direkt - Turco Inglés Diccionario
Historia

direkt



Significados de "direkt" en diccionario inglés turco : 34 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
direkt direct adj.
direkt directly adv.
General
direkt frontal adj.
direkt non-stop adj.
direkt incisive adj.
direkt flat-out adj.
direkt nonstop adj.
direkt unsparring adj.
direkt deictic adj.
direkt round adj.
direkt bain [dialect] adj.
direkt compendious [obsolete] adj.
direkt foreright [dialect] [uk] adj.
direkt primary adj.
direkt nonstop adv.
direkt through adv.
direkt thru adv.
direkt directly adv.
direkt straight adv.
direkt flat out adv.
direkt non-stop adv.
direkt bang adv.
direkt dead adv.
direkt dead adv.
direkt firsthand adv.
direkt first-hand adv.
direkt point-blank adv.
direkt square adv.
Colloquial
direkt point-blank adj.
Idioms
direkt head on adv.
direkt head first expr.
direkt smack-bang expr.
Technical
direkt straight adj.
direkt substantive adj.

Significados de "direkt" con otros términos en diccionario inglés turco: 366 resultado(s)

Turco Inglés
General
direkt nakliyat through freight n.
direkt telefon hattı (özellikle devlet başkanları arasında) hot line n.
direkt arama direct dialing n.
direkt tren direct train n.
direkt aydınlatma direct lighting n.
direkt yorum verbatim comment n.
direkt bağlantı direct connection n.
direkt hat hot line n.
direkt uçak through plane n.
direkt kayıt direct recording n.
direkt satış direct sales n.
direkt uçuş direct flight n.
direkt tren through train n.
direkt telefon direct telephone n.
direkt/açık sözlü yaklaşım straight-forward approach n.
direkt hat direct line n.
direkt çözüm direct solution n.
gerçekçi ve direkt çözüm turkey n.
direkt boya substantive color n.
direkt boya substantive dye n.
direkt aramak dial direct to v.
direkt giden nonstop adj.
(boya) direkt substantive adj.
direkt giden non-stop adj.
(düşünce veya ifade) direkt luculent adj.
direkt olarak directly adv.
en direkt yoldan by the most direct route adv.
direkt olarak straight adv.
direkt olarak forthright adv.
direkt olarak deictically adv.
direkt olarak round [obsolete] adv.
direkt olarak spang adv.
direkt olarak square adv.
Phrasals
(direkt) içerisine girmek stray into v.
direkt yüz yüze gelmek face out v.
direkt dalmak dive in v.
direkt konuşmamak talk around v.
direkt dalmak wade in v.
direkt dalmak wade into v.
direkt kabloyla bağlamak wire in v.
direkt kabloları birleştirerek elektriğe bağlamak wire in v.
direkt elektriğe bağlamak wire in v.
direkt olarak (birine/bir şeye) dönük olmak zero in (on someone or something) v.
direkt (birini/bir şeyi) hedeflemek zero in (on someone or something) v.
(bir şeyi) direkt kabloyla (bir şeye) bağlamak wire (something) into (something) v.
(bir şeyi) direkt kabloları birleştirerek (bir şeye) bağlamak wire (something) into (something) v.
(bir şeyi) direkt (bir şeye) bağlamak wire (something) into (something) v.
(bir şeyi) direkt (bir şeyden) yemek eat (something) out of (something) v.
direkt/doğrudan söylemek give it to someone (straight) v.
direkt/doğrudan birine/bir şeye gitmek head toward someone or something v.
Colloquial
direkt telefon a hot line n.
direkt hat a hot line n.
direkt mesaj direct message n.
direkt mesaj dm (direct message) n.
direkt mesaj pm (private message) n.
direkt konuya girmek get right down to it v.
direkt konuya girmek lay it out straight v.
direkt mesaj atmak dm (direct message) v.
direkt söylemek/konuşmak tell it how it is v.
direkt söylemek/konuşmak tell it how/like it is v.
(birine) direkt/doğrudan söylemek give it to (one) straight v.
direkt geri çevirmek poopoo v.
hemen/direkt reddetmek poopoo v.
direkt olarak right out adv.
bana direkt mesaj at dm me expr.
Idioms
direkt hat the hot line n.
direkt telefon the hot line n.
