Historia

suçlayıcı

Significados de "suçlayıcı" en diccionario inglés turco : 13 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	suçlayıcı	blamer n.
2	General	suçlayıcı	inculpatory adj.
3	General	suçlayıcı	denunciatory adj.
4	General	suçlayıcı	incriminating adj.
5	General	suçlayıcı	accusatory adj.
6	General	suçlayıcı	accusive adj.
7	General	suçlayıcı	accusing adj.
8	General	suçlayıcı	accusatorial adj.
9	General	suçlayıcı	accusative adj.
10	General	suçlayıcı	inculpative adj.
11	General	suçlayıcı	culpatory adj.
Law
12	Law	suçlayıcı	accusative adj.
13	Law	suçlayıcı	accusatorial adj.

Significados de "suçlayıcı" con otros términos en diccionario inglés turco: 24 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	suçlayıcı gözler	blaming eyes n.
2	General	suçlayıcı bakışlar	blaming eyes n.
3	General	(suçlayıcı olarak) bunlar	they n.
4	General	suçlayıcı kimse	incriminator n.
5	General	elinde suçlayıcı delil bulunmak	have something on someone v.
6	General	suçlayıcı olmayan	nonincriminating adj.
7	General	kendi kendini suçlayıcı	self-accusatory adj.
8	General	kendini suçlayıcı	self-accusatory adj.
9	General	kendini suçlayıcı/ayıplayan	self-condemning adj.
10	General	(suçlayıcı tavır ile) dahil olduğu söylenen	implicated adj.
11	General	suçlayıcı olarak	denunciatorily adv.
12	General	suçlayıcı şekilde	accusatorially adv.
13	General	suçlayıcı bir şekilde	incriminatingly adv.
Phrasals
14	Phrasals	elinde birine karşı suçlayıcı kanıt olmak	get (something) on (someone) v.
15	Phrasals	(biri) hakkında suçlayıcı bir bilgi edinmek	get on (one) v.
Colloquial
16	Colloquial	(biri) hakkında suçlayıcı kanıt olmak	have (something) on (one) v.
17	Colloquial	(birine) karşı suçlayıcı kanıtı olmak	have (something) on (one) v.
Idioms
18	Idioms	(biri/bir şey) hakkındaki suçlayıcı bilgiler	the goods on (someone or something) n.
19	Idioms	(birine/bir şeye) karşı kesin bir suçlayıcı kanıtı olmamak	have got nothing on (someone or something) v.
20	Idioms	biri hakkında suçlayıcı kanıt olmak	have on one v.
Law
21	Law	suçlayıcı delil	incriminating evidence n.
22	Law	suçlayıcı bilgi toplamak üzere yapılan araştırma	fishing expedition [us] n.
23	Law	suçlayıcı şekilde	accusatorially adv.
Politics
24	Politics	bir başkasına yönelik şantaj, itibarsızlaştırma ya da manipülasyon hedefiyle elde edilmiş yüz kızartıcı/uygunsuz/suçlayıcı bilgi	kompromat (compromising material) n.