Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
sıradan
Sens de
"sıradan"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 131 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
sıradan
common
adj.
2
Common Usage
sıradan
ordinary
adj.
3
Common Usage
sıradan
workaday
adj.
General
4
General
sıradan
hack
n.
5
General
sıradan
blah
n.
6
General
sıradan
quotidian
adj.
7
General
sıradan
mediocre
adj.
8
General
sıradan
mundane
adj.
9
General
sıradan
commonplace
adj.
10
General
sıradan
cut and dried
adj.
11
General
sıradan
humdrum
adj.
12
General
sıradan
casual
adj.
13
General
sıradan
prosy
adj.
14
General
sıradan
of a sort
adj.
15
General
sıradan
unexceptional
adj.
16
General
sıradan
small
adj.
17
General
sıradan
trivial
adj.
18
General
sıradan
conventional
adj.
19
General
sıradan
nondescript
adj.
20
General
sıradan
prosaic
adj.
21
General
sıradan
common or garden
adj.
22
General
sıradan
banal
adj.
23
General
sıradan
exoteric
adj.
24
General
sıradan
obscure
adj.
25
General
sıradan
average
adj.
26
General
sıradan
of a kind
adj.
27
General
sıradan
copybook
adj.
28
General
sıradan
of sorts
adj.
29
General
sıradan
just another
adj.
30
General
sıradan
hackneyed
adj.
31
General
sıradan
regular
adj.
32
General
sıradan
indifferent
adj.
33
General
sıradan
workaday
adj.
34
General
sıradan
unremarkable
adj.
35
General
sıradan
spartan
adj.
36
General
sıradan
cut-and-dried
adj.
37
General
sıradan
cut-and-dry
adj.
38
General
sıradan
run-of-the-mill
adj.
39
General
sıradan
humble
adj.
40
General
sıradan
undistinguished
adj.
41
General
sıradan
routine
adj.
42
General
sıradan
unsophisticated
adj.
43
General
sıradan
menial
adj.
44
General
sıradan
unmemorable
adj.
45
General
sıradan
unoriginal
adj.
46
General
sıradan
waist-high
adj.
47
General
sıradan
unspectacular
adj.
48
General
sıradan
unglamorous
adj.
49
General
sıradan
unglamourous
adj.
50
General
sıradan
cheesy
adj.
51
General
sıradan
accustomary [obsolete]
adj.
52
General
sıradan
mumsy
adj.
53
General
sıradan
characterless
adj.
54
General
sıradan
nonglamorous
adj.
55
General
sıradan
earthbound
adj.
56
General
sıradan
uneccentric
adj.
57
General
sıradan
uneventful
adj.
58
General
sıradan
unexotic
adj.
59
General
sıradan
unextraordinary
adj.
60
General
sıradan
unprepossessing
adj.
61
General
sıradan
upcountry
adj.
62
General
sıradan
fade
adj.
63
General
sıradan
blank
adj.
64
General
sıradan
lay
adj.
65
General
sıradan
meat-and-potatoes
adj.
66
General
sıradan
workday
adj.
67
General
sıradan
haywire
adj.
68
General
sıradan
bromidic
adj.
69
General
sıradan
modern [obsolete]
adj.
70
General
sıradan
literal-minded
adj.
71
General
sıradan
lowly
adj.
72
General
sıradan
ricky-tick
adj.
73
General
sıradan
déjà vu
adj.
74
General
sıradan
gregarian
adj.
75
General
sıradan
gregarian [obsolete]
adj.
76
General
sıradan
offhand
adj.
77
General
sıradan
off-hand
adj.
78
General
sıradan
routinary
adj.
79
General
sıradan
clichéd
adj.
80
General
sıradan
feeble
adj.
81
General
sıradan
plain-jane
adj.
82
General
sıradan
populist
adj.
83
General
sıradan
populistic
adj.
84
General
sıradan
cornball
adj.
85
General
sıradan
pudent
adj.
86
General
sıradan
scullion
adj.
87
General
sıradan
scullionly
adj.
