|
- The blue bicycle is new.
- Mavi bisiklet yeni.
- My bicycle has a flat tire.
- Benim bisikletimin lastiği inik.
- My bicycle is in need of repair.
- Bisikletimin tamire ihtiyacı var.
- Layla put her bicycle in the back of the building.
- Layla bisikletini binanın arkasına koydu.
- I need your clothes and your bicycle.
- Kıyafetlerine ve bisikletine ihtiyacım var.
- I always wear a helmet when I ride my bicycle.
- Bisikletimi sürerken hep kask takarım.
- I got on my bicycle.
- Bisikletime bindim.
- Tom leaned his bicycle against a tree.
- Tom bisikletini bir ağaca yasladı.
- The boy has a bicycle.
- Çocuğun bir bisikleti var.
- Tom used the money he stole from Mary to buy himself a new bicycle.
- Tom, Mary'den çaldığı parayı kendine yeni bir bisiklet almak için kullandı.
- He intends to buy a new bicycle.
- O, yeni bir bisiklet almaya niyetlidir.
- It became clear that the stolen bicycle belonged to him.
- Çalınan bisikletin ona ait olduğu belli oldu.
- I didn't only give him advice, but a bicycle as well.
- Ona sadece tavsiye vermedim ayrıca bir bisiklet de verdim.
- Neither Tom nor Mary has a bicycle.
- Ne Tom'un ne de Mary'nin bisikleti var.
- I can't afford to buy a bicycle.
- Bisiklet alacak param yok.
- The boy denied having stolen the bicycle.
- Çocuk bisikleti çaldığını inkar etti.
- Jack can't afford a new bicycle.
- Jack'in yeni bir bisiklet alacak parası yok.
- Don't let Tom use my bicycle.
- Tom'un bisikletimi kullanmasına izin verme.
- I gave a new bicycle to my sister.
- Kız kardeşime yeni bir bisiklet hediye ettim.
- What makes you so sure Tom was the one who stole your bicycle?
- Bisikletini çalanın Tom olduğundan o kadar emin olmanı sağlayan ne?
- He is going to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet alacak.
- Tom still has my bicycle.
- Bisikletim hâlâ Tom'da.
- Tom confessed to having stolen the bicycle.
- Tom bisikleti çaldığını itiraf etti.
- My bicycle had a flat tire, so I missed the seven o'clock train.
- Bisikletimin lastiği patladı, bu yüzden saat yedi trenini kaçırdım.
- I purchased an electric bicycle.
- Elektrikli bir bisiklet aldım.
- Layla put her bicycle in the back of the building.
- Leyla binanın arkasına bisikletini koydu.
- I bought Tom a bicycle for his birthday.
- Tom'a doğum günü için bir bisiklet satın aldım.
- The boy looked pleased with his new bicycle.
- Çocuk yeni bisikletinden memnun görünüyordu.
- I see you got yourself a new bicycle.
- Görüyorum ki kendine yeni bir bisiklet almışsın.
- May I borrow your bicycle tomorrow afternoon?
- Yarın öğleden sonra bisikletini ödünç alabilir miyim?
- I always leave my bicycle filthy.
- Ben her zaman bisikletimi kirli bırakırım.
- Maybe Tom was the one who stole your bicycle.
- Belki de bisikletini çalan Tom'dur.
- I'm going to give Tom this bicycle as a birthday present.
- Tom'a bu bisikleti bir doğum günü hediyesi olarak vereceğim.
- The boy has a bicycle.
- Çocuğun bisikleti var.
- That's not your bicycle, is it, Tom?
- Bu senin bisikletin değil, değil mi Tom?
- Why did you buy this bicycle?
- Siz bu bisikleti neden satın aldınız?
- Can you lend me your bicycle?
- Bana bisikletini ödünç verebilir misin?
- My bicycle was gone when I returned.
- Döndüğümde bisikletim yok olmuştu.
- I gave a new bicycle to my sister.
- Kız kardeşime yeni bir bisiklet verdim.
- My bicycle has a flat tire.
- Bisikletimin lastiği patladı.
- Someone stole Tom's bicycle.
- Biri Tom'un bisikletini çaldı.
- Tom asked me where I had bought my bicycle.
- Tom bana bisikletimi nereden aldığımı sordu.
- Does Tom have a bicycle?
- Tom'un bisikleti var mı?
- He was eager to show off his new bicycle to his friends.
- Yeni bisikletini arkadaşlarına göstermeye hevesliydi.
- Are you saying Tom is the one who stole your bicycle?
- Senin bisikletini çalan kişinin Tom olduğunu mu söylüyorsun?
- That isn't Tom's bicycle.
- O, Tom'un bisikleti değil.
- I bought this bicycle dirt-cheap.
- Bu bisikleti çok ucuza aldım.
- Each of them has a bicycle.
- Onların her birinin bir bisikleti var.
- He lost his balance and fell off his bicycle.
- Dengesini kaybetti ve bisikletten düştü.
- Can I try your bicycle?
- Bisikletini deneyebilir miyim?
- His bicycle was red before he painted it blue.
- Bisikleti maviye boyamadan önce kırmızıydı.
- My bicycle is much newer than yours.
- Benim bisikletim seninkinden çok daha yeni.
- I'm angry because someone stole my bicycle.
- Kızgınım çünkü biri benim bisikletimi çaldı.
- Father bought me a bicycle.
- Babam bana bir bisiklet aldı.
- I cannot afford to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet almaya param yetmez.
- I bought an electric bicycle.
- Elektrikli bir bisiklet aldım.
- Tom often rides his bicycle to school.
- Tom sık sık okula bisikletiyle gider.
- He is very pleased with the new bicycle.
- O, yeni bisikletinden çok memnun.
- Would one of you be willing to lend me your bicycle for twenty minutes or so?
- Biriniz bana bisikletini yirmi dakikalığına ödünç verebilir mi?
- Keep your hands off my bicycle.
- Ellerini bisikletimden uzak tut.
- I don't think Tom will want your old bicycle.
- Tom'un eski bisikletini isteyeceğini sanmıyorum.
- Tom rode his bicycle over to Mary's house.
- Tom bisikletiyle Mary'nin evine gitti.
- Why did you buy this bicycle?
- Neden bu bisikleti aldın?
- Tom suspects that Mary is the one who stole his bicycle.
- Tom bisikletini Mary'nin çaldığından şüpheleniyor.
- A bicycle will rust if you leave it in the rain.
- Bisikleti yağmurda bırakırsanız paslanır.
- How is your bicycle different from mine?
- Senin bisikletinin benimkinden farkı ne?
- Why did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti neden aldınız?
- I saw Tom fall off his bicycle.
- Tom'un bisikletinden düştüğünü gördüm.
- Do you ride your bicycle very often?
- Bisiklete çok sık biner misin?
- Tom claims that you stole his bicycle.
- Tom bisikletini çaldığını iddia ediyor.
- Ken wants a bicycle.
- Ken, bir bisiklet istiyor.
- Tom will buy a new bicycle.
- Tom yeni bir bisiklet alacak.
- Tom admitted that he stole Mary's bicycle.
- Tom, Mary'nin bisikletini çaldığını itiraf etti.
- Tom rode his bicycle through the alley.
- Tom bisikletini ara sokak boyu sürdü.
- I wish I had ridden my bicycle here.
- Keşke buraya bisikletle gelseydim.
- Oil this bicycle.
- Bu bisikleti yağlayın.
- He hasn't got a bicycle.
- Onun bir bisikleti yok.
- Tom's new bicycle is metallic red.
- Tom'un yeni bisikleti metalik kırmızı.
- She was nearly hit by a bicycle.
- Neredeyse ona bir bisiklet çarpıyordu.
- I don't even have a bicycle.
- Bir bisikletim bile yok.
- I went out by bicycle.
- Ben bisikletle dışarı gittim.
- Tom is going to fix Mary's bicycle.
- Tom, Mary'nin bisikletini tamir edecek.
- Oil this bicycle.
- Bu bisikleti yağla.
- Who gave Tom permission to borrow my bicycle?
- Bisikletimi ödünç almak için Tom'a kim izin verdi?
- This carbon fiber bicycle is incredibly lightweight.
- Bu karbon fiber bisiklet inanılmaz derecede hafif.
- Tom rides his bicycle to work.
- Tom işe bisikletiyle gider.
- He must buy a new bicycle for his son.
- Oğlu için yeni bir bisiklet almak zorunda.
- Tom will buy a new bicycle today.
- Tom bugün yeni bir bisiklet alacak.
- Whose bicycle is this?
- Bu kimin bisikleti?
- I need a new bicycle.
- Benim yeni bir bisiklete ihtiyacım var.
- Nobody wants that bicycle.
- Kimse o bisikleti istemiyor.
- Do you know where Tom bought his bicycle?
- Tom'un bisikletini nereden aldığını biliyor musunuz?
- That boy denies stealing the bicycle.
- O çocuk, bisikleti çaldığını reddediyor.
- I had the brakes of my bicycle adjusted.
- Bisikletimin frenlerini ayarlattım.
- I got here by bicycle.
- Buraya bisikletle geldim.
- I don't think Tom knows where Mary bought her bicycle.
- Tom'un Mary'nin bisikletini nereden aldığını bildiğini sanmıyorum.
- I lent my bicycle to Tom.
- Bisikletimi Tom'a ödünç verdim.
- I cannot afford to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet almaya bütçem elvermez.
