lokalize - Turco Inglés Diccionario

lokalize

Significados de "lokalize" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
lokalize localized adj.
The pain may usually manifest as a severe, deep and localized type of discomfort.
Ağrı genellikle şiddetli, derin ve lokalize bir rahatsızlık türü olarak ortaya çıkabilir.

More Sentences
lokalize localised adj.
It can be permanently cured if it remains localised in the prostate.
Prostatta lokalize kalırsa kalıcı olarak tedavi edilebilir.

More Sentences

Significados de "lokalize" con otros términos en diccionario inglés turco: 35 resultado(s)

Turco Inglés
General
(yaygın enfeksiyonun lokalize tahliyesi için hayvan derisi altına yerleştirilen kıl veya ipek) alet rowel n.
(evrende) lokalize madde birikimi inhomogeneity n.
duyu veya bellek imgesinin bedende lokalize olması project n.
lokalize etmek localize v.
lokalize etmek localise v.
Technical
lokalize edilmiş localization n.
lokalize edilmiş localisation n.
Automotive
lokalize acil çağrı localized emergency call n.
Medical
lokalize kemik ağrısı localized bone pain n.
yalnız tümör ve yayıldığı alanı içeren daha lokalize radyoterapi tekniği conformal radiation therapy n.
lokalize infiltratlar localized infiltrates n.
sol hemisfere lokalize kortikal ve subkortikal hiperintensiteler cortical and subcortical hyperintensities in left hemisphere n.
sakrouterin ligamentlerde lokalize olmuş endometriozis odakların yakılması cauterization of endometriotic implants located on the sacrouterine ligaments n.
lokalize büllöz impetigo localized bullous impetigo n.
portal venlerde lokalize located in hepatic vein n.
ailesel primer lokalize larengeal amiloidoz familial primary localized laryngeal amyloidosis n.
lokalize prostat kanseri localized prostate cancer n.
yüksek riskli lokalize prostat kanseri high-risk localized prostate cancer n.
kalbin sol ventrikül duvarında lokalize dilatasyon veya protrüzyon ventricular aneurysm n.
cilt hastalığının belirtilerinin görüldüğü lokalize parça plaque n.
lokalize bir enfeksiyon veya hastalığın vücutta etkili olduğu bölüm focus n.
(lezyon) lokalize olmak draw v.
akciğerlerde lokalize olan localized in the lung adj.
lokalize olmayan (nöbet) nonfocal adj.
kulak yakınında lokalize olan otic adj.
Psychology
lokalize amnezi localized amnesia n.
Pathology
lokalize adipozite localised adiposity n.
lokalize deri döküntüsü local skin eruption n.
lokalize skleroderma localised scleroderma n.
lokalize hipertrikoz localised hypertrichosis n.
arter geçişinden kaynaklı basınçla retinal venin lokalize daralması nicking n.
Dermatology
lokalize skleroderma morphoea n.
Physics
dalga benzeri lokalize bir salınım formu oscillon n.
Biology
akraba formlardan az fakat etkin bir biçimde farklılaşmış olan küçük ve genellikle lokalize popülasyon microspecies n.
kromozomun lokalize olmuş dar bölümü constriction n.