|
- The president rehearsed the speech in her mind beforehand.
- Başkan konuşmasını önceden zihninde prova etti.
- Whether or not we were right beforehand, it is for us to take the most intelligent approach now.
- Önceden haklı olsak da olmasak da şimdi en akıllıca yaklaşımı benimsememiz gerekiyor.
- This excludes the possibility of their being examined beforehand by the President or by a body of any kind.
- Bu durum, Başkan ya da herhangi bir organ tarafından önceden incelenme olasılığını ortadan kaldırmaktadır.
- I indicated beforehand that I wished to raise a point of order before the vote on Amendment No 24.
- 24 No'lu Değişikliğin oylanmasından önce bir düzen noktası belirtmek istediğimi önceden belirtmiştim.
- Whether or not we were right beforehand, it is for us to take the most intelligent approach now.
- Önceden haklı olsak da olmasak da, şimdi en akıllıca yaklaşımı benimsememiz gerekiyor.
- In my view, all these scenarios should be thought through beforehand.
- Bana göre tüm bu senaryolar önceden düşünülmelidir.
- Perhaps it would have been better if they had discovered some of them beforehand.
- Belki de bazılarını önceden keşfetmiş olsalardı daha iyi olurdu.
- People could not agree beforehand on clear criteria whereby the experiment could be assessed.
- İnsanlar deneyin değerlendirilebileceği net kriterler üzerinde önceden anlaşmaya varamamışlardır.
- I gave this matter a great deal of thought beforehand.
- Bu konuyu önceden çok düşündüm.
- There are those who say that it would have been better to do all this beforehand.
- Tüm bunların önceden yapılmasının daha iyi olacağını söyleyenler var.
- But I don't want them to know this beforehand.
- Ama bunu önceden bilmelerini istemiyorum.
- In all cases, the payout you will get after winning a certain trade is stated beforehand.
- Her durumda, belirli bir işleme hak kazandıktan sonra alacağınız ödeme önceden belirtilir.
- In all cases, the payout you will get after winning a certain trade is stated beforehand.
- Her durumda, belirli bir anlaşmayı kazandıktan sonra alacağınız ödeme önceden belirtilir.
- But I don't want them to know this beforehand.
- Bunları önceden bilmek mi lazım bilmiyorum.
- My fiancee arrived without notifying me beforehand, and I felt embarrassed.
- Nişanlım bana önceden haber vermeden geldi ve ben utandım.
- I'll let you know beforehand.
- Önceden haber veririm.
- We prepared snacks beforehand.
- Biz önceden aperatifleri hazırladık.
- We prepared snacks beforehand.
- Önceden atıştırmalıklar hazırladık.
- We tried to eliminate all danger beforehand.
- Önceden bütün tehlikeleri yok etmeye çalıştık.
- Let's get things ready beforehand.
- Her şeyi önceden hazırlayalım.
- Please let me know the schedule beforehand.
- Lütfen programı bana daha önceden bildirin.
- We'd better make a reservation beforehand.
- Önceden rezervasyon yaptırsak iyi olur.
- We must make arrangements with them beforehand.
- Onlarla önceden ayarlamalar yapmamız gerek.
- How much of this did you know beforehand?
- Önceden bunun ne kadarını biliyordunuz?
- Please let me know the schedule beforehand.
- Lütfen programı önceden bana bildirin.
- We must make arrangements with them beforehand.
- Onlarla önceden anlaşma yapmalıyız.
- We tried to eliminate all danger beforehand.
- Tüm tehlikeleri önceden bertaraf etmeye çalıştık.
- We had better tell her beforehand, so we can calm her down.
- Ona önceden söylesek iyi olur, böylece onu sakinleştirebiliriz.
- Unfortunately I forgot to charge my camera beforehand.
- Ne yazık ki kameramı önceden şarj etmeyi unutmuşum.
Show More (26)
|