- Why did you buy this bicycle?
- Sen bu bisikleti neden satın aldın?
- Tom often rides his bicycle to school.
- Tom sık sık okula bisikletle gider.
- This bicycle belongs to my brother.
- Bu bisiklet kardeşime ait.
- This is Mike's bicycle.
- Bu Mike'ın bisikletidir.
- The police are looking for the person who stole my bicycle.
- Polis bisikletimi çalan kişiyi arıyor.
- Her bicycle is blue.
- Bisikleti mavi.
- I have a new bicycle.
- Yeni bir bisikletim var.
- Tom was the one who stole Mary's bicycle.
- Mary'nin bisikletini çalan Tom'du.
- Tom chained his bicycle to a tree.
- Tom bisikletini bir ağaca zincirledi.
- He was passing by on his bicycle when he heard a cry for help.
- Bir yardım çığlığı duyduğunda bisikletiyle oradan geçiyordu.
- I found the missing bicycle.
- Kayıp bisikleti buldum.
- Why don't we buy a bicycle for Tom?
- Neden Tom'a bir bisiklet almıyoruz?
- Is this your bicycle?
- Bu senin bisikletin mi?
- I didn't only give him advice, but a bicycle as well.
- Ona sadece tavsiye değil, bisiklet de verdim.
- Tom claims that you stole his bicycle.
- Tom senin onun bisikletini çaldığını iddia ediyor.
- Do they have a bicycle?
- Bisikletleri var mı?
- Tom's bicycle has been stolen, too.
- Tom'un bisikleti de çalındı.
- Please don't let Tom ride my bicycle.
- Lütfen Tom'un bisikletimi sürmesine izin vermeyin.
- Tom was almost hit by a bicycle.
- Tom'a neredeyse bir bisiklet çarpıyordu.
- The price of that bicycle was too high.
- O bisikletin fiyatı çok yüksekti.
- Do you have a bicycle?
- Bisikletin var mı?
- Tom wants a new bicycle.
- Tom yeni bir bisiklet istiyor.
- Tom got that bicycle from Mary.
- Tom o bisikleti Mary'den aldı.
- Tom rides his bicycle on the sidewalk.
- Tom bisikletini kaldırımda sürüyor.
- I've given Tom permission to use my bicycle.
- Bisikletimi kullanması için Tom'a izin verdim.
- Tom had to walk to school today because his bicycle had a flat tire.
- Tom bugün okula yürüyerek gitmek zorunda kaldı çünkü bisikletinin lastiği patlamıştı.
- Each of them has a bicycle.
- Her birinin bisikleti var.
- Neither Tom nor Mary has a bicycle.
- Ne Tom'un ne de Mary'nin bir bisikleti var.
- Tom told me Mary gave that bicycle to him.
- Tom bana bisikleti ona Mary'nin verdiğini söyledi.
- Tom is happy with his new bicycle.
- Tom yeni bisikletinden memnun.
- Why did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti neden satın aldınız siz?
- Tom lent his bicycle to Mary.
- Tom bisikletini Mary'ye ödünç verdi.
- Please don't let Tom ride my bicycle.
- Lütfen Tom'un bisikletimi sürmesine izin verme.
- The blue bicycle is new.
- Mavi bisiklet yenidir.
- You will find your bicycle somewhere in the neighborhood of the station.
- Sen bisikletini istasyonun çevresinde bir yerde bulacaksın.
- Does she have a bicycle?
- Onun bisikleti var mı?
- Tom rode his bicycle through the village.
- Tom bisikletini köyün içinden geçirdi.
- My friend bought the second-best bicycle in the shop.
- Arkadaşım dükkandaki en iyi ikinci bisikleti aldı.
- He rode his bicycle there.
- Bisikletini oraya sürdü.
- Are you saying Tom is the one who stole your bicycle?
- Bisikletini çalanın Tom olduğunu mu söylüyorsun?
- I always leave my bicycle filthy.
- Bisikletimi hep kirli bırakırım.
- Tom is the person I gave my old bicycle to.
- Tom eski bisikletimi verdiğim kişi.
- Why did you buy this bicycle?
- Neden bu bisikleti aldınız?
- My bicycle is red.
- Bisikletim kırmızı.
- What bicycle do you like more?
- Hangi bisikleti daha çok seviyorsun?
- Tom plans to buy a new bicycle.
- Tom yeni bir bisiklet almayı planlıyor.
- I hear he traveled by bicycle from Hokkaido to Kyushu.
- Hokkaido'dan Kyushu'ya bisikletle seyahat ettiğini duydum.
- This is my bicycle.
- Bu benim bisikletim.
- Maybe I shouldn't have given Tom my old bicycle.
- Belki de Tom'a eski bisikletimi vermemeliydim.
- Tom went out on his bicycle.
- Tom bisikletiyle çıktı.
- I heard that boy traveled from Hokkaido to Kyushu on bicycle.
- O çocuğun bisikletle Hokkaido'dan Kyushu'ya seyahat ettiğini duydum.
- He rode his bicycle at a uniform speed.
- Bisikletini sabit bir hızda sürdü.
- Tom asked Mary if he could borrow her bicycle.
- Tom, Mary'ye bisikletini ödünç alıp alamayacağını sordu.
- Why did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti neden aldın?
- I will get you a bicycle for your birthday.
- Sana doğum günün için bir bisiklet alacağım.
- Tom has permission to use my bicycle.
- Tom'un bisikletimi kullanma izni var.
- Will you give me your radio for my bicycle?
- Radyonu bisikletim için bana verir misin?
- I don't think Tom knows where Mary bought her bicycle.
- Mary'nin bisikletini nereden aldığını Tom'un bildiğini sanmıyorum.
- I got on my bicycle and left.
- Bisikletime bindim ve ayrıldım.
- I'm trying to earn enough money to buy a bicycle.
- Bisiklet almak için yetecek para kazanmaya çalışıyorum.
- Will you lend me your bicycle?
- Bisikletinizi bana ödünç verir misiniz?
- Does Tom have a bicycle?
- Tom'un bir bisikleti var mı?
- Tom got off his bicycle.
- Tom bisikletinden indi.
- He rode his bicycle at a uniform speed.
- Bisikletini düzgün bir hızda sürdü.
- Who stole Tom's bicycle?
- Tom'un bisikletini kim çaldı?
- He kept secret that he had bought his son a bicycle.
- Oğluna bisiklet aldığını sır gibi sakladı.
- Do you go to school on foot or by bicycle?
- Okula yürüyerek mi yoksa bisikletle mi gidiyorsunuz?
- When did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti ne zaman satın aldın?
- The police found my bicycle that had been stolen.
- Polis, çalınmış bisikletimi buldu.
- Tom followed the bus on his bicycle.
- Tom bisikletinde otobüsü takip etti.
- Tom will buy a new bicycle today.
- Tom bugün yeni bir bisiklet satın alacak.
- Tom got on his bicycle and rode away.
- Tom bisikletine bindi ve uzaklaştı.
- I'm angry because someone stole my bicycle.
- Kızgınım çünkü biri bisikletimi çaldı.
- Yesterday I had my bicycle stolen.
- Dün bisikletimi çaldırdım.
- I got the bicycle at a bargain.
- Bisikleti ucuza aldım.
- I plan to go around the island of Shikoku by bicycle next year.
- Gelecek yıl Shikoku adasını bisikletle dolaşmayı planlıyorum.
- Your bicycle was more expensive than mine.
- Bisikletin benimkinden daha pahalıydı.
- I've decided to give my old bicycle to Tom.
- Eski bisikletimi Tom'a vermeye karar verdim.
- Tom is the one who taught Mary how to ride a bicycle.
- Bir bisiklete nasıl bineceğini Mary'ye öğreten kişi Tom'dur.
- Tom wouldn't lend his bicycle to me.
- Tom bisikletini bana ödünç vermedi.
- I heard that that boy traveled from Hokkaido to Kyushu by bicycle.
- Şu çocuğun bisikletle Hokkaido'dan Kyushu'ya seyahat ettiğini duydum.
- He kept it secret that he had bought a bicycle for his son.
- O, oğlu için bir bisiklet satın aldığını gizledi.
- I rode my bicycle a lot today.
- Bugün bisikletimi çok kullandım.
- Tom lent Mary his bicycle last week.
- Tom geçen hafta Mary'ye bisikletini ödünç verdi.
- Tom hoped somebody would buy his old bicycle.
- Tom eski bisikletini birinin satın alacağını umuyordu.
- This bicycle has been left here since the beginning of this month.
- Bu bisiklet bu ayın başından beri burada duruyor.
- Jack can't afford to buy a new bicycle.
- Jack'in yeni bir bisiklet almaya parası yetmez.
- Will you lend me your bicycle for an hour?
- Bana bisikletini bir saatliğine ödünç verir misin?
- I got rid of my old bicycle.
- Eski bisikletimden kurtuldum.
- Tom told me that he would like to buy a new bicycle.
- Tom bana yeni bir bisiklet almak istediğini söyledi.
- Vito is a bicycle thief.
- Vito bir bisiklet hırsızı.
- One of my bicycle tires is flat.
- Bisikletimin lastiklerinden biri patladı.
- Just throw your bicycle in the back of the truck and I'll drive you home.
- Sadece bisikletini kamyonun arkasına at ve ben seni arabayla eve götüreceğim.
- The rear tire of my bicycle is flat.
