devamlı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

devamlı



Sens de "devamlı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 91 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
devamlı continuous adj.
General
devamlı lasting adj.
devamlı relentless adj.
devamlı chronic adj.
devamlı sustained adj.
devamlı unbroken adj.
devamlı assiduous adj.
devamlı regular adj.
devamlı settled adj.
devamlı permanent adj.
devamlı enduring adj.
devamlı incessant adj.
devamlı frequent adj.
devamlı continual adj.
devamlı constant adj.
devamlı substantive adj.
devamlı steady adj.
devamlı everlasting adj.
devamlı running adj.
devamlı continued adj.
devamlı unabating adj.
devamlı durable adj.
devamlı unceasing adj.
devamlı solid adj.
devamlı perpetual adj.
devamlı invariable adj.
devamlı continuous adj.
devamlı round-the-clock adj.
devamlı non-stop adj.
devamlı consistent adj.
devamlı persistent adj.
devamlı nonstop adj.
devamlı uninterrupted adj.
devamlı standing adj.
devamlı remorseless adj.
devamlı unceasable adj.
devamlı unremitted adj.
devamlı unremittent adj.
devamlı unresisted adj.
devamlı unresting adj.
devamlı unsleeping adj.
devamlı unstaying adj.
devamlı everliving adj.
devamlı run [scotland] adj.
devamlı continuant adj.
devamlı lastingly adv.
devamlı in ordinary adv.
devamlı invariably adv.
devamlı all day and every day adv.
devamlı regularly adv.
devamlı continually adv.
devamlı away adv.
devamlı evermore adv.
devamlı hourly adv.
devamlı on and on adv.
devamlı continuously adv.
devamlı day after day adv.
devamlı permanently adv.
devamlı over adv.
devamlı alday adv.
devamlı unremittedly adv.
devamlı ever adv.
devamlı ever in on adv.
devamlı ever is one adv.
devamlı most an end [dialect] [uk] adv.
devamlı contd (continued) abrev.
devamlı contd. (continued) abrev.
devamlı contin. (continued) abrev.
Phrases
devamlı on end expr.
Colloquial
devamlı the whole time [brit] n.
devamlı 7-24 expr.
devamlı twenty-four seven expr.
devamlı twenty-four/seven expr.
Idioms
devamlı off the reel [old-fashioned] adj.
devamlı twenty-four seven expr.
Trade/Economic
devamlı standing adj.
devamlı settled adj.
Law
devamlı continuing adj.
devamlı perdurable adj.
devamlı perpetual adj.
Politics
devamlı full time adj.
Technical
devamlı constant adj.
devamlı non stop adj.
devamlı perennial adj.
Computer
devamlı nonparallel adj.
devamlı forever adj.
Education
devamlı on a rolling basis expr.
Sport
devamlı incessant adj.
Archaic
devamlı uncessant [obsolete] adj.
devamlı often adj.
Modern Slang
devamlı all day every day expr.

Sens de "devamlı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 251 résultat(s)

Turc Anglais
General
yüksek ve devamlı ses peal n.
devamlı müşteri patron n.
devamlı müşteri steady customer n.
devamlı müşteri regular n.
yanıp sönen sinyal lambası (devamlı) blinker n.
devamlı hareket perpetual motion n.
borsada fiyatların devamlı yükselişi bull market n.
devamlı müşteri habitue n.
kiliseye devamlı olarak giden kimse churchgoer n.
devamlı müşteri frequenter n.
devamlı sakatlık permanent disability n.
devamlı müşteri regular customer n.
devamlı adres permanent address n.
devamlı güç continuous power n.
devamlı kullanılan deniz rotası sea-lane n.
ihtiyaçların devamlı bir şekilde değişmesi continual shifting of wants n.
devamlı ziyaretçi frequenter n.
devamlı iyileştirme continuous improvement n.
devamlı artış steady increase n.
devamlı artış accrescence n.
devamlı arkadaş constant companion n.
devamlı kusur bulan kimse nagger n.
devamlı olma remorselessness n.
devamlı olarak seyahat ederek satış yapan kimse tranter [dialect] n.
devamlı olarak seyahat ederek satış yapan kimse traunter [obsolete] n.
devamlı sorun çıkaran tip larrikin n.
izleyicilerde devamlı tepki uyandırmak üzere tasarlanmış olaylar veya olaylar zinciri happening n.
