1 |
called |
adındaki |
adj. |
|
- In Wels, the city from which I come, they are planning a project called 'EnergyLand'.
- Benim geldiğim şehir olan Wels'te "EnergyLand" adında bir proje planlıyorlar.
- The area was called Bagnoli.
- Bölgenin adı Bagnoli idi.
- The crop spray is called Roundup and is manufactured by Monsanto.
- Ürün spreyinin adı Roundup'tır ve Monsanto tarafından üretilmektedir.
- It might just as well be called Rumpelstiltskin; the important thing for us is what it does.
- Bunun adı Rumpelstiltskin de olabilirdi; bizim için önemli olan ne yaptığıdır.
- In Wels, the city from which I come, they are planning a project called 'EnergyLand'.
- Benim geldiğim şehir olan Wels'te 'EnergyLand' adında bir proje planlıyorlar.
- I have a brother called Edgardo Fatuzzo, who lives in Novara, but unfortunately we do not see each other very often.
- Novara'da yaşayan Edgardo Fatuzzo adında bir erkek kardeşim var ancak ne yazık ki birbirimizi çok sık göremiyoruz.
- The crop spray is called Roundup and is manufactured by Monsanto.
- Tarım ilacının adı Roundup olup Monsanto tarafından üretilmektedir.
- I thought there was already a song called Kismet.
- Kısmet adında bir şarkının zaten var olduğunu sanıyordum.
- There's a rich man called Gao Kun in another city.
- Başka bir şehirde Gao Kun adında zengin bir adam var.
- She had a song called Glamorous Life.
- Glamorous Life adında bir şarkısı vardı.
- It's a beautiful song written by a guy called Martin Evan, actually, for me.
- Martin Evan adında bir adam tarafından yazılmış güzel bir şarkı aslında, benim için.
- There is a song called "revolt" on the album.
- Albümde "İsyan" adında bir şarkı var.
- He's called Tom.
- Adı Tom.
- Tom's father is called John.
- Tom'un babasının adı John'dur.
- The gang is lead by a ruthless criminal called Tom.
- Çete, Tom adında acımasız bir suçlu tarafından yönetilmektedir.
- Layla started dating a fellow Egyptian immigrant called Sami.
- Leyla, Sami adında Mısırlı bir göçmen arkadaşla çıkmaya başladı.
- How is this called?
- Bunun adı ne?
- The capital city of Albania is called Tirana.
- Arnavutluk'un başkentinin adı Tiran'dır.
- I have a little cat called Nina.
- Nina adında küçük bir kedim var.
- What's this butterfly called?
- Bu kelebeğin adı ne?
- He was a big man called Little John.
- Küçük John adında büyük bir adamdı.
- He is called Tom.
- Adı Tom.
- I have a little cat called Nina.
- Adı Nina olan küçük bir kedim var.
- Our dog is called Johnny.
- Köpeğimizin adı Johnny.
- It is called a lily.
- Bunun adı zambak.
- There were two Spanish firemen, called José and Josbí.
- José ve Josbí adında iki İspanyol itfaiyeci vardı.
- Have you heard about a German singer called Blümchen?
- Blümchen adında bir Alman şarkıcı duydun mu?
- And is it true that your Japanese girlfriend is called Tatoeba?
- Ve senin Tatoeba adında Japon kız arkadaşının olduğu doğru mu?
- Berber has an old alphabet called Tifinagh.
- Berbericenin Tifinag adında eski bir alfabesi var.
- What's that bird called?
- Bu kuşun adı ne?
- A man called Slim was killed in the accident.
- Slim adında bir adam kazada öldü.
- What is this thing called?
- Bu şeyin adı ne?
- What's this flower called?
- Bu çiçeğin adı nedir?
- I don't know what that animal is called.
- Bu hayvanın adını bilmiyorum.
- What's it called?
- Adı ne?
- Are you sure that this man is called Tom?
- Bu adamın adının Tom olduğuna emin misin?
- He's called Jones.
- Adı Jones.
- What are you called?
- Adınız nedir?
- What's this flower called in French?
- Bu çiçeğin Fransızca adı ne?
- What was Tom called?
- Tom'un adı neydi?
- I was flabbergasted when I found out that Mary used to be called Peter.
- Mary'nin eskiden adının Peter olduğunu öğrendiğimde şaşkına dönmüştüm.
- Layla started dating a fellow Egyptian immigrant called Sami.
