direct - Turco Inglés Diccionario
Historia

direct

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "direct" en diccionario turco inglés : 116 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
direct v. yönlendirmek
direct v. yöneltmek
direct v. yönetmek
direct adj. direkt
direct adj. doğrudan
General
direct n. postanın doğrudan adrese teslim edilmesi
direct v. yol göstermek
direct v. komuta etmek
direct v. yöneltmek
direct v. direktif vermek
direct v. yönetmek
direct v. yolu tarif etmek
direct v. aydınlatmak
direct v. atfetmek
direct v. emretmek
direct v. tevcih etmek
direct v. sahneye koymak
direct v. göstermek
direct v. çevirmek
direct v. idare etmek
direct v. doğrultmak
direct v. yönetmenlik yapmak
direct v. (teslim edilecek mesaj veya paketin) dış kısmına alıcının ismini ve adresini yazmak
direct v. üstüne yazmak
direct v. düşmanlık etmek
direct v. düşmanca hedef almak
direct v. odaklanmak
direct v. muhtemel bir girişim veya uygulama için tesis etmek
direct v. organize etme, güç sağlama ve denetleme işlerini yürütmek
direct v. bilgi ve danışmanlık vererek yardımcı olmak
direct v. emir yayınlamak
direct adj. düz
direct adj. açık
direct adj. vasıtasız
direct adj. aktarmasız
direct adj. anlaşılır
direct adj. müstakim
direct adj. kesin
direct adj. duraklamadan
direct adj. doğru
direct adj. dürüst
direct adj. toksözlü
direct adj. doğruca
direct adj. doğrudan doğruya
direct adj. dosdoğru
direct adj. araçsız
direct adj. sarih
direct adj. doğrudan
direct adj. dolaysız
direct adj. açık sözlü
direct adj. açık sözlü ve mutlak
direct adj. dolaysız şekilde iletilen
direct adj. açıkça ifade edilen
direct adj. net
direct adj. asıl noktaya yönlendiren
direct adj. etkili
direct adj. etkin
direct adj. birinci elden deneyimlenen
direct adj. kişisel olarak tecrübe edilen
direct adj. ilk ağızdan
direct adj. ilk elden
direct adj. faal, kişisel ve sorumlu
direct adj. vekilsiz
direct adj. vekil atanmamış
direct adv. hemen
direct adv. sapmadan
direct adv. kısa yoldan
direct adv. kestirmeden
direct adv. orijinalini kesintiye uğratmadan
direct adv. kaynağından saptırmadan
direct adv. araya giren faktör olmaksızın
direct adv. ara kademe olmadan
direct adv. saptırıcı faktörler olmaksızın
direct adv. araya komisyoncu sokmadan
direct adv. aracısız olarak
direct adv. açık bir şekilde
direct adv. kesin surette
direct adv. harfi harfine
Law
direct v. resmi talimatla emretmek
direct v. kararname ile emretmek
direct adj. vicahi
Politics
direct adj. doğrudan
direct adj. vekillerinki yerine halkın oyları ile sonuçlanan
direct adj. vekillerinki yerine seçmenin oylarıyla gerçekleşen
Technical
direct v. yön vermek
direct adj. boya sabitleştirici kimyasal olmadan boyanabilen
direct adj. substantif
direct adv. mekanik olarak birleştirilmiş
direct adv. mekanik olarak iç içe olan
direct adv. mekanik olarak temas eden
direct adv. elektriksel olarak temas halinde olan
Aeronautic
direct n. direkt uçuş
Math
direct adj. doğru (orantı)
direct adj. terimlerinden birindeki artışın diğer terimin artması ile, azalışın da diğer terimin azalması ile sonuçlanan (orantı)
direct adj. birim (fonksiyonu)
direct adj. özdeşlik (fonksiyonu)
direct adj. her zaman tanım kümesindeki değeri veren (fonksiyon)
Logic
direct adj. önermelerden sonuca giden (ispat)
Physics
direct adj. doğru akıma ait
direct adj. doğru akım ile ilişkili
direct adj. yönü birincil akımla aynı olan (ikincil indüksiyon akımı)
Astronomy
direct adj. gezegenlere özgü şekilde batıdan doğuya doğru hareket eden (gök cismi)
direct adj. geri hareket etmeyen (gök cismi)
direct adj. retro hareketi olmayan (gök cismi)
direct adj. durum açısının arttığı yönü takip eden (çift yıldız)
direct adj. saat yönünün tersine hareket eden (çift yıldız)
direct adj. dikey yüzeyi bulunup pusulanın dört ana yönünden herhangi birine doğrudan dönük olan (güneş saati)
