine
(yalnız kısa süreli sefere çıkan) denizci runner n.
Medical
kısa süreli farmakolojik tedavi short-period pharmacotherapy n.
kısa süreli turnike uygulaması short-term tourniquet application n.
kısa süreli psikoterapi short-term psychotherapy n.
kısa süreli maruz kalma düzeyi short-term exposure level n.
kısa süreli tedavi short term treatment n.
kısa süreli bilinç kaybı transient loss of consciousness n.
kısa süreli etkinlik short term efficacy n.
kısa süreli dalgınlık absence seizure n.
kısa süreli psikoterapi brief psychotherapy n.
kısa süreli cerrahi girişimler short surgical procedures n.
kısa süreli gebelik short term pregnancy n.
preoperatif kısa süreli radyokemoterapi preoperative short-term radiochemotherapy n.
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri enkephalin n.
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri enkephaline n.
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri encephalin n.
merkezi sinir sistemindeki morfin reseptörlerine bağlanan ve kısa süreli opioid özellikleri olan iki polipeptit türünden biri encephaline n.
kısa süreli hafif ateş febricula n.
hastanede kısa süreli yatış yapan short-stay adj.
Psychology
kısa süreli tepkisel psikoz brief reactive psychosis n.
kısa süreli bellek short-term memory n.
kısa süreli psikoterapi brief psychotherapy n.
kafada kısa sözcük dizilerini tekrar ederek hatırlamaya olanak sağlayan bir kısa süreli ezber yöntemi articulatory loop n.
çözüm odaklı kısa süreli psikolojik danışma solution-focused short-term psychological counseling n.
kısa süreli maruziyet sonrası hatırlanabilecek maksimum nesne sayısı span of apprehension n.
kısa süreli hafıza stm (short-term memory) abrev.
kısa süreli bellek stm (short-term memory) abrev.
Pathology
asfiksiye neden olabilecek şekilde, uzun süreli zor soluma ve ardından kısa verimsiz nefes verme apneusis n.
Pharmaceutics
uykusuzluğun kısa süreli tedavisinde kullanılan bir benzodiazepin ilaç temazepam n.
tetanosa karşı kısa süreli bağışıklık için verilen antitoksin tetanus antitoxin n.
Physics
kısa süreli periyodik olmayan sinyal transient n.
kısa süreli ışıklı hava olayı transient luminous event n.
Chemistry
deney maddelerinin kısa süreli engelleyici etkileri short-term inhibitory effects of test substances n.
Astronomy
evrenin büyük patlama'dan sonra kısa süreli bir üstel genişleme döneminden geçtiğini öne süren bir teori cosmic inflation n.
evrenin büyük patlama'dan sonra kısa süreli bir üstel genişleme döneminden geçtiğini öne süren bir teori inflation theory n.
kısa süreli ay fenomeni transient lunar phenomenon (tlp) n.
ay yüzeyinde gerçekleşen kısa süreli değişimler veya parlamalar transient lunar phenomenon (tlp) n.
Zoology
kur davranışı için kısa süreli yaklaşma consort n.
Breeding
hayvanları çitle çevrili dar alana kapatarak kısa süreli ve yoğun bir şekilde otlatma folding [uk] n.
Environment
kısa süreli maruz kalma short-term exposure n.
Geography
buzul döneminde kısa süreli daha ılıman geçen dönem interstadial n.
genellikle şiddetli fırtına sonucu oluşan ani ve kısa süreli sağanak flash flood n.
Meteorology
kısa süreli ani fırtına flaw n.
Military
kısa görev süreli bölge short tour area n.
Music
playback için sentezleyicide dijital olarak depolanan kısa süreli ses sample n.
Theatre
(tiyatro turnesi sırasında) küçük bir kasabadaki kısa süreli sahneye çıkış whistle-stop n.
Slang
kısa süreli uyuma yeri crashpad n.
Modern Slang
fazla alkol tüketiminden kaynaklı kısa süreli hafıza kaybı alcohol- induced amnesia n.