regular - Turc Anglais Dictionnaire

regular

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "regular" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 103 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
regular adj. müdavim
She was a regular customer of the coffee shop.
Kahve dükkanının müdavim müşterilerinden biriydi.

More Sentences
regular adj. muntazam
The flags were arranged in a regular pattern.
Bayraklar muntazam bir düzende sıralanmıştı.

More Sentences
regular adj. düzenli
The nurses check his blood pressure at regular intervals.
Hemşireler düzenli aralıklarla adamın kan basıncını kontrol ediyor.

More Sentences
General
regular n. normal benzin
He filled up the tank with regular.
Depoyu normal benzinle doldurdu.

More Sentences
regular adj. sıradan
I'm just a regular factory worker like you.
Ben de senin gibi sıradan bir fabrika işçisiyim.

More Sentences
regular adj. düzenli
Parliament's regular condemnations are merely rhetorical and ineffective.
Parlamentonun düzenli kınamaları sadece retoriktir ve etkisizdir.

More Sentences
regular adj. kurallı
To chase' is a regular verb but 'to catch' is not.
To chase' kurallı bir fiildir ancak 'to catch' öyle değildir.

More Sentences
regular adj. düzgün
He drew a regular hexagon with 10 cm sides.
Kenarları 10 cm olan düzgün bir altıgen çizdi.

More Sentences
regular adj. normal
We may need to set up a quality evaluation programme for this purpose, as is done in regular education.
Bu amaçla normal eğitimde olduğu gibi bir kalite değerlendirme programı oluşturmamız gerekebilir.

More Sentences
regular adj. orta boy
I'll have a regular soda, please.
Ben orta boy soda alayım, lütfen.

More Sentences
regular adj. tam
Ashley is a regular buzzkill!
Ashley tam bir oyunbozan!

More Sentences
regular adv. düzenli olarak
In Belgium, 33% of young people between the ages of 15 and 24 are regular smokers and 51% have smoked.
Belçika'da 15-24 yaş arası gençlerin %33'ü düzenli olarak sigara içmektedir ve %51'i sigara içmiştir.

More Sentences
Trade/Economic
regular adj. her zamanki
The kids went to bed at their regular time.
Çocuklar her zamanki saatlerinde yattılar.

More Sentences
Technical
regular adj. olağan
This additional Annex requires approval by a regular majority of the Members.
Bu ekin, Üyelerin olağan çoğunluğu tarafından onaylanması gerekmektedir.

More Sentences
Computer
regular adj. normal
We may need to set up a quality evaluation programme for this purpose, as is done in regular education.
Bu amaçla, normal eğitimde olduğu gibi bir kalite değerlendirme programı oluşturmamız gerekebilir.

More Sentences
Linguistics
regular adj. düzenli
We are demanding the greatest level of transparency in this matter and to receive regular information from Parliament.
Bu konuda en üst düzeyde şeffaflık ve Parlamentodan düzenli bilgi almayı talep ediyoruz.

More Sentences
Military
regular n. muvazzaf asker
He is considering a career with the regulars.
Muvazzaf askerlerin yanında görev almayı düşünüyor.