Linguistics
direct adj. dolaysız
direct adj. düzvarım
Music
direct n. bir sonraki notanın perdesini gösteren üzere konulan, nota çizgisinin veya kağıdının sonundaki sembol
direct v. (müzik parçasını veya müzisyenleri) yönetmek
direct adj. aynı yönde olan (melodik perde değişimi)
direct adj. kök pozisyonunda olan (perde farkı veya akor)
direct adj. sırası değiştirilmemiş
Theatre
direct v. (oyunculara) oyun provasında yönlendirmede bulunmak
Cinema
direct v. (oyunculara, kameramanlara) film çekiminde yönlendirmede bulunmak

Significados de "direct" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
in direct proportion to prep. ile doğru orantılı olarak
General
direct sunlight n. doğrudan güneş ışığı
direct dialing n. direkt arama
direct digital control n. doğrudan sayısal denetim
direct effect n. doğrudan etki
direct sale n. doğrudan satış
direct marketing n. doğrudan pazarlama
direct elections n. doğrudan seçimler
direct inward dialing n. doğrudan dahili çevirme
the direct opposite n. tam aksi
direct connection n. direkt bağlantı
direct search method n. dolaysız arama yöntemi
direct heating n. doğrudan ısıtma
direct object n. düz tümleç
direct tax n. dolaysız vergi
direct lighting n. direkt aydınlatma
direct distance dialling n. otomatik arama
direct address n. doğrudan adres
direct democracy n. doğrudan demokrasi
direct fire n. açık ateş
direct train n. direkt tren
direct popular vote n. doğrudan halk oylaması
locally convex direct sum n. yerel dışbükey dolaysız toplam
direct action n. doğrudan doğruya yöneltilmiş hareket
direct recording n. direkt kayıt
direct intervention n. doğrudan müdahale
direct broadcast satellite television n. uydu televizyon yayıncılığı
direct economic loss n. doğrudan ekonomik kayıp
direct debit n. otomatik fatura ödemesi (kredi kartı ile)
direct discrimination n. doğrudan ayrımcılık
direct sales n. direkt satış
direct employment n. doğrudan istihdam
direct speech n. dolaysız anlatım
direct flight n. direkt uçuş
direct debit mandate n. otomatik ödeme talimatı
direct conversation n. yüz yüze konuşma
direct telephone n. direkt telefon
direct contact n. doğrudan temas
direct line n. direkt hat
direct translation n. birebir çeviri
direct translation n. birebir tercüme
direct salary n. doğrudan maaş
direct conflict n. doğrudan çatışma
direct solution n. direkt çözüm
direct solution n. doğrudan çözüm
a direct part n. bir şeyin doğrudan bir parçası
direct report n. ast
direct influence n. doğrudan etki
direct-entry midwife n. alaylı ebe/ebelik
direct speech interpreting n. birinci tekil şahıs çeviri
direct speech interpreting n. ilk ağızdan tercüme
direct speech interpreting n. birinci ağızdan çeviri
direct finger n. işaret parmağı
direct contrast n. karşılaştırılan şeyler arasındaki zıtlık
direct contrast n. karşılaştırılan şeyler arasındaki benzeşmezlik
direct flight n. aktarmasız uçuş
direct labour n. taşeron olmayıp işverenin kendi işgücünün bir parçası olan britanyalı işçiler
direct quotation n. doğrudan alıntı
direct quotation n. söylemdeki cümlelerin olduğu gibi aktarılması
direct tide n. dünya'nın birbirinin tam zıttı olan yüzlerinde yaşanan iki deniz kabarması olayından herhangi biri
dial direct to v. direkt aramak
direct one's steps to v. doğrulmak
direct incorrectly v. yanlış yönlendirmek
direct criticism at someone v. eleştiriler yöneltmek
direct one's attention v. dikkatini yöneltmek
direct the matters v. ipleri almak
direct attention to v. dikkatini bir yöne vermek
direct attention to v. dikkatini vermek
direct attention to v. dikkatini bir şeye vermek
direct criticism v. eleştiri yöneltmek
direct attention v. dikkatini çekmek
direct one's attention v. dikkatini toplamak
have direct influence on the decision v. kararı doğrudan etkilemek
direct the picture v. filmi yönetmek