88
General
sıradan
single [uk]
adj.
89
General
sıradan
mere
adj.
90
General
sıradan
of a sort
adj.
91
General
sıradan
standard-issue
adj.
92
General
sıradan
strict
adj.
93
General
sıradan
casually
adv.
94
General
sıradan
unremarkably
adv.
Phrases
95
Phrases
sıradan
run-of-the-mine
adj.
96
Phrases
sıradan
run-of-mine
adj.
Colloquial
97
Colloquial
sıradan
ticky-tacky
adj.
98
Colloquial
sıradan
ticky–tack
adj.
99
Colloquial
sıradan
common or garden
adj.
100
Colloquial
sıradan
matter-of-fact
adj.
101
Colloquial
sıradan
whatever
adj.
Idioms
102
Idioms
sıradan
bog standard
n.
103
Idioms
sıradan
common or garden variety [uk]
n.
104
Idioms
sıradan
garden-variety
adj.
105
Idioms
sıradan
bread and butter
adj.
106
Idioms
sıradan
cut and dried
adj.
107
Idioms
sıradan
common or garden
adj.
108
Idioms
sıradan
common as dirt
adj.
109
Idioms
sıradan
common-or-gardens
adj.
110
Idioms
sıradan
cut-and-dry
adj.
111
Idioms
sıradan
common as an old shoe
adj.
112
Idioms
sıradan
not much to boast about
adj.
113
Idioms
sıradan
garden variety
adj.
114
Idioms
sıradan
penny-ante
adj.
115
Idioms
sıradan
as common as muck
expr.
116
Idioms
sıradan
not anything to boast about
expr.
117
Idioms
sıradan
nothing to shout about
expr.
Formal
118
Formal
sıradan
unremarked
adj.
Technical
119
Technical
sıradan
ordinary
adj.
120
Technical
sıradan
routine
adj.
Geology
121
Geology
sıradan
haplic
adj.
Archaic
122
Archaic
sıradan
famous
adj.
123
Archaic
sıradan
sely
adj.
124
Archaic
sıradan
still
adj.
Slang
125
Slang
sıradan
cazh
adj.
126
Slang
sıradan
vanilla
adj.
127
Slang
sıradan
neefy
adj.
128
Slang
sıradan
hairy at the heel [uk]
adj.
129
Slang
sıradan
basic
adj.
130
Slang
sıradan
common as muck [uk]
adj.
British Slang
131
British Slang
sıradan
plebby
adj.
Sens de
"sıradan"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 347 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
bir örgütün tabanını oluşturan sıradan insanlar
the grass roots
n.
General
2
General
sıradan insan
common man
n.
3
General
sıradan arkadaş
casual friend
n.
4
General
sıradan işler
routine
n.
5
General
sıradan bir şey
commonplace
n.
6
General
sıradan insanlar
everymen
n.
7
General
sıradan giyim
casualwear
n.
8
General
sıradan insanlar
ruck
n.
9
General
sıradan kimse
the man in the street
n.
10
General
sıradan ifade
cliche
n.
11
General
sıradan kimse
prosaic person
n.
12
General
sıradan adam
everyman
n.
13
General
sıradan insanlar
rank-and-file
n.
14
General
sıradan askerler
rank-and-file
n.
15
General
sıradan insanlar
commonalty
n.
16
General
sıradan adam
an honest joe
n.
17
General
sıradan kişiler
ordinary people
n.
18
General
sıradan çeşit
average sort
n.
19
General
günlük sıradan işler
daily routine
n.
20
General
sıradan kimse
average joe schmoe
n.
21
General
sıradan kimse
average jane
n.
22
General
sıradan kimse
average joe
n.
23
General
sıradan ifade
stereotypical expression
n.
24
General
sıradan vatandaş
everyday citizen
n.
25
General
sıradan insanlarla ilgili sahne eseri
a kitchen-sink play
n.
26
General
normal (sıradan) evcil hayvan
ordinary pet
n.
27
General
sıradan tip/adam
a plain kind of guy
n.
