-skinned - Turc Anglais Dictionnaire

-skinned

Sens de "-skinned" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
General
-skinned adj. … ciltli

Sens de "-skinned" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 79 résultat(s)

Anglais Turc
General
light skinned adj. açık tenli
I have extremely light skin and not at all brown.
Son derece açık tenliyim ve hiç kahverengi değilim.

More Sentences
dark-skinned adj. esmer tenli
She is dark-skinned.
Esmer tenlidir.

More Sentences
dark-skinned adj. esmer
Tom is dark-skinned.
Tom esmer.

More Sentences
dark-skinned adj. koyu tenli
She is dark-skinned.
O koyu tenlidir.

More Sentences
thin-skinned plum n. üryani eriği
keep one's eyes skinned v. dikkatli olmak
keep one's eyes skinned v. göz kulak olmak
keep one's eyes skinned v. gözünü dört açmak
keep one's eyes skinned v. tetikte olmak
keep one's eyes skinned v. gözünü açmak
thin skinned adj. duygusal
thick skinned adj. vurdumduymaz
skinned adj. derisi yüzülmüş
skinned adj. sıyrık
skinned adj. derisi soyulmuş
brown-skinned adj. kumral
dark-skinned adj. buğday benizli
fair-skinned adj. sarışın
thin-skinned adj. alıngan
thin-skinned adj. hassas
thin-skinned adj. buluttan nem kapan
thin-skinned adj. darılgan
thin-skinned adj. kırılgan
white-skinned adj. beyaz tenli
wheat-skinned adj. buğday tenli
thin-skinned adj. fazla duygusal
light-skinned adj. açık/beyaz tenli
pale-skinned adj. soluk tenli
skinned adj. ayıklanmış
thin-skinned adj. ince derili
thin-skinned adj. ince kabuklu
tough-skinned adj. sert kabuklu
tough-skinned adj. vurdumduymaz
tough-skinned adj. eleştiriye duyarsız
velvety-skinned adj. kadifemsi cilde sahip olan
velvety-skinned adj. kadifemsi ciltli
velvety-skinned adj. yumuşak ciltli
skinned adj. derili
skinned adj. kabuklu
skinned adj. çimleri biçilmiş
smooth-skinned adj. yumuşak ciltli
smooth-skinned adj. yumuşak derili
smooth-skinned adj. pürüzsüz derili
smooth-skinned adj. yüzeyi pürüzsüz
Colloquial
keep your eyes skinned expr. gözlerini dört aç
Idioms
keep one's eyes peeled/skinned v. dikkat kesilmek
keep one's eyes peeled/skinned v. gözlerini dört açmak
keep one's eyes skinned v. gözünü dört açmak
keep one's eyes skinned v. pür dikkat olmak
keep (one's) eyes skinned (for someone or something) v. (birine/bir şeye) bakar olmak
keep (one's) eyes skinned (for someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
keep (one's) eyes skinned (for someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
keep (one's) eye skinned (for someone or something) v. (birine/bir şeye) bakar olmak
keep (one's) eye skinned (for someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
keep (one's) eye skinned (for someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
thick-skinned adj. duygusuz
thick-skinned adj. kalın derili
thick-skinned adj. kalın kabuklu
thick-skinned adj. perdesi yırtık
thick-skinned adj. vurdumduymaz kör ayvaz
thick-skinned adj. vurdumduymaz
keep your eyes skinned expr. gözünü aç
keep your eyes skinned expr. gözünü dört aç
keep your eyes skinned expr. tetikte ol
keep your eyes skinned expr. dikkatli ol
Technical
self-skinned high-density material n. kendinden kabuklu yüksek yoğunluklu malzeme
self-skinned adj. kendinden kabuklu
Zoology
saggy-skinned frog n. titikaka kurbağası
Botanic
red-skinned onion (allium haematochiton) n. kaliforniya'da yetişen koyu kırmızı kabuklu beyaz bir soğan
hard-skinned puffball n. yalancı trüf mantarı
hard-skinned puffball n. yalancı domalan mantarı
hard-skinned puffball n. scleroderma cinsine ait toprak altında yetişen kalın yüzeyli trüf benzeri mantar
Agriculture
golden-skinned grape n. şarap yapımında kullanılan bir üzüm türü
Social Sciences
white-skinned people n. beyaz derili insanlar
Military
soft-skinned vehicle n. zırhsız araç
soft-skinned adj. zırhı olmayan
soft-skinned adj. zırh takılmamış
soft-skinned adj. zırhsız
Reptiles
rough-skinned newt (taricha granulosa) n. sert derili semender