- Bisikletimin arka lastiği patlak.
- Tom can't afford to buy a new bicycle.
- Tom yeni bir bisiklet almayı göze alamaz.
- Tom wouldn't lend his bicycle to me.
- Tom bana bisikletini ödünç vermedi.
- A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.
- Araba, bisiklet, uçak, tekne ve tren birer ulaşım aracıdır.
- The new bicycle cost me as much as 50,000 yen.
- Yeni bisiklet bana 50.000 yen kadar fiyata mal oldu.
- That bicycle is mine.
- O bisiklet benim.
- A bicycle will rust if you leave it in the rain.
- Eğer yağmurda bırakırsan, bisiklet paslanır.
- I still love this bicycle.
- Ben bu bisikleti hâlâ seviyorum.
- Tom wanted a bicycle.
- Tom bir bisiklet istiyordu.
- How much did this bicycle cost?
- Bu bisiklet ne kadara mal oldu?
- Do you have an extra bicycle that I could borrow?
- Ödünç alabileceğim fazladan bir bisikletiniz var mı?
- Tom said he doesn't know where Mary bought her bicycle.
- Tom, Mary'nin bisikletini nereden aldığını bilmediğini söyledi.
- This titanium bicycle made in Italy is incredibly lightweight.
- İtalya'da yapılan bu titanyum bisiklet inanılmaz hafiftir.
- This bicycle belongs to me.
- Bu bisiklet bana aittir.
- He has a blue bicycle.
- Onun mavi bir bisikleti var.
- I wish I had enough money to buy a new bicycle.
- Keşke yeni bir bisiklet alacak kadar param olsaydı.
- Do you know where Tom bought his bicycle?
- Tom'un bisikletini nereden satın aldığını biliyor musun?
- I could not afford to buy a bicycle.
- Bisiklet almaya gücüm yetmedi.
- Tom is the one who gave me this bicycle.
- Bana bu bisikleti veren kişi Tom'dur.
- The new bicycle cost me as much as 50,000 yen.
- Yeni bisiklet bana 50,000 yen'e mal oldu.
- He has a blue bicycle.
- Mavi bir bisikleti var.
- The police found Tom's bicycle.
- Polisler Tom'un bisikletini buldu.
- Whose bicycle is that?
- Bu kimin bisikleti?
- She has a bicycle.
- Onun bir bisikleti var.
- Sami's bicycle has been stolen, too.
- Sami'nin bisikleti de çalındı.
- Mother bought me a new bicycle.
- Annem bana yeni bir bisiklet aldı.
- I don't have a bicycle.
- Benim bisikletim yok.
- Get the bicycle out of the way.
- Bisikleti yoldan çekin.
- Tom told me Mary gave that bicycle to him.
- Tom bana Mary'nin o bisikleti kendisine verdiğini söyledi.
- I bought an electric bicycle.
- Elektrikli bir bisiklet satın aldım.
- Tom always goes to school by bicycle.
- Tom okula hep bisikletle gider.
- Just throw your bicycle in the back of the truck and I'll drive you home.
- Bisikletini kamyonetin arkasına at, seni eve bırakayım.
- My father is repairing my broken bicycle.
- Babam kırık bisikletimi tamir ediyor.
- I wish I had ridden my bicycle here.
- Keşke bisikletime burada binseydim.
- Tom rides his bicycle everywhere.
- Tom her yere bisikletiyle gider.
- My bicycle broke, so I had to walk.
- Bisikletim bozuldu, bu yüzden yürümek zorunda kaldım.
- I bought a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet satın aldım.
- I don't know whether Tom has a bicycle or not.
- Tom'un bir bisikleti olup olmadığını bilmiyorum.
- Tom is repairing his bicycle.
- Tom bisikletini tamir ediyor.
- I have a black bicycle.
- Siyah bir bisikletim var.
- Why did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti neden aldın sen?
- His bicycle is blue.
- Onun bisikleti mavi.
- My bicycle needs fixing.
- Bisikletimin tamire ihtiyacı var.
- I found my bicycle parked behind the school.
- Bisikletimi okulun arkasında park halinde buldum.
- I got this bicycle from Tom.
- Bu bisikleti Tom'dan aldım.
- Tom may use my bicycle if he wants to.
- Tom isterse benim bisikletimi kullanabilir.
- My bicycle was stolen.
- Bisikletim çalındı.
- Tom went out on his bicycle.
- Tom bisikletiyle dışarı çıktı.
- The bicycle is in the street.
- Bisiklet sokaktadır.
- If you don't want your old bicycle, you can always give it away.
- Eski bisikletini istemiyorsan, her zaman verebilirsin.
- Tom fixed his bicycle.
- Tom bisikletini tamir etti.
- That is the same bicycle as I have.
- Bu benim sahip olduğum bisikletin aynısı.
- Tom plans to buy a new bicycle.
- Tom yeni bir bisiklet satın almayı planlıyor.
- Tom put new pedals on the bicycle that he rides to school.
- Tom okula gittiği bisiklete yeni pedallar taktı.
- I lent Tom my bicycle.
- Bisikletimi Tom'a ödünç verdim.
- Tom rode his bicycle over to Mary's.
- Tom bisikletiyle Mary'lere gitti.
- Jack can't afford to buy a new bicycle.
- Jack'in yeni bir bisiklet alacak gücü yok.
- I finally talked Tom into lending me his bicycle.
- Sonunda Tom'u bisikletini bana ödünç vermesi için ikna ettim.
- Tom painted his bicycle blue.
- Tom bisikletini maviye boyadı.
- Someone stole Tom's bicycle.
- Birisi Tom'un bisikletini çalmış.
- I can't afford to buy the new bicycle.
- Yeni bisikleti almaya param yetmiyor.
- Tom got on his bicycle.
- Tom bisikletine bindi.
- Do you have any idea who might have stolen my bicycle?
- Bisikletimi kimin çalmış olabileceğine dair bir fikrin var mı?
- Have you ever gone on a bicycle trip?
- Hiç bisiklet gezisine çıktınız mı?
- I wanted a horse, but I got a bicycle.
- At istiyordum ama bisiklet aldım.
- I don't think Tom would mind if I used his bicycle.
- Onun bisikletini kullanmamın Tom için sorun olacağını sanmıyorum.
- She lent me her bicycle.
- Bana bisikletini ödünç verdi.
- Tom always leaves his bicycle dirty.
- Tom bisikletini her zaman kirli bırakır.
- Tom got rid of his old bicycle.
- Tom eski bisikletinden kurtuldu.
- You shall have a bicycle for your birthday.
- Doğum gününde bir bisikletin olacak.
- He put new pedals on the bicycle that he rides to school.
- Okula giderken kullandığı bisikletine yeni pedallar taktı.
- Tom doesn't have a bicycle.
- Tom'un bir bisikleti yok.
- She has no bicycle.
- Bisikleti yok.
- I've oiled the bicycle.
- Bisikleti yağladım.
- This bicycle is mine.
- Bu bisiklet benim.
- Vito is a bicycle thief.
- Vito bir bisiklet hırsızıdır.
- Where can I rent a bicycle?
- Nereden bisiklet kiralayabilirim?
- It was his bicycle that was stolen.
- Çalınan onun bisikletiydi.
- I've already decided who to give my old bicycle to.
- Eski bisikletimi kime vereceğime çoktan karar verdim.
- He has no bicycle.
- Bisikleti yok.
- A woman without a man is like a fish without a bicycle.
- Erkeksiz bir kadın, bisikletsiz bir balık gibidir.
- Tom painted his bicycle red.
- Tom bisikletini kırmızıya boyadı.
- I'm going to give you my bicycle.
- Sana bisikletimi vereceğim.
- Why wouldn't you let me borrow your bicycle?
- Neden bisikletini ödünç almama izin vermiyorsun?
- Don't leave the bicycle out in the rain.
- Yağmurda bisikleti dışarı bırakma.
- Why did you buy this bicycle?
- Sen neden bu bisikleti aldın?
- Here is my bicycle.
- İşte benim bisikletim.
- Mennad has a new bicycle.
- Mennad'ın yeni bir bisikleti var.
- With a bicycle, I could reach your house in 20 minutes.
- Bisikletle evinize 20 dakikada ulaşabilirim.
- Mary oiled her bicycle.
- Mary bisikletini yağladı.
- Tom can use my bicycle if he wants.
- Tom isterse benim bisikletimi kullanabilir.
- This bicycle belongs to our school.
- Bu bisiklet okulumuza ait.
- I could not afford to buy a bicycle, much less a car.
- Araba şöyle dursun, bisiklet almaya bile param yetmiyordu.
- This bicycle is old, but it's better than nothing.
- Bu bisiklet eski ama hiç yoktan iyidir.
- I got the bicycle at a bargain.
- Bisikleti çok ucuz fiyata aldım.
- Whose bicycle is this?
- Bu bisiklet kimin?
- I don't ride my bicycle anymore.
- Ben artık bisikletimi kullanmıyorum.
- I want a bicycle.
- Bir bisiklet istiyorum.
- Tom may use my bicycle if he wants.
- Tom isterse bisikletimi kullanabilir.
- It looks like Tom has bought a new bicycle.
- Görünüşe göre Tom yeni bir bisiklet almış.
- That boy denies stealing the bicycle.
- O çocuk bisikleti çaldığını inkar ediyor.
- Tom's bicycle was stolen last week.
