a basis - Turc Anglais Dictionnaire

a basis

Sens de "a basis" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 110 résultat(s)

Anglais Turc
General
a sound basis n. sağlam bir temel
All the members of the WTO considered this document to be a sound basis for moving forward.
DTÖ'nün tüm üyeleri bu belgenin ilerleme için sağlam bir temel oluşturduğunu düşünmektedir.

More Sentences
provide a basis v. temel oluşturmak
The reports we have before us also provide a basis for debate.
Önümüzde bulunan raporlar aynı zamanda tartışma için de bir temel oluşturmaktadır.

More Sentences
as a basis adv. temel olarak
This report can be used as a basis for further action.
Bu rapor daha ileri adımlar için bir temel olarak kullanılabilir.

More Sentences
(on a) regular basis adv. düzenli olarak
And where they do, they do not necessarily inspect it on a regular basis, so the vibrations increase.
Ve bunu yaptıkları yerlerde de düzenli olarak kontrol etmiyorlar, bu nedenle titreşimler artıyor.

More Sentences
be considered on a preferential basis v. öncelikle ele alınmak
have a legal basis v. yasal dayanağı olmak
provide a basis for v. zemin sağlamak
form a basis for v. zemin oluşturmak
be a basis for v. gerekçe oluşturmak
form a basis for v. kaynak teşkil etmek
constitute a basis v. dayanak teşkil etmek
form a basis v. dayanak teşkil etmek
form a basis v. zemin hazırlamak
provide a basis v. zemin hazırlamak
be a basis v. temel oluşturmak
form a basis v. temel oluşturmak
be employed on a salary basis v. maaşla çalışmak
work on a salary basis v. maaşla çalışmak
be employed on a salary basis v. maaşlı çalışmak
work on a salary basis v. maaşlı çalışmak
be a basis v. dayanak teşkil etmek
be taken as a basis v. baz alınmak
be taken as a basis v. esas alınmak
constitute a basis v. baz teşkil etmek
form a basis v. baz teşkil etmek
form a basis v. baz oluşturmak
be a basis to v. esas olmak
be a basis to v. esas oluşturmak
form a basis v. esas oluşturmak
form a basis v. esas olmak
comprise a basis for v. zemin teşkil etmek
evaluate on a case-by-case basis v. olay/vaka bazında değerlendirme yapmak
pay on a timely basis v. belirtilen zamanda/zamanında ödemek
comprise a basis for v. temel oluşturmak
constitute a basis v. temel teşkil etmek
forming a basis for adj. dayanak oluşturan
constituting a basis for adj. dayanak oluşturan
not having a firm basis or foundation adj. sağlam temellere dayanmayan
on a regular basis adv. muntazaman
on a regular basis adv. düzenli olarak
on a sustainable basis adv. sürekli bir tabana oturacak şekilde
on a yearly basis adv. yıllık bazda
on a daily basis adv. günlük olarak
on a daily basis adv. günlük
on a yearly basis adv. yıllık olarak
on a daily basis adv. günlük bazda
on a weekly basis adv. haftalık olarak
on a monthly basis adv. aylık olarak
on a weekly basis adv. haftalık bazda
on a monthly basis adv. aylık bazda
on a regular basis adv. düzenli biçimde
on a regional basis adv. bölgesel bazda
on a legitimate basis adv. meşru bir zeminde
on a volunteer basis adv. gönüllülük esasına dayalı
on a first-come first-serve basis adv. ilk gelene öncelik verilir biçiminde
on a first-come first-serve basis adv. ilk gelen önceliği alır şeklinde
on a quarterly basis adv. dört dönem olarak
on a daily basis adv. her gün
on a quarterly basis adv. çeyrek bazlı
on a voluntary basis adv. gönüllülük esasına dayalı
on a regular basis adv. düzenli aralıklarla
Phrases
on a full-time basis adv. tam gün esasına dayalı olarak
on a full-time basis adv. tam gün
on a complimentary basis adv. bilabedel
on a market by market basis expr. ayrı ayrı/tek tek piyasa/pazar bazında
on a trial basis expr. deneme olarak
on a non-exclusive basis expr. gayrı münhasır şekilde/olarak
on a market by market basis expr. her bir pazar/piyasa için ayrı ayrı
on a complimentary basis expr. karşılıksız olarak
on a sound basis expr. sağlıklı bir zeminde
on a first name basis expr. senli benli
on a country basis expr. ülke bazında
on a first-name basis (with someone) expr. (biriyle) senli benli
on a first-name basis (with someone) expr. (biriyle) iyi arkadaş
on a first-name basis (with someone) expr. (biriyle) yakın arkadaş
Idioms
be on a first-name basis with someone v. birini çok iyi tanımak
get on a first-name basis with someone v. biriyle senli benli olmak
get on a first-name basis with someone v. birini çok iyi tanımak
be on a first-name basis with someone v. birisiyle iyi arkadaş olmak
get on a first-name basis with someone v. birisiyle iyi arkadaş olmak
be on a first-name basis with someone v. iyi arkadaşı olmak
get on a first-name basis with someone v. iyi arkadaşı olmak
get on a first-name basis with someone v. senli benli olmak
on a need-to-know basis expr. sadece bilinmesi gerektiği kadar (bilgi)
Speaking
are you on a first name basis? expr. birbirinize adınızla mı hitap ediyorsunuz?
are you on a first name basis? expr. birbirinize adlarınızla mı hitap ediyorsunuz?
are you on a first name basis with him? expr. ona ismiyle mi hitap ediyorsun?
are you on a first name basis with him? expr. ona adıyla mı hitap ediyorsun?
Trade/Economic
on a going-forward basis expr. ileriye dönük olarak
on a going-forward basis expr. ileride
on a basis of reciprocity expr. karşılıklı olarak
on a consistent basis expr. tutarlı bir bazda
on a stand-alone basis expr. tekil bazda
Law
the copy certified by the notary shall 'constitute a basis for contracting' n. notere tasdik ettirilmiş nüshası 'akte esastır'
Politics
immovable purchased on a time share basis n. devre mülk esasında satın alınan taşınmaz
immovable purchased on a time share basis n. devre mülk esasına göre satın alınan taşınmaz mal
on a non-discriminatory basis expr. ayrım yapılmaksızın
on a non-discriminatory basis expr. ayrımcı olmayan temelde
on a reciprocal basis expr. karşılıklılık temelinde
on a reciprocal basis expr. mütekabiliyet esasına dayanarak
Technical
basis of a space n. bir uzayın tabanı
Computer
basis of a space n. bir uzayın doğurayı
Telecom
on a call by call basis expr. çağrı bazında
Medical
on a patient by patient basis adv. tek tek hasta bazında
Math
basis of a linear space n. doğrusal uzay tabanı
basis for a topology n. topoloji tabanı
Education
on a rolling basis expr. devamlı
on a rolling basis expr. sürekli
Environment
determination of dry matter and water content on a mass basis n. kuru madde ve suyun kütle esasına göre tayini
determination of soil water content calculated on a volume basis n. toprak rutubetinin hacim esasına göre tayini