Historia

the live

Significados de "the live" en diccionario turco inglés : 1 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	the live n.	canlı

Significados de "the live" con otros términos en diccionario inglés turco: 189 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	the world we live in n.	yaşadığımız dünya
2	General	the live plants n.	canlı bitkiler
3	General	not to live till the morning v.	sabaha çıkmamak
4	General	live the life of riley v.	bey gibi yaşamak
5	General	live the moment v.	anı yaşamak
6	General	live on the razor's edge v.	iki ateş arasında kalmak
7	General	live on the razor's edge v.	ölümle kalım arasında olmak
8	General	live outside the country v.	ülke dışında yaşamak
9	General	live one's life to the full v.	hayatını doyasıya yaşamak
10	General	live one's life to the full v.	hayatın tadını çıkarmak
11	General	live under the same roof v.	aynı çatı altında yaşamak
12	General	live like the kings v.	krallar gibi yaşamak
13	General	live in the present v.	zamanının insanı olmak
14	General	live life to the fullest v.	dolu dolu yaşamak
15	General	live life in the fast lane v.	hayatı uçlarda yaşamak
16	General	live life in the fast lane v.	hızlı yaşamak
17	General	live on the edge v.	hayatı uçlarda yaşamak
18	General	live on the edge v.	uçlarda yaşamak
19	General	live life in the fast lane v.	uçlarda yaşamak
20	General	live off the land v.	gıdasını tarladan temin ederek yaşamak
21	General	live by the rules v.	kurallara göre yaşamak
22	General	live under the wings of v.	kanatları altında yaşamak
23	General	live in the woods v.	ormanda yaşamak
24	General	live under the shadow of guns v.	silahların gölgesinde yaşamak
25	General	live in the shadow of guns v.	silahların gölgesinde yaşamak
26	General	live life to the fullest v.	hayatı dolu dolu yaşamak
27	General	live in the basement of the school v.	okulun bodrumunda yaşamak
28	General	live under the threat of bankruptcy v.	iflas tehdidi altında yaşamak
29	General	live to the age of sixty-eight v.	altmış sekiz yaşına kadar yaşamak
30	General	live by the sea v.	geçimini denizden sağlamak
31	General	live by the sea v.	deniz kenarında yaşamak
32	General	live on the margins of society v.	toplumun sınırlarında/kıyısında yaşamak
33	General	live on the border of v.	'nın sınırında yaşamak
34	General	live in the slums v.	kenar mahallede yaşamak
35	General	live in the slums v.	gecekondu mahallesinde yaşamak
36	General	live to the age of 95 v.	95 yaşına kadar yaşamak
37	General	live the nomadic life v.	göçebe hayatı yaşamak
38	General	live across the street from each other v.	aynı sokakta karşılıklı evlerde oturmak
39	General	live in the wild v.	vahşi doğada yaşamak
40	General	live in the same town v.	aynı şehirde yaşamak
41	General	live the moment interj.	anı yaşa
Phrases
42	Phrases	long live the king expr.	kralımız çok yaşa
43	Phrases	long live the king expr.	kralım çok yaşa
Proverb
44	Proverb	live by the sword die by the sword	su testisi su yolunda kırılır
45	Proverb	those who live by the sword, die by the sword	kılıçla yaşayan kılıçla ölür
46	Proverb	those who live by the sword, die by the sword	su testisi su yolunda kırılır
Colloquial
47	Colloquial	live up to all the hype v.	beklenildiği gibi olmak
48	Colloquial	live in the past v.	geçmişte yaşamak
49	Colloquial	live high on the hog v.	lüks içinde yaşamak
50	Colloquial	live in the past v.	modern düşünmemek
51	Colloquial	live high off the hog v.	lüks içinde yaşamak
52	Colloquial	live high off the hog v.	para içinde yüzmek
53	Colloquial	live high on the hog v.	para içinde yüzmek
54	Colloquial	live up to all the hype v.	yazıldığı/gösterildiği gibi çıkmak
55	Colloquial	live up to the hype v.	beklentileri karşılamak
Idioms
56	Idioms	live over the brush v.	erkek/kız arkadaşıyla aynı evde yaşamak
57	Idioms	live under the cat's foot v.	(birinin) parmağında oynatılmak
58	Idioms	live under the cat's foot v.	kukla gibi kullanılmak
59	Idioms	live under the cat's foot v.	(biri) tarafından bastırılmak
60	Idioms	live on the breadline v.	açlık sınırında yaşamak
61	Idioms	live for the moment v.	anı yaşamak
62	Idioms	live on the breadline v.	aşırı yoksul olmak
63	Idioms	live under the same roof v.	aynı çatı altında yaşamak
64	Idioms	live under the same roof v.	aynı evde oturmak
65	Idioms	live off the backs of somebody v.	başkalarının sırtından geçinmek
66	Idioms	live to tell the tale v.	bir felaketten vb sağ kurtulmak
67	Idioms	live off the backs of others v.	başka insanların sırtından geçinmek