28
General
sıradan kimse
joe sixpack
n.
29
General
sıradan kahraman
ordinary hero
n.
30
General
sıradan görünüşlü insanlar
common-looking people
n.
31
General
sıradan suçlular
common criminals
n.
32
General
sıradan kimse
ordinary person
n.
33
General
sıradan kişi
ordinary person
n.
34
General
sıradan insan
ordinary person
n.
35
General
sıradan insan/kişi
common person
n.
36
General
sıradan kimse
common person
n.
37
General
sıradan kişi
commoner
n.
38
General
sıradan insan/kişi
common man
n.
39
General
sıradan insan/kişi
commoner
n.
40
General
sıradan kişi
common person
n.
41
General
sıradan kimse
common man
n.
42
General
sıradan kimse
commoner
n.
43
General
sıradan kişi
common man
n.
44
General
sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç
sleeper car [us]
n.
45
General
sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç
q-car [uk]
n.
46
General
sıradan madde
ordinary matter
n.
47
General
sıradan ev
ordinary house
n.
48
General
üstün yeteneği olmayan, sıradan insan
mere mortal
n.
49
General
yavan, sıkıcı ve sıradan olma durumu
tameness
n.
50
General
sıradan ifade
rubber stamp
n.
51
General
sıradan kimse/şey
nondescript
n.
52
General
sıradan okuyucu
general reader
n.
53
General
sıradan izleyici
general viewer
n.
54
General
sıradan insanlar
the multitude
n.
55
General
kızılderili kabilesinin şef olmayan sıradan insanları
tillicum [dialect]
n.
56
General
kızılderili kabilesinin şef olmayan sıradan insanları
tilikum [dialect]
n.
57
General
sıradan olma
averageness
n.
58
General
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç şekilde yan yana gelmesi
bathos
n.
59
General
sıradan bir aileden gelen erkek
knave
n.
60
General
sıradan kadın
everywoman
n.
61
General
sıradan amerikan vatandaşı
john q public
n.
62
General
deneyimli ve yetkin ama sıradan işçi
journeyman
n.
63
General
deneyimli ve yetkin ama sıradan atlet
journeyman
n.
64
General
deneyimli ve yetkin ama sıradan kadın işçi
journeywoman
n.
65
General
deneyimli ve yetkin ama sıradan kadın atlet
journeywoman
n.
66
General
sıradan bir kişiye genel ilgi alanına giren bir konu hakkında fikrinin sorulduğu bir mülakat
vox pop
n.
67
General
sıradan konuşma
vulgate
n.
68
General
ortalama veya sıradan kimse
manjack [caribbean]
n.
69
General
sıradan kimse
bourgeois
n.
70
General
sıradan ifade
bromide
n.
71
General
sıradan alet
bromide
n.
72
General
sıradan halk
gallery
n.
73
General
sıradan kimse
lug
n.
74
General
sıradan kimse
mut
n.
75
General
sıradan kurallardan sapma
obliquity [obsolete]
n.
76
General
sıradan zevk
groundling
n.
77
General
sıradan görüş
groundling
n.
78
General
sıradan kimse
idiot
n.
79
General
tamirat gibi geçici ve sıradan işleri yapan kimse
odd-jobman
n.
80
General
sıradan kimse
roturer
n.
81
General
sıradan kimse
roturier
n.
82
General
sıradan şeyler
ruck
n.
83
General
sıradan kimse
ruptuary [obsolete] [rare]
n.
84
General
sıradan vatandaşa sağlanan vergi affı
infeodation
n.
85
General
sıradan şey
dreariness
n.
86
General
sıradan şey
item
n.
87
General
(özellikle komünist ülkelerde) ayrıcalıklı sınıf dışında kalan sıradan halk
people
n.
88
General
sıradan insanları kayırıp pohpohlayan kimse
plebicolist
n.
89
General
sıradan vatandaş
folk
n.
90
General
sıradan vatandaşlar
folks
n.
91
General
sıradan kimse
ordinary
n.
92
General
sıradan şey
ordinary
n.
