yukarıdan - Turco Inglés Diccionario

yukarıdan

Significados de "yukarıdan" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
General
yukarıdan from above adv.
We cannot support this attempt to build a political and parliamentary sphere in the European Union from above.
Avrupa Birliği'nde siyasi ve parlamenter bir alanın yukarıdan inşa edilmesine yönelik bu girişimi destekleyemeyiz.

More Sentences
yukarıdan from on high adv.
But I have a problem when we impose from on high purist-type ideas on those who cannot defend themselves.
Ancak kendilerini savunamayanlara yukarıdan pürist tipte fikirler empoze ettiğimizde sorun yaşıyorum.

More Sentences
yukarıdan from upstairs adv.

Significados de "yukarıdan" con otros términos en diccionario inglés turco: 66 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yukarıdan bakarak, ahlakçı, yobaz, beylik laflar söyleyen sententious adj.
General
yukarıdan bakmak look down on v.
The building looks down on the whole town.
Bina, bütün kasabaya yukarıdan bakıyor.

More Sentences
Computer
yukarıdan aşağıya top to bottom expr.
When you clean your kitchen, move from top to bottom.
Mutfağınızı temizlerken yukarıdan aşağıya doğru hareket edin.

More Sentences
Informatics
yukarıdan aşağı top-down n.
We therefore require a bottom-up process to complement the present top-down process at European level.
Bu nedenle Avrupa düzeyinde mevcut yukarıdan aşağıya süreci tamamlayacak aşağıdan yukarıya bir sürece ihtiyacımız var.

More Sentences
General
yukarıdan gelen darbeyle ileriye doğru atılan top topspin n.
yukarıdan bakış aerial viewpoint n.
yukarıdan görünüm aerial viewpoint n.
yukarıdan bakma uppishness n.
yukarıdan bakma uppityness n.
yukarıdan aşağıya iletişim downward communication n.
soldan sağa ve yukarıdan aşağı aynı kelimelerin okunduğu bir tür bulmaca acrostic n.
soldan sağa ve yukarıdan aşağı aynı kelimelerle doldurulan bir bulmaca word square n.
yukarıdan bakma condescension n.
yukarıdan aşağıya doğru gelmek disembark v.
yukarıdan belirivermek descend v.
yukarıdan uçmak overwing v.
yukarıdan aşağı inen overhand adj.
yukarıdan geçen overhead adj.
yukarıdan bakan high-sighted [obsolete] adj.
yukarıdan besleyen overfeed adj.
yukarıdan uygulanan superincumbent adj.
(basınç) yukarıdan gelen superincumbent adj.
yukarıdan alan superincumbent adj.
her bir görüntü için yatay çizgilerin yukarıdan aşağıya üst üste bindirildiği (video tarama yöntemi) progressive adj.
Phrasals
(emir) yukarıdan gelmek come down v.
yukarıdan sallanmak swing from (something) v.
Idioms
tepeden/yüksekten/yukarıdan bakmayı bırakmak get down off one's high horse v.
tepeden/yüksekten/yukarıdan bakmayı bırakmak get off high horse v.
tepeden/yüksekten/yukarıdan bakmayı bırakmak get off one's high horse v.
yukarıdan düşen bir şeyden kaçmak stand from under [dated] v.
yukarıdan konuşmak speak with a plum in (one's) mouth [uk] v.
yukarıdan aşağıya up hill and down dale expr.
yukarıdan bakan on a high horse expr.
Trade/Economic
yukarıdan aşağıya hesaplama top-down test n.
yukarıdan aşağıya hesaplama top- down test n.
Technical
yukarıdan aşağıya programlama topdown programming n.
yukarıdan havalandırma downward ventilation n.
yukarıdan aşağı programlama top-down programming n.
yukarıdan aşağı tasarım top-down design n.
yukarıdan aşağıya çekme süresi down-draw process n.
yukarıdan pota dökümü uphill teeming n.
yukarıdan aşağıya doğru enine kesen testere down cutting cross-cut saws n.
Computer
yukarıdan aşağıya sırala sort top to bottom expr.
Informatics
yukarıdan aşağıya programlama topdown programming n.
yukarıdan aşağı çözümleme top-down analysis n.
yukarıdan aşağı tasarım top-down design n.
Lighting
yukarıdan ışıklandırma top light n.
yukarıdan ışıklandırma toplighting n.
Marine
devri  daim hareket için ikinci derece yukarıdan interpolasyon quadratic upstream interpolation for convective kinematics n.
Mining
madendeki büyük cevher kütlelerini yukarıdan aşağıya çıkarma yöntemi top slicing n.
kömürü yukarıdan aşağıya indirmek için kullanılan sivri uçlu çubuk pricker [uk] n.
Anatomy
femur gövdesinin arka kısmında yukarıdan aşağıya doğru uzanan çizgi linea aspera n.
(insan iskeleti) yukarıdan bakıldığında kama şeklinde cuneiform adj.
Psychology
yukarıdan aşağı işlem top-down processing n.
Math
yukarıdan sınırlı küme set bounded above n.
yukarıdan aşağıya doğru descending order n.
Botanic
avrupa'ya özgü yukarıdan aşağı doğru açan küçük, yoğun çiçekleri olan bir orkide monkey orchid (orchis simia) n.
Military
yukarıdan aşağı eğitim top-down training n.
yukarıdan aşağı eğitim whole to part training n.
Hunting
avını yukarıdan saldırarak yakalayan şahine uygun av noble n.
avını yukarıdan saldırarak yakalayan uzun kanatlı şahin noble n.
Sport
(golf) yukarıdan aşağıya doğru deliğe giden bir topa vuruş yapmak borrow v.
Theatre
genellikle arka plan manzarası işlevi olup yukarıdan sahneye indirilen çerçevesiz perde drop n.
genellikle arka plan manzarası işlevi gören, yukarıdan sahneye indirilen çerçevesiz perde drop curtain n.
Slang
yukarıdan düşen şey sky-rock n.
British Slang
vajinal tüylerin orta hat boyunca yukarıdan aşağıya uzanan iki cm genişliğinde dikdörtgen şekilli kesimi landing strip n.