(birine) direkt telefon hattı (özellikle devlet başkanları arasında) a hot line (to somebody) n.
direkt hat a hot line (to somebody) n.
direkt kapıyı göstermek give (someone) the can v.
direkt yüzüne söylemek say something right to someone's face v.
direkt konuya girmek get straight down v.
açıkça/direkt söylemek tell (one) point-blank v.
güneş ışığı direkt gözüne geldiği için görememek have the sun in (one's) eyes v.
direkt birinin yüzüne bakmak look someone in the face v.
birine direkt bakmak meet someone's eyes v.
birinin direkt gözüne bakmak meet someone's eyes v.
birine direkt bakmak meet someone's eye v.
birinin direkt gözüne bakmak meet someone's eye v.
birine direkt bakmak meet someone's gaze v.
birinin direkt gözüne bakmak meet someone's gaze v.
direkt konuşmak shoot from the hip v.
direkt (bir şeyi) hedef almak home on (to something) v.
tartışma/münakaşa esnasında birine direkt suçlama veya eleştiri yöneltmemek fire (one's) pistol in the air v.
tartışma/münakaşa esnasında direkt vurucu sözler söylememek fire (one's) pistol in the air v.
direkt bir yere gitmek do not pass go, do not collect $200 [cliché] v.
direkt bir şey yapmak do not pass go, do not collect $200 [cliché] v.
direkt bir yere gitmek do not pass go, do not collect two hundred dollars [cliché] v.
direkt bir şey yapmak do not pass go, do not collect two hundred dollars [cliché] v.
birine direkt sormak, söylemek ask (or tell) someone point-blank v.
birine açıkça/direkt sormak, söylemek ask (or tell) someone point-blank v.
birine direkt sormak ask someone point-blank v.
birine açıkça/direkt sormak ask someone point-blank v.
direkt gitmek/yapmak do not pass go [cliché] v.
direkt yüzleşmek face head-on v.
direkt icabına bakmak face head-on v.
(bir şeyle) direkt/yakın ilişkiye girmek get plugged into (something) v.
direkt (birinin) yüzüne bakmak look (one) in the face v.
direkt birinin gözüne/yüzüne bakmak look somebody in the eye/face v.
reçetesiz satılmasına rağmen direkt hastanın erişimine açık olmayan (ilaçlar) behind the counter expr.
direkt olarak in so/as many words expr.
hızla ve direkt olarak like a martin to its gourd [dated] [us] expr.
hızla ve direkt olarak like a martin to his gourd [dated] [us] expr.
direkt (bir şeye) smack-bang on (something) expr.
direkt/tam (bir şeyin) üzerine smack-bang on (something) expr.
direkt olarak with (one's) gloves off expr.
Speaking
bugün işten çıkınca direkt eve gel when you get off work today come right home interj.
direkt geç go past expr.
direkt geç go ahead expr.
direkt geç go straight expr.
Trade/Economic
başlangıç direkt maliyetleri initial direct costs n.
bireysel direkt satış individual direct sales n.
direkt faaliyet giderleri direct operating expenses n.
direkt rakip direct competitor n.
direkt ilk madde ve malzeme yansıtma reflection account for direct raw materials and supplies n.
direkt işletme giderleri direct operating expenses n.
direkt hasar direct loss n.
direkt masraf traceable cost n.
direkt maliyet prime cost n.
direkt sevkıyat through shipment n.
direkt postalama direct mailing n.
direkt prim direct premium n.
direkt vergi direct tax n.
direkt kontrol direct control n.
direkt masraf absorbed costing n.
direkt işlemler direct dealings n.
direkt satış örgütü direct sales organization n.
direkt madde direct material n.
direkt işçilik direct labor n.
direkt satış direct selling n.
direkt grev direct strike n.
direkt sevkıyat direct shipment n.
direkt maliyet direct cost n.
direkt işçilik giderleri yansıtma hesabı reflection account for direct labour expenses n.
direkt iş direct business n.
direkt işçilik giderleri direct labour expenses n.
direkt masraf direct cost n.
direkt malzeme direct material n.
direkt işçilik productive labor n.
direkt işgücü maliyeti direct labor cost n.
direkt nakliyat through freight n.
direkt üretim direct production n.
direkt maliyetleme marginal costing n.
direkt sorumluluk direct liability n.
direkt işçilik ücret farkları direct labor wage differences n.
direkt alım-satım outright buy and sell n.
direkt uçak through plane n.
direkt işçilik maliyeti direct labour cost n.