93
General
sıradan ve sürekli kullanılan armacılık süsü
ordinary
n.
94
General
sıradan kimse
scug [uk]
n.
95
General
sıradan bir aileden gelen kimse
simple
n.
96
General
sıradan ev malzemelerinden yapılmış uyduruk motorsuz taşıt
soapbox
n.
97
General
sıradan vatandaş
stranger
n.
98
General
sıradan kimse
stranger
n.
99
General
sıradan kimse
street
n.
100
General
sıradan insan
streetwalker [rare]
n.
101
General
sıradan vatandaş
streetwalker [rare]
n.
102
General
sıradan çıkmış olmak
be out of line
v.
103
General
sıradan çıkmak
fall out
v.
104
General
birşeyi sıradan bir insanın anlayacağı şekilde anlatmak
put something in layman’s terms
v.
105
General
sıradan/kuyruktan çıkmak
step out of line
v.
106
General
sıradan bir akşam yemeğinden fazlasını beklemek
hope for something more than dinner
v.
107
General
(askeri birliğe) sıradan ayrılmasını emretmek
dismiss
v.
108
General
sıradan ayrılmak
dismiss
v.
109
General
aşağı/sıradan
of sorts
adj.
110
General
sıradan (kimse)
simple
adj.
111
General
sıradan bir görünüme sahip
average looking
adj.
112
General
sıradan görünümlü
average looking
adj.
113
General
sıradan görünüşlü
average looking
adj.
114
General
sıradan olmayan
unordinary
adj.
115
General
sıradan olmayan
noncasual
adj.
116
General
sıradan olmayan
atypic
adj.
117
General
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç bir şekilde yan yana gelmesiyle nitelenen
bathetic
adj.
118
General
sıradan zevkleri olan
blue-collar
adj.
119
General
sıradan kimselere hitap eden
blue-collar
adj.
120
General
sıradan insanlara özgü
homespun
adj.
121
General
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesine yönelik
mob
adj.
122
General
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesini yansıtan
mob
adj.
123
General
sıradan insan bilgisinden veya kavrayışından uzak
mystical
adj.
124
General
moda olacak kadar sıradan
obligatory
adj.
125
General
sıradan ve önemsiz
grimy
adj.
126
General
sıradan bir kalıba uymayan
off-beam
adj.
127
General
sıradan bir türe uymayan
off-beam
adj.
128
General
daha sıradan
commoner
adj.
129
General
biraz sıradan olan
commonish
adj.
130
General
sıradan şeylere kafa yoran
puzzleheaded
adj.
131
General
sıradan (kimse)
street
adj.
132
General
sıradan bir biçimde
routinely
adv.
133
General
sıradan bir şekilde
unglamourously
adv.
134
General
sıradan bir biçimde
mundanely
adv.
135
General
sıradan bir biçimde
banally
adv.
136
General
sıradan biçimde
commonly
adv.
137
General
sıradan bir biçimde
averagely
adv.
138
General
sıradan bir günde
in an ordinary day
adv.
139
General
sıradan biçimde
unremarkably
adv.
140
General
sıradan bir şekilde
blandly
adv.
141
General
dokuzuncu sıradan
ninth
adv.
142
General
sıradan bir şekilde
nondescriptly
adv.
143
General
sıradan bir şekilde
unoriginally
adv.
144
General
sıradan biçimde
vulgo
adv.
145
General
sıradan durumda (kimse)
on the hoof
adv.
146
General
sıradan bir bakış açısıyla
ordinally
adv.
147
General
sıradan bir şekilde
ordinarily
adv.
148
General
sıradan anlamı veren ön ek
coen-
pref.
149
General
sıradan anlamı veren ön ek
coeno-
pref.
150
General
sıradan anlamı veren ön ek
cen-
pref.
151
General
sıradan anlamı veren ön ek
caen-
pref.
152
General
sıradan anlamı veren ön ek
caeno-
pref.
Phrasals
153
Phrasals
sıradan/günlük giyinmek
dress down
v.