direct [obsolete] v. biriyle yazılı iletişim kurmak
direct [obsolete] v. (mektup) birine yazmak
stage direct v. sahneye yönlendirmek
stage direct v. sahneye çıkarmak
direct [obsolete] adj. yüzeye dik açıyla hareket eden
direct [obsolete] adj. yüzeye dik olarak uzanan
by the most direct route adv. en direkt yoldan
in direct line adv. babadan oğula
in direct proportion to prep. ile paralel biçimde
in direct proportion to prep. doğrudan ilişkili olarak
Phrasals
direct something at someone or something v. bir şeyi birine veya bir şeye yöneltmek
direct (something) against (someone or something) v. (bir şeyi birine ya da bir şeye) yönelmek
direct something against someone or something v. bir şeyi birine ya da bir şeye yönelmek
direct something to someone v. bir şeyi birine yöneltmek
direct something to someone v. bir şeyi birine yönlendirmek
direct something to someone v. bir şeyi birine göndermek
direct (something) to (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) yöneltmek
direct (something) to (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) yönlendirmek
direct (something) to (someone) v. (bir şeyi birine) düzenlemek
direct against v. -e yöneltmek
direct against v. -e doğrultmak
direct at v. -e yöneltmek
direct at v. -e doğrultmak
direct at v. -i hedef almak
Colloquial
direct message n. direkt mesaj
direct message n. doğrudan mesaj
direct message n. özel mesaj
direct message n. sosyal medya veya internet forumlarında özel mesajla iletişim kurma
dm (direct message) n. dm
dm (direct message) n. direkt mesaj
dm (direct message) n. doğrudan mesaj
dm (direct message) n. özel mesaj
dm (direct message) n. sosyal medya veya internet forumlarında özel mesajlaşma şekli
dm (direct message) v. dm atmak
dm (direct message) v. direkt mesaj atmak
dm (direct message) v. doğrudan mesaj atmak
dm (direct message) v. özel mesaj atmak
keep away from direct sunlight expr. güneş ışığından uzak tutunuz
Idioms
direct advise at someone v. birine tavsiyede bulunmak
direct (one's) attention to (someone or something) v. dikkatini (birine/bir şeye) vermek
direct (one's) attention to (someone or something) v. dikkatini (birine/bir şeye) yöneltmek
direct (one's) attention to (someone or something) v. (birine/bir şeye) odaklanmak
direct something against someone or something v. birine/bir şeye karşı bir şey yöneltmek
direct something against someone or something v. birine/bir şeye karşı bir şey doğrultmak
direct something against someone or something v. birine/bir şeye karşı olumsuz bir şey yöneltmek
direct something against someone or something v. birine/bir şeye karşı eleştiri yöneltmek
direct something against someone or something v. birine/bir şeye karşı silah doğrultmak
direct something at someone or something v. birine/bir şeye bir şey yöneltmek
direct something at someone or something v. birine/bir şeye bir şey doğrultmak
direct something at someone or something v. birine/bir şeye olumsuz bir şey yöneltmek
direct something at someone or something v. birini/bir şeyi hedef almak
direct something to(ward) someone or something v. birine/bir şeye doğru bir şey göndermek
direct something to(ward) someone or something v. birine/bir şeye doğru bir şey atmak
direct something to(ward) someone or something v. birine/bir şeye doğru bir şey itmek
direct something to(ward) someone or something v. birini hedef almak
direct something to(ward) someone or something v. birine/bir şeye bir şey yönlendirmek
direct something to(ward) someone or something v. birine/bir şeye bir şey yöneltmek
direct anger at someone v. birine kızmak/öfkelenmek
direct someone's attention to someone or something v. birinin dikkatini (birine/bir şeye) yöneltmek
direct someone's attention to someone or something v. birinin dikkatini (birine/bir şeye) çekmek
Speaking
how may I direct your call? expr. kimi aramıştınız?