direkt yükleme direct shipment n.
direkt amortisman direct amortization n.
direkt işler direct business n.
direkt ilk madde ve maleme fiyat farkı quantity differences of direct raw materials and supplies n.
direkt işçilik direct labour n.
direkt masraf direct expense n.
direkt amortisman ayırma yöntemi writing down n.
direkt işçilik zaman farkları direct labor time differences n.
direkt malzeme masrafı direct material cost n.
direkt yükleme direct shipping n.
direkt işçilik production labor n.
direkt giderler direct costs n.
direkt ikramiye direct premium n.
direkt masraf hesaplaması direct costing n.
direkt vergilendirme direct taxation n.
direkt ilk madde ve malzeme fiyat farkı price differences of direct raw materials and supplies n.
hammadde ve direkt işçilik dışındaki maliyet masrafları supplementary cost n.
istihkaklar ve direkt sosyal menfaatler remuneration and direct social benefits n.
işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarının raporlanmasında direkt yöntem direct method of reporting cash flows from operating activities n.
komisyon esasıyla çalışan satıcıların komisyon alamadığı şirketin üst yönetiminin direkt yönettiği önemli müşteriler hesabı house account n.
kurumsal direkt satış corporate direct sales n.
üretimle bağlantılı direkt ödemeler coupled direct payments n.
üretimden bağımsız direkt ödemeler decoupled direct payments n.
Law
direkt prim istihsali direct premium income n.
direkt masraf absorbed cost n.
Politics
direkt lobicilik direct lobbying n.
Insurance
bireysel direkt satış individual direct sales n.
direkt masraflar direct costs n.
kurumsal direkt satış corporate direct sales n.
reasürans priminin hesaplandığı direkt sigortacı primi subject premium n.
Technical
birincil soğutucu akışkanının direkt kuru genleşmesi direct dry expansion of a primary refrigerant n.
buhar separatörlü yarı direkt yakma sistemi semi-direct firing system with vapour separator n.
buhar separatörlü direkt yakma sistemi direct firing system with vapour separator n.
direkt güneş ışını geçirgenliği direct solar energy transmittance n.
direkt doğal iklim şartlarına maruz bırakma exposure to direct natural weathering n.
direkt ısıtmalı termistör directly-heated thermistor n.
direkt boyarmadde substantive dyestuff n.
direkt yayın uydusu direct broadcast satellite n.
direkt boyama direct dyeing n.
direkt okuma direct reading n.
direkt genleşmeli soğutma direct expansion refrigeration n.
direkt uzak arama direct distance dialing n.
direkt soğutmalı döküm direct chill casting n.
direkt empregnasyon direct contact impregnation n.
direkt aydınlatma direct lighting n.
direkt buhar santrali direct-steam plant n.
direkt güneş radyasyonu direct solar radiation n.
direkt baskı direct printing n.
direkt etkili regülatör direct action regulator n.
direkt bağlantı direct connection n.
direkt/doğrudan sıralı yayılma spektrum direct-sequence-spread-spectrum n.
direkt gün ışını etkisi the effect of direct sunlight n.
direkt bağlantılı tulumba direct acting pump n.
direkt kesme kutusu direct shear box n.
direkt püskürtme direct injection n.
direkt kayıt direct recording n.
direkt toplam direct summand n.
direkt makaslama mukavemeti direct shear strength n.
direkt kuplaj direct coupling n.
direkt boyarmadde direct dyestuff n.
direkt kurutma aygıtı direct-drying apparatus n.
direkt destilasyon ürünü zift straight-run pitch n.
direkt yakma sistemi direct firing system n.
direkt komünikasyon direct communication n.
direkt elektromotor kuvvet direct electromotive force n.
direkt ısıtmalı katot directly-heated cathode n.
direkt distribütörsüz ateşleme direct distributorless ignition system n.
direkt etkili basınç ayar vanası direct acting pressure-regulating valve n.
direkt yakıt enjeksiyonu direct fuel injection n.
direkt enjeksiyonlu türbo turbo direct injection n.
direkt kesme direct shear n.
direkt yük direct acting load n.
direkt destilasyon ürünü bitüm straight-run bitumen n.
elektronik direkt enjeksiyon sistemi electronic direct ignition system n.
entegre direkt ateşleme integrated direct ignition n.
kesme aleti (direkt) shear box n.
mitsubishi’nin “direkt enjeksiyonlu benzinli” motoru gdi n.
priz direkt mili input shaft n.
seri fren için direkt bağlama ventili direct admission valve n.
yarı küresel ve direkt güneş ışınımının ölçülmesi hemispherical solar and direct solar radiation n.
direkt benzin enjeksiyonlu gasoline direct injection adj.
direkt bağlantılı direct action adj.
