Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | -faction suf. | -etme |
General | -faction suf. | -yapma |
General | -faction suf. | -edilme |
General | -faction suf. | -yapılma |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | faction n. | hizip | ||
Factions in the party wiped it out of the world's political history. Parti için hizipler partiyi dünya siyasi tarihinden sildi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | faction n. | hizip | ||
Afghan society is complex due to its many factions, tribes, and religious and ethnic differences. Afgan toplumu çok sayıda hizip, aşiret, dini ve etnik farklılıklar nedeniyle karmaşık bir yapıya sahiptir. More Sentences |
||||
General | faction n. | hizipleşme | ||
The ongoing conflicts have been leading to factions within the big company. Süregelen çatışmalar büyük şirket içinde hizipleşmelere yol açıyor. More Sentences |
||||
General | faction n. | grup | ||
As for the various rival factions that make up the Northern Alliance, we must beware of idealising them. Kuzey İttifakı'nı oluşturan çeşitli rakip gruplara gelince onları idealize etmekten sakınmalıyız. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | faction n. | grup | ||
The reasons why the negotiations collapsed are not entirely clear, but the Maoist factions first broke the cease-fire. Müzakerelerin neden çöktüğü tam olarak belli değil ancak ateşkesi ilk bozan Maoist gruplar oldu. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | red army faction n. | kızıl ordu fraksiyonu | ||
She was a member of the Red Army Faction. O, Kızıl Ordu Fraksiyonu'nun bir üyesiydi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | faction n. | ihtilaf | ||
General | faction n. | bölüntü | ||
General | faction n. | fraksiyon | ||
General | faction n. | ayrılık | ||
General | faction n. | bir topluluk içinde anlaşmazlık veya ayrılık | ||
General | faction n. | nifak | ||
General | faction n. | klik | ||
General | faction n. | gruplaşma | ||
General | faction n. | bölek | ||
General | faction n. | kavga | ||
General | faction n. | bir gruptaki küçük topluluk | ||
General | faction n. | ihtilaf | ||
General | faction n. | hizipleşme | ||
Law | ||||
Law | faction n. | fırka | ||
Law | faction n. | güruh | ||
Law | faction n. | hizip | ||
Law | faction n. | klik | ||
Law | faction n. | parti | ||
Politics | ||||
Politics | red army faction n. | baader-meinhof grubu | ||
Politics | red army faction n. | batı almanya'da 1970'lerde aktif olan, kapitalizmi şiddet ile yıkmayı amaçlayan solcu terör örgütü | ||
Politics | faction n. | hizip | ||
Politics | faction n. | içinde bulunduğu grupla ayrı görüşte olanların meydana getirdiği grup | ||
Politics | faction n. | parti içinde kalan küçük bir grup | ||
Politics | faction fight [south africa] n. | siyahi gruplar arasındaki kavga | ||
Politics | lautaro faction of the united popular action movement n. | lautaro gençlik hareketi | ||
Military | ||||
Military | red army faction (raf) n. | kızıl ordu fraksiyonu | ||
Military | warring faction n. | çatışan grup | ||
Military | warring faction n. | savaşan grup | ||
Military | warring faction n. | savaşan taraf |