çıkarılmış - Turco Inglés Diccionario
Historia

çıkarılmış



Significados de "çıkarılmış" en diccionario inglés turco : 21 resultado(s)

Turco Inglés
General
çıkarılmış ejected adj.
çıkarılmış unfixed adj.
çıkarılmış derived adj.
çıkarılmış off adj.
çıkarılmış emitted adj.
çıkarılmış issued adj.
çıkarılmış ostracized adj.
çıkarılmış left-off adj.
çıkarılmış dismantled adj.
çıkarılmış ostracised adj.
çıkarılmış unstuck adj.
çıkarılmış dispunct [rare] adj.
çıkarılmış stricken adj.
Colloquial
çıkarılmış x'ed out adj.
Idioms
çıkarılmış on the cutting room floor expr.
Trade/Economic
çıkarılmış issued adj.
Technical
çıkarılmış deleted adj.
çıkarılmış disjointed adj.
Math
çıkarılmış deducted adj.
Slang
çıkarılmış exed out adj.
çıkarılmış exed out adj.

Significados de "çıkarılmış" con otros términos en diccionario inglés turco: 209 resultado(s)

Turco Inglés
General
yüz katına çıkarılmış miktar centuple n.
suyu çıkarılmış gıda dehydrated food n.
yüz katına çıkarılmış miktar centuplicate n.
çıkarılmış bono issued bond n.
ucu çıkarılmış çengel tip-removed hook n.
tortudan çıkarılmış ve süzülmüş şarap rack vintage n.
sosyal medyada arkadaşlıktan çıkarılmış olma unfriendedness n.
(armacılıkta) ortası baklava şeklinde çıkarılmış simge mascle n.
bir sınıftan çıkarılmış kimse déclassé n.
bir sınıftan çıkarılmış kimse déclassée n.
iç organları çıkarılmış kümes hayvanı drawn fowl n.
saklandığı yerden çıkarılmış tilki drawn fox n.
gözden çıkarılmış denek corpus vile n.
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç ile ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgeden oluşan bir işaret fret n.
çıkarılmış olmak be locked out v.
oyundan çıkarılmış out of play adj.
kaynatarak özü çıkarılmış decocted adj.
ortaya çıkarılmış unearthed adj.
çıkarılmış (maden) mined adj.
çıkarılmış (duman/gaz/koku vb) exhaled adj.
yağı çıkarılmış defatted adj.
doğal durumundan çıkarılmış denaturalised adj.
zehri çıkarılmış detoxified adj.
işten çıkarılmış redundant adj.
suyu çıkarılmış dehydrated adj.
gezintiye çıkarılmış jaunted adj.
söylenti çıkarılmış rumored adj.
deliğinden çıkarılmış unearthed adj.
temize çıkarılmış exonerated adj.
eritlip cürufu çıkarılmış scorified adj.
telleri çıkarılmış unstrung adj.
kopyası çıkarılmış transcribed adj.
çürüğe çıkarılmış castaway adj.
zorla çıkarılmış winkled adj.
devreden çıkarılmış disabled adj.
oksijeni çıkarılmış deoxygenated adj.
çekirdekleri çıkarılmış stoned adj.
kopyası çıkarılmış reproduced adj.
çileden çıkarılmış bedevilled adj.
iki misline çıkarılmış reduplicated adj.
kalıbı çıkarılmış modeled adj.
ortaya çıkarılmış dug up (dig up) adj.
listeden çıkarılmış delisted adj.
mezardan/topraktan çıkarılmış disinterred adj.
kabuğu soyulmuş/çıkarılmış shelled adj.
çifti çıkarılmış doubled adj.
kopyası çıkarılmış doubled adj.
çileden çıkarılmış bedeviled adj.
doğal durumundan çıkarılmış denaturalized adj.
kalıbı çıkarılmış modelled adj.
söylenti çıkarılmış rumoured adj.
tüketici tarafından atılmış/elden çıkarılmış postconsumer adj.
tüketici tarafından atılmış/elden çıkarılmış post-consumer adj.