More Sentences
General
regular n. düzen
regular n. intizam
regular n. meslekten olan asker
regular n. kural
regular n. keşiş
regular n. devamlı müşteri
regular n. müdavim
regular n. bağlı kimse
regular n. sadık kimse
regular n. güvenilir kimse
regular adj. inci gibi
regular adj. gedikli
regular adj. kadrolu
regular adj. devamlı (müşteri)
regular adj. nizamlı
regular adj. dürüst
regular adj. nizami
regular adj. devamlı
regular adj. meslekten
regular adj. değişmez
regular adj. kurallara uygun
regular adj. inişleri ve çıkışları olmayan
regular adj. güvenilir
regular adj. mazbut
regular adj. intizamlı
regular adj. muvazzaf
regular adj. kanuna uygun
regular adj. kurala uygun
regular adj. usullere uygun
regular adj. hakiki
regular adj. sahici
regular adj. saf
regular adj. daimi
regular adj. temiz
regular adj. posta ücreti kısıtlaması olmayan (pul)
regular adj. kurallara uyan
regular adj. mensup
regular adj. düpedüz
regular adv. muntazaman
Colloquial
regular adj. tamamlanmış
regular adj. esaslı
regular adj. iyi
regular adj. hoş
regular adj. buz gibi
Trade/Economic
regular adj. menkul kıymetlerin alımdan sonraki üçüncü iş gününde teslim edilmesini gerektiren (işlem)
regular adj. muntazam
regular adj. sürekli
regular adj. usulüne uygun
Politics
regular adj. kurala uygun
regular adj. mutat
regular adj. usule uygun
Technical
regular adj. alışılmış
regular adj. düzgün
Computer
regular expr. düz
Textile
regular n. standart beden
Medical
regular adj. regüler
Physiology
regular adj. normal sıklıkta (adet döngüsü, bağırsak hareketi, vb.)
Gastronomy
regular adj. ortalama miktarda süt veya krema içeren (kahve)
Math
regular n. regüler
regular adj. analitik
regular adj. kurallı
regular adj. cebirsel analiz yöntemleriyle kanıtlanabilen
regular adj. kendi tanım kümesinin her noktasında türevlenebilen (karmaşık değişken fonksiyon)
Geometry
regular adj. eşit kenar ve açılara sahip (çokgen)
regular adj. yüzleri düzgün çokgen olan, eşit açılara sahip (çokyüzlü)
Chemistry
regular adj. kübik
regular adj. izometrik
regular adj. birbirine dik açıda üç eşit ekseni olan (kristal)
Biochemistry
regular adj. kuramsal
Marine Biology
regular adj. denizkestanelerinin regularia şubesinden olan
regular adj. soyu tükenmiş regulares takımından olan
regular adj. kuralsal
Botanic
regular adj. parçaları simetrik ve benzer ölçülerde olan (bitki)
regular adj. aktinomorf
regular adj. radyal olarak simetrik (bitki)
Linguistics
regular adj. kurallı
Religious
regular n. ruhban sınıfından olan kimse
regular n. tarikat üyesi olan kimse
regular n. hristiyan manastır düzenine mensup kimse
regular adj. tarikata mensup
regular adj. tarikata bağlı
regular adj. hristiyan manastır düzenine ait
Military
regular adj. muvazzaf
Sport
regular n. müsabakaların çoğunluğunda yer alan sporcu
Slang
regular adj. ortama uyan
regular adj. herkes gibi

Sens de "regular" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 276 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
regular member n. daimi üye
General
regular price n. normal fiyat
Everything at that store is 10 percent off the regular price.
O mağazada her şey normal fiyattan yüzde 10 indirimli.

More Sentences
regular maintenance n. düzenli bakım
UFX does not charge regular maintenance fees.
UFX düzenli bakım ücreti talep etmez.

More Sentences
regular sleep n. düzenli uyku
Regular sleep will also keep your stress levels lower.
Düzenli uyku aynı zamanda stres seviyenizi de düşürecektir.

More Sentences
as regular as adj. kadar düzenli
If only English were as regular as Esperanto.
Keşke İngilizce de Esperanto kadar düzenli olsaydı.

More Sentences
(on a) regular basis adv. düzenli olarak
We therefore demand that information on them be made accessible to the public on a regular basis.
Bu nedenle bu konulardaki bilgilerin düzenli olarak kamuoyunun erişimine açılmasını talep ediyoruz.

More Sentences
at regular intervals adv. düzenli aralıklarla
Elections are free and democratic and take place at regular intervals by secret ballot.
Seçimler, serbest ve demokratik olup, düzenli aralıklarla ve gizli oyla yapılır.

More Sentences
Colloquial
not regular expr. düzenli değil
My hours of work are not regular.
Çalışma saatlerim düzenli değil.

More Sentences
Idioms
regular guy n. sıradan biri
Tom is just a regular guy.
Tom sıradan bir adam.

More Sentences
Trade/Economic
regular meeting n. düzenli toplantı
We have an ongoing discussion about the preparation of our regular meetings with the development NGOs.
Kalkınma STK'ları ile düzenli toplantılarımızın hazırlanması konusunda devam eden bir görüşmemiz var.

More Sentences
regular customer n. düzenli müşteri
Provide special offers to turn new users into regular customers.
Yeni kullanıcıları düzenli müşterilere dönüştürmek için özel teklifler sunun.

More Sentences
Politics
regular report n. düzenli rapor
It is also reasonable that the agency should produce regular reports on the results of its actions.
Ajansın eylemlerinin sonuçları hakkında düzenli raporlar hazırlaması da makuldür.

More Sentences
regular report n. ilerleme raporu
The report takes into consideration progress since the last Regular Report.
Rapor, son İlerleme Raporundan bu yana kaydedilen gelişmeleri dikkate almaktadır.

More Sentences
Technical
at regular intervals adv. düzenli aralıklarla
It has been pronounced dead at regular intervals ever since it came into being.
Ortaya çıktığından bu yana düzenli aralıklarla öldüğü ilan edildi.

More Sentences
General
regular payment n. düzenli ödeme
the regular practice n. adet
regular gas n. normal benzin
regular army n. nizamiye
regular smoking n. sigara kullanma (sürekli)
the regular practice n. alışkanlık
regular customer n. devamlı müşteri
regular smoking n. düzenli içicilik
regular smoking n. sürekli içicilik
regular work hours n. normal mesai
regular point n. düzenli nokta
regular high-school n. normal lise
regular member n. daimi üye
regular high school n. düz lise
regular sleep routine n. uyku düzeni
regular sleep pattern n. uyku düzeni
regular salary n. düzenli maaş
regular wear n. günlük giyim
regular sex n. düzenli seks
a regular sex life n. düzenli bir seks hayatı
regular service n. düzenli sefer
regular life n. düzenli hayat
regular life n. düzenli yaşam
regular family life n. düzenli aile yaşamı
regular family life n. düzenli aile hayatı
regular price n. indirimden önceki fiyat
regular price n. sezon fiyatı
regular clothes n. günlük kıyafetler
regular diet n. düzenli beslenme
regular repeat n. düzenli tekrar
regular repetition n. düzenli tekrar
regular post n. normal posta
regular interval n. düzenli aralık
regular passport n. umuma mahsus pasaport
regular year n. yahudi takviminde 384 günlük artık yıl
regular recurrence n. düzenli tekrarlama
regular year n. hicri takvimde 354 gün
regular recurrence n. düzenli tekrar
regular size n. orta boyut
regular expression n. düzenli deyim
make regular v. düzenli hale getirmek
be a regular customer of v. ayağı alışmak
become a regular at v. müdavimi olmak
become a regular at v. abone olmak
get a regular job v. düzenli bir işe girmek
be assessed by echocardiography at regular intervals v. düzenli aralıklarla ekokardiyografik incelemeye tabi tutulmak
have regular sex v. düzenli seks yapmak
have a regular job v. düzenli bir işi olmak
have regular job v. sürekli/devamlı bir işi olmak
have a regular job v. sürekli/devamlı bir işi olmak
have regular job v. düzenli bir işi olmak
at regular intervals adv. ara sıra
on a regular basis adv. muntazaman
in regular turn adv. muntazam sırayla
on a regular basis adv. düzenli olarak
at regular intervals adv. düzenli aralıklarda
in regular turn adv. sırayla
on a regular basis adv. düzenli biçimde
in regular intervals adv. düzenli aralıklarla
at regular intervals adv. düzenli aralarla
at regular intervals adv. belli aralıklarla
at regular intervals adv. belirli aralıklarla
on a regular basis adv. düzenli aralıklarla
Phrases
in regular basis expr. düzenli aralıklarla
in regular intervals expr. düzenli aralıklarla
Colloquial
a regular guy doing something remarkable n. kayda değer bir şeyler yapan sıradan biri
regular fellow n. güvenilir kimse
regular fellow n. düzgün biri
regular fellow n. iyi huylu kimse
regular fellow n. dürüst kimse
regular fellow n. iyi biri
get a regular job v. düzgün bir iş bulmak
regular [usa] adj. efendi
regular [usa] adj. güvenilir
regular [usa] adj. nezih
on the reg (on the regular) expr. devamlı olarak
on the reg (on the regular) expr. düzenli olarak
on the regular expr. muntazaman
on the regular expr. düzenli olarak
on the reg (on the regular) expr. sürekli
on the regular expr. sürekli
on the regular expr. devamlı olarak
on the reg (on the regular) expr. düzenli bir şekilde
on the regular expr. düzenli bir şekilde
on the reg (on the regular) expr. muntazaman
Idioms
regular fixture n. müdavim
regular fixture n. demirbaş
regular fixture n. gedikli
regular brick n. güvenilir adam
regular brick n. iyi huylu adam
be as regular as clockwork v. dakik olmak
be as regular as clockwork v. saat gibi düzenli olmak
as regular as clockwork expr. saat gibi düzenli
regular as clockwork expr. düzgün ve sağlıklı tuvalet alışkanlığına sahip
as regular as clockwork expr. düzgün ve sağlıklı tuvalet alışkanlığına sahip
as regular as clockwork expr. dakik
regular as clockwork expr. dakik
he is a/works like a/a regular trojan expr. azimli kimse
he is a/works like a/a regular trojan expr. kararlı kimse
he is a/works like a/a regular trojan expr. enerjik kimse
he is a/works like a/a regular trojan expr. çalışkan kimse
Speaking
for you I was just some regular thug expr. sizin gözünüzde sıradan bir sokak serserisiydim
Trade/Economic
regular dividend n. düzenli temettü
regular rate n. normal ücret
regular transit service n. düzenli transit servis
regular market n. ana pazar
regular contributions n. düzenli katkı payı
regular public disclosure form n. kamuyu sürekli bilgilendirme formu
regular income n. düzenli gelir
regular employment n. sürekli iş
regular general assembly n. olağan genel kurul
regular customer n. sürekli müşteri
regular customer n. devamlı müşteri
regular payment n. düzenli ödeme
regular way delivery n. düzenli dağıtım yolu
regular rate n. nizami mesai zamanı ücreti
regular meeting n. belli aralıklarda yapılan toplantı
regular demand n. düzenli talep
regular mail n. (elektronik olmayan) normal posta
regular mail n. normal posta
regular cash flow n. düzenli nakit akışı
regular supplier n. düzenli tedarikçi
regular member n. asli üye
regular sales n. işlem yapıldıktan bir gün sonra teslim edilebilir olan malların satışı
be a regular customer v. devamlı müşterisi olmak
Law
regular court n. asıl mahkeme
Politics
regular budget n. olağan bütçe
regular election n. düzenli aralıklarla yapılan seçim
regular meeting of the council of ministers of foreign affairs n. dışişleri bakanları konseyi olağan toplantısı
regular follow-up n. düzenli izleme
regular [usa] n. sadık parti üyesi
regular [usa] n. partinin yetkili organları tarafından seçilmiş kimse
regular [usa] adj. partisine sadık
regular [usa] adj. partinin yetkili organları tarafından seçilmiş
Institutes
administrative office of regular passport n. umumi pasaport büro amirliği
Insurance
regular public disclosure form n. kamuyu sürekli bilgilendirme formu
regular contributions n. düzenli katkı payı
Tourism
regular service n. düzenli sefer
Media
regular show n. sürekli dizi
Technical
regular estimator n. düzenli kestirici
regular production option n. normal üretim seçeneği
regular transition n. uygun geçiş
regular polygon n. düzgün çokgen
regular soil structure n. düzgün zemin yapısı
regular transition n. uygun transizyon
regular penetration n. düzgün penetrasyon
completely regular space n. tamamen düzgün uzay
regular account n. normal hesap
regular pentagon n. düzgün beşgen
regular point n. düzenli nokta
regular gypsum wallboard n. normal alçı levha
regular sheaf n. paralel demet
slow and regular wear n. yavaş ve düzenli aşınma
stereo-regular rubbers n. uzam-düzenli kauçuklar
regular curve n. düzenli eğri
regular prism n. düzgün prizma
regular polyhedron n. düzgün çokyüzlü
regular function n. düzenli işlev
regular pyramid n. düzgün piramit
regular solution n. düzenli çözelti
regular tetrahedron n. düzgün dörtyüzlü
regular copolymer n. düzenli kopolimer
regular octagon n. düzgün sekizyüzlü
regular reflection n. düzgün yansıma
regular copolymer n. düzenli eşpolimer
regular alumina n. olağan alumina
emitting a continuous or regular intermittent light adj. sürekli veya düzenli aralıklarla ışık yayan
Computer
regular expression n. kurallı ifade
regular menus n. normal menüler
regular text n. normal metin
regular hours n. normal çalışma saatleri
regular language n. düzenli dil
regular hyphen n. normal tire
regular layout n. normal düzen
regular link n. normal bağlantı
regular expression n. düzenli ifade
Telecom