Trade/Economic
direct business n. aracısız iş
direct shipment n. aracısız yükleme
direct credit n. aracısız kredi
direct bill of lading n. aktarmasız konşimento
direct financing n. aracısız finansman
direct importation n. aracısız ithal
direct exchange n. aracısız kambiyo
direct selling n. aracısız satış
direct production n. aracısız üretim
direct tax n. aracısız vergi
initial direct costs n. başlangıç direkt maliyetleri
direct material n. belli bir ürünün üretiminde kullanılan malzeme
individual direct sales n. bireysel direkt satış
direct method of reporting cash flows from operating activities n. brüt yöntem
direct material n. bir malın üretimi için gerekli olan malzeme
direct marketing n. birebir pazarlama
quantity differences of direct raw materials and supplies n. direkt ilk madde ve maleme fiyat farkı
direct tax n. dolaysız vergi
direct manager n. doğrudan yönetici
direct material n. dolaysız madde
direct liability n. direkt sorumluluk
direct control n. doğrudan kontrol
foreign direct investment n. doğrudan yabancı yatırımlar
direct costs n. doğrudan maliyetler
direct debiting n. doğrudan borçlandırma
direct income support n. doğrudan gelir desteği
direct income support policy n. doğrudan gelir desteği politikası
direct taxation n. doğrudan vergilendirme
direct labour n. dolaysız işçilik
direct project cost n. doğrudan proje maliyeti
direct labour cost n. direkt işçilik maliyeti
direct taxation n. dolaysız vergilendirme
direct cost n. dolaysız maliyet
direct financing n. dolaysız finansman
direct business n. doğrudan yapılan iş
direct premium n. doğrudan prim
direct shipment n. direkt yükleme
direct loan program n. doğrudan kredi programı
direct business n. direkt işler
direct sales organization n. doğrudan satış örgütü
direct amortization n. direkt amortisman
international direct investment n. doğrudan uluslararası yatırım
direct payment valuation message n. doğrudan ödeme değerlendirme mesajı
direct foreign investment n. dolaysız yabancı yatırım
direct investment enterprise n. doğrudan yatırım işletmesi
direct labor wage differences n. direkt işçilik ücret farkları
direct lease n. dolaysız finansal kiralama
direct observation n. dolaysız gözlem
direct importation n. doğrudan doğruya ithal
direct premium n. direkt ikramiye
direct strike n. direkt grev
direct shipment n. direkt sevkıyat
direct competition n. doğrudan rekabet
direct cost n. direkt maliyet
reflection account for direct raw materials and supplies n. direkt ilk madde ve malzeme yansıtma
direct supply n. doğrudan tedarik
direct sales organization n. direkt satış örgütü
direct financing n. doğrudan finansman
direct cost n. doğrudan maliyet
direct investment n. dolaysız yatırım
direct raw materials and supplies expenses n. doğrudan ilk madde ve malzeme masrafları
direct-contracting n. doğrudan sözleşme
direct controls n. dolaysız kontroller
direct bills of lading n. doğru konşimento
direct control n. direkt kontrol
direct production n. direkt üretim
direct supply n. doğrudan temin
direct action n. doğrudan eylem
direct costs n. doğrudan maliyetler
foreign direct investment n. dolaysız yabancı yatırım
direct arbitrage n. doğrudan arbitraj
direct channel of distribution n. dolaysız dağıtım kanalı
direct vendor delivery n. doğrudan satıcı teslimatı
direct investment n. doğrudan yatırım
direct exchange n. doğrudan kambiyo
direct expense n. direkt masraf
direct debiting system n. doğrudan borçlandırma sistemi
initial direct costs n. doğrudan başlangıç maliyetleri
direct amortization n. doğrudan amortisman
direct credit n. dolaysız kredi
direct labour n. direkt işçilik
