1 |
associate |
ortak |
n. |
|
- For the invaders and their Iraqi associates to be convicted as war criminals.
- İşgalcilerin ve onların Iraklı ortaklarının savaş suçlusu olarak mahkum edilmeleri gerekiyor.
- Actually, all the associates are leaving early tonight.
- Aslında tüm ortaklar bu gece erkenden ayrılıyor.
- Actually, all the associates are leaving early tonight.
- Aslında, tüm ortaklar bu gece erken ayrılıyor.
- I never waste time speculating about retired spymasters and their associates.
- Emekli istihbarat şefleri ve onların ortakları hakkında spekülasyon yaparak boşa zaman harcamam.
- Fadil was Rami's new associate.
- Fadıl, Rami'nin yeni ortağıydı.
- Dan lied to his associates.
- Dan ortaklarına yalan söyledi.
- The three associates will set up a new company.
- Üç ortak yeni bir şirket kuracak.
- Sami was Farid's new associate.
- Sami, Ferit'in yeni ortağıydı.
- The firm has added 25 new associates to work on mergers and other deals.
- Firma, birleşmeler ve benzeri anlaşmalar üzerinde çalışmak üzere bünyesine 25 yeni ortak kattı.
- The firm has added 25 new associates to work on mergers and other deals.
- Şirket, birleşmeler ve diğer fırsatlar üzerinde çalışmak için 25 yeni ortak ekledi.
- Dan lied to his associates.
- Dan, ortaklarına yalan söyledi.
- Sami was Farid's new associate.
- Sami, Farid'in yeni ortağıydı.
Show More (9)
|
2 |
associate |
ilişkilendirmek |
v. |
|
- Associate the European Parliament, the unions and employers with this process.
- Avrupa Parlamentosu, sendikalar ve işverenleri bu süreçle ilişkilendirin.
- This is why I have associated myself with the compromise.
- Kendimi bu uzlaşmayla ilişkilendirmemin nedeni budur.
- I should like personally to associate myself with that support as well.
- Ben de kişisel olarak kendimi bu destekle ilişkilendirmek isterim.
- Furthermore, non-EU countries are queuing up to associate themselves with the code.
- Ayrıca, AB üyesi olmayan ülkeler de kendilerini kodla ilişkilendirmek için sıraya girmiş durumdalar.
- This is an aspiration with which I wish to associate myself.
- Bu, kendimi ilişkilendirmek istediğim bir istektir.
- The manufacturers must as far as possible associate themselves with the European environment mark.
- Üreticiler mümkün olduğunca kendilerini Avrupa çevre işareti ile ilişkilendirmelidir.
- We often associate black with death.
- Çoğunlukla siyahı ölümle ilişkilendiririz.
- We tend to associate politicians with hypocrisy.
- Politikacıları ikiyüzlülükle ilişkilendirme eğilimindeyiz.
- When we say liberty, we associate it with Lincoln.
- Biz özgürlük dediğimizde onu Lincoln ile ilişkilendiriyoruz.
- We tend to associate politicians with hypocrisy.
- Biz politikacıları iki yüzlülük ile ilişkilendirmek eğilimindeyiz.
- When we say liberty, we associate it with Lincoln.
- Özgürlük dediğimizde, bunu Lincoln ile ilişkilendiririz.
Show More (8)
|
3 |
associate |
arkadaşlık etmek |
v. |
|
- I don't associate with people like Tom.
- Tom gibi insanlarla arkadaşlık etmem.
- I hear you are still associating with him.
- Ben, onunla hâlâ arkadaşlık ettiğini duydum.
- She doesn't like to associate with Bill.
- Bill'le arkadaşlık etmekten hoşlanmıyor.
- Don't associate with such people.
- Böyle insanlarla arkadaşlık etme.
- It'd be better if you didn't associate with men like that.
- Böyle adamlarla arkadaşlık etmesen daha iyi olur.
- I can't believe you associate with criminals like them.
- Onlar gibi suçlularla arkadaşlık ettiğine inanamıyorum.
Show More (3)
|
4 |
associate |
bağdaştırmak |
v. |
|
- We obviously do not associate ourselves with such a verbal masquerade on such a dramatic subject.
- Böylesine dramatik bir konuda kendimizi bu tür bir sözlü maskaralıkla bağdaştırmadığımız açıktır.
- We often associate black with death.
- Siyahı genellikle ölümle bağdaştırırız.
- We associate Darwin's name with the theory of evolution.
- Darwin'in adını evrim teorisi ile bağdaştırıyoruz.
Show More (0)
|
5 |
associate |
sendika kurmak |
v. |
|
- Workers, except police and military personnel, have the right to associate freely and form representative unions.
- Polis ve askeri personel hariç, işçiler serbestçe örgütlenmek ve sendika kurmak hakkına sahiptir.
Show More (-2)
|
6 |
associate |
arkadaş |
n. |
|
- Life is too short to associate with these types of people.
- Hayat bu tür insanlarla arkadaşlık kurmak için çok kısa.
Show More (-2)
|