Computer
direkt mesaj private message n.
direkt kişiye gönderilen mesaj private message n.
direkt mesaj göndermek private message n.
direkt kişinin kendisine mesaj göndermek private message n.
Telecom
direkt çanta direct bag n.
direkt posta direct dispatch n.
direkt çağrı işlemcisi direct call processing n.
direkt bellek erişimi direct access memory n.
direkt uzak arama direct distance dialling n.
direkt hat direct dialling n.
ek bir aparata ihtiyaç duymadan kablolu yayınları direkt alabilen ve çözebilen cable-ready adj.
direkt raftan off the shelf expr.
uluslararası direkt uzaktan arama iddd (international direct distance dialing) abrev.
Electric
direkt okunan alt rutin direct insert subroutine n.
direkt birleşimli jeneratör direct coupled generator n.
direkt kuplaj direct coupling n.
direkt elektromotor kuvvet direct electromotive force n.
direkt adres direct address n.
Mechanic
direkt ekstrüzyon direct extrusion n.
Television
direkt yayın uydusu direct broadcast satellite n.
Radio
direkt ısılı katod directly heated cathode n.
Construction
bilgisayarlı direkt kesme cihazı computerized direct shear n.
motorlu dijital direkt kesme cihazı motorized digital direct shear n.
Dyeing
turuncu renkli direkt disazo boya toluylene orange g n.
trifenilmetandan elde edilen bazik, asidik, mordan asit ve direkt boyalara verilen ad triarylmethane dye n.
kırmızımsı-turuncu renkli disazo direkt boya alkali orange rt n.
Automotive
benzinli direkt püskürtmeli kompresyon ateşlemeli motor gasoline direct-injection compression ignition engine n.
direkt enjeksiyonlu motor direct injection engine n.
direkt enjeksiyon direct injection n.
geri vites ve direkt kavrama reverse and direct clutch n.
kademeli dolgulu direkt yakıt enjeksiyonu fuel stratified direct injection n.
kombine direkt ve portlara püskürtme düzeni combined fsi/mpi injection system n.
transfer direkt kavraması transfer direct clutch n.
Transportation
havalimanında yurt dışına direkt uçuşlar bulunan şehir gateway n.
Traffic
direkt trafik through traffic n.
Railway
direkt tren direct train n.
Aeronautic
direkt birleştirme direct bonding n.
direkt uçuş direct n.
direkt kumanda direct control n.
direkt uçuş direct flight n.
direkt püskürtme pompası direct injection pump n.
direkt transit yolcular direct transit passengers n.
direkt yaklaşma straight-in approach n.
direkt iniş straight-in landing n.
direkt tahliyeli rüzgar tüneli direct discharge wind tunnel n.
kontrolör pilot direkt haberleşmesi direct controller pilot communication n.
radar bilgi direkt erişimi direct access radar data n.
Marine
direkt sefer direct service n.
Medical
balgam materyalinin direkt mikroskobisi direct microscopy of sputum n.
direkt akım dipsomania n.
direkt tübüler hücre hasarı direct cellular injury of tubular cells n.
direkt floresan antikor boyaması direct fluorescent antibody staining n.
direkt floresan antikor boyama direct fluorescent antibody staining n.
direkt temas direct contact n.
direkt mikroskopi direct microscopic examination n.
direkt laringoskopi direct laryngoscopic procedure n.
direkt mikroskopik gözlem direct microscopic examination n.
direkt trombin inhibitörü direct thrombin inhibitor n.
direkt ve indirekt (idiosinkratik) hepatotoksinler direct and idiosyncratic hepatotoxins n.
direkt akım direct current n.
direkt vazodilatör direct vasodilator n.
direkt etkili kolinerjik agonist direct acting cholinergic agonist n.
direkt floresan antikor direct fluorescent antibody n.
memenin direkt grafisi mammography n.
sitotoksik ilaçların tümör içine direkt enjeksiyonu direct injection of cytotoxic drugs into the tumor n.
tümörün direkt yayılımı direct extension of tumor n.