çekip çıkarılmış abstorted [obsolete] adj.
ıskartaya çıkarılmış castoff adj.
iki katına çıkarılmış redoubled adj.
iki misline çıkarılmış redoubled adj.
ıskartaya çıkarılmış thrown-away adj.
gürültüsü çıkarılmış denoised adj.
eyeri çıkarılmış unsaddled adj.
ortaya çıkarılmış unbare adj.
kafesten çıkarılmış uncaged adj.
fıçıdan çıkarılmış uncasked adj.
varilden çıkarılmış uncasked adj.
çileden çıkarılmış enfeloned [obsolete] adj.
ağdan çıkarılmış unnetted adj.
iskoç olmaktan çıkarılmış unscottified adj.
tıkacı çıkarılmış unstoppered adj.
tıpası çıkarılmış unstoppered adj.
tapası çıkarılmış unstoppered adj.
kabuğu çıkarılmış vined adj.
ısıtılmadan sıkılarak çıkarılmış (bitkisel yağ) virgin adj.
beyni çıkarılmış excerebrose adj.
bir bölümü kesilmiş veya çıkarılmış voided adj.
(armacılıkta) ortası çıkarılmış şekilde tasvir edilen voided adj.
çileden çıkarılmış half-crazed adj.
(armacılıkta) ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgelerle kaplı masculy adj.
(armacılıkta) ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgelerle kaplı masculee adj.
kabuğu çıkarılmış husked adj.
buzu çıkarılmış deglaciated adj.
bağırsakları çıkarılmış gutted adj.
örtüsü çıkarılmış disenshrouded adj.
şirketleşmiş yapıdan çıkarılmış disincorporate adj.
şirketleşmiş statüsünden çıkarılmış disincorporate adj.
iki misline çıkarılmış ingeminate adj.
parçaları çıkarılmış cutout adj.
kılıfından çıkarılmış drawn adj.
kabından çıkarılmış drawn adj.
içi çıkarılmış cored adj.
ortası çıkarılmış (sikke) plugged adj.
iki katına çıkarılmış doubled adj.
bağlamın dışına çıkarılmış out of context adj.
Phrases
kullanımdan çıkarılmış out of action expr.
Colloquial
ıskartaya çıkarılmış ve parçaları başka hava araçlarının tamirinde kullanılabilecek olan hava aracı hangar queen n.
üstü çizilip listeden/yazıdan çıkarılmış x'ed out adj.
sosyal medyada arkadaşlıktan çıkarılmış unfriended adj.
arkadaş listesinden çıkarılmış unfriended adj.
üstü çizilip bir şeyden çıkarılmış x'd out adj.
üstüne çarpı atılıp bir şeyden çıkarılmış x'd out adj.
üstü çizilip bir şeyden çıkarılmış x'ed out adj.
üstüne çarpı atılıp bir şeyden çıkarılmış x'ed out adj.
hakkındaki gizli bir bilgi yayılmış/açığa çıkarılmış outed adj.
baştan çıkarılmış macked adj.
kullanımdan çıkarılmış hors de combat expr.
satışa çıkmış/çıkarılmış up for sale expr.
satılığa çıkmış/çıkarılmış up for sale expr.
Idioms
evinden atılmış/çıkarılmış olmak be out of house and home v.
ıskartaya çıkarılmış on the chopping block adj.
gözden çıkarılmış on the chopping block adj.
evinden atılmış/çıkarılmış out of house and home adj.
gözden çıkarılmış in one's black book adj.
gözden çıkarılmış put in one's black book adj.
mirastan çıkarılmış/çıkarılan cut off without a shilling/cent adj.
mirastan çıkarılmış/çıkarılan cut off with a shilling/cent adj.
mirastan çıkarılmış/çıkarılan cut off without a penny [dated] adj.
