sertleşmiş - Turco Inglés Diccionario
Historia

sertleşmiş



Significados de "sertleşmiş" en diccionario inglés turco : 11 resultado(s)

Turco Inglés
General
sertleşmiş callous adj.
sertleşmiş case-hardened adj.
sertleşmiş casehardened adj.
sertleşmiş sclerotic adj.
Colloquial
sertleşmiş erect adj.
Technical
sertleşmiş indurated adj.
sertleşmiş hardened adj.
Automotive
sertleşmiş hardened adj.
Medical
sertleşmiş calloused adj.
sertleşmiş callused adj.
sertleşmiş sclerosed adj.

Significados de "sertleşmiş" con otros términos en diccionario inglés turco: 84 resultado(s)

Turco Inglés
General
sertleşmiş dışkı scybalum n.
sertleşmiş kar kitlesi hard-packed snow n.
mersingiller familyasına mensup bir okaliptüs ağacının sertleşmiş tohum zarfı gum nut [australia] n.
sertleşmiş tabakaya ilişkin cataphractic adj.
havaya maruz kalarak sertleşmiş weatherworn adj.
zamanla sertleşmiş sclerotic adj.
birazı sertleşmiş semiindurated adj.
(penis) sertleşmiş stiff adj.
Idioms
kuruyup sertleşmiş (as) dry as a bone adj.
Technical
ayrımlı sertleşmiş merdane differential hardened roll n.
aşırı sertleşmiş çelik overhardened steel n.
havada sertleşmiş çelik air hardening steel n.
havada sertleşmiş çelik air-hardening steel n.
havada sertleşmiş kireç air-hardening lime n.
sığ sertleşmiş çelik shallow hardened steel n.
sertleşmiş çelik strengthened steel n.
sertleşmiş karmalar strengthened composites n.
sertleşmiş gereçler hardened materials n.
sertleşmiş gereçler strengthened materials n.
sertleşmiş kil clunch n.
sertleşmiş alaşım hardened alloy n.
sertleşmiş harç hardened mortar n.
sertleşmiş metal hardened metal n.
sertleşmiş metal strengthened metal n.
sertleşmiş alaşım strengthened alloy n.
sertleşmiş çelik hardened steel n.
sertleşmiş beton hardened concrete n.
yağda sertleşmiş çelik oil hardening steel n.
yağda sertleşmiş çelik oil-hardened steel n.
yetersiz sertleşmiş çelik underhardened steel n.
yüzeyi sertleşmiş kırdöküm chilled cast iron n.
(metal işlemede) kalıbın parçaları arasındaki ayrım yüzeylerine şekil vermek amacıyla kalıp çıkarılırken şablonun kısmen gömülü olduğu oluklu levha, sıva kalıbı, sertleşmiş kum gibi malzeme match n.
aşırı sertleşmiş overhardened adj.
ayrık sertleşmiş dispersion hardened adj.
ayrık sertleşmiş dispersion strengthened adj.
havada sertleşmiş air-hardened adj.
havada sertleşmiş air-cured adj.
kendiliğinden sertleşmiş self-hardened adj.
yağda sertleşmiş oil-hardened adj.
yetersiz sertleşmiş underhardened adj.
Construction
sertleşmiş harcın kapiler etkiler esnasında su emme katsayısının tayini determination of water absorption coefficient during capillary action of hardened mortar n.
sertleşmiş çimento hardened cement n.
sertleşmiş beton hardened concrete n.
sertleşmiş beton deneyi hardened concrete test n.
sertleşmiş beton yoğunluğu hardened concrete density n.
sertleşmiş betonun yoğunluğu density of hardened concrete n.
sertleşmiş betonda hava boşluğu air void in hardened concrete n.
sertleşmiş harcın basınç ve eğilme dayanımı flexural and compressive strength of hardened mortar n.
kürlenmiş/sertleşmiş hardened adj.
Medical
sertleşmiş doku scleroma n.
uzamış ve sertleşmiş sırt pilaster n.
sertleşmiş organ schirrhus [obsolete] n.
sertleşmiş kısım schirrhus [obsolete] n.
sertleşmiş salgı bezi schirrhus [obsolete] n.
sertleşmiş organ scirrhus [obsolete] n.
sertleşmiş kısım scirrhus [obsolete] n.
sertleşmiş salgı bezi scirrhus [obsolete] n.
fibröz dokunun baskın gelmesi sonucu sertleşmiş kanserli ur schirrhus n.
fibröz dokunun baskın gelmesi sonucu sertleşmiş kanserli ur scirrhus n.
dokusu sertleşmiş sclerotic adj.
sertleşmiş dışkıya ait veya ilişkili scybalous adj.
kasları sertleşmiş stiff adj.
Anatomy
dokusu sertleşmiş sclerotical adj.
Pathology
rektum veya kolonda sertleşmiş dışkı birikimi fecal impaction n.
Gastronomy
(özellikle yiyecek) sertleşmiş stale adj.
Biology
(organizma ve organizma parçaları) sertleşmiş scleroid adj.
Zoology
çekirge gibi omurgasızların sertleşmiş yumurta zarı ootheca n.
kemikleşmiş, sertleşmiş tabakalar, pullar vs. ile kaplı olan (hayvan) cataphracted adj.
Botanic
mersingiller familyasına mensup bir okaliptüs ağacının sertleşmiş tohum zarfı eucalyptus gummifera n.
mersingiller familyasına mensup bir okaliptüs ağacının sertleşmiş tohum zarfı gumnut [australia] n.
(likenoloji) üreme organlarını veya spor keselerini barındıran sertleşmiş yapı shield n.
Environment
aşırı sertleşmiş zemin over consolidated soil n.
Geology
sertleşmiş kilden oluşan kayaç tillite n.
Military
taktiksel çalışma için sertleşmiş kumdan yapılmış arazi modeli sand table n.
Entomology
sertleşmiş çamur ve kumdan yuvalar inşa eden çeşitli yalnız yaşayan arılara verilen ad mason n.
(böceğin mezotoraks ve metatoraksının bulunduğu bölümde) küçük sertleşmiş plaka parapterum n.
(bazı böceklerde) pul benzeri küçük sertleşmiş plaka çifti parapterum n.
(böceğin mezotoraks ve metatoraksının bulunduğu bölümde) küçük sertleşmiş plaka parapteron n.
(bazı böceklerde) pul benzeri küçük sertleşmiş plaka çifti parapteron n.
katılaşıp sertleşmiş (kütiküla) sclerotized adj.
katılaşıp sertleşmiş (kütiküla) sclerotised adj.
Slang
sertleşmiş penis joystick n.
sertleşmiş meme uçları aramak do a bean count v.
penisi sertleşmiş on the horn [dated] expr.