Dentistry
direkt dijital panoramik görüntü direct digital panoramic image n.
direkt tutucular direct retainers n.
Physiology
direkt etkili adrenerjik agonist direct acting adrenergic agonist n.
Optics
direkt aydınlatma direct illumination n.
direkt oftalmoskoplar direct ophthalmoscopes n.
Food Engineering
direkt epifloresan filtre tekniği direct epifluorescent filter technique n.
direkt hamur metodu straight dough method n.
Math
direkt ispat direct proof n.
Chemistry
direkt güneş ışını geçirgenliği solar direct transmittance n.
Biology
direkt bilirubin direct bilirubin n.
Astronomy
direkt çöküş kara deliği direct collapse black hole n.
direkt çöküş kara deliği direct collapse black hole (dcbh) n.
Agriculture
direkt ekim direct drilling n.
direkt yüzey akışı direct runoff n.
direkt kopma testi direct shear test n.
Apiculture
direkt uçuş kası direct flight muscle n.
Environment
direkt akış direct run-off n.
direkt dalga direct wave n.
direkt hasar direct damage n.
direkt olarak insan faaliyetinden kaynaklanmayan ani popülasyon azalması die-off n.
Meteorology
direkt yağış ölçüm aleti hyetometer n.
Military
direkt hava destek merkezi direct air support centre n.
direkt destek direct support n.
direkt hava savunması direct air defence n.
direkt görüş periskobu direct view optics telescope n.
direkt hava destek harekatı direct air support operations n.
direkt topçu desteği in support n.
direkt destek topçusu direct support artillery n.
direkt sevkiyat throughput distribution n.
direkt yaklaşma uçuşu contour flight n.
hava indirme direkt hava destek merkezi airborne direct air support centre n.
direkt hava destek merkezi direct air support center n.
hava indirme direkt hava destek merkezi direct air support center (airborne) n.
direkt hava destek merkezi işlevi görebilmesi için gerekli personel, haberleşme ve harekat olanakları ile teçhiz edilmiş hava taşıtı direct air support center (airborne) n.
direkt hava destek merkezi dasc (direct air support center) abrev.
hava indirme direkt hava destek merkezi dasc-a abrev.
direkt hava destek merkezi işlevi görebilmesi için gerekli personel, haberleşme ve harekat olanakları ile teçhiz edilmiş hava taşıtı dasc-a abrev.
Sport
direkt serbest vuruş direct free kick n.
direkt pas direct pass n.
direkt vuruş direct thrust n.
direkt eleme direct elimination n.
direkt hücum direct attack n.
direkt koşu point n.
(direkt koşuda) varış noktası point n.
direkt giden square adj.
Volleyball
direkt hata direct fault n.
Baseball
yakalayıcının direkt avucuna/eldivenine düşen top can of corn n.
Boxing
ani direkt vuruş jab n.
boksta küçük, direkt vuruş (sağ sol fark etmez, garda göre değişir) jab n.
direkt yumruk straight punch n.
sağ direkt right straight punch n.
sağ direkt straight right n.
sol direkt left straight punch n.
sol direkt straight left n.
kroşeden evvel öndeki elle yapılan ani ve direkt vuruş one-two n.
direkt yumruk poke n.
Reptiles
yumurtayla değil direkt doğurarak çoğalan kertenkele viviparous lizard n.
Slang
direkt geri çevirme poo-poo n.
hemen/direkt reddetme poo-poo n.
açık alanda direkt müşteriye satış yapan düşük seviye uyuşturucu satıcısı street pusher n.
direkt reddetme bum's rush n.
direkt geri çevirmek poo-poo v.
hemen/direkt reddetmek poo-poo v.
(birinin) direkt yüzüne up in (one's) grill expr.
Modern Slang
bir mendile, peçeteye değil direkt yere sümkürme air hanky n.
küfürlü bir kelimeyi direkt söylememek/üstü kapalı söylemek için kullanılan alternatif kelimeler alternative swearwords n.
bir amsterdam ziyaretinin ilk gününde uçaktan inip direkt olarak coffee shop'a gidilmesiyle yaşanan bir sendrom amsterdam syndrome n.
kişinin görüşüne değil de direkt olarak kendisine karşı ad hominem adj.
kişinin görüşüne değil de direkt olarak kendisine karşı olarak ad hominem adv.
Star Wars
bespin direkt yıldızsüratçisi 1000 bespin direct starspeeder 1000 n.