- Tom'un bisikleti geçen hafta çalındı.
- Tom didn't know how to ride a bicycle at that time.
- Tom o zaman bir bisiklete nasıl bineceğini bilmiyordu.
- That bicycle isn't his.
- O bisiklet onunki değildir.
- She was nearly hit by a bicycle.
- Neredeyse bir bisiklet çarpıyordu.
- Tom's bicycle has been stolen.
- Tom'un bisikleti çalındı.
- Tom's new bicycle is metallic red.
- Tom'un yeni bisikleti metalik kırmızıdır.
- Tom used the money he stole from Mary to buy himself a new bicycle.
- Tom, Mary'den çaldığı parayı yeni bir bisiklet almak için kullandı.
- Tom pedaled his bicycle as fast as he could.
- Tom bisikletinin pedalını olabildiğince hızlı çevirdi.
- Tom always goes to school by bicycle.
- Tom her zaman okula bisikletle gider.
- Tom has a blue bicycle.
- Tom'un mavi bir bisikleti var.
- Tom always asks for permission before he borrows my bicycle.
- Tom bisikletimi ödünç almadan önce her zaman izin ister.
- He kept secret that he had bought his son a bicycle.
- Oğluna bir bisiklet aldığını gizledi.
- They often go on picnics by bicycle.
- Onlar sık sık bisikletle pikniğe giderler.
- Because of the problem of air pollution, the bicycle may some day replace the automobile.
- Hava kirliliği sorunundan dolayı bir gün bisiklet otomobilin yerini alabilir.
- Can I try your bicycle?
- Bisikletinizi deneyebilir miyim?
- Why did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti neden satın aldın sen?
- Tom doesn't see why Mary needs a new bicycle.
- Tom, Mary'nin neden yeni bir bisiklete ihtiyacı olduğunu anlamıyor.
- I don't have a bicycle.
- Bir bisikletim yok.
- My bicycle has a punctured tire.
- Bisikletimin lastiği patladı.
- I have no idea who might've stolen your bicycle.
- Bisikletini kimin çalmış olabileceğine dair hiç bir fikrim yok.
- Why don't we buy a bicycle for Tom?
- Neden Tom için bisiklet almıyoruz?
- Do you have a bicycle?
- Bir bisikletin var mı?
- Why did you buy this bicycle?
- Sen neden bu bisikleti satın aldın?
- Perhaps you should get a bicycle.
- Belki bir bisiklet almalısın.
- Tom can use my bicycle if he wants.
- Tom eğer istiyorsa bisikletimi kullanabilir.
- Can you lend me your bicycle?
- Bisikletini bana ödünç verebilir misin?
- This handmade Italian-made titanium bicycle is terribly light.
- Bu el yapımı İtalyan yapımı titanyum bisiklet son derece hafif.
- Will you lend me your bicycle?
- Bana bisikletini ödünç verir misin?
- My bicycle cost twice as much as Tom's bicycle.
- Benim bisikletim Tom'un bisikletinden iki kat daha pahalı.
- Both of the tires on my bicycle are flat.
- Bisikletimdeki her iki lastik de patlak.
- Let's go by bicycle.
- Bisikletle gidelim.
- Tom followed the bus on his bicycle.
- Tom bisikletiyle otobüsü takip etti.
- You and I both know you were the one who stole Tom's bicycle.
- Sen de ben de Tom'un bisikletini çalanın sen olduğunu biliyoruz.
- The repairs for my bicycle cost me one thousand yen.
- Bisikletimin tamiratı bin yenime mal oldu.
- I found out who stole my bicycle.
- Bisikletimi kimin çaldığını öğrendim.
- I bought a bicycle for Tom.
- Tom'a bir bisiklet aldım.
- I could not afford to buy a bicycle, much less a car.
- Bırakın arabayı, bisiklet alacak param bile yoktu.
- I had my bicycle stolen last night.
- Dün gece bisikletimi çaldırdım.
- Why did you buy this bicycle?
- Siz neden bu bisikleti satın aldınız?
- He came on this bicycle.
- O, bu bisikletle geldi.
- This is Tom's bicycle.
- Bu, Tom'un bisikleti.
- Tom has been allowing me to borrow his bicycle every Monday.
- Tom her Pazartesi bisikletini ödünç almama izin veriyor.
- Maybe Tom was the one who stole your bicycle.
- Belki de Tom senin bisikletini çalan kişiydi.
- I saw Tom fall off his bicycle.
- Tom'un bisikletten düştüğünü gördüm.
- He kept it secret that he had bought a bicycle for his son.
- Oğluna bir bisiklet aldığını gizli tuttu.
- Tom usually goes to school by bus, but sometimes he goes by bicycle.
- Tom genellikle otobüsle okula gider, ancak bazen bisikletle gider.
- It cost me 5,000 yen to repair my bicycle.
- Bisikletimi tamir etmek 5,000 yen'e mal oldu.
- Have you ever gone on a bicycle trip?
- Hiç bisiklet gezisine çıktın mı?
- Tom might use my bicycle.
- Tom bisikletimi kullanabilir.
- You will find your bicycle somewhere in the neighborhood of the station.
- Bisikletini istasyonun yakınlarında bir yerde bulacaksın.
- Tom accused Mary of stealing his bicycle.
- Tom, Mary'yi bisikletini çalmakla suçladı.
- I'll come by bicycle.
- Bisikletle geleceğim.
- She told me that it was possible to rent a bicycle.
- Bana bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- Whose is this bicycle?
- Bu bisiklet kimin?
- There's nothing wrong with this bicycle.
- Bu bisiklette bir sorun yok.
- Tom stole Mary's bicycle.
- Tom, Mary'nin bisikletini çaldı.
- My father bought me a bicycle.
- Babam bana bir bisiklet satın aldı.
- I will give you this bicycle as a birthday present.
- Bu bisikleti sana bir doğum günü hediyesi olarak vereceğim.
- He has a bicycle.
- Bir bisikleti var.
- He came down the hill on his bicycle.
- O, bisikleti ile tepeden indi.
- I could not afford to buy a bicycle, much less a car.
- Arabayı geçtim, bisiklet alacak param dahi yoktu.
- Tom has an old bicycle that Mary gave him.
- Tom'un Mary'nin ona verdiği eski bir bisikleti var.
- Is there any place around here where I can rent a bicycle?
- Buralarda bisiklet kiralayabileceğim bir yer var mı?
- The boy has a bicycle.
- Oğlanın bir bisikleti var.
- Tom wanted a bicycle.
- Tom bir bisiklet istedi.
- Riding your bicycle to work every day should help you get back into shape.
- Her gün işe bisiklet sürerek gitmek formunuzu geri kazanmanıza yardımcı olacaktır.
- I wish I'd bought that bicycle.
- Keşke o bisikleti alsaydım.
- This titanium bicycle made in Italy is incredibly lightweight.
- İtalya'da yapılan bu titanyum bisiklet inanılmaz hafif.
- When I was your age, I bicycled to and from school every day.
- Ben senin yaşındayken, okula her gün bisikletle gider gelirdim.
- Do they have a bicycle?
- Onların bir bisikleti var mı?
- It became clear that the stolen bicycle belonged to him.
- Çalınan bisikletin ona ait olduğu anlaşıldı.
- Tom doesn't think that Mary was the one who stole his bicycle.
- Tom bisikletini çalanın Mary olduğunu düşünmüyor.
- My sister asked Father to buy a new bicycle.
- Kız kardeşim babamdan yeni bir bisiklet almasını istedi.
- Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
- Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden bisikletinin alıştırma tekerlekleri var.
- Tom didn't know how to ride a bicycle at that time.
- Tom o zamanlar bisiklete nasıl binileceğini bilmiyordu.
- Giving Tom a bicycle was a good idea.
- Tom'a bisiklet vermek iyi bir fikirdi.
- I don't know who Tom gave his bicycle to.
- Tom'un bisikletini kime verdiğini bilmiyorum.
- Please don't let Tom ride my bicycle.
- Lütfen Tom'un bisikletimi kullanmasına izin verme.
- Tom may use my bicycle.
- Tom benim bisikletimi kullanabilir.
- I think that this is Tom's bicycle.
- Bence bu Tom'un bisikletidir.
- Is that your bicycle?
- Şu senin bisikletin mi?
- Bicycle access is limited.
- Bisiklet erişimi sınırlı.
- He has no bicycle.
- Onun bisikleti yok.
- I fell off my bicycle.
- Bisikletimden düştüm.
- This is probably Tom's bicycle.
- Bu muhtemelen Tom'un bisikleti.
- He painted his bicycle red.
- Bisikletini kırmızıya boyadı.
- She hurt her foot when she fell off her bicycle.
- Bisikletten düştüğünde ayağını incitti.
- Your bicycle is better than mine.
- Senin bisikletin benimkinden daha iyi.
- My mother bought me a new bicycle.
- Annem bana yeni bir bisiklet aldı.
- That's not your bicycle, is it, Tom?
- O senin bisikletin değil, değil mi, Tom?
- I still love this bicycle.
- Bu bisikleti hâlâ seviyorum.
- My father bought me a new bicycle.
- Babam bana yeni bir bisiklet satın aldı.
- The police found Tom's bicycle.
- Polis Tom'un bisikletini buldu.
- Tom has permission to use my bicycle.
- Tom'un, benim bisikletimi kullanmaya izni var.
- Tom's bicycle was stolen yesterday.