68	Idioms	live off the backs of others v.	başkalarının sırtından geçinmek
69	Idioms	live on the fat of the land v.	bolluk bereket içinde yaşamak
70	Idioms	live high on the hog v.	bir eli yağda bir eli balda olmak
71	Idioms	live off the fat of the land v.	bir eli yağda bir eli balda olmak
72	Idioms	live in the lap of luxury v.	bir eli yağda bir eli balda olmak
73	Idioms	live on the fat of the land v.	çok iyi durumda olmak
74	Idioms	live high on the hog v.	çok rahat bir yaşam sürmek
75	Idioms	live high on the hog v.	çok zengin olmak
76	Idioms	live high off the hog v.	çok rahat bir yaşam sürmek
77	Idioms	live high off the hog v.	çok zengin olmak
78	Idioms	live in the poorhouse v.	darülacezeye düşmek
79	Idioms	live in the poorhouse v.	ele güne muhtaç olmak
80	Idioms	live high on the hog v.	har vurup harman savurmak
81	Idioms	live in the best of both worlds v.	her ikisinden de yararlanmak
82	Idioms	live on the fat of the land v.	her şeyin en iyisi ile geçinmek
83	Idioms	live high off the hog v.	har vurup harman savurmak
84	Idioms	not live through the night v.	geceyi çıkaramamak
85	Idioms	live under the same roof with v.	ile aynı çatı altında yaşamak
86	Idioms	live off the grid v.	medeniyetten/insanlardan uzakta yaşamak
87	Idioms	live the life of riley v.	lüks içinde yaşamak
88	Idioms	live in the lap of luxury v.	lüks içinde yaşamak
89	Idioms	live high on the hog v.	para içinde yüzmek
90	Idioms	live high off the hog v.	şatafatlı bir hayat sürmek
91	Idioms	live high off the hog v.	para içinde yüzmek
92	Idioms	live off the fat of the land v.	rahat bir yaşam sürmek
93	Idioms	live on the fat of the land v.	rahat bir yaşam sürmek
94	Idioms	live high on the hog v.	şatafatlı bir hayat sürmek
95	Idioms	live to the ripe old age v.	torun torba sahibi olmak
96	Idioms	live on the fat of the land v.	tuzu kuru olmak
97	Idioms	live in the boonies v.	taşrada yaşamak
98	Idioms	live in the boondocks v.	taşrada yaşamak
99	Idioms	live on the edge v.	tehlikeli yaşamak
100	Idioms	live up to one's end of the bargain v.	verdiği sözü tutmak
101	Idioms	live up to one's end of the bargain v.	verdiği sözü yerine getirmek
102	Idioms	live up to one's side of the bargain v.	verdiği sözü tutmak
103	Idioms	live up to one's end of the bargain v.	üstüne düşeni yapmak
104	Idioms	live up to one's side of the bargain v.	üstüne düşeni yapmak
105	Idioms	live up to one's end of the bargain v.	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
106	Idioms	live to the age of something v.	(70/80 vb) yaşına kadar yaşamak
107	Idioms	live off the land v.	yaşamını sebze/meyve toplayarak/çalarak idame ettirmek
108	Idioms	live up to one's side of the bargain v.	verdiği sözü yerine getirmek
109	Idioms	live on the fat of the land v.	yediği önünde yemediği arkasında olmak
110	Idioms	live to the (ripe old) age of something v.	(70/80 vb) yaşına kadar yaşamak
111	Idioms	live up to one's side of the bargain v.	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
112	Idioms	live out (the rest of) (one's) days v.	(son günlerini) bir şey yaparak ya da bir yerde geçirmek
113	Idioms	live out (the rest of) (one's) days v.	kalan ömrünü bir yerde ya da bir şey yaparak geçirmek
114	Idioms	live off the grid v.	evine kentsel kaynaklar bağlı olmadan yaşamak
115	Idioms	live off the grid v.	şehir suyu, elektriği gibi belediye tarafından sağlanan kaynaklardan bağımsız yaşamak
116	Idioms	live off the grid v.	genel sistemden bağımsız yaşamak
117	Idioms	live off the grid v.	sistemin dışına çıkmak/dışında yaşamak
118	Idioms	live off the grid v.	devlet gözetiminden uzakta yaşamak
119	Idioms	live off the grid v.	izi sürülemez olmak
120	Idioms	live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.	tutumlu bir şekilde yaşamak
121	Idioms	live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.	minimumda yaşamak
122	Idioms	live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.	sade yaşamak
123	Idioms	live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.	ekonomik yaşamak
124	Idioms	live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.	ucu ucuna idare etmek
125	Idioms	live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.	kıt/kısıtlı kaynaklarla idare etmek
126	Idioms	live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.	idareli yaşamak
127	Idioms	live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.	hesaplı yaşamak
128	Idioms	live over the shop [uk] v.	dükkanın üstünde yaşamak