Phrases
154
Phrases
sıradan bir gün
just another day
expr.
Proverb
155
Proverb
sıradan insan
he puts his pants on one leg at a time
Colloquial
156
Colloquial
sıradan insan
the little guy [usa]
n.
157
Colloquial
sıradan insan
the little man [usa]
n.
158
Colloquial
kahramanlık yapan sıradan kişi
have-a-go hero
n.
159
Colloquial
kayda değer bir şeyler yapan sıradan biri
a regular guy doing something remarkable
n.
160
Colloquial
sıradan adam
man in the street
n.
161
Colloquial
sıradan adam
joe blow
n.
162
Colloquial
sıradan insanlar
ordinary people
n.
163
Colloquial
sıradan adam
joe bloggs
n.
164
Colloquial
sıradan adam
john doe
n.
165
Colloquial
sıradan insanlar
mundies
n.
166
Colloquial
sıradan bir kız
an ordinary girl
n.
167
Colloquial
sıradan/sakin/olaysız bir gün
a slow news day
n.
168
Colloquial
vasıfsız, sıradan kimseler
lay people
n.
169
Colloquial
sıradan olmayan
unaverage
n.
170
Colloquial
sıradan adam
joe doakes
n.
171
Colloquial
sıradan adam
joe blow
n.
172
Colloquial
sıradan kadınlar
the woman on the street
n.
173
Colloquial
sıradan kız
mary jane
n.
174
Colloquial
sıradan/vasıf gerektirmeyen iş
joe job [canada]
n.
175
Colloquial
sıradan amerikan yurttaşları
middle america
n.
176
Colloquial
sıradan amerikan vatandaşları
middle america
n.
177
Colloquial
sıradan vatandaş
average joe
n.
178
Colloquial
sıradan vatandaş
ordinary joe
n.
179
Colloquial
sıradan vatandaş
joe sixpack
n.
180
Colloquial
sıradan vatandaş
joe lunchbucket
n.
181
Colloquial
sıradan vatandaş
joe snuffy
n.
182
Colloquial
sıradan vatandaş
joe blow
n.
183
Colloquial
sıradan vatandaş
joe schmo
n.
184
Colloquial
sıradan vatandaş
ordinary jane
n.
185
Colloquial
sıradan vatandaş
average jane
n.
186
Colloquial
sıradan vatandaş
plain jane
n.
187
Colloquial
sıradan adam
doakes
n.
188
Colloquial
sıradan insanlar
odds and sods [uk]
n.
189
Colloquial
sıradan kimseler
odds and sods [uk]
n.
190
Colloquial
en basit/sıradan şey
tiniest thing
n.
191
Colloquial
sıradan şey
corn
n.
192
Colloquial
sıradan ayrılmak
break rank
v.
193
Colloquial
sıradan çıkmak
break rank
v.
194
Colloquial
sıradan ayrılmak
break ranks
v.
195
Colloquial
sıradan çıkmak
break ranks
v.
196
Colloquial
sıkıcı ve sıradan
ho-hum
adj.
197
Colloquial
çok sıradan
nickel-and-dime
expr.
Idioms
198
Idioms
sıradan üniversite öğrencisi
joe college
n.
199
Idioms
amerikalı sıradan beyazlar
white-bread
n.
200
Idioms
sıradan insan
joe public
n.
201
Idioms
sıradan kimse
the girl next door
n.
202
Idioms
sıradan adam
the boy next door
n.
203
Idioms
sıradan biri
the boy next door
n.
204
Idioms
sıradan kimse
the boy next door
n.
205
Idioms
sıradan insan
the man in the street
n.
206
Idioms
sıradan insan
man on the clapham omnibus
n.
207
Idioms
sıradan/çekici olmayan kız veya kadın
a plain jane
n.
208
Idioms
sıradan biri
the girl next door
n.
209
Idioms
sıradan erkek
the boy next door
n.
210
Idioms
sıradan vatandaş
the man in the street
n.
211
Idioms
sıradan vatandaş
the man on the street
n.
212
Idioms
sıradan insan
the average man
n.