direct service n. dolaysız hizmet
direct financing n. doğrudan doğruya finansman
direct costing n. doğrudan maliyet hesaplaması
direct placement n. doğrudan çıkarım
direct production n. doğrudan üretim
direct taxes n. dolaysız vergiler
direct placement n. doğrudan yatırım
direct tax n. direkt vergi
direct shipment n. doğrudan yükleme
direct sales n. doğrudan satış
direct method n. doğru yöntem
regulation for implementation of foreign direct investment law n. doğrudan yabancı yatırımlar kanunu uygulama yönetmeliği
direct mailing n. direkt postalama
direct premium n. direkt prim
foreign direct investment inflow n. doğrudan yabancı sermaye (yatırım) girişi
direct underwriting n. doğrudan aracılık yüklenimi
direct operating expenses n. direkt faaliyet giderleri
direct costs n. dolaysız masraflar
regulations on the employment of personnel of foreign nationality in direct foreign investment n. doğrudan yabancı yatırımlarda yabancı uyruklu personel istihdamı hakkında yönetmelik
direct strike n. doğrudan grev
foreign direct investments n. doğrudan yabancı yatırımları
direct dealings n. direkt işlemler
direct labour n. doğrudan işçilik
direct labor budget n. doğrudan işgücü bütçesi
direct selling n. doğrudan doğruya satış
direct quote n. dolaysız kotasyon
direct loss n. doğrudan kayıp
direct competitor n. direkt rakip
direct exchange rate n. düz kur
direct loss n. direkt hasar
direct premium n. doğrudan ikramiye
direct operating expenses n. direkt işletme giderleri
direct debiting n. doğrudan borçlandırma
direct labour expenses n. direkt işçilik giderleri
direct material n. direkt malzeme
direct and indirect costs n. doğrudan ve dolaylı maliyetler
partial direct control n. doğrudan kısmi kontrol
direct shipping n. direkt yükleme
direct material costs n. doğrudan malzeme maliyeti
direct material cost n. direkt malzeme masrafı
direct selling n. direkt satış
direct billing n. doğrudan faturalama
direct debit n. doğrudan borçlandırma
direct investment permits n. doğrudan yatırım izinleri
direct labor n. direkt işçilik
direct exporting n. dolaysız ihracat
direct material n. direkt madde
direct tax n. doğrudan vergi
reflection account for direct labour expenses n. direkt işçilik giderleri yansıtma hesabı
direct cost n. direkt masraf
direct expense n. dolaysız harcama
direct business n. direkt iş
direct credit n. doğrudan kredi
direct operating expenses n. doğrudan işletme giderleri
direct deposit agreement n. doğrudan mevduat sözleşmesi
direct placement n. doğrudan plasman
direct cost n. doğrudan masraf
direct labor cost n. direkt işgücü maliyeti
direct debit mandate n. düzenli ödeme emri
price differences of direct raw materials and supplies n. direkt ilk madde ve malzeme fiyat farkı
direct expenses n. doğrudan giderler
direct labor time differences n. direkt işçilik zaman farkları
direct selling n. doğrudan satış
direct costs n. direkt giderler
direct taxation n. direkt vergilendirme
direct liability n. dolaysız sorumluluk
direct bill of lading n. doğru konşimento
direct price support n. doğrudan fiyat desteği
direct costing n. direkt masraf hesaplaması
direct payment n. doğrudan ödeme
foreign direct investment n. dolaysız dış yatırım
direct costing n. doğrudan maliyetleme
direct labor n. doğrudan işçilik
direct ownership n. doğrudan mülkiyet
direct sales distribution n. doğrudan dağıtım
direct ownership n. doğrudan sahiplik
direct expense n. doğrudan masraflar
direct sale n. doğrudan satış
direct bankruptcy method n. doğrudan doğruya iflas yolu
direct selling n. dolaysız satış
direct taxes n. doğrudan vergiler
direct-response retailing n. doğrudan cevaplı satışlar