129	Idioms	live over the shop [uk] v.	iş yerinde yaşamak
130	Idioms	live over the shop [uk] v.	iş yeriyle evi bir arada olmak
131	Idioms	live over the shop v.	iş yeri mülkünde yaşamak
132	Idioms	live over the shop v.	iş yerinin olduğu binada yaşamak
133	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	çok tutumlu yaşamak
134	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	çok idareli yaşamak
135	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	sinekten yağ çıkarmak
136	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	kıt kanaat yaşamak
137	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	minimumda yaşamak
138	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	yokluk içinde idare etmek
139	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	sade yaşamak
140	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	ucu ucuna idare etmek
141	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	idareli yaşamak
142	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	hesaplı yaşamak
143	Idioms	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	ekonomik yaşamak
144	Idioms	live (life) on the edge v.	(hayatı) uçlarda yaşamak
145	Idioms	live (life) on the edge v.	tehlikeli bir yaşam sürmek
146	Idioms	live (life) on the edge v.	(hayatı) risk alarak yaşamak
147	Idioms	live off the backs of (someone) v.	(birinin) sırtından geçinmek
148	Idioms	live off the backs of (someone) v.	(başkalarının) sırtından geçinmek
149	Idioms	live off the backs of someone v.	birinin sırtından geçinmek
150	Idioms	live off the backs of someone v.	başkalarının sırtından geçinmek
151	Idioms	live out (the rest of) (one's) life v.	(son günlerini) bir şey yaparak ya da bir yerde geçirmek
152	Idioms	live out (the rest of) (one's) life v.	(kalan ömrünü) bir yerde ya da bir şey yaparak geçirmek
153	Idioms	live the life of reilly v.	lüks içinde yaşamak
154	Idioms	live the life of reilly v.	bey gibi yaşamak
155	Idioms	live the life of reilly v.	bir eli yağda bir eli balda yaşamak
156	Idioms	live the life of reilly v.	bolluk içinde yaşamak
157	Idioms	live the life of reilly v.	rahat ve sıkıntısız bir hayat sürmek
158	Idioms	live to the age of v.	belli bir yaşa kadar yaşamak
159	Idioms	live to the age of v.	… yaşına kadar yaşamak
160	Idioms	live to the age of v.	belli bir yaşı görmek
161	Idioms	live up to end of the bargain v.	üstüne düşeni yapmak
162	Idioms	live up to end of the bargain v.	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
163	Idioms	live up to end of the bargain v.	verdiği sözü tutmak
164	Idioms	live up to end of the bargain v.	verdiği sözü yerine getirmek
165	Idioms	the king is dead, long live the king expr.	kral öldü yaşasın yeni kral
166	Idioms	live in the poorhouse	yoksullar/düşkünler evinde yaşamak
167	Idioms	live in the poorhouse	yoksulluk içinde yaşamak
Speaking
168	Speaking	you gotta live in the moment n.	anı yaşaman lazım
169	Speaking	you gotta live in the moment expr.	anı yaşamalısın
170	Speaking	you gotta live in the moment expr.	anı yaşaman gerek
171	Speaking	we live in the same flat [uk] expr.	aynı dairede yaşıyoruz
172	Speaking	we live in the same apartment expr.	aynı dairede yaşıyoruz
173	Speaking	we live in the same apartment expr.	aynı evde yaşıyoruz
174	Speaking	we live in the same flat [uk] expr.	aynı evde yaşıyoruz
175	Speaking	we live across the street from each other expr.	aynı sokakta karşılıklı evlerde oturuyoruz
176	Speaking	where do the president and his family live? expr.	başkan ve ailesi nerede yaşıyor?
177	Speaking	where do the children live expr.	çocuklar nerede yaşıyor
178	Speaking	now the old king is dead! long live the king expr.	kral öldü yaşasın yeni kral
179	Speaking	do you live in the city or the country? expr.	şehirde mi yaşıyorsun kırsalda mı?
180	Speaking	which area of the city do you live in? expr.	şehrin hangi bölgesinde yaşıyorsun?
181	Speaking	because of the place where they live expr.	yaşadıkları yer yüzünden
182	Speaking	the place I live expr.	yaşadığım yer
183	Speaking	the place where i live expr.	yaşadığım yer
Trade/Economic
184	Trade/Economic	bidding for the rights to broadcast the matches live n.	canlı yayın ihalesi
185	Trade/Economic	bidding for the rights to broadcast the matches live n.	naklen yayın ihalesi
Military
186	Military	live off the land n.	hayat-ı idame
Slang
187	Slang	all the way live expr.	harika
188	Slang	all the way live expr.	heyecan verici
189	Slang	all the way live expr.	mükemmel