- Layla, Sami adında Mısırlı bir göçmenle çıkmaya başladı.
- The baby is called Tom.
- Bebeğin adı Tom.
- What is the planet called you live on?
- Yaşadığınız gezegenin adı ne?
- The biology teacher is called Sonia.
- Biyoloji öğretmeninin adı Sonia.
- My German friend is called Hans.
- Alman arkadaşımın adı Hans.
- What are those flowers called?
- O çiçeklerin adları nedir?
- Who cares what it's called?
- Adının ne olduğu kimin umurunda?
- What's it called again?
- Adı neydi demiştin?
- Fadil is married to a woman called Dania.
- Fadıl, Dania adında bir kadınla evli.
- What is this river called?
- Bu nehrin adı ne?
- I met a new friend called Dan Anderson.
- Dan Anderson adında yeni bir arkadaşla tanıştım.
- The Princess's horse was called Falada, and could speak.
- Prensesin atının adı Falada'ydı ve konuşabiliyordu.
- A comet has a distinct center called a nucleus.
- Bir kuyruklu yıldızın çekirdek adı verilen belirgin bir merkezi vardır.
- I saw a child called Tonio Evans.
- Tonio Evans adında bir çocuk gördüm.
- What is your sister's dog called?
- Kız kardeşinin köpeğinin adı ne?
- He apparently dates a Japanese girl called Tatoeba.
- Görünüşe göre Tatoeba adında bir Japon kızla çıkıyor.
- I have a tomcat called Cookie.
- Cookie adında bir tomcat'im var.
- What's this funny-looking car called?
- Bu komik görünümlü arabanın adı ne?
- About 250 million years ago, the continents came together to form a supercontinent called Pangea.
- Kıtalar yaklaşık 250 milyon yıl önce Pangea adında bir süper kıtayı oluşturmak için bir araya geldiler.
- What's this fruit called?
- Bu meyvenin adı ne?
- He befriended a thief called Tom.
- Tom adında bir hırsızla arkadaş oldu.
- The new pope is called Francis.
- Yeni Papa'nın adı Francis.
- What is this red food called?
- Bu kırmızı yiyeceğin adı ne?
- And is it true that your Japanese girlfriend is called Tatoeba?
- Ve Japon kız arkadaşının adının Tatoeba olduğu doğru mu?
- The gang is lead by a ruthless criminal called Tom.
- Çete, Tom adında acımasız bir suçlu tarafından yönetiliyor.
- What is this item called?
- Bu eşyanın adı ne?
- What is it called?
- Bunun adı ne?
- There’s a game called Minecraft that is about mining.
- Minecraft adında madencilikle ilgili bir oyun var.
- What's this street called?
- Bu sokağın adı ne?
- What is this flower called?
- Bu çiçeğin adı nedir?
- Somebody called Hanry wants to see you.
- Hanry adında biri seni görmek istiyor.
- What's this bird called?
- Bu kuşun adı ne?
- Some scientists think that gravity is made up of particles called gravitons which travel at the speed of light.
- Bazı bilim insanları yerçekiminin graviton adı verilen ve ışık hızında hareket eden parçacıklardan oluştuğunu düşünmektedir.
- Sami grew up in a small Florida town called Saint Augustine.
- Sami, Florida'da Saint Augustine adında küçük bir kasabada büyümüş.
- What's this called?
- Bunun adı ne?
- What's Tom's dog called?
- Tom'un köpeğinin adı ne?
- What's this flower called in French?
- Fransızcada bu çiçeğe ne ad verilir?
- I have a kitty called Nina.
- Adı Nina olan bir kedim var.
- Beyoncé and Jay-Z called their daughter Blue Ivy.
- Beyoncé ve Jay-Z kızlarına Blue Ivy adını verdiler.
- What's that called?
- Bunun adı ne?
- Someone called Mr Dell is waiting for you in your office, Mrs Stevens.
- Bay Dell adında biri sizi ofisinizde bekliyor, Bayan Stevens.
- The girl talking with John is called Susan.
- John'la konuşan kızın adı Susan.
- What are you called?
- Senin adın ne?
- Sami fell in love with a brunette called Layla.
- Sami, Layla adında esmer bir kıza aşık oldu.
- The children are called Tom and Mary.
- Çocukların adı Tom ve Mary.
- We live on a planet called Earth.
- Dünya adında bir gezegende yaşıyoruz.