direct labor n. dolaysız emek
direct cost n. esas maliyet
direct credits n. güvenceli kredi
remuneration and direct social benefits n. istihkaklar ve direkt sosyal menfaatler
direct method of reporting cash flows from operating activities n. işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarının raporlanmasında doğrudan yöntem
direct method of reporting cash flows from operating activities n. işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarının raporlanmasında direkt yöntem
factory direct sales n. imalattan halka (satış)
direct issue n. ihracatçı kuruluş tarafından menkul kıymetlerin doğrudan yatırımcılara satılması
direct credit n. kefilsiz kredi
direct taxes n. kişilerin veya şirketlerin gelirleri üzerine konulan vergiler
direct beneficiary n. kesin lehdar
direct credit n. kredii doğrudan borçlandırma
corporate direct sales n. kurumsal direkt satış
direct liability n. muhtemel borçlar
direct letter of credit n. özel itibar mektubu
direct placement n. özel plasman
prepaid direct taxes n. peşin vergi
direct-mail advertising n. posta yolu ile yapılan reklam
direct insurance contract n. reasürans sözleşmesi olmayan sigorta poliçesi
total direct control n. toplam doğrudan kontrol
coupled direct payments n. üretimle bağlantılı direkt ödemeler
decoupled direct payments n. üretimden bağımsız direkt ödemeler
direct tax n. vasıtasız vergi
direct taxes n. vasıtasız vergiler
direct representation n. vasıtasız temsil
direct debit n. ticari bir oluşumun düzenli ödemeyi doğrudan kişinin banka hesabına yansıtmasını sağlayan tekli sipariş
direct debit n. otomatik ödeme talimatı
direct deposit n. ödemenin ödeyenin hesabından ödeme yapılan tarafa elektronik olarak doğrudan aktarımı
direct loan n. doğrudan kredi
direct loan n. müşteriye üçüncü bir tarafı dahil etmeden verilen kredi
direct-mail shot n. potansiyel müşterilerin ev veya iş adreslerine istenmeyen satış belgelerinin gönderilmesi
foreign direct investment n. yabancı vatandaşların genellikle hisse senedi alarak abd işletmelerine yatırım yapması
foreign direct investment n. abd uyruklu bir şirket ile yabancı bir şirket arasındaki ortaklık
direct the economy v. ekonomiye yön vermek
direct-to-retail adj. doğrudan perakendeciye (satış)
Law
direct consent n. açık rıza
direct estoppel n. daha önce bir mahkeme tarafından karara bağlanmış bir hususun yeniden yargılamaya açılmasının yasaklanması
direct tax n. dolaysız vergi
direct cause n. dolaysız neden
direct evidence n. doğrudan delil
direct evidence n. doğrudan doğruya beyyine
direct trust n. doğrudan güven
direct evidence n. doğrudan kanıt
direct action n. doğrudan dava
direct and public incitement n. doğrudan ve aleni olarak tahrik
direct evidence n. doğrudan beyyine
direct interest n. doğrudan alaka
direct premium income n. direkt prim istihsali
direct tax n. doğrudan vergi
direct examination n. doğrudan soru sorma
direct beneficiary n. kesin lehdar
direct evidence n. kesin delil
direct evidence n. kesin kanıt
direct contempt n. mahkemeye hakaret fiili
direct contempt n. mahkeme emirlerine itaatsizlik eylemi
direct invitation by chief justice n. mahkeme reisinin resen daveti
direct prosecution n. resen takibat
kinship in the direct line n. üstsoy altsoy hısımlığı
direct arresting n. vicahi tutuklama
kinship in the direct line n. üstsoy-altsoy hısımlığı
foreign direct investment permit n. yabancı sermaye izinleri
direct evidence n. yeterli kanıt
direct examination n. tanığı çağıran tarafın tanıkla davanın esasına dair gerçekleştirdiği ilk sorgu
Politics
direct rule n. bağımsız yönetim
direct rule n. doğrudan yönetim
direct election n. doğrudan seçim