- Dün Tom'un bisikleti çalındı.
- I got this bicycle for nothing.
- Bu bisikleti bedavaya aldım.
- I don't know whether Tom has a bicycle or not.
- Tom'un bisikleti var mı yok mu bilmiyorum.
- I got on a bicycle and chased after the thief.
- Bisiklete bindim ve hırsızı kovaladım.
- How much did this bicycle cost you?
- Bu bisiklet sana ne kadara mal oldu?
- Both of the tires on my bicycle are flat.
- Bisikletimin iki lastiği de patladı.
- That bicycle belongs to our school.
- Bu bisiklet okulumuza ait.
- This bicycle belongs to my brother.
- Bu bisiklet erkek kardeşime aittir.
- The bicycle by the door is mine.
- Kapının yanındaki bisiklet benim.
- I found out who stole my bicycle.
- Bisikletimi kimin çaldığını buldum.
- Does Tom still have a bicycle?
- Tom'un hâlâ bir bisikleti var mı?
- I should've known better than to use Tom's bicycle without permission.
- Tom'un bisikletini izinsiz kullanmamam gerektiğini bilmeliydim.
- Tom bought an expensive bicycle.
- Tom pahalı bir bisiklet satın aldı.
- Whose bicycle did you want to borrow?
- Kimin bisikletini ödünç almak istedin?
- You didn't sell your bicycle, did you?
- Bisikletini satmadın, değil mi?
- My bicycle has been stolen.
- Bisikletim çalındı.
- Tom rides his bicycle to work.
- Tom işe bisikletle gider.
- His bicycle is different from this one.
- Onun bisikleti bundan farklıdır.
- Tom is the person I gave my old bicycle to.
- Eski bisikletimi verdiğim kişi Tom'dur.
- I can't buy the bicycle for you.
- Sana bisiklet alamam.
- She hurt her foot when she fell off her bicycle.
- O, bisikletinden düştüğünde ayağını yaraladı.
- I want to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet almak istiyorum.
- Tom is happy with his new bicycle.
- Tom yeni bisikleti ile mutlu.
- Tom didn't have a bicycle when he was growing up.
- Büyürken Tom'un bisikleti yoktu.
- I asked Tom where he'd bought his bicycle.
- Tom'a bisikletini nereden aldığını sordum.
- I finally talked Tom into lending me his bicycle.
- Sonunda Tom'u bisikletini bana ödünç vermeye ikna ettim.
- Tom has admitted that he stole Mary's bicycle.
- Tom, Mary'nin bisikletini çaldığını itiraf etti.
- She wanted a bicycle.
- Bir bisiklet istedi.
- He is not too poor to buy a bicycle.
- Bisiklet alamayacak kadar fakir değil.
- She advised him to use a bicycle.
- Ona bisiklet kullanmasını tavsiye etti.
- He told me that it was possible to rent a bicycle.
- Bana bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- Your bicycle was more expensive than mine.
- Senin bisikletin benimkinden daha pahalıydı.
- I wanted to buy a new bicycle for Tom, but I didn't have enough money.
- Tom'a yeni bir bisiklet almak istedim ama yeterince param yoktu.
- I will give you a new bicycle for your birthday.
- Doğum günün için sana yeni bir bisiklet vereceğim.
- I bought this bicycle from Tom.
- Bu bisikleti Tom'dan satın aldım.
- Tom is going to buy a new bicycle today.
- Tom bugün yeni bir bisiklet alacak.
- That bicycle is mine.
- Şu bisiklet benim.
- When did you paint your bicycle?
- Bisikletini ne zaman boyadın?
- Does he have a bicycle?
- Onun bir bisikleti var mı?
- He hasn't got a bicycle.
- Bisikleti yok.
- I'm surprised Tom doesn't have a bicycle.
- Tom'un bir bisikletinin olmamasına şaşırdım.
- I will give you this bicycle as a birthday present.
- Bu bisikleti sana yaş günü hediyesi olarak vereceğim.
- I had to push my bicycle because I had a flat tire.
- Bisikletimi itmek zorunda kaldım çünkü lastiğim patlamıştı.
- When did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti ne zaman aldın?
- With a bicycle, I could reach your house in 20 minutes.
- Bir bisikletle, senin evine 20 dakikada ulaşabilirdim.
- He found my bicycle.
- O benim bisikletimi buldu.
- Tom found my bicycle.
- Tom bisikletimi buldu.
- I kept riding my bicycle even though my legs were hurting.
- Bacaklarım ağrımasına rağmen bisikletimi sürmeye devam ettim.
- Why did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti neden aldınız siz?
- Someone stole my bicycle.
- Biri bisikletimi çaldı.
- My bicycle needs fixing.
- Bisikletimin onarılmaya ihtiyâcı var.
- Tom came here by bicycle.
- Tom buraya bisikletle gelmiş.
- You may use this bicycle for as long as you like.
- Bu bisikleti istediğin kadar kullanabilirsin.
- Lend me your bicycle.
- Bana bisikletini ödünç ver.
- He bought a bicycle for fifty thousand yen.
- Elli bin yen'e bir bisiklet aldı.
- The boys' bicycle is in the garage.
- Çocukların bisikleti garajda.
- I pushed my bicycle home.
- Bisikletimi eve kadar ittim.
- Tom fixed Mary's bicycle for her.
- Tom, Mary'nin bisikletini tamir etti.
- The police found my bicycle that had been stolen.
- Polis çalınan bisikletimi buldu.
- Tom commutes to school by bicycle.
- Tom okula bisikletle gider.
- I asked my brother to repair my bicycle.
- Kardeşimden bisikletimi tamir etmesini istedim.
- Let's go by bicycle.
- Hadi bisikletle gidelim.
- Tom wants a bicycle.
- Tom bir bisiklet istiyor.
- Tom is the one I gave my old bicycle to.
- Eski bisikletimi verdiğim kişi Tom'du.
- He came down the hill on his bicycle.
- Bisikletiyle tepeden aşağı indi.
- Tom has been allowing me to borrow his bicycle every Monday.
- Tom her pazartesi onun bisikletini ödünç almama izin veriyor.
- I don't know whose bicycle this is.
- Bunun kimin bisikleti olduğunu bilmiyorum.
- He is very pleased with the new bicycle.
- Yeni bisikletten çok memnun kaldı.
- He is going to buy a new bicycle next week.
- Gelecek hafta yeni bir bisiklet alacak.
- Tom was in a bicycle accident.
- Tom bir bisiklet kazası geçirdi.
- My bicycle has been stolen, too.
- Benim bisikletim de çalındı.
- I had my bicycle fixed yesterday.
- Dün bisikletimi tamir ettirdim.
- You can hire a bicycle by the hour at this shop.
- Bu dükkandan saatlik bisiklet kiralayabilirsiniz.
- I want my bicycle back.
- Bisikletimi geri istiyorum.
- She lent me her bicycle.
- Bisikletini bana ödünç verdi.
- Tom always leaves his bicycle dirty.
- Tom, her zaman bisikletini kirli bırakır.
- Your bicycle is similar to mine.
- Bisikletiniz benimkine benziyor.
- Where is the bicycle?
- Bisiklet nerede?
- Do you ride your bicycle very often?
- Bisikletinize çok sık biniyor musunuz?
- He may use my bicycle whenever he wants.
- Ne zaman isterse bisikletimi kullanabilir.
- I was saving up to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet almak için para biriktiriyordum.
- I borrowed Tom's bicycle.
- Tom'un bisikletini ödünç aldım.
- Do you have an extra bicycle that I could borrow?
- Ödünç alabileceğim fazladan bir bisikletin var mı?
- He goes to school by bicycle.
- Okula bisikletle gider.
- I'm going to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet alacağım.
- Tom goes to school by bicycle.
- Tom okula bisikletle gider.
- This is the bicycle I want.
- İstediğim bisiklet bu.
- This bicycle is old, but it's better than nothing.
- Bu bisiklet eski; ama hiç yoktan iyidir.
- Tom fixed Mary's bicycle for her.
- Tom, Mary'nin bisikletini onun için tamir etti.
- I'm going to buy a new bicycle.
- Ben yeni bir bisiklet satın alacağım.
- Tom rode his bicycle over to Mary's.
- Tom bisikletini Mary'nin evine doğru sürdü.
- He's going to work by bicycle.
- O bisikletle işe gidiyor.
- He'll come on foot or by bicycle.
- O, yaya ya da bisikletle gelecek.
- Is that Tom's bicycle?
- Bu Tom'un bisikleti mi?
- She has no bicycle.
- Onun bisikleti yok.
- Why did you buy this bicycle?
- Siz neden bu bisikleti aldınız?
- That bicycle belongs to our school.
- O bisiklet bizim okula ait.
- Father bought me a bicycle.
- Baba bana bir bisiklet satın aldı.
- Where can I leave my bicycle?
- Bisikletimi nereye bırakabilirim?
- He lost his balance and fell off his bicycle.
- Dengesini kaybetti ve bisikletinden düştü.
- Can I have my bicycle back?
- Bisikletimi geri alabilir miyim?
- I got this bicycle for free.
- Bu bisikleti ücretsiz aldım.
- Tom may use my bicycle whenever he wants.
- Tom istediği zaman bisikletimi kullanabilir.
- I took the wheels off my bicycle.
- Bisikletimin tekerleklerini çıkardım.
- It looks like Tom has bought a new bicycle.