213
Idioms
sıradan vatandaş
the man/woman/person in the street
n.
214
Idioms
sıradan biri
regular guy
n.
215
Idioms
sıradan hoş biri
just another pretty face
n.
216
Idioms
sıradan iş
cut and paste
n.
217
Idioms
sıradan bir kadın/kız
average jane
n.
218
Idioms
sıradan bir adam
average joe
n.
219
Idioms
sıradan kimse
joe average [us]
n.
220
Idioms
sıradan vatandaş
joe average [us]
n.
221
Idioms
sıradan adam
joe average [us]
n.
222
Idioms
sıradan insanlarla ilgili sahne eseri
kitchen-sink drama [uk]
n.
223
Idioms
çok sıradan
nickel-and-dime [us]
n.
224
Idioms
büyük hayaller peşinde sıradan kimse
walter mitty
n.
225
Idioms
alelade/sıradan/bayağı olmak
not worth writing home about
v.
226
Idioms
sıradan/herkesi bir bir dolaşmak
go down the line
v.
227
Idioms
sıradan saymak
number off by something
v.
228
Idioms
sıradan hoş biri olmak
be just a pretty face
v.
229
Idioms
normal/sıradan insan olmak
put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
v.
230
Idioms
sıradan hoş biri olmak
be just another pretty face
v.
231
Idioms
oldukça sıradan olmak
be no screaming hell
v.
232
Idioms
sıradan olmak
be nothing (much) to write home about
v.
233
Idioms
sıradan olmak
be nothing to shout about
v.
234
Idioms
sıradan olmak
be nothing to write home about
v.
235
Idioms
sıradan olmak
be not much to write home about
v.
236
Idioms
çok sıradan olmak
be ten a penny
v.
237
Idioms
çok sıradan olmak
be two a penny
v.
238
Idioms
sıradan olmak
not something to write home about
v.
239
Idioms
sıradan insan olmak
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
v.
240
Idioms
listeden/sıradan ilerlemek
work (one's way) down the line
v.
241
Idioms
sıradan teker teker ilerlemek
work (one's way) down the line
v.
242
Idioms
sıradan almak/ilgilenmek
work (one's way) down the line
v.
243
Idioms
çok sıradan
mundane
adj.
244
Idioms
oldukça sıradan
no screaming hell [canada]
adj.
245
Idioms
çok sıradan
dull as dishwater
adj.
246
Idioms
çok sıradan
dull as ditch water
adj.
247
Idioms
çok sıradan
common-or-garden
expr.
248
Idioms
çok sıradan
ten a penny
expr.
249
Idioms
çok sıradan
as common as an old shoe
expr.
250
Idioms
çok sıradan
two a penny
expr.
251
Idioms
çok sıradan
as common as dirt
expr.
252
Idioms
çok sıradan
ten/two a penny
expr.
253
Idioms
sıradan durum
just another day at the office
expr.
254
Idioms
sıradan durum
just another day's work
expr.
255
Idioms
sıradan durum
just another day
expr.
256
Idioms
sıradan kişi
tom dick and harry
expr.
257
Idioms
bir şeyle asıl alakası olan sıradan/halktan insanlar arasında
on the ground
expr.
258
Idioms
sıradan (insan)
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
259
Idioms
(biri) sıradan insan
(one) puts (one's) pants on one leg at a time
expr.
260
Idioms
sıradan olmak
not anything to write home about
expr.
Formal
261
Formal
yüce ve sıradan iki şey gülünç bir şekilde yan yana gelerek
bathetically
adv.
Speaking
262
Speaking
ben sıradan bir adamım
I'm an ordinary man
expr.
263
Speaking
hepimiz sıradan insanlarız
we are all ordinary people
expr.
Trade/Economic
264
Trade/Economic
sıradan üyeler
rank and file
n.
265
Trade/Economic
sıradan markalar
brand x
n.
Law
266
Law
sıradan bir kişinin verdiği, bilirkişininkinin aksine genellikle kabul edilebilir olmayan ifade
opinion
n.
