yönlendiren - Turco Inglés Diccionario
Historia

yönlendiren



Significados de "yönlendiren" en diccionario inglés turco : 8 resultado(s)

Turco Inglés
General
yönlendiren aimer n.
yönlendiren directing adj.
yönlendiren imperative adj.
yönlendiren infusive adj.
yönlendiren dirigent adj.
yönlendiren preaching adj.
yönlendiren precipient adj.
Archaic
yönlendiren imperatory adj.

Significados de "yönlendiren" con otros términos en diccionario inglés turco: 75 resultado(s)

Turco Inglés
General
cevabı yönlendiren soru leading question n.
iş mektubunda selamlamanın üstüne yerleştirilip mektubu doğru birime yönlendiren satır attention line n.
yönlendiren şey bit n.
atın başını sağa-sola yönlendiren dizgin leading rein n.
eli ile yönlendiren kimse manuducent n.
yönlendiren veya rehberlik eden şey manuduction n.
aldatıp yanlış yönlendiren şey humbuggery n.
yanlış yönlendiren kimse misleader n.
avlanma yerindeki tazıları yönlendiren adam huntsman n.
(insanları tazminat davası açmaları konusunda teşvik edip bu talepleri avukata yönlendiren) komisyoncu claims farmer n.
yönlendiren kimse directer n.
telefon santralinde hatları bağlayıp çağrıları yönlendiren kimse operator n.
telefon santralinde hatları bağlayıp çağrıları yönlendiren ekibin başındaki kimse operator n.
deneyimsiz satış çalışanlarını eğitip yönlendiren deneyimli satışçı coach n.
yüzen kütükleri yönlendiren direk pike pole n.
çocuk oyunlarını yönlendiren kimse playleader n.
yönlendiren kimse diverter n.
yönlendiren şey diverter n.
yönlendiren kimse orientator n.
yönlendiren kimse orienter n.
suyu sulama kanalına yönlendiren geçici kanal presa [dialect] n.
çıkarları doğrultusunda yönlendiren manipulating adj.
kural veya hedef doğrultusunda yönlendiren regulative adj.
eve yönlendiren homing adj.
asıl noktaya yönlendiren direct adj.
yanlış yönlendiren ideological adj.
kısıtlı dikkati yalnızca bir şeye yönlendiren one-track adj.
hava akımı yönlendiren fanned adj.
adil olmayan bir yargıya yönlendiren prejudicial adj.
kendine yönlendiren self-addressed adj.
caddeye yönlendiren street adj.
Colloquial
iş yerindeki acemi çalışanı eğitip yönlendiren kimse dry nurse n.
Idioms
cevabı yönlendiren bir soru a leading question n.
tanığa cevabı yönlendiren soru sormak lead a witness v.
tanığa cevabı yönlendiren soru sormak lead the witness v.
Trade/Economic
ekonomiyi iş dünyasını ve hükümet ilişklerini yönetip yönlendiren teknik olarak becerikli uzman topluluk technostructure n.
insan davranışlarını belirli hedeflere yönlendiren arzu motive n.
Law
suç işlemeye yönlendiren kimse agent provocateur n.
Industry
kereste fabrikasında kütükleri krikoya yönlendiren işçi jacker n.
kereste fabrikasında kütükleri krikoya yönlendiren işçi jackerman n.
kereste fabrikasında kütükleri krikoya yönlendiren işçi slipman n.
haddehanede çubukları yönlendiren çelik işçisi hooker n.
Media
doğrudan sorgulama yerine ve görüşülen kişiyi özgürce, gayri resmi veya kendiliğinden konuşmaya yönlendiren (röportaj) nondirective adj.
Technical
mikrodalgaları ileten ve yönlendiren cihaz waveguide n.
sıvı akışını yönlendiren bir çeşit kumanda supabı metering valve n.
akıntıyla taşınan kütükleri yönlendiren işçi driver n.
suyu yönlendiren eğimli kılavuz curb n.
sıvıyı (hava veya yağ olarak) istenen yere yönlendiren huni şeklinde açıklık scoop n.
Computer
kullanıcıyı farklı bir url’ye yönlendiren ara websitesi redirect n.
kullanıcıyı karmaşık bir görevi tamamlarken yönlendiren bilgisayar programı wizard n.
okuma/yazma kafasını uygun veri hattına yönlendiren aktüatör positioner n.
Telecom
yönlendiren sunucu redirect server n.
Mechanic
birbirine paralel olmayan şaftlar arasında hareketi iletici kayışı yönlendiren avara kasnağı mule pulley n.
suyu buhar kazanına yönlendiren cihaz injector n.
Lighting
ışığı yukarı yönlendiren gömme aydınlatma aparatı uplight n.
Railway
trenlerin hareketini yönlendiren sabit sinyal board n.
Aeronautic
sıvı akışını yönlendiren bir çeşit kumanda valvi metering valve n.
Marine
dümen yekesini yönlendiren tillerman n.
selviçeleri yönlendiren ve geminin halatının sürtünmesini engelleyen destek parçası fairlead n.
selviçeleri yönlendiren ve geminin halatının sürtünmesini engelleyen destek parçası fairleader n.
selviçeleri yönlendiren ve geminin halatının sürtünmesini engelleyen destek parçası fair-leader n.
otomatik yönlendiren self-steering adj.
Mining
(kömür ocaklarında) şanting monoray kullanarak ürün transferini yönlendiren kimse sidesman n.
Optics
kaynaktan gelen ışığın tamamını veya büyük kısmını yansıtıp yeniden yönlendiren holophotal adj.
Zoology
vücut hareketlerini kuyruğuyla yönlendiren urosthenic adj.
Fishery
geminin dümenini yönlendiren kimse conder n.
Education
küçük çocukları matematiğe yönlendiren bir projenin adı mathletics n.
History
eski ingiliz kraliyet komisyonunda dilekçeleri uygun makama yönlendiren memur trier n.
Environment
akarsuda yüzen kütükleri tek bir yöne yönlendiren engel sheer boom n.
Baseball
vurucuları yönlendiren takım üyesi coach n.
vurucuları yönlendiren takım üyesi coacher n.
Archaic
avluya yönlendiren ana giriş porte-cochere n.
Engineering
(füze) aracı otomatik olarak gideceği yola yönlendiren donanım sistemi guidance device n.
Slang
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum jailhouse lawyer n.
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum jailhouse attorney n.