devamlı devriye round-the-clock patrol n.
gidişatı devamlı kötüye giden özellikler disimprovement n.
devamlı kusur bulan kimse insectator [obsolete] n.
devamlı değişim fluxion n.
devamlı akış stream n.
devamlı yüzey alanı stretch n.
devamlı konuşmak run on v.
devamlı olarak tek bir kişi ile flört etmek go steady v.
bir yere devamlı yaşamak amacıyla gelmek come to stay v.
devamlı kılmak render continuous something v.
devamlı ısrarla kırmak wear down v.
devamlı flört etmek go steady with v.
sürekli/devamlı bir işi olmak have regular job v.
sürekli/devamlı bir işi olmak have a regular job v.
devamlı azarlamak nag v.
devamlı olarak seyahat ederek satış yapmak trant [dialect] v.
devamlı olarak seyahat ederek satış yapmak traunt [obsolete] v.
devamlı olarak yapmak vape v.
devamlı olarak sahip olmak wear v.
devamlı kullanarak sıradanlaştırmak hack v.
(birine) devamlı zarar vermek hammer v.
devamlı uğraşmak hammer v.
devamlı aklına gelmek hant [dialect] v.
(biriyle) devamlı görüşmek hant [dialect] v.
devamlı zahmet vermek bedevil v.
devamlı (müşteri) regular adj.
devamlı kusur bulan censorious adj.
dikkatli ve devamlı (bir çalışma) assiduous adj.
dikkatli ve devamlı çalışan assiduous adj.
devamlı olmayan interlocutory adj.
kendi/devamlı müşteris(ler)i olan pastronized adj.
devamlı müşterisi bol/çok well-patronized adj.
kendi/devamlı müşteris(ler)i olan patronised adj.
devamlı aynı şekilde devam eden (müzik) monotonous adj.
kendi/devamlı müşteris(ler)i olan patronized adj.
devamlı olmayan unsustained adj.
devamlı belli belirsiz bir ses çıkaran murmuring adj.
belli belirsiz ve devamlı duyulan murmurous adj.
devamlı olmayan impersistent adj.
devamlı hareket halinde seething adj.
devamlı olarak enduringly adv.
devamlı olarak permanently adv.
devamlı kusur bularak censoriously adv.
devamlı olarak consistently adv.
devamlı olarak progressively adv.
devamlı olarak regularly adv.
devamlı olarak persistently adv.
devamlı olarak continually adv.
devamlı olarak alday adv.
devamlı olarak unremittently adv.
devamlı bir şekilde unrestingly adv.
devamlı olarak imprescriptibly adv.
devamlı olarak continuedly adv.
devamlı olarak inveterately adv.
Phrasals
(birini veya bir şeyi) devamlı veya şiddetli eleştirmek set at v.
devamlı dayak atmak bat around v.
bir şeyi kalıcı/devamlı hale getirmek lock something in v.
devamlı barlara gitmek bum around v.
devamlı barlarda takılmak bum around v.
devamlı gece kulüplerine gitmek bum around v.
devamlı gece kulüplerinde takılmak bum around v.
birini/bir şeyi devamlı azarlamak fuss at someone or something v.
(birini) devamlı azarlamak fuss at (one) v.
(bir şey) üzerinde devamlı olarak çalışmak work away (at something) v.
Phrases
devamlı (bir şey) yapmak be given to (something) v.
devamlı bir şey yapmak be given to something/to doing something v.
Colloquial
devamlı gidilen yer/mekan the place to be n.
ortamdakilere aldırmadan devamlı telefonuyla konuşan kaba ve görgüsüz kimse cellfish n.
devamlı bir yerlere gitmek isteme itchy feet n.
devamlı kusur bulan on prep.
devamlı olarak on the reg (on the regular) expr.
devamlı olarak on the regular expr.
Idioms
devamlı konuşmak talk to hear one's own voice v.
devamlı yer değiştirmek (işten işe/ mekandan mekana) play musical chairs v.
önemli bir şeyi devamlı söylemek have a bee in your bonnet v.
sürekli/devamlı bir işi olmak hold down a steady job v.
(birini veya bir şeyi) devamlı eleştirmek keep (going) on at (one) v.
birini devamlı eleştirmek keep (going) on at someone v.
(bir şeyi) devamlı hale getirmek make (something) stick v.
devamlı hale getirmek make stick v.
devamlı olarak tek bir kişi ile flört etmek go steady (with somebody) [old-fashioned] v.