267
Law
sıradan vatandaşa sağlanan vergi affı
infeodation
n.
268
Law
sıradan vatandaşa sağlanan vergi affı
infeudation
n.
269
Law
arazi statüsünü ormanlık araziden sıradan araziye çevirmek
disafforest [uk]
v.
Politics
270
Politics
sıradan vatandaş
normal citizen
n.
271
Politics
sıradan yurttaş
ordinary citizen
n.
272
Politics
sıradan vatandaş
ordinary citizen
n.
273
Politics
sıradan vatandaş
common citizen
n.
274
Politics
sıradan yurttaş
average citizen
n.
275
Politics
sıradan vatandaş
average citizen
n.
276
Politics
sıradan yurttaş
normal citizen
n.
Media
277
Media
sıradan insanların yaşamlarını konu alan televizyon programı
reality show
n.
278
Media
sıradan insanların hayatlarını yansıtan programlar
docusoap
n.
279
Media
sıradan halka hitap eden
popularist
adj.
Technical
280
Technical
sıradan erişim
sequential access
n.
281
Technical
sıradan bölme
common partition
n.
Computer
282
Computer
sıradan arayüz tanımı
gid (generic interface definition)
abrev.
Informatics
283
Informatics
sıradan erişim
sequential access
n.
284
Informatics
sıradan arayüz
generic interface
n.
285
Informatics
sıradan terim
generic term
n.
Television
286
Television
gerçek hayattaki sıradan insanların hikayelerini içeren tv programları
reality tv
n.
Lighting
287
Lighting
sıradan ışıklık
ordinary luminaire
n.
Automotive
288
Automotive
pilotun yarışa 1. sıradan başlaması
pole position
n.
289
Automotive
sıradan metaller
ordinary metals
n.
Traffic
290
Traffic
araba ile sürücülerini ve sıradan yolcuları taşıyan demiryolu hizmeti
motorail
n.
Marine
291
Marine
erozyonun olmadığı sıradan sahil
normal beach
n.
Psychology
292
Psychology
psikoloji terimlerini ve öğretilerini sıradan halkın ilgisini çekecek şekilde basitleştirilmesi
pop psych
n.
Pharmaceutics
293
Pharmaceutics
asetil klorür, asetik anhidrit veya sıradan tannik asidin etkileşimiyle ortaya çıkan, gri ve sarımsı toz şeklinde bir bileşik
tannigen
n.
Food Engineering
294
Food Engineering
sıradan sofra şarabı
ordinaire
n.
295
Food Engineering
sıradan sofra şarabıyla ilgili
ordinaire
adj.
296
Food Engineering
sıradan sofra şarabı özelliğinde olan
ordinaire
adj.
Math
297
Math
sıradan en küçük kareler yöntemi
ordinary least squares method
n.
298
Math
sıradan üç boyutlu uzaydan farklı uzay
hyperspace
n.
299
Math
sıradan geometrik işlemleri veya serileri aşan
hypergeometric
adj.
300
Math
sekizinci sıradan
octic
adj.
Statistics
301
Statistics
ikinci sıradan çözümleme
second-order analysis
n.
302
Statistics
polya'nın ikinci sıradan sıklık işlevi
polya frequency function of order two
n.
303
Statistics
ikinci sıradan durağan
second order stationary
adj.
Chemistry
304
Chemistry
sıradan borik asit ısıtılarak oluşturulan ve özellikle tuz formunda ortaya çıkan bir dibazik asit
tetraboric acid
n.
305
Chemistry
sıradan yapısal formüllerle açıklanamayan izomerizm
alloisomerism
n.
306
Chemistry
sıradan hidrojenin döteryum ile değiştiği bir hidritle benzerlik gösteren bir bileşik
deuteride
n.
307
Chemistry
sıradan boraksın asit bileşeninden türeyen veya ona ait
tetraboric
adj.
308
Chemistry
sıradan boraksın asit bileşeninden türeyen veya ona ait
pyroboric
adj.