- We asked him what he was called.
- Ona adının ne olduğunu sorduk.
- What are those pills called?
- O hapların adı ne?
- Tom called her Mary even though that wasn't really her name.
- Asıl adı bu olmamasına rağmen Tom ona Mary diyordu.
- About 250 million years ago, the continents came together to form a supercontinent called Pangea.
- Yaklaşık 250 milyon yıl önce kıtalar bir araya gelerek Pangea adında bir süper kıta oluşturdu.
- What's this tree called?
- Bu ağacın adı ne?
- About 250 million years ago, all the continents we see today were one big supercontinent called Pangaea.
- Yaklaşık 250 milyon yıl önce, bugün gördüğümüz tüm kıtalar Pangaea adı verilen büyük bir süper kıtaydı.
- What is this cake called?
- Bu pastanın adı ne?
- This bay is called New York Harbor.
- Bu körfezin adı New York Limanı.
- Tom's wife is called Mary.
- Tom'un karısının adı Mary.
- My Spanish friend is called Enrique.
- İspanyol arkadaşımın adı Enrique.
- Felicja is married to a handsome man called Lazarz.
- Felicja, Lazarz adında yakışıklı bir adamla evli.
- The star system Alpha Centauri has a planet called Alpha Centauri Bb.
- Alfa Centauri yıldız sisteminin, Alfa Centauri Bb adında bir gezegeni vardır.
- Our galaxy is called the Milky Way.
- Galaksimizin adı Samanyolu.
- Christmas gingerbread, also called honey cake, is a traditional German dessert.
- Zencefilli Noel kurabiyesi ya da diğer adıyla ballı pasta, geleneksel bir Alman tatlısıdır.
- What was the girl called?
- Kızın adı neydi?
- No Japanese girl is called Tatoeba.
- Hiçbir Japon kızın adı Tatoeba değildir.
- I don't know what it's called.
- Adının ne olduğunu bilmiyorum.
- Is there anyone called Tom here?
- Burada Tom adında biri var mı?
- There were once a King and a Queen, and they had a son called Sigurd, who was very strong and active, and good-looking.
- Bir zamanlar bir kral ve bir kraliçe varmış ve Sigurd adında çok güçlü, enerjik ve yakışıklı bir oğulları olmuş.
- The fourth month is called April.
- Dördüncü ayın adı Nisan.
- I was born in a small town called Nara.
- Nara adında küçük bir kasabada doğdum.
- What is this dish called?
- Bu yemeğin adı ne?
- In Hungary I have a friend called Borat.
- Macaristan'da Borat adında bir arkadaşım var.
- What's this vegetable called?
- Bu sebzenin adı ne?
- If the Ottoman Empire had committed genocide against the Armenians, they would not have a country now called Armenia.
- Osmanlı imparatorluğu Ermenilere karşı soykırım işleseydi, onların şu anda Ermenistan adında bir ülkeleri olmazdı.
- The star system Alpha Centauri has a planet called Alpha Centauri Bb.
- Alpha Centauri yıldız sisteminde Alpha Centauri Bb adında bir gezegen vardır.
- What's that snake called?
- Bu yılanın adı ne?
- Each kind of atom has a certain unique number of particles called protons, neutrons, and electrons in it.
- Her atom türünün içinde proton, nötron ve elektron adı verilen belirli sayıda benzersiz parçacık vardır.
- I don't know anybody called Tom.
- Tom adında birini tanımıyorum.
- The horse of the King's daughter was called Falada, and could speak.
- Kralın kızının atının adı Falada'ymış ve konuşabiliyormuş.
- The river which flows through London is called the Thames.
- Londra'nın içinden geçen nehrin adı, Thames'dir.
- He's crazy about a girl called Julie.
- Julie adında bir kız için deli oluyor.
- What is this bird called?
- Bu kuşun adı ne?
- What's this lizard called?
- Bu kertenkelenin adı ne?
- What's that thing called?
- O şeyin adı neydi?
- What are those flowers called?
- Bu çiçeklerin adı ne?
- I have a kitty called Nina.
- Nina adında bir kedim var.
- Our galaxy is called the Milky Way.
- Galaksimizin adı Samanyolu'dur.
- And they found themselves in a magical world called Narnia.
- Ve kendilerini Narnia adında büyülü bir dünyada buldular.
- He was a big man called Little John.
- O, Küçük John adında büyük bir adamdı.