Trade/Economic
devamlı murakabe continuous audit n.
devamlı tahsisat continuing appropriation n.
devamlı müşteri repeat customer n.
devamlı ameliye continuous process n.
devamlı tahvil continued bond n.
devamlı envanter continuous inventory n.
devamlı müşteri steady customer n.
devamlı envanter yöntemi perpetual inventory method n.
devamlı borç tahvili deferred bond n.
devamlı stok perpetual inventory n.
devamlı bir işi olmayan işçiler casual workers n.
devamlı müşteri regular customer n.
devamlı çalışan permanent employee n.
devamlı müşteri patron n.
devamlı müessese permanent establishment n.
devamlı sermaye constant capital n.
devamlı envanter perpetual inventory n.
devamlı bütçe moving budget n.
devamlı bütçe continuous budget n.
devamlı müşteri frequenter n.
devamlı kullanılabilen mallar goods durable n.
fiyatların devamlı düşmesi sagging n.
iş yerinde çalışanlar veya işverenler tarafından psikolojik veya sosyal nedenlerle devamlı olarak ya da sistematik şekilde uygulanan psikolojik taciz veya şiddet mobbing n.
şirketin devamlı faaliyet değeri going concern value n.
sönümsüz/devamlı enflasyon sustained inflation n.
devamlı müşterisi olmak be a regular customer v.
devamlı kadroya dahil olmayan freelance adj.
devamlı satışta olup satın alınacak miktarla sınırlandırılmamış (devlet tahvilleri) on tap adv.
Law
devamlı gelir perpetual annuity n.
devamlı konut permanent abode n.
devamlı irtifak hakkı continuous easement n.
devamlı ikametgah permanent abode n.
devamlı sözleşme standing contract n.
Politics
devamlı iş düzeni standing order n.
devamlı ilişkiler continued relations n.
devamlı talimat standing operating procedure n.
istihdam devamlı komitesi permanent committee for employment n.
Technical
kimyasal bir maddenin var olup olmadığının devamlı ya da periyodik aralıklarla gözlenmesi chemical monitoring n.
devamlı fren continuous brake n.
devamlı akım continuous flow n.
devamlı filtre continuous filter n.
devamlı yük steady load n.
devamlı güç continuous power n.
devamlı spektrum continuous spectrum n.
devamlı don permafrost n.
devamlı lifli iplikler continuous filament yarns n.
devamlı akan akarsu perennial stream n.
devamlı akarsu perennial stream n.
devamlı oturma continuous settlement n.
devamlı zumlama continuous zooming n.
devamlı yağlama continuous lubrication n.
devamlı sulama perennial irrigation n.
devamlı kısa devre akımı sustained short-circuit current n.
devamlı servis freni continuous service brake n.
devamlı dalga continuous wave n.
devamlı hareket perpetuum mobile n.
devamlı frenleme sistemi continuous braking system n.
devamlı radyasyon general radiation n.
devamlı yük continuous load n.
devamlı deformasyon continuous deformation n.
devamlı aynı tonda olan malzeme monochrome continuous tone material n.
devamlı filitrasyon permanent filtration n.
modüle devamlı dalga modulated continuous wave n.
iki veya daha çok sayıdaki sinyali eşzamanlı olarak devamlı kaydeden aygıt multichannel recorder n.
devamlı spektrum continous spectrum n.
Computer
devamlı çizgi (autocad) polyline n.
devamlı üstte always on top expr.
Electric
modüle devamlı dalga modulated continuous wave n.
Textile
devamlı iplik continuous thread n.
devamlı lifli naylon iplik continuous filament nylon yarn n.
devamlı liflerden yapılmış iplik continuous filament yarn n.
devamlı elyaftan yapılmış iplik continuous filament yarn n.
polimid devamlı lif polyamid continuous fiber n.
pamuk, keten gibi ipliklerden oluşan devamlı şerit veya katman lap n.
devamlı sentetik liflerin çekilmesi ile tülbent dokulu kumaş elde etme işlemi spun-bonding n.
Automotive
devamlı servis freni continuous service brake n.
devamlı fren continuous brake n.
devamlı frenleme sistemi continuous braking system n.
devamlı çizgi continuous line n.
Traffic
boyuna paralel devamlı iki çizgi longitudinal double continuous line n.
boyuna devamlı çizgi longitudinal continuous line n.
devamlı (kesintisiz/fasılasız) sarı yol çizgisi solid yellow line n.
sağa tehlikeli devamlı virajlar double curve n.
yan yana iki devamlı sarı yol çizgisi double solid yellow line n.
Railway
devamlı frenleme sustained braking n.
Aeronautic
devamlı kırmızı ışık continuous red light n.
devamlı yük deneyi delayed fracture n.
devamlı yeşil ışık continuous green light n.
eşdeğer devamlı ses seviyesi equivalent continuous sound level n.
devamlı azami hızla uçmak buster v.
devamlı azami takat süratiyle uçmak buster v.
Marine
devamlı gözlem sertifikaları continuous synopsis record document n.
Medical
devamlı dikiş running stitch n.
devamlı olarak fazla miktarda gözyaşı gelişi dacryorrhea n.
devamlı spinal anestezi continuous spinal anaesthesia n.
devamlı ayaktan periton diyaliz tedavisi gören hasta continuous ambulatory peritoneal dialysis patient n.
devamlı akım doppler ve puls/volüm pletismografi yöntemleri continuous flow doppler and pulse/volume plethysmographic methods n.
devamlı dikiş running suture n.
devamlı alkol kulanma inebriety n.
devamlı pozitif hava yolu basıncı continuous positive airway pressure n.
kasın devamlı kasılma halinde olması contracture n.
kasların devamlı kasılmasını önlemek için ele takılan rulo şeklindeki atel handroll n.
bölgesel ve devamlı olarak endemically adv.
Pathology
gözün devamlı açık durduğu, bakışa anormal bir görünüş veren bir hastalık lagophthalmia n.
gözün devamlı açık durduğu, bakışa anormal bir görünüş veren bir hastalık lagophthalmos n.
gözün devamlı açık durduğu, bakışa anormal bir görünüş veren bir hastalık lagophthalmus n.
asbest partiküllerinin devamlı solunmasından kaynaklanan bir akciğer iltihabı asbestosis n.
şeker kamışı tozunun devamlı solunması nedeniyle oluşan bir akciğer hastalığı bagascosis n.
şeker kamışı tozunun devamlı solunması nedeniyle oluşan bir akciğer hastalığı bagasse disease n.
lökositlerin devamlı çoğalıp patolojik yapı gösterdiği bir hastalık leucocythaemia n.
Optics
devamlı dairesel kapsüloreksis continued curvilinear capsulorhexis n.
Veterinary
atlarda devamlı ve anormal kas kasılması shivering n.
Physics
devamlı spektrum continuous spectrum n.
Agriculture
devamlı akış continuous flow n.
kendinden devamlı çelik kesilen bitki stock n.
Education
devamlı öğrenci student with perfect attendance n.
Geology
devamlı klivaj continuous cleavage n.
devamlı reaksiyon serisi continuous reaction series n.
devamlı dilinim continuous cleavage n.
Military
devamlı dalga yakalama radarı continuous wave acquisition radar n.
devamlı dalga aydınlatma radarı continuous wave illuminator radar n.
devamlı savunma emri standing defence plan n.
devamlı kamuflaj fixed camouflage n.
devamlı eğitim continued training n.
devamlı yönerge permanent directive n.
devamlı idame ettirilecek azami sürat maximum sustained speed n.
devamlı stok kaydı usulü perpetual inventory n.
devamlı emir standing order n.
devamlı talimat standard operating procedures n.
devamlı ateş continuous fire n.
harekat devamlı kıymetlendirme operational permanent evaluation n.
ikk devamlı talimatı counter-intelligence standing operating procedures n.
muhabere devamlı talimatları standing signals instructions n.
Hunting
tetik çekişiyle devamlı ateşleme yapan sistem automatic n.
Basketball
savunmada devamlı değişiklik yapmak stunt v.
Music
devamlı tekdüze ses çıkaran enstrüman drone n.
müzik aletinin devamlı ve tekdüze ses çıkaran bölümü drone n.
Printery
(monotip üzerindeki işlemi düzenleyen) devamlı kağıt rulosu ribbon n.
Archaic
devamlı akış lapse n.
devamlı olarak still adv.
Slang
devamlı mc donalds ürünleri tüketen şişko/yağ tulumu mackers n.
devamlı sorun çıkartan tip helf n.
bir sesi veya müziği baştan sona devamlı arka arkaya çalmak loop v.