309
Chemistry
sıradan pektin oluşturan (asit)
pectosic
adj.
Biology
310
Biology
ait olduğu gruptaki sıradan veya geleneksel tipten çok daha küçük boyuttaki hayvan veya bitki türü
miniature
n.
311
Biology
gametlerin biçim ve boyut olarak sıradan hücrelere benzediği üreme türü
hologamy
n.
Botanic
312
Botanic
tek sıradan oluşan
monostichous
adj.
313
Botanic
(bitki) yaprakları beş dikey sıradan oluşan
pentastichous
adj.
Fishery
314
Fishery
(yassı balıklar haricinde) sıradan balık
roundfish
n.
Social Sciences
315
Social Sciences
sıradan halkın oluşturduğu sosyal sınıf
snobbocracy
n.
316
Social Sciences
gelenek aktarıcısı olarak anonim veya sıradan insanı temel alan
folk
adj.
Literature
317
Literature
kısa hikayede genellikle ana karakter olan sıradan insan
everyman
n.
318
Literature
1980'lerde abd'de ortaya çıkıp sıradan yaşamı çok ayrıntılı bir şekilde tasvir eden bir yazı üslubu
dirty realism
n.
Linguistics
319
Linguistics
ikinci sıradan ad
second order nominals
n.
320
Linguistics
(sami dillerinde) sıradan sözcük formlarına eklenen harfler
paragogic letters
n.
History
321
History
anglosakson'lar zamanında ingiltere’de statü bakımından sıradan vatandaşın üstünde fakat bir asilzadenin altında olan kimse
thane
n.
322
History
anglosaksonlar zamanında ingiltere’de statü bakımından sıradan hür vatandaşın üstünde fakat bir asilzadenin altında olan kimse
thegn
n.
Military
323
Military
ordunun ilerlediği sıradan bağımsız hareket edip kanatlarda devriye gezen müfrezeler
flank patrol
n.
324
Military
sıradan ayrılmak
break ranks
v.
325
Military
sıradan çıkmak
break ranks
v.
326
Military
sıradan çıkmak
fall out
v.
Sport
327
Sport
(golfte) sıradan oyun veya maçta rakibe verilen kısa vuruş
gimme
n.
Painting
328
Painting
1970’lerde abd, ingiltere ve fransa’da ortaya çıkıp sıradan manzaraları ve insanları ayrıntılı bir gerçeklik, düz görüntüler ve zar zor fark edilen fırça darbeleriyle betimleyen ve genellikle gerçek bir fotoğrafı referans alan bir resim türü
hyperrealism
n.
Printery
329
Printery
görme engelliler için tasarlanmış olan kabartmalı yazı ile sıradan yazıyı aynı anda üreten bir cihaz
diplograph
n.
Archaic
330
Archaic
sıradan halktan olan kimse
snob
n.
331
Archaic
sıradan kimse
snob
n.
332
Archaic
sıradan olmayan
untraded
adj.
333
Archaic
sıradan zevkleri olan
popular
adj.
334
Archaic
sıradan halkı aşan
supravulgar
adj.
Slang
335
Slang
sıradan kadın
basic
n.
336
Slang
sıradan kimse
jock
n.
337
Slang
sıradan adam
jock
n.
338
Slang
sıradan kimse
joe six-pack
n.
339
Slang
sıradan adam
joe six-pack
n.
340
Slang
sıradan insan
joe soap
n.
341
Slang
sıradan adam
joe soap
n.
342
Slang
sıradan şeylere ilgi duyan kimse
megadork
n.
343
Slang
sıradan kız
mary j
n.
344
Slang
sıradan kimse
shlump
n.
Modern Slang
345
Modern Slang
sıradan tip
a basic bitch
n.
346
Modern Slang
gerçeküstü/halüsinojenik bir kırılma noktası olan sıradan bir olay
acid moment
n.
347
Modern Slang
misafirlerin sıradan bir etkinliğe davet edilir gibi davet edildiği ve gelin ve damadın sürpriz bir şekilde evlendiği düğün
ambush wedding
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sıradan
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy