kaldırarak - Turco Inglés Diccionario
Historia

kaldırarak



Significados de "kaldırarak" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
kaldırarak enduringly adv.

Significados de "kaldırarak" con otros términos en diccionario inglés turco: 69 resultado(s)

Turco Inglés
General
elini kaldırarak veya bayrakla bir işaret verme wigwagging n.
bisiklet veya motorsikletin ön tekerleklerini kaldırarak yapılan gösteri wheelie n.
bisikleti/motoru önünü kaldırarak sürme wheelie n.
bisikleti/motoru önünü kaldırarak sürme popping a wheelie n.
bacağı yukarı kaldırarak tekme atma kick-up n.
elini kaldırarak işaret verme wigwag n.
parmakları kaldırarak oynanan eski bir oyun drawgloves n.
başını hafifçe kaldırarak öfkesini veya beğenmediğini belli etmek bridle v.
elleriyle birini ayaklarından kaldırarak yukarıya doğru itmek push someone’s feet up with one’s hands v.
(ahizeyi yuvasından kaldırarak) telefonu meşgule almak take the phone off the hook v.
yığınları kaldırarak (bir yeri) açmak unbank v.
(sıvıyı veya yiyeceği) dille kaldırarak tüketmek lap v.
küçük kusurları ortadan kaldırarak düzeltmek brush up v.
(bir şeyi) kaldırarak ağırlığını tahmin etmek heft v.
kaldırarak başka yere taşımak hist [dialect] v.
kaldırarak test etmek feel v.
kaldırarak incelemek feel v.
bacağını yukarı kaldırarak hareket eden (at) high-stepping adj.
baş kaldırarak disruly adj.
baş kaldırarak contumaciously adv.
yukarı kaldırarak upliftingly adv.
baş kaldırarak revoltingly adv.
kolu omuz hizasının üzerine kaldırarak overarm adv.
alışılmışa baş kaldırarak solecistically adv.
Phrasals
bir ucunu kaldırarak hafifçe çevirmek tip up v.
fazlalıkları çıkararak/kaldırarak değiştirmek cut down v.
Phrases
parmak kaldırarak konuşun raise your hand to speak expr.
Colloquial
bisiklet veya motosikletin ön tekerleklerini kaldırarak yapılan gösteriler wheelies n.
bisikleti/motoru önünü kaldırarak sürmek pop a wheelie v.
Idioms
el kaldırarak oylama a show of hands n.
(birine/bir şeye) elini kaldırarak tokat atacakmış gibi sallamak shake (one's) fist at (someone or something) v.
(birine) elini kaldırarak tokat atacakmış gibi sallamak shake your fist (at somebody) v.
el/ellerini kaldırarak by a show of hands expr.
Politics
el kaldırarak oylama vote by show of hands n.
düşünce, hareket veya ifade özgürlüğünü baskılayarak veya ortadan kaldırarak sıkı bir koordinasyon ve aynılık yaratma gleichschaltung n.
el kaldırarak oy verme show of hands n.
Technical
toprak kaldırarak kömür çıkarma strip mining n.
Automotive
bir aracı ön tekerleklerini kaldırarak sürme dublörlüğü yapmak wheelie v.
Aeronautic
inişteki uçağın süzülüş açısını yerle temas eder etmez burnunu kaldırarak hızlıca azaltıp yatay hale getirme flare-out n.
Marine
pruvayı yukarı kaldırarak denizden çıkmasını sağlayan yelken lifting sail n.
Psychology
iyi bir davranışın yapılma olasılığını ona olumsuz etki yapan bir uyarıcıyı ortadan kaldırarak artırma negative reinforcement n.
Physiology
vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı cell-mediated immune response n.
vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı cellular immune response n.
Chemistry
iyonik tuzları ortadan kaldırarak arıtmak deionise v.
iyonik tuzları ortadan kaldırarak arıtmak deionize v.
Marine Biology
(mercan) alg simbiyotlarını öldürerek veya ortadan kaldırarak beyazlatmak bleach v.
Religious
el kaldırarak seçme chirotony n.
kurbanı yukarı kaldırarak kutsamak heave [obsolete] v.
Military
kamuflajını kaldırarak veya ateşleyerek (silahın) yerini belli etme unmask v.
Hunting
silahı kaldırarak hedefe doğrultmak muzzle up v.
Sport
topu havaya kaldırarak yapılan bilek vuruşu flip shot n.
parmakları masaya koyup baş parmağı kaldırarak bilardo sopasını destekleme jigger n.
(kayak sporunda) hareket halinde değilken kayaklardan birinin önünü kaldırarak arkasını pivot haline getirip ters yönde manevra yapma kick turn n.
akrobat ve dansçıların ellerini birleştirip havaya kaldırarak yaptıkları kemer veya çatı benzeri figür bridge n.
atın ön ve arka ayaklarını belirli bir ritimde kaldırarak yaptığı bir hareket piaffer n.
(vücut geliştirmede) sırt üstü uzanıp halter kaldırarak yapılan bir egzersiz french press n.
tümsek kullanarak veya ağırlığını kaldırarak kayak ile kar arasındaki sürtünme ve baskıyı azaltmak unweighting v.
kaykayı hava kaldırarak (bir şeyin) üzerinden atlamak ollie v.
(at) ön ve arka ayaklarını belli ritimde kaldırarak hareket yapmak piaffe v.
(at) ön ve arka ayaklarını belli ritimde kaldırarak hareket yapmak piaffer v.
(bisiklet) ön tekeri kaldırarak arka teker üzerinde sıçramak pogo v.
(topu) hafifçe kaldırarak ilerletmek spoon v.
kriket gibi oyunlarda kolu omuz hizasının üzerine kaldırarak yapılan (atış) over-arm adj.
eli omuz hizasının üzerine kaldırarak overhand adv.
Art
bacağı vücudun yanına kaldırarak yapılan bir dans hareketi extension n.
tepelerdeki çimleri ve toprağı kaldırarak alttaki taş veya tebeşirlerle beyaz at figürleri yapma leucippotomy n.
ince metale kabartmalar oluşturarak veya bunları ortadan kaldırarak şekil verme sanatı repoussage n.
Music
(piyanoda) ses kısmaya yarayan araçları tellerin üzerinden kaldırarak tellerin titreşmeye devamını sağlayan pedal loud pedal n.
(piyanoda) ses kısmaya yarayan araçları tellerin üzerinden kaldırarak tellerin titreşmeye devamını sağlayan pedal sustaining pedal n.