- What is this flower called?
- Bu çiçeğin adı ne?
- There were two Spanish firemen, called José and Josbí.
- Orada Jose ve Josbi adında iki İspanyol itfaiyeci vardı.
- Berber has an old alphabet called Tifinagh.
- Berberilerin Tifinagh adında eski bir alfabeleri vardır.
- What's this flower called?
- Bu çiçeğin adı ne?
- I know what it's called.
- Adının ne olduğunu biliyorum.
- Well, what's it called?
- Peki, adı ne?
- Tom's father is called John.
- Tom'un babasının adı John.
- We know what the Philippines' highest mountain is called.
- Filipinler'in en yüksek dağının adını biliyoruz.
- What was the boy called?
- Çocuğun adı neydi?
- What's it called again?
- Neydi adı?
- Felicja is married to a handsome man called Lazarz.
- Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli.
- What is this fish called in English?
- Bu balığın İngilizce adı nedir?
Show More (136)
|
2 |
called |
denilen |
adj. |
|
- What's this vegetable called?
- Bu sebzeye ne denir?
- I come from a planet called Earth.
- Dünya denen bir gezegenden geliyorum.
- Do you know what they're called?
- Onlara ne denildiğini biliyor musun?
- Why are people always called Tom in random sentences?
- Neden rastgele cümlelerde insanlara hep Tom deniyor?
- What is this called?
- Buna ne denir?
- What is this bird called?
- O kuşa ne denir?
- A man called Slim was killed in the accident.
- Slim denilen bir adam kazada öldü.
- What is this item called?
- Bu maddeye ne denir?
- Alcohol is sometimes called liquid courage.
- Alkole bazen sıvı cesaret de denir.
- What's that thing called?
- O şeye ne denir?
- Some scientists think that gravity is made up of particles called gravitons which travel at the speed of light.
- Bazı bilim adamları yer çekiminin ışık hızıyla seyahat eden graviton denilen parçacıklardan yapıldığını düşünüyor.
- What is this cake called?
- Bu pastaya ne deniyor?
- That's called true love.
- Ona gerçek aşk denir.
- What's this called in French?
- Buna Fransızcada ne deniyor?
- And they found themselves in a magical world called Narnia.
- Ve onlar kendilerini Narnia denen sihirli bir dünyada buldular.
- This is sometimes called the walk of shame.
- Buna bazen utanç yürüyüşü denilir.
- Prisons are euphemistically called rehabilitation centers.
- Hapishanelere örtülü olarak rehabilitasyon merkezi denir.
- What's this bird called?
- Bu kuşa ne denir?
- Do you know what it's called?
- Buna ne denildiğini biliyor musun?
- What's this flower called in French?
- Fransızcada bu çiçeğe ne denir?
- What was the boy called?
- Oğlana ne deniliyordu?
- That's called true love.
- Buna gerçek aşk denir.
- This is sometimes called the walk of shame.
- Buna bazen utanç yürüyüşü denir.
- About 250 million years ago, all the continents we see today were one big supercontinent called Pangaea.
- Yaklaşık 250 milyon yıl önce, bugün gördüğümüz tüm kıtalar Pangaea denilen büyük bir süperkıtaydılar.
- A comet has a distinct center called a nucleus.
- Bir kuyruklu yıldızın çekirdek denilen ayrı bir merkezi vardır.
- Africa was once called the Dark Continent.
- Afrika'ya bir zamanlar Kara Kıta denirdi.
- Well, what's it called?
- Peki, ona ne denir?
- Alcohol is sometimes called liquid courage.
- Alkole bazen sıvı cesaret denir.
- Our taxi pulled up outside a place called Chuck's Bar and Grill.
- Taksimiz Chuck's Bar and Grill denilen bir yerin dışında durdu.
- What's this funny-looking car called?
- Bu komik görünümlü arabaya ne deniliyor?
- What was Tom called?
- Tom'a ne denirdi?
- What is it called?
- Buna ne denir?
- What's that snake called?
- O yılana ne denir?
- Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.
- Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.
- Walkers are commonly called witch's tanks.
- Yürüyüşçülere çoğunlukla cadının tankları denilmektedir.
- What's this called?
- Buna ne denir?
- Each kind of atom has a certain unique number of particles called protons, neutrons, and electrons in it.
- Her tür atomun içinde protonlar, nötronlar ve elektronlar denilen belirli benzersiz parçacıkları vardır.
