work on - Turco Inglés Diccionario
Historia

work on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "work on" en diccionario turco inglés : 14 resultado(s)

Inglés Turco
General
work on v. birisini ikna etmeye çalışmak
work on v. nakışlamak
work on v. yapmak
work on v. üzerinde çalışmak
work on v. bir şeyi işlemek
work on v. hazırlamak
work on v. tesir etmek
work on v. tamiriyle uğraşmak
work on v. -e ağırlık vermek
work on v. -in yapımıyla uğraşmak
work on v. -in yapımıyla meşgul olmak
work on v. üzerine çalışmak
work on v. üstünde çalışmak
work on v. etkilemek

Significados de "work on" con otros términos en diccionario inglés turco: 105 resultado(s)

Inglés Turco
General
start work on with purpose and vigor v. atağa geçmek
carry on a work v. çalışma sürdürmek
carry on a work or a study v. çalışmada bulunmak
carry on a work or a study v. çalışma yürütmek
work on battery v. pille çalışmak
work on a salary basis v. maaşla çalışmak
work on a salary basis v. maaşlı çalışmak
get to work (on) v. işe koyulmak
get to work (on) v. üzerinde çalışmaya başlamak
get to work (on) v. çalışmaya başlamak
work on project basis v. proje tabanlı çalışmak
work on project basis v. proje bazlı çalışmak
focus on one's work v. kendini işe vermek
focus on work v. çalışmaya odaklanmak
work illegally on a tourist visa v. turist vizesiyle kaçak çalışmak
work on sundays v. pazarları çalışmak
work on something new v. yeni bir şey üzerinde çalışmak
work on a new album v. yeni bir albüm üzerinde çalışmak
work on a case v. bir dava üstünde çalışmak
work on experiment v. deney üzerinde çalışmak
work on one's speech v. konuşması üstünde çalışmak
work on the computer v. bilgisayarda çalışmak
work on the computer v. bilgisayarda çalışmak
set on work v. çalışmaya başlamasına neden olmak
set on work v. işe başlamak
work on a model v. bir model üzerinde çalışmak
Phrasals
work on someone v. birisi üzerinde işe yaramak
work on someone v. (hastayı) ameliyat etmek
work on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde etkili olmak
work on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde çalışmak/işe yaramak
work on (something) v. (bir şey) üzerinde çalışmak
work on (something) v. (bir şey) üzerinde etkili olmak
work on (something) v. (bir şey) üzerinde onarıcı/iyileştirici/düzeltici etkisi olmak
work on (something) v. (bir şey) üzerinde işlem yapmak
work on (something) v. (bir şeyi) tamir etmek
work on (something) v. (bir şeyle) ilgilenmek
work on (something) v. (bir şeyin) yapımıyla uğraşmak
work on (something) v. (bir sistemde) çalışmak/işlemek
work on (something) v. (bir şeyin) üzerine gitmek
work on (something) v. (bir şeyin) üzerinde çalışmak
work on (something) v. (bir şeyin) üzerine giderek/üzerinde çalışarak uzmanlaşmak
work on (something) v. (bir şeyi) geliştirmek
work on (something) v. (bir şey) üzerinde alıştırma/pratik yapmak
work on (someone) v. (birini) birisini ikna etmeye çalışmak
work on (someone) v. (birini) etkilemeye/manipüle etmeye çalışmak
Colloquial
set to work on (someone) v. (birine) bir şey yapmaya başlamak
Idioms
pile the work on someone v. birinin üstüne iş yıkmak
work on all cylinders v. bir motordaki tüm silindirleri çalışır halde tutmak
work on all cylinders v. en üst verimlilik, hız ve üretkenlikle çalışmak
work on all cylinders v. tüm gücüyle çalışmak
work on all cylinders v. tam kapasite çalışmak
work miracles (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde) harikalar yaratmak
work miracles (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak
work miracles (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak
work wonders (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde) harikalar yaratmak
work wonders (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak
work wonders (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak
go to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
go to work (on something) v. (bir şey) üzerinde çalışmaya başlamak
set to work (on something) v. (bir şey) üzerinde çalışmaya başlamak
go to work (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
go to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
set to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
set to work (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
set to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
go/set to work (on something) v. (bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
go/set to work (on something) v. (bir şeyle) uğraşmaya başlamak
go/set to work (on something) v. (bir şey üzerinde) işe koyulmak
pile on the work v. üstüne iş yıkmak/yığmak
pile on the work v. işi çoğaltmak
pile on the work v. üst üste iş yığmak
pile on the work v. işi çığ gibi büyütmek
pile the work on v. üstüne iş yıkmak/yığmak
pile the work on v. işi çoğaltmak
pile the work on v. üst üste iş yığmak
pile the work on v. işi çığ gibi büyütmek
set (someone or something) to work (on something) v. (birini/bir şeyi işe) başlatmak
set (someone or something) to work (on something) v. (birinin/bir şeyin bir işe) başlamasını/girişmesini sağlamak
set (someone or something) to work (on something) v. (birini/bir şeyi bir şey üzerinde çalıştırmak/çalışmaya başlatmak
work an angle on (one) v. (birini) kazıklamaya çalışmak
work an angle on (one) v. (birini) üçkağıda getirmeye çalışmak
work the rabbit's foot on [us] v. kandırmak
work the rabbit's foot on [us] v. aldatmak
work the rabbit's foot on [us] v. oyuna getirmek
work the rabbit's foot on (someone) [obsolete] v. (birini) kandırmak
work the rabbit's foot on (someone) [obsolete] v. (birini) aldatmak
work the rabbit's foot on (someone) [obsolete] v. (birini) oyuna getirmek
Speaking
that would not work on me expr. bende işe yaramaz o
I don't work on the weekends expr. hafta sonları çalışmam
I don't work on the weekends expr. hafta sonları çalışmıyorum
I'm on my way to work expr. işe gidiyorum
I'm on my way to work expr. işe gidiyorum (yoldayım)
I'm on my way to work expr. işe gitmekteyim
do you think it would work on me? expr. sence bu bende işe yarar mı?
I'm on my way to work expr. şu anda işe gitmek üzere yoldayım
do you think it will work on me? expr. sence bu bende işe yarar mı?
Trade/Economic
fee for licence to work on vacation days n. tatil günlerinde çalışma ruhsatı harcı
Law
law on work permits of foreigners n. yabancıların çalışma izinleri hakkında kanun
Politics
declaration on fundamental principles and rights at work n. çalışma hayatına ilişkin temel haklar ve ilkeler bildirgesi
committee for the technical adaptation of legislation on the introduction of measures to encourage improvements in the safety and health of workers at work n. iş sağlığı ve güvenliği konusundaki iyileştirmelerin teşvik edilmesine ilişkin tedbirler getirilmesi hakkındaki mevzuatın teknik adaptasyonu komitesi
Construction
guide for laying and on-site work practices n. arazide yerleştirme ve montaj işlemleri kılavuzu
on call work n. çağrı üzerine çalışma
Marine
armouring work on crown n. kronmanda koruma işi
Physics
work on a spring n. yay üzerine yapılan iş
Agriculture
woof (work on organic farm) abrev. organik çiftlikte çalışma