direct action n. doğrudan hareket
direct primary n. doğrudan önseçim
direct lobbying n. direkt lobicilik
direct democracy n. doğrudan demokrasi
direct action n. doğrudan eylem
management committee for direct payments n. doğrudan ödemeler yönetim komitesi
direct universal suffrage n. doğrudan genel oy
direct negotiations n. doğrudan müzakereler
direct support n. doğrudan destek
direct mail n. doğrudan posta gönderimi
direct cost n. doğrudan maliyet
direct action n. doğrudan yürütülen etkinlikler
direct representation n. doğrudan temsil
foreign direct investment n. doğrudan yabancı yatırımlar
direct income support n. doğrudan gelir desteği
universal direct suffrage n. tek dereceli genel oy
direct action n. katılımcıların yerleşik usulleri yok sayarak harekete geçtikleri siyasi aktivizm
direct nomination n. adayların devlet makamına doğrudan halk oylamasıyla seçilmesi veya atanması
direct primary n. (abd'de) seçmenin adayları doğrudan seçtiği ön seçim
direct action n. diplomatik müzakereler yerine etkisini hemen gösteren araçlarla yapılan ve doğrudan hedefe ulaşması istenen eylem
direct research towards sectors v. araştırmaları sektörlere yönlendirmek
dre (direct recording electronic) abrev. (abd'de) seçmenlerin elektronik cihazlarla oy verdiği sistem
Institutes
foreign direct investments n. doğrudan yabancıyatırımlar
Insurance
individual direct sales n. bireysel direkt satış
direct insurance n. doğrudan sigorta
direct costs n. direkt masraflar
corporate direct sales n. kurumsal direkt satış
Tourism
direct service n. yolcunun araç değiştirmesini gerektirmeyen uçuş veya başka bir sefer
Media
direct line n. açık hat
direct-action advertising n. doğrudan eylem reklamı
Advertising
direct-to-consumer advertising n. bir ürünü bizzat kullanacak olanlara yönelmiş reklam
direct mail advertising n. doğrudan posta reklamcılığı
direct advertising n. doğrudan reklam
direct mail advertising n. mektupla doğrudan reklam yapma
direct mail n. ticari reklam amacıyla kişilerin doğrudan posta kutularına gönderilen basılı materyal
direct mailer n. talep olmaksızın ev ve işyerlerine posta ile gönderilen reklam veya pazarlama ilanları
direct-mailer n. doğrudan posta reklamcılığı yapan kimse
direct-mailer n. doğrudan posta reklamcılığı yapan firma
direct-mailer n. doğrudan posta ile gönderilen mektup, reklam gibi basılı materyal
direct mailshot n. reklam veya pazarlama ilanlarını talepleri olmaksızın potansiyel müşterilerin ev veya işyeri adreslerine postalama
Technical
direct-insert routine n. açık yordam
direct impingement of flame n. aleve doğrudan maruz kalma
direct-drying apparatus n. ateşle kurutucu
direct shear test n. basit kesme deneyi
direct shear n. basit kesme
direct firing system with vapour separator n. buhar separatörlü direkt yakma sistemi
direct dry expansion of a primary refrigerant n. birincil soğutucu akışkanının direkt kuru genleşmesi
semi-direct firing system with vapour separator n. buhar separatörlü yarı direkt yakma sistemi
direct cylinder n. boyler
binary direct voltage signal n. çift doğru gerilim sinyali
the effect of direct sunlight n. direkt gün ışını etkisi
direct firing system n. direkt yakma sistemi
pulsating direct current n. düzgün değişen doğru akım
diesel direct drive n. doğrudan bağlı motor (pervane)
direct connection n. doğrudan bağlantı
direct current generator n. doğru akım üreteci
direct hot water supply n. doğrudan sıcak su temini
direct-current bridge n. doğru akım köprüsü
direct vent system n. doğrudan havalandırma sistemi
direct radiation n. doğrudan yayınım
direct-current propulsion n. doğru akımlı itiş sistemi
direct water quenching n. doğrudan suda suverme
direct current coupling n. doğru akım bağlaşımı
direct broadcast satellite n. dolaysız televizyon uydusu
direct-transfer transmission electron microscopy method n. doğrudan aktarım transmisyon elektron mikroskobu metodu
direct reduction n. doğrudan indirgeme
direct conversion n. doğrudan dönüştürme
direct fuel injection n. direkt yakıt enjeksiyonu
direct refrigerating system n. doğrudan soğutma sistemi
direct local data exchange n. doğrudan lokal veri değişimi
direct illumination n. doğrudan aydınlatma
direct-connected turbine n. doğrudan bağlı turbin
direct spinning n. doğrudan büküm
direct injection n. doğrudan püskürtme
direct recording n. doğrudan kayıt
direct-current converter n. doğru akım konvertörü
direct organization n. doğrudan organizasyon
direct-current resistance n. doğru akım direnci
direct acting pressure-regulating valve n. direkt etkili basınç ayar vanası
direct proportion n. doğru oran
direct current generator n. doğru akım jeneratörü
direct summand n. direkt toplam
direct oxidation n. doğrudan oksitlenme
direct drive motor n. doğrudan sürücülü motor
direct acting recording electrical measuring instruments n. doğrudan etkili elektriksel yazıcı ölçme cihazları
direct stress n. doğrudan gerilme
direct data entry n. doğrudan veri girişi
direct-current source n. doğru akım kaynağı
direct shear box n. direkt kesme kutusu
direct-drying apparatus n. direkt kurutma aygıtı
direct reduced iron n. doğrudan indirgenmiş demir
direct acting n. doğrudan harekete geçen
direct coupling amplifier n. doğrudan bağlamalı kuvvetlendirici
direct acting indicating analogue electrical measuring instrument n. doğrudan harekete geçen analog göstergeli elektriksel ölçü aleti
direct primary cooler n. doğrudan birincil soğutucu
direct-light luminaire n. doğrudan ışıklı lamba
direct combination n. doğrudan birleşme
direct firing n. doğrudan pişirme
direct reversible engine n. doğrudan tornistanlı motor
direct current power n. doğru akım gücü
direct-head drier n. doğrudan ısıtmalı kurutucu
direct current n. düz akım
direct contact n. doğrudan değme
direct chip attachment n. doğrudan yonga tutturma
direct-current noise n. doğru akım gürültüsü
direct melt process n. doğrudan eritme süreci
direct process n. doğrudan süreç
direct drive n. doğrudan tahrik
direct display n. doğrudan gösterim
direct shear n. direkt kesme
direct-current balancer n. doğru akım dengeleyicisi
direct-current transformer n. doğru akım transformatörü
direct cooling n. doğrudan soğutma
direct current electric furnace n. doğru akımlı elektrik ocağı
direct expansion coil n. doğrudan buharlaşma serpantini
direct digital control n. doğrudan sayısal kontrol
direct shear strength n. direkt makaslama mukavemeti
direct coupling n. direkt kuplaj
direct-current erasing n. doğru akımla silme
direct radiation n. doğrudan radyasyon
direct acting load n. direkt yük
direct current motor n. doğru akım motoru
direct heater n. doğrudan ısıtıcı
direct current resistivity method n. doğru akım özdirenç yöntemi
direct-current restoration n. doğru akım yenileme
direct dyestuff n. direkt boyarmadde
direct current plasma n. doğru akım plazması
direct contact impregnation n. doğrudan değmeli emdirme
direct proportion n. doğru orantı
direct expansion system n. doğrudan genleşme sistemi
direct ray n. doğrudan ışın
direct dialing in n. doğrudan dahili numara arama
direct sensor orientation n. doğrudan algılayıcı yöneltmesi
direct arc furnace n. doğru akımlı elektrik ark ocağı
direct lighting n. doğrudan ışıklandırma
direct cooling system n. doğrudan soğutma sistemi