- An American Indian is more properly called a Native American.
- Bir Kızılderiliye daha doğru bir ifadeyle Amerikan yerlisi denir.
- It's called the American Dream because you have to be asleep to believe it.
- Buna Amerikan Rüyası deniyor çünkü inanmak için uyuyor olmanız gerekiyor.
- The winner of the 100m race is often called the world's fastest man.
- 100 metre yarışının kazananına genellikle dünyanın en hızlı adamı denir.
- What's this called in French?
- Fransızcada buna ne denir?
- What's this tree called?
- Bu ağaca ne denir?
- My brother listens to a music genre called ambient.
- Kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinliyor.
- What is this fish called in English?
- İngilizcede bu balığa ne denilir?
- Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.
- Kör insanlar dokunarak okurlar, Braille denilen kabarık noktalar sistemini kullanırlar.
- German is sometimes called Goethe’s language.
- Almancaya bazen Goethe'nin dili denilmektedir.
- Termites are sometimes called white ants.
- Termitlere bazen beyaz karınca denir.
- What are those called?
- Bunlara ne deniyor?
- What are they called?
- Bunlara ne deniyor?
- What is this thing called?
- Bu şeye ne denilir?
- What's this lizard called?
- Bu kertenkeleye ne denir?
- What are they called?
- Onlara ne denir?
- What's that bird called?
- O kuşa ne denir?
- What's it called?
- Ona ne denilir?
- I really like the technique called chiaroscuro.
- Chiaroscuro denen tekniği gerçekten seviyorum.
- Christmas gingerbread, also called honey cake, is a traditional German dessert.
- Noel zencefilli ekmeği, ballı kek de denir, geleneksel bir Alman tatlısıdır.
- Walkers are commonly called witch's tanks.
- Yürüteçlere genellikle cadı tankı denir.
- What's this butterfly called?
- Bu kelebeğe ne denir?
- Ping pong is also called table tennis.
- Pin pona aynı zamanda masa tenisi de denir.
- Ping pong is also called table tennis.
- Ping pong'a masa tenisi de denir.
- What are those pills called?
- Bu haplara ne denir?
- Why is this bird called a robin redbreast?
- Bu kuşa neden kızılgerdan deniyor?
- I come from a planet called Earth.
- Ben Dünya denen bir gezegenden geliyorum.
- My brother listens to a music genre called ambient.
- Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.
Show More (61)
|
3 |
called |
adlandırılan |
adj. |
|
- Anyone predicting ten years ago that we would have a single European currency, was in fact called an idealist.
- On yıl önce tek bir Avrupa para birimine sahip olacağımızı öngören herkes aslında idealist olarak adlandırılıyordu.
- We have seen the fallout from that in what is euphemistically called "inter-communal violence".
- Bunun sonuçlarını, üstü kapalı bir şekilde "toplumlar arası şiddet" olarak adlandırılan olaylarda gördük.
- It is what is called 'soft money' and 'hard money'.
- Bu, 'yumuşak para' ve 'sert para' olarak adlandırılan şeydir.
- We are waiting for what is called the 'ketchup effect' .
- 'Ketçap etkisi' olarak adlandırılan şeyi bekliyoruz.
- For example, Scotland, the constituency which I represent, is for some purposes called a region.
- Örneğin, temsil ettiğim seçim bölgesi olan İskoçya, bazı amaçlar doğrultusunda bir bölge olarak adlandırılmaktadır.
- Europe is, of course, an important episode; it is a challenge that has quite rightly been called historic.
- Avrupa elbette önemli bir olaydır; haklı olarak tarihi olarak adlandırılan bir meydan okumadır.
- The Stability Pact is called stupid or rigid.
- İstikrar Paktı, aptal ya da katı olarak adlandırılmaktadır.
- Our report is now called a report on fundamental rights rather than a report on human rights.
- Raporumuz artık insan hakları raporu yerine temel haklar raporu olarak adlandırılmaktadır.
- The report we are discussing today has been called a new generation report.
- Bugün görüşmekte olduğumuz rapor yeni nesil rapor olarak adlandırılmaktadır.
- However, I would like to concentrate on what is now called the 'Stevenson report'.
- Bununla birlikte, şu anda 'Stevenson raporu' olarak adlandırılan konuya odaklanmak istiyorum.
- The first point concerns the issues that are called JHA in our jargon.