- Tom yeni bir bisiklet almış gibi görünüyor.
- She wanted a bicycle.
- O bir bisiklet istiyordu.
- Tom is the one who gave me this bicycle.
- Bana bu bisikleti veren Tom'du.
- Tom told me that it was possible to rent a bicycle.
- Tom bana bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- Tom has a ten-speed bicycle.
- Tom'un 10 vitesli bir bisikleti var.
- You should've taken better care of your bicycle.
- Bisikletine daha iyi bakmalıydın.
- The bicycle needs repair.
- Bisikletin tamire ihtiyacı var.
- I'm walking because my bicycle has a flat tire.
- Yürüyorum çünkü bisikletimin lastiği patladı.
- May I borrow your bicycle?
- Bisikletini ödünç alabilir miyim?
- My bicycle's been stolen.
- Bisikletim çalındı.
- I bought this bicycle from Tom.
- Bu bisikleti Tom'dan aldım.
- I gave him my old bicycle.
- Ona eski bisikletimi verdim.
- I could not afford to buy a bicycle, much less a car.
- Bırakın arabayı, bisiklet almaya bile param yetmedi.
- My bicycle is in need of repair.
- Bisikletim tamir edilmeli.
- Tom came here by bicycle.
- Tom buraya bisikletle geldi.
- I found out who stole my bicycle.
- Bisikletimi çalanı buldum.
- Some go to school by bicycle, others go by bus.
- Bazıları bisikletle okula gider, diğerleri otobüsle gider.
- Yesterday, when Tom was backing up his car, he ran over Mary's bicycle.
- Dün Tom arabasını geri geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi.
- A boy snatched my purse as he rode by on his bicycle.
- Bir çocuk bisikletiyle geçerken çantamı kaptı.
- That bicycle isn't his.
- O bisiklet onun değil.
- Tom often goes to school by bicycle.
- Tom sık sık okula bisikletle gider.
- My bicycle was stolen.
- Benim bisikletim çalındı.
- Are you going to sell Tom your bicycle?
- Tom'a bisikletini satacak mısın?
- Tom is repairing his bicycle.
- Tom bisikletini onarıyor.
- What makes you so sure Tom was the one who stole your bicycle?
- Bisikletini çalanın Tom olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
- He begged his father to buy him a bicycle.
- Kendisine bir bisiklet alması için babasına yalvardı.
- Tom can't even ride a bicycle.
- Tom bisiklete bile binemez.
- A car is faster than a bicycle.
- Bir araba, bisikletten daha hızlıdır.
- Father bought me a new bicycle.
- Baba bana yeni bir bisiklet aldı.
- I bought a bicycle for Tom.
- Tom için bir bisiklet aldım.
- My mother bought me a new bicycle.
- Annem bana yeni bir bisiklet satın aldı.
- Please move your bicycle out of here.
- Lütfen bisikletinizi buradan çekin.
- The rear tire of my bicycle is flat.
- Bisikletimin arka tekerleği patlak.
- I should've let Tom have my bicycle.
- Tom'un bisikletimi almasına izin vermeliydim.
- Tom has admitted that he stole Mary's bicycle.
- Tom Mary'nin bisikletini çaldığını itiraf etti.
- Can I try your bicycle?
- Senin bisikletini deneyebilir miyim?
- My bicycle needs to be repaired.
- Bisikletimin tamir edilmesi gerekiyor.
- Tom is going to fix Mary's bicycle.
- Tom Mary'nin bisikletini tamir edecek.
- Tom suspects that Mary is the one who stole his bicycle.
- Tom, Mary'nin bisikletini çalan kişi olduğundan şüpheleniyor.
- Tom doesn't see why Mary needs a new bicycle.
- Tom Mary'nin niçin yeni bir bisiklete ihtiyacı olduğunu anlamıyor.
- Tom wouldn't lend me his bicycle.
- Tom bana bisikletini ödünç vermedi.
- Don't you have a bicycle?
- Bir bisikletin yok mu?
- Tom put new pedals on the bicycle that he rides to school.
- Tom okula giderken bindiği bisiklete yeni pedallar taktı.
- I need a new bicycle.
- Yeni bir bisiklete ihtiyacım var.
- Tom repairs his bicycle.
- Tom bisikletini tamir ediyor.
- The boys' bicycle is in the garage.
- Çocuğun bisikleti garajdadır.
- I should've come here by bicycle.
- Buraya bisikletle gelmeliydim.
- Tom may use my bicycle.
- Tom bisikletimi kullanabilir.
- Her bicycle is blue.
- Onun bisikleti mavi.
- The tire on my bicycle is flat.
- Bisikletimin lastiği patladı.
- Do you have any idea who might have stolen my bicycle?
- Bisikletimi kimin çalmış olabileceği hakkında bir fikrin var mı?
- He was pumping the pedals of the bicycle hard.
- Bisikletin pedallarına sıkıca asılıyordu.
- Why did you buy this bicycle?
- Neden bu bisikleti satın aldın?
- It cost me 5,000 yen to repair my bicycle.
- Bisikletimi tamir etmek bana 5,000 yen'e mal oldu.
- He begged his father to buy him a bicycle.
- Ona bisiklet alması için babasına yalvardı.
- I'll fix my bicycle in the house.
- Bisikletimi evde tamir edeceğim.
- I gave him my old bicycle.
- Ona benim eski bisikletimi verdim.
- Which bicycle is yours?
- Hangi bisiklet sizin?
- I think that this is Tom's bicycle.
- Sanırım bu Tom'un bisikleti.
- The bicycle is in the street.
- Bisiklet sokakta.
- My father bought me a new bicycle.
- Babam bana yeni bir bisiklet aldı.
- They accused him of stealing the bicycle.
- Onu bisikleti çalmakla suçladılar.
- Ken painted his bicycle white.
- Ken bisikletini beyaza boyadı.
- I plan to go around the island of Shikoku by bicycle next year.
- Gelecek yıl bisikletle Şikoku adasını dolaşmayı planlıyoruz.
- Tom can get to work faster on bicycle than by car.
- Tom işe bisikletle arabadan daha hızlı gidebilir.
- This is probably Tom's bicycle.
- Bu muhtemelen Tom'un bisikletidir.
- My father is repairing my broken bicycle.
- Babam bozuk bisikletimi tamir ediyor.
- I found my bicycle gone.
- Bisikletimi kaybolmuş buldum.
- I do not have any money to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet almak için hiç param yok.
- Tom rode his bicycle to school.
- Tom bisikletiyle okula gitti.
- The bicycle is mine.
- Bisiklet benim.
- Tom couldn't afford to buy the bicycle he wanted.
- Tom'un istediği bisikleti alacak parası yoktu.
- I promise not to touch my bicycle for a whole month.
- Bir ay boyunca bisikletime dokunmayacağıma söz veriyorum.
- Could you lend me your bicycle for a couple of days?
- Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
- Why did you buy this bicycle?
- Siz bu bisikleti neden aldınız?
- Tom bought an expensive bicycle.
- Tom pahalı bir bisiklet aldı.
- I've given Tom permission to use my bicycle.
- Tom'a bisikletimi kullanması için izin verdim.
- Tom asked Mary if he could borrow her bicycle.
- Tom Mary'ye bisikletini ödünç alıp alamayacağını sordu.
- I rode my bicycle a lot today.
- Bugün bisiklete çok bindim.
- That bicycle is too small for you.
- O bisiklet senin için çok küçük.
- I enjoy riding my bicycle.
- Bisikletimi sürmekten zevk alıyorum.
- Tom is riding his bicycle.
- Tom bisikletini sürüyor.
- He came on this bicycle.
- Bu bisikletle geldi.
- Sami's bicycle has been stolen, too.
- Sami'nin de bisikleti çalındı.
- Tom usually goes to school by bus, but sometimes he goes by bicycle.
- Tom genellikle okula otobüsle gider, ama bazen bisikletle de gider.
- What kind of person would spend so much money on a bicycle?
- Ne tür bir insan bir bisiklete bu kadar çok para harcar?
- Tom fell off his bicycle.
- Tom bisikletinden düştü.
- My bicycle is red.
- Benim bisikletim kırmızı.
- I'm too tired to ride my bicycle back home.
- Bisikletimle eve dönemeyecek kadar yorgunum.
- I want a bicycle.
- Ben bir bisiklet istiyorum.
- Tom may use my bicycle if he wants to.
- Eğer isterse Tom bisikletimi kullanabilir.
- His bicycle was stolen because he left it unlocked.
- Bisikleti çalındı çünkü kilidini açık bırakmıştı.
- Whose bicycle is that?
- O, kimin bisikletidir?
- She told me that it was possible to rent a bicycle.
- Bisiklet kiralanabileceğini söyledi bana.
- I don't think Tom will want your old bicycle.
- Tom'un senin eski bisikletini isteyeceğini sanmıyorum.
- I've already decided who to give my old bicycle to.
- Eski bisikletimi kime vereceğime zaten karar verdim.
- Where's Tom's bicycle?
- Tom'un bisikleti nerede?
- I need your clothes and your bicycle.
- Elbiselerinize ve bisikletinize ihtiyacım var.
- I have a red bicycle.
- Kırmızı bir bisikletim var.
- I wish I'd bought that bicycle.
- Keşke o bisikleti ben alsaydım.
- You'll have to take this bicycle.
- Bu bisikleti almanız gerekecek.
- Jack can't afford a new bicycle.
- Jack'in yeni bir bisiklete parası yetemez.
- I pushed my bicycle home.
- Bisikletimi eve iterek götürdüm.
- This is Tom's bicycle.
- Bu Tom'un bisikleti.
- They often go on picnics by bicycle.
- Sık sık bisikletle pikniğe giderler.
- Don't you have a bicycle?
- Bisikletin yok mu?
- Tom lent me his bicycle.
- Tom bana bisikletini ödünç verdi.
- I bought a bicycle instead.
- Onun yerine bir bisiklet aldım.
- Do you still have that bicycle that I gave you?
- Sana verdiğim bisiklet hala sende mi?
- Does he have a bicycle?
- Bisikleti var mı?
- I wanted a horse, but I got a bicycle.
- Bir at istedim ama bir bisiklet aldım.
- Tom often goes to school by bicycle.
- Tom çoğunlukla bisikletle okula gider.
- Tom can't afford to buy a new bicycle.
- Tom'un yeni bir bisiklet alacak parası yok.
- Why did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti neden satın aldınız?
- Tom hoped somebody would buy his old bicycle.
- Tom birinin eski bisikletini alacağını umuyordu.
- Tom is the boy who stole Mary's bicycle.
- Mary'nin bisikletini çalan çocuk Tom'du.
- Tom has a bicycle.
- Tom'un bir bisikleti var.
- The repairs for my bicycle cost me one thousand yen.
- Bisikletimin tamiri bana bin yen'e mal oldu.
- I promise not to touch my bicycle for a whole month.
- Bir ay boyunca bisikletime dokunmamaya söz veriyorum.
- Does Tom still have a bicycle?
- Tom'un hâlâ bisikleti var mı?
- Please don't let Tom ride my bicycle.
- Lütfen Tom'un bisikletimi kullanmasına izin vermeyin.
- I'm walking because my bicycle has a flat tire.
- Bisikletimin lastiği patladığı için yürüyorum.
- Tom's bicycle was blue before he painted it red.
- Tom'un bisikleti kırmızıya boyamadan önce maviydi.
- I'll travel across Europe by bicycle this summer.
- Bu yaz Avrupa'yı bisikletle dolaşacağım.
- If I'd had more money, I would've bought a better bicycle.
- Eğer daha fazla param olsaydı, daha iyi bir bisiklet alırdım.
- Why do you need another bicycle?
- Neden başka bir bisiklete ihtiyacın var?
- I got a bicycle for Christmas.
- Noel için bir bisiklet aldım.
- Tom found out that I was the one who had stolen his bicycle.
- Tom bisikletini çalan kişinin ben olduğumu öğrendi.
- I had to push my bicycle because I had a flat tire.
- Bisikletimi itmek zorunda kaldım çünkü lastiği patladı.
- Tom took off on his bicycle.
- Tom bisikletiyle yola çıktı.
- I will get you a bicycle for your birthday.
- Doğum günün için sana bir bisiklet alacağım.
- I found my bicycle parked behind the school.
- Bisikletimi okulun arkasında park edilmiş buldum.
- Did you like the bicycle?
- Bisikleti sevdin mi?
- Do you still have that bicycle that I gave you?
- Sana verdiğim o bisiklet hala sende mi?
- How did you find out it was Tom who stole your bicycle?
- Bisikletini çalanın Tom olduğunu nasıl öğrendin?
- Tom told me that it was possible to rent a bicycle.
- Tom bana bir bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- Tom rides his bicycle to school.
- Tom okula bisikletiyle gider.
- He may use my bicycle whenever he wants.
- İstediği zaman bisikletimi kullanabilir.
- Put away your bicycle.
- Bisikletini bir kenara koy.
- Tom painted Mary's bicycle.
- Tom, Mary'nin bisikletini boyadı.
- This bicycle is mine, not Tom's.
- Bu bisiklet benim, Tom'un değil.
- Did you like the bicycle?
- Bisikleti beğendin mi?
- I don't ride my bicycle very often.
- Bisiklete pek sık binmem.
- I lent Tom my bicycle.
- Tom'a bisikletimi ödünç verdim.
- He'll come on foot or by bicycle.
- Yürüyerek ya da bisikletle gelecek.
- Why did you buy this bicycle?
- Bu bisikleti neden satın aldın?
- Why don't you ask Tom if you can borrow his bicycle?
- Neden Tom'a bisikletini ödünç alıp alamayacağını sormuyorsun?
- This bicycle didn't cost as much as I expected.
- Bu bisiklet beklediğim kadar fazla tutmadı.
- I heard you were going to sell Tom your bicycle.
- Bisikletini Tom'a satacağını duydum.
- Would you lend me your bicycle?
- Bana bisikletini ödünç verir misin?
- This bicycle belongs to me.
- Bu bisiklet bana ait.
- Tom nearly broke his arm trying to do a bicycle kick.
- Tom bisiklet tekmesi atmaya çalışırken neredeyse kolunu kırıyordu.
- Tom doesn't have a bicycle.
- Tom bir bisiklete sahip değil.
- I almost always go to school by bicycle.
- Neredeyse her zaman bisikletle okula gidiyorum.
- My bicycle broke, so I had to walk.
- Bisikletim kırıldı, o yüzden yürümek zorunda kaldım.
- Tom usually goes to school by bicycle.
- Tom genellikle okula bisikletle gider.
- My friend bought the second-best bicycle in the shop.
- Arkadaşım mağazada ikinci en iyi bisikleti aldı.
- I heard you were going to sell Tom your bicycle.
- Tom'a bisikletini satacağını duydum.
- Do you know whose bicycle this is?
- Bunun kimin bisikleti olduğunu biliyor musun?
- This is Mike's bicycle.
- Bu Mike'ın bisikleti.
- Tom went to school by bicycle.
- Tom bisikletle okula gitti.
- Riding double on a bicycle is dangerous.
- Bisiklete çift binmek tehlikelidir.
- She learned to bicycle over the last year.
- Geçen yıl bisiklet sürmeyi öğrendi.
- Tom lent Mary his bicycle last week.
- Tom geçen hafta bisikletini Mary'ye ödünç verdi.
- That bicycle isn't Tom's.
- O bisiklet Tom'un değil.
- Jack can't afford to buy a new bicycle.
- Jack'in yeni bir bisiklet alacak parası yok.
- I should have come here by bicycle.
- Buraya bisikletle gelmeliydim.
- He put new pedals on the bicycle that he rides to school.
- Okula giderken bindiği bisikletin pedallarına yenilerini taktı.
- Tom may use my bicycle if he wants.
- Eğer isterse Tom benim bisikletimi kullanabilir.
- He was pumping the pedals of the bicycle hard.
- Bisikletin pedallarına sertçe basıyordu.
- I wonder which bicycle is Tom's.
- Hangi bisikletin Tom'un olduğunu merak ediyorum.
- I've decided to give Tom my old bicycle.
- Eski bisikletimi Tom'a vermeye karar verdim.
- Almost everyone I know has a bicycle.
- Tanıdığım hemen herkesin bisikleti var.
- His bicycle is different from this one.
- Onun bisikleti bundan farklı.
- Some go to school by bicycle, others go by bus.
- Bazıları okula bisikletle, bazıları otobüsle gidiyor.
- Almost everyone I know has a bicycle.
- Neredeyse tanıdığım herkesin bir bisikleti var.
- This bicycle didn't cost that much.
- Bu bisiklet o kadar pahalı değildi.
- That isn't Tom's bicycle.
- Bu Tom'un bisikleti değil.
- Why did you buy this bicycle?
- Neden bu bisikleti satın aldınız?
- Tom propped his bicycle against the wall.
- Tom bisikletini duvara dayadı.
- I want to give you a bicycle for your birthday.
- Doğum günün için sana bir bisiklet vermek istiyorum.
- Tom is the boy who stole Mary's bicycle.
- Tom, Mary'nin bisikletini çalan çocuk.
- Don't leave the bicycle out in the rain.
- Bisikleti yağmurda dışarıda bırakma.
- My bicycle had a flat tire, so I missed the seven o'clock train.
- Bisikletimin patlak bir lastiği vardı, bu yüzden yedi trenini kaçırdım.
- I can't believe that Tom is the one who stole Mary's bicycle.
- Mary'nin bisikletini çalan kişinin Tom olduğuna inanamıyorum.
- Tom's bicycle is much newer than mine.
- Tom'un bisikleti benimkinden çok daha yeni.
- Isn't that Tom's bicycle?
- Tom'un bisikleti değil mi bu?
- Tom found my bicycle.
- Tom benim bisikletimi buldu.
- Do you go to school on foot or by bicycle?
- Okula yürüyerek mi yoksa bisikletle mi gidersin?
- Tom doesn't know whether Mary will come by car or by bicycle.
- Tom, Mary'nin arabayla mı yoksa bisikletle mi geleceğini bilmiyor.
- The boy showed off his new bicycle to everyone.
- Çocuk yeni bisikletini herkese gösterdi.
- It's a new bicycle.
- O yeni bir bisiklet.
- Mayuko goes to school by bicycle.
- Mayuko, okula bisikletle gider.
- Tom repaired my bicycle.
- Tom bisikletimi tamir etti.
- Why wouldn't you let me borrow your bicycle?
- Neden bisikletini ödünç almama izin vermedin?
- I will give you a bicycle for your birthday.
- Doğum günün için sana bir bisiklet vereceğim.