regular signalling link n. düzenli işaretleşme hattı
Textile
regular leg n. düz paça
regular cut n. düz kesim
regular fit n. standart kesim (bel)
Lighting
regular reflectance n. düzgün yansıtma çarpanı
regular transmission n. düzgün geçme
regular transmittance n. düzgün geçirme çarpanı
regular reflection n. düzgün yansıma
regular reflection n. aynasal yansıma
Automotive
regular production option n. standart üretim seçeneği
regular cab n. iki kapılı kamyonet
regular production option n. standart üretim opsiyonu
regular gasoline n. normal benzin
unleaded regular gasoline n. kurşunsuz normal benzin
Traffic
regular passenger service n. düzenli yolcu servisi
Aeronautic
regular flight n. zorunlu uçuş
regular passenger n. ücretli yolcu
Marine
regular placing n. düzenli yerleşme
port of regular calling n. düzenli uğranılan liman
regular waves n. düzenli dalgalar
Medical
neutral regular insulin n. nötral regüler insülin
regular screening n. düzenli tarama
intravenous infusion of regular insulin n. intravenöz regüler insülin infüzyonu
regular fluid intake n. düzenli sıvı alımı
a regular treatment regimen n. düzenli bir tedavi rejimi
regular intake of folic acid n. dönemde düzenli folik asit alınımı
regular insulin n. regüler insülin
Optics
regular astigmatism n. düzenli astigmatizm
Math
completely regular space n. tümel düzenli uzay
completely regular space n. tamamen düzgün uzay
regular function n. düzenli fonksiyon
regular tetrahedron n. düzenli dörtyüzlü
regular matrix n. düzenli matris
regular polyhedron n. düzenli çokyüzlü
regular icosahedron n. düzenli yirmiyüzlü
regular polygon n. düzenli çokgen
regular representation n. düzgün temsil
regular polyhedron n. düzgün çokyüzlü
regular representation n. düzenli adlanım
regular polygon n. düzgün çokgen
regular function n. düzenli işlev
regular matrix n. düzenli dizey
regular semigroup n. düzgün yarıgrup
Geometry
regular icosahedron n. düzgün yirmi yüzlü
regular hexagon n. düzgün altıgen
regular octahedron n. düzgün sekiz yüzlü
regular hexahedron n. düzgün altı yüzlü
regular dodecahedron n. düzgün on iki yüzlü
regular convex solid n. düzgün dışbükey çokyüzlü
regular convex polyhedron n. düzgün dışbükey çokyüzlü
Statistics
regular state n. düzenli durum
regular best asymptotically normal estimator n. düzenli en iyi asimptotik normal tahmin edici
regular group divisible incomplete block design n. düzenli grup bölünebilir tamamlanmamış blok tasarı
regular estimator n. düzenli tahmin edici
regular stationary point process n. düzenli durağan nokta süreci
non-regular estimator n. düzensiz tahmin edici
regular markov renewal process n. düzenli markov yenileme süreci
Physics
regular circular movement n. düzgün dairesel hareket
regular reflection n. normal yansıma
regular reflection n. düzenli yansıma
regular reflection n. olağan yansıma
Education
regular teacher n. asil öğretmen
regular classroom teacher n. sınıf öğretmeni
Linguistics
regular verb n. kurallı fiil
regular verb n. düzenli eylem
regular conjugation n. düzenli fiil çekimi
regular verb n. regelmäßiges Verb
regular verb n. düzenli fiil
Religious
regular canon n. St. Austin'in kurallarına bağlı manastır topluluğunda yaşamış kimse
regular canoness n. yoksulluk yemini etmiş dini tarikat üyesi kadın
regular clergy n. ruhban sınıfından olan kimse
regular clerk of st. paul n. 1530'da milan'da kurulan bir katolik tarikatına üye kimse
Military
indicator-regular n. tanzim kadranı
regular army reserve n. muvazzaf ordu ihtiyatı
regular personnel n. muvazzaf personel
regular flight n. meleke koruma uçuşu
regular force n. muntazam kuvvet
regular army n. muvazzaf ordu
regular army n. daimi ordu
regular army n. düzenli ordu
regular drill n. düzenli eğitim
regular troops n. muvazzaf birlikler
regular soldier n. birliğinde/garnizonda yaşayan ve çalışan tam zamanlı asker
regular noncommissioned officer adj. gedikli
Sport
regular grip n. düz tutuş
Slang
a regular brick n. çok uyumlu arkadaş