- İlk nokta, jargonumuzda JHA olarak adlandırılan konularla ilgilidir.
- This new device is called UltraFit USB 3.1, and the flash drive comes with 130MB/s read speed.
- Bu yeni cihaz UltraFit USB 3.1 olarak adlandırılıyor ve flash sürücü 130MB/s okuma hızıyla geliyor.
- Which European capital city was called Lutecia by the Romans?
- Hangi Avrupa başkenti Romalılar tarafından Lutecia olarak adlandırılmıştır?
- Lemon balm oil, also called Melissa extract, may have an antiviral effect on the herpes simplex virus.
- Melisa özü olarak da adlandırılan melisa yağı, herpes simpleks virüsü üzerinde antiviral bir etkiye sahip olabilir.
- The Higgs boson has been called the God particle.
- Higgs bozonu Tanrı parçacığı olarak adlandırıldı.
- This city is called the Japanese Denmark.
- Bu şehir Japonya'nın Danimarka'sı olarak adlandırılır.
- The salts of sulfuric acid are called sulfates.
- Sülfürik asitin tuzları, sülfatlar olarak adlandırılır.
- In reports in the United States, guerrilla resistance by the Iraq military is called terrorism.
- Amerika Birleşik Devletleri'ndeki raporlarda, Irak ordusu tarafından yapılan gerilla direnişi terörizm olarak adlandırılır.
- The deepest part of the ocean is called the Challenger Deep and is located beneath the western Pacific Ocean in the southern end of the Mariana Trench.
- Okyanusun en derin kısmı Challenger Deep olarak adlandırılır ve Mariana Çukuru'nun güney ucunda Batı Pasifik Okyanusu'nun altında yer alır.
- Prisons are euphemistically called rehabilitation centers.
- Hapishaneler örtmeceli şekilde rehabilitasyon merkezleri olarak adlandırılır.
- The Andromeda Galaxy, also called M31, is bright enough to be seen by the naked eye on dark, moonless nights.
- M31 olarak da adlandırılan Andromeda Galaksisi, karanlık ve aysız gecelerde çıplak gözle görülebilecek kadar parlaktır.
- Newspapers, television, and radio are called the mass media.
- Gazeteler,televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılır.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
- Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırmakta ve askeri güce dayalı baskıya devam etmektedir.
- In reports in the United States, guerrilla resistance by the Iraq military is called terrorism.
- Birleşik Devletler'deki raporlarda, Irak ordusu tarafından gerçekleştirilen gerilla direnişi terörizm olarak adlandırılıyor.
- Napoleon called the English a nation of shopkeepers.
- Napolyon İngilizleri esnaf milleti olarak adlandırırdı.
- The region called Azad Kashmir in Pakistan is called Pakistan-Occupied Kashmir in India.
- Pakistan'da Azad Keşmir olarak adlandırılan bölge Hindistan'da Pakistan İşgali Altındaki Keşmir olarak adlandırılmaktadır.
- Sirius is commonly called the Dog Star.
- Sirius genellikle Köpek Yıldızı olarak adlandırılır.
- The lion is called the king of animals.
- Aslan hayvanların kralı olarak adlandırılır.
- The positive electrode is called the cathode.
- Pozitif elektrot ise katot olarak adlandırılır.
- The Internet was also called the information superhighway in the 1990s.
- İnternet 1990'larda bilgi otoyolu olarak da adlandırılıyordu.
- Numbers that can be expressed as fractions of two whole numbers are called rational numbers.
- İki tam sayının kesirleri olarak ifade edilebilen sayılar, rasyonel sayılar olarak adlandırılır.
- The Higgs boson has been called the God particle.
- Higgs bozonu, Tanrı parçacığı olarak adlandırıldı.
- German is sometimes called Goethe’s language.
- Almanca bazen Goethe'nin dili olarak adlandırılır.
- Newspapers, television, and radio are called the mass media.
- Gazeteler, televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılmaktadır.
- The winner of the 100m race is often called the world's fastest man.
- 100 metre yarışının galibi genellikle dünyanın en hızlı adamı olarak adlandırılır.
Show More (32)
|
4 |
called |
diye |
adj. |
|
- However, now Diageo is producing something called Cardhu pure malt whisky.
- Ancak Diageo şimdi Cardhu saf malt viski diye bir şey üretiyor.
- I thought there was already a song called Kismet.
- Kısmet diye bir şarkının zaten olduğunu sanıyordum.
- If the Ottoman Empire had committed genocide against the Armenians, they would not have a country now called Armenia.
- Eğer Osmanlı İmparatorluğu Ermenilere soykırım yapmış olsaydı, şimdi Ermenistan diye bir ülke olmazdı.
- Tom called me out of the blue one day.
- Tom bir gün pat diye arayıverdi.
- Tom called Mary a coward.
- Tom Mary'ye korkak diye bağırdı.
- Everyone calls me Tom.
- Herkes beni Tom diye çağırır.
- They called the dog Cookie.
- Onlar köpeği Cookie diye adlandırdı.
- You called your son Tom.
- Oğluna Tom diye seslendin.
- We called to remind him lest he come late.
- Geç gelmesin diye hatırlatmak için aradık.
- There is a website called Tatoeba.
- Tatoeba diye bir site var.
- The dog is called Spot by the family.
- Aile köpeği Spot diye çağırıyor.
- Don't call it a day just because the road's blocked.
- Yol tıkandı diye her şeyi bir kenara atma.
- Sami called Layla Salima.
- Sami, Leyla'ya Salima diye seslendi.
- Tom called her Mary even though that wasn't really her name.
- Gerçek ismi bu olmasa da Tom ona Mary diye seslenirdi.
- He called me Ichiro.
- O bana Ichiro diye seslenirdi.
- I called him Tom.
- Ona Tom diye seslendim.
- We called to remind him lest he come late.
- Geç kalmasın diye ona hatırlatmak için aradık.
- There is a website called Tatoeba.
- Tatoeba diye bir internet sitesi var.
Show More (15)
|
5 |
called |
adlı |
adj. |
|
- I met a group called 'September 11 Families for Peaceful Tomorrows'.
- Barışçıl Yarınlar için 11 Eylül Aileleri' adlı bir grupla tanıştım.
- We need only imagine the contents of a programme called 'stupid' energy.
- Sadece 'aptal' enerji adlı bir programın içeriğini hayal etmemiz yeterli.
- They wrote their first song called Mortician and decided to change the band's name to that.
- Grup "Mortician" adlı ilk şarkısını yazdıktan sonra ismini bu şekilde değiştirme kararı almıştır.
- It's a beautiful song written by a guy called Martin Evan, actually, for me.
- Bu Martin Evan adlı bir kişi tarafından aslında benim için yazılmış hoş bir şarkı.
- They wrote their first song called Mortician and decided to change the band's name to that.
- Mortician adlı ilk şarkılarını yazdıktan sonra grubun adını bu şekilde değiştirmeye karar verdiler.
- There is a song called "revolt" on the album.
- Albümde "İsyan" adlı bir şarkı yer alıyor.
- They wrote their first song called Mortician and decided to change the band's name to that.
- Mortician adlı ilk şarkılarını yazmışlar ve grubun adını bu şekilde değiştirmeye karar vermişler.
- Someone called Mr Dell is waiting for you in your office, Mrs Stevens.
- Bayan Stevens, Bay Dell adlı biri ofisinizde sizi bekliyor.
- A 17-storey residential building, called the Golden Dragon, was destroyed by the earthquake.
- Altın Ejderha adlı 17 katlı bir konut binası depremde yıkıldı.
- Sami grew up in a small Florida town called Saint Augustine.
- Sami, Saint Augustine adlı küçük bir Florida kasabasında büyüdü.
- There’s a game called Minecraft that is about mining.
- Madencilik ile ilgili olan Minecraft adlı bir oyun var.
- I have a kitty called Nina.
- Nina adlı bir kedim var.
- Our taxi pulled up outside a place called Chuck's Bar and Grill.
- Taksimiz Chuck's Bar and Grill adlı bir yerin önünde durdu.
- I was born in a small town called Nara.
- Nara adlı küçük bir kasabada doğdum.
- Fadil is married to a woman called Dania.
- Fadıl, Dania adlı bir kadınla evlidir.
Show More (12)
|
6 |
called |
talep edilmiş |
adj. |
|
- No specific budgetary provision is envisaged, though this is certainly called for.
- Bütçede özel bir ödenek öngörülmemiştir, ancak bu kesinlikle talep edilmektedir.
- That was something called for by all groups in Parliament.
- Bu, Parlamento'daki tüm gruplar tarafından talep edilen bir şeydi.