- He is going to buy a new bicycle next week.
- O, gelecek hafta yeni bir bisiklet alacak.
- I gave Tom my old bicycle.
- Tom'a eski bisikletimi verdim.
- This bicycle is yours, isn't it?
- Bu bisiklet senin, değil mi?
- I don't know where your bicycle is.
- Bisikletinin nerede olduğunu bilmiyorum.
- Here is my bicycle.
- İşte bisikletim.
- My bicycle needs to be repaired.
- Bisikletimin tamir edilmeye ihtiyacı var.
- I think Tom stole my bicycle.
- Sanırım Tom bisikletimi çaldı.
- Tom's bicycle was stolen yesterday.
- Tom'un bisikleti dün çalındı.
- Isn't that Tom's bicycle?
- Bu Tom'un bisikleti değil mi?
- I have no idea who might've stolen your bicycle.
- Bisikletini kimin çalmış olabileceği hakkında hiçbir fikrim yok.
- Is that Tom's bicycle?
- O Tom'un bisikleti mi?
- I went out by bicycle.
- Bisikletle dışarı çıktım.
- I gave her my old bicycle.
- Ona eski bisikletimi verdim.
- You and I both know you were the one who stole Tom's bicycle.
- Tom'un bisikletini çalan kişinin sen olduğunu hem sen hem de ben biliyoruz.
- I bought Tom a bicycle for his birthday.
- Tom'a doğum gününde bisiklet almıştım.
- Tom has a new bicycle.
- Tom'un yeni bir bisikleti var.
- I can't afford to buy the new bicycle.
- Ben yeni bir bisiklet satın almayı göze alamam.
- Did you buy a nice bicycle?
- Güzel bir bisiklet aldın mı?
- Tom rode his bicycle over to Mary's house.
- Tom bisikletini Mary'nin evine doğru sürdü.
- Put away your bicycle.
- Bisikletini kaldır.
- Tom doesn't know whether Mary will come by car or by bicycle.
- Tom Mary'nin arabayla mı yoksa bisikletle mi geleceğini bilmiyor.
- He found my bicycle.
- Bisikletimi bulmuş.
- Do you still have that bicycle I gave you?
- Sana verdiğim bisiklet hala sende mi?
- Don't leave the bicycle in the rain.
- Bisikleti yağmurda bırakma.
- Is that your bicycle?
- Bu senin bisikletin mi?
- I see you got yourself a new bicycle.
- Kendine yeni bir bisiklet aldığını görüyorum.
- Whose bicycle is that?
- Kimin bisikleti o?
- A car is faster than a bicycle.
- Araba bisikletten daha hızlıdır.
- Whose bicycle did you want to borrow?
- Kimin bisikletini ödünç almak istiyordun?
- The boy was anxious for a new bicycle.
- Çocuk yeni bir bisiklet için endişeliydi.
- Tom's bicycle was stolen.
- Tom'un bisikleti çalındı.
- This handmade Italian-made titanium bicycle is terribly light.
- Bu el yapımı İtalyan malı titanyum bisiklet son derece hafiftir.
- How is your bicycle different from mine?
- Senin bisikletin benimkinden ne kadar farklı?
- I'm going to give Tom this bicycle as a birthday present.
- Tom'a doğum günü hediyesi olarak bu bisikleti vereceğim.
- Do you know how to ride a bicycle?
- Bir bisikletin nasıl kullanılacağını biliyor musun?
- Tom wanted to keep his bicycle in my garage.
- Tom bisikletini garajımda tutmak istedi.
- Are you going to sell Tom your bicycle?
- Bisikletini Tom'a satacak mısın?
- I wish I had enough money to buy a new bicycle.
- Keşke yeni bir bisiklet almak için yeterince param olsaydı.
- Tom came here today by bicycle.
- Tom bugün buraya bisikletle geldi.
- My bicycle has a punctured tire.
- Bisikletimin tekeri patlak.
- He may use my bicycle whenever he wants.
- Canı istediğinde bisikletimi kullanabilir.
- My bicycle is red.
- Bisikletim kırmızıdır.
- This is the bicycle I want.
- Bu istediğim bisiklet.
- Tom didn't have a bicycle when he was growing up.
- Tom'un çocukken bisikleti yoktu.
- The boy fell off the bicycle and fractured his skull.
- Çocuk bisikletten düştü ve kafatasını kırdı.
- Do you know whose bicycle this is?
- Bu bisikletin kimin olduğunu biliyor musun?
- Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
- Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
- Yesterday, when Tom was backing up his car, he ran over Mary's bicycle.
- Dün Tom arabasını geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi.
- I got this bicycle for nothing.
- Bu bisikleti bedava aldım.
- He bought a bicycle for fifty thousand yen.
- 50,000 yen'e bir bisiklet aldı.
- Would one of you be willing to lend me your bicycle for twenty minutes or so?
- Sizlerden biri 20 dakikalığına bisikletini ödünç verir mi?
- He plans to buy a new bicycle.
- O, yeni bir bisiklet almayı planlıyor.
- Tom is the one I gave my old bicycle to.
- Eski bisikletimi verdiğim kişi Tom'dur.
- This bicycle used to belong to Tom.
- Bu bisiklet eskiden Tom'a aitti.
- He intends to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet almaya niyetli.
- Father bought me a new bicycle.
- Babam bana yeni bir bisiklet aldı.
- I'm trying to earn enough money to buy a bicycle.
- Bisiklet alacak kadar para kazanmaya çalışıyorum.
- Do you still want me to let Tom borrow your bicycle?
- Hâlâ Tom'a bisikletini ödünç vermemi istiyor musun?
- He lost his balance and fell off his bicycle.
- Dengesini kaybedip bisikletten düştü.
- I could not afford to buy a bicycle.
- Bisiklet alacak param yoktu.
- He plans to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet almayı planlıyor.
- I cannot afford to buy a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet almaya gücüm yetmiyor.
- I don't ride my bicycle very often.
- Bisikletime sık sık binmem.
- Whose is this bicycle?
- Bu bisiklet kimindir?
- How much did this bicycle cost?
- Bu bisiklet kaça mal oldu?
- It cost me one thousand yen to get the bicycle fixed.
- Bisikleti tamir ettirmek bana bin yene mal oldu.
- I've bought an electric bicycle.
- Elektrikli bir bisiklet aldım.
- Which bicycle is yours?
- Hangi bisiklet senin?
- The car replaced the bicycle.
- Araba bisikletin yerini aldı.
- I bought a new bicycle.
- Yeni bir bisiklet aldım.
- Who gave Tom permission to borrow my bicycle?
- Tom'a bisikletimi ödünç alması için kim izin verdi?
- The boy begged for a new bicycle.
- Çocuk yeni bir bisiklet için yalvardı.
- Giving Tom a bicycle was a good idea.
- Tom'a bir bisiklet vermek iyi bir düşünceydi.
- I can't find my bicycle.
- Bisikletimi bulamıyorum.
- I'm surprised Tom doesn't have a bicycle.
- Tom'un bisikleti olmamasına şaşırdım.
- This carbon fiber bicycle is incredibly lightweight.
- Bu karbon fiber bisiklet inanılmaz hafiftir.
- Tom didn't have a bicycle.
- Tom'un bisikleti yoktu.
- She can ride a motorcycle, not to mention a bicycle.
- Motosiklete binebiliyor, bisikletten bahsetmiyorum bile.
- It's a new bicycle.
- Bu yeni bir bisiklet.
- I wanted to buy a new bicycle for Tom, but I didn't have enough money.
- Tom'a yeni bir bisiklet almak istedim ama yeterli param yoktu.
- I'm going to need to borrow your bicycle.
- Bisikletini ödünç almam gerekecek.
- This isn't Tom's bicycle.
- Bu Tom'un bisikleti değil.
- I took the wheels off my bicycle.
- Bisikletimden tekerleri çıkardım.
- There's a possibility that Tom will use my bicycle.
- Tom'un bisikletimi kullanma ihtimali var.
- Tom lent me his bicycle.
- Tom bana bisikletini verdi.
- Why did you buy this bicycle?
- Sen bu bisikleti neden aldın?
- Tom doesn't think that Mary was the one who stole his bicycle.
- Tom bisikletini Mary'nin çaldığını düşünmüyor.
- How old is your bicycle?
- Bisikletin kaç yaşında?
- My father bought me a bicycle.
- Babam bana bisiklet aldı.
- Tom rode his bicycle through the alley.
- Tom bisikletini sokak boyunca sürdü.
- Perhaps you should get a bicycle.
- Belki de bir bisiklet almalısın.
- I want to give you a bicycle for your birthday.
- Doğum günün için sana bir bisiklet armağan etmek istiyorum.
- Tom doesn't have a bicycle.
- Tom'un bisikleti yok.
- That bicycle isn't Tom's.
- Bu bisiklet Tom'un değil.
- Tom has a black bicycle.
- Tom'un siyah bir bisikleti var.
- This bicycle used to belong to Tom.
- Bu bisiklet Tom'a aitti.
- I got this bicycle for free.
- Bu bisikleti bedavaya aldım.
- Tom fixed his bicycle.
- Tom bisikletini onardı.
- Tom bought a bicycle for three hundred dollars.
- Tom üç yüz dolara bir bisiklet aldı.
- You may use this bicycle for as long as you like.
- Bu bisikleti istediğin kadar uzun süre kullanabilirsin.
Show More (783)
|