ıskartaya çıkarılmış out of the window expr.
göklere çıkarılmış on a pedestal expr.
Trade/Economic
çıkarılmış sermaye issued share capital n.
çıkarılmış diğer menkul kıymetler other issued securities n.
çıkarılmış diğer menkul kıymetler other marketable securities payable n.
çıkarılmış tahviller bonds issued n.
çıkarılmış hisse senetleri preferred shares n.
çıkarılmış pay senetleri tutarı outstanding capital stock n.
çıkarılmış sermaye issued capital n.
çıkarılmış tahviller bonds outstanding n.
çıkarılmış bonolar ve senetler bonds and notes issued n.
çıkarılmış bonolar ve senetler notes and bills n.
çıkarılmış diğer menkul kıymetler other securities issued n.
çıkarılmış sermaye issued capital n.
çıkarılmış diğer menkul kıymetler other marketable securities issued n.
çıkarılmış sermaye ve ihtiyaç akçeleri issued capital and reserves n.
çıkarılmış tahviller issued bonds n.
çıkarılmış diğer menkul kıymetler other debt securities outstanding n.
çıkarılmış diğer menkul kıymetler other marketable securities n.
kısa ve uzun vadeli kredilerle ilgili olarak alınan kredilerin ve çıkarılmış menkul kıymetlerin (katılma intifa senedi dahil) kredi ve menkul kıymet türleri itibarıyla tahakkuk etmemiş gelecek döneme ilişkin faiz borçları tutarları amount of unaccured liabilities of interests for future periods related to short and long-term credits and bonds payable (including redeemed shares) n.
menkul kıymetler ve bağlı menkul kıymetler grubu içinde yer alıp işletmenin ortakları, iştirakleri ve bağlı ortaklıklar tarafından çıkarılmış bulunan menkul kıymet tutarları ve bunları çıkaran ortaklıklar amount of securities issued by shareholders, participations and subsidiaries and issuers of them n.
yeni çıkarılmış hisse senedi new stock issued n.
daha önce çıkarılmış olan borca ek borç çıkarma reopening n.
daha önce çıkarılmış olan borca ek borç çıkarma re-opening n.
işten çıkarılmış redundant adj.
karaya çıkarılmış landed adj.
Law
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa sarbanes–oxley Act of 2002 n.
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa sarbanes–oxley n.
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa corporate and auditing accountability/responsibility and transparency act n.
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa public company accounting reform and investor protection act n.
yatırımcıların dürüst olmayan teşebbüslere para yatırmalarını önlemek için çıkarılmış kanunlar blue sky law n.
eskiden ingiltere'de yüzünü siyaha boyayarak avlanan bir kaçak avcı grubuna karşı çıkarılmış bir yasa black act n.
(vatandaşlıktan çıkarılmış kişiyi) belirli haklardan mahrum etmek corrupt v.
Politics
sömürgelikten çıkarılmış decolonised adj.
sömürgelikten çıkarılmış decolonized adj.
vatandaşlıktan çıkarılmış denaturalised adj.
vatandaşlıktan çıkarılmış denaturalized adj.
Industry
levhadan delinerek çıkarılmış disk veya silindir burr n.
yağı çıkarılmış ölü balina crang n.
Technical
başlığı çıkarılmış mems pulu uncapped mems wafer n.
neredeyse tüm demiri çıkarılmış bakır matı white metal n.
kabuğu çıkarılmış pirinç polish n.
başlığı çıkarılmış uncapped adj.
ıskartaya çıkarılmış scrapped adj.
kapağı çıkarılmış uncovered adj.
Computer
deneme amacıyla çıkarılmış kopya eval copy n.
deneme amacıyla çıkarılmış kopya evaluation copy n.
Mechanic
çevresinin bir kısmındaki dişler kesintili hareket sağlamak için çıkarılmış dişli çark mutilated gear n.
Traffic
haritası çıkarılmış bir bölgedeki ızgara çizgilerini takip eden belediye yolu grid road [canada] n.
Marine
üst güvertesi çıkarılmış gemi razee n.
Mining
madeni çıkarılmış alan mined out area n.
Medical
kesip çıkarılmış ablated adj.
keserek çıkarılmış ablated adj.
beyaz kan hücreleri çıkarılmış (kan) leucodepleted adj.
beyaz kan hücreleri çıkarılmış (kan) leukodepleted adj.
hipofiz bezi ameliyatla çıkarılmış hypophysectomized adj.
hipofiz bezi ameliyatla çıkarılmış hypophysectomised adj.
beyni çıkarılmış decerebrate adj.
Veterinary
bir testisi çıkarılmış evcil erkek hayvan ridgel n.
Food Engineering
çekirdekleri çıkarılmış pitted adj.
kabuğu çıkarılmış unhusked adj.
Gastronomy
kabuğu veya kahverengi dış katmanları çıkarılmış olan pirinç white rice n.
kabuğu veya kahverengi dış katmanları çıkarılmış olan pirinç polished rice n.
dananın sırt bölgesinden kesilen filetosu çıkarılmış biftek shell steak n.
(pirinç) kabuğu çıkarılmış polished adj.
Chemistry
kreozottan çıkarılmış sarı kristalli bir hidrokarbon eblanin n.
kreozottan çıkarılmış sarı kristalli bir hidrokarbon pyroxanthin n.
karbonu çıkarılmış decarbonised adj.
karbonu çıkarılmış decarbonized adj.
Biology
somatik bir hücrenin çekirdeğinin, çekirdeği çıkarılmış yumurtaya aktarımı nuclear transfer n.
omuriliği kesilmiş/çıkarılmış deney hayvanı spinal animal n.
çekirdeği çıkarılmış hücre enucleate n.
Biochemistry
prostetik grubu çıkarılmış konjuge protein apoprotein n.
Agriculture
kabuğu çıkarılmış buğday/yulaf groats n.
Breeding
iç organları çıkarılmış (kümes hayvanı) drawn adj.
Fishery
yağı çıkarılmış ölü balina krang n.
yağı çıkarılmış ölü balina kreng n.
Literature
fransa'da 1860 yılında çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir şiirde gerçekliği savunan bir edebi akım parnasism n.
fransa'da 1860 yılında çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir şiirde gerçekliği savunan bir edebi akım parnassianism n.
(şiirsel) açığa çıkarılmış disembowered adj.
(şiirsel) gün yüzüne çıkarılmış disembowered adj.
History
(hanedan arması haçları) ortası çıkarılmış ve uçları ortaçağ anahtar sapı şeklinde olan cleché adj.
(hanedan arması haçları) ortası çıkarılmış ve uçları ortaçağ anahtar sapı şeklinde olan clechée adj.
(hanedan arması haçları) ortası çıkarılmış ve uçları ortaçağ anahtar sapı şeklinde olan clechy adj.
Archaeology
hopewell arkeolojik sit alanından çıkarılmış kazık benzeri bir kemik buluntu skewer n.
Cinema
filmin son versiyonundan çıkarılmış bölümler outtakes n.
filmin son versiyonundan çıkarılmış bölümler outs n.
filmden/diziden çıkarılmış sahne deleted scene n.
Archaic
bağırsakları çıkarılmış disbowelled adj.
Slang
bir şeyin gözden çıkarılmış, istenmeyen yanı hind tit n.
işten çıkarılmış pinked [dated] adj.
ekonomik nedenlerle/bütçe gereksinimleri nedeniyle işten çıkarılmış riffed adj.
kurumun küçülmeye gitmesi nedeniyle işten çıkarılmış riffed adj.
personel sayısının azaltılması nedeniyle işten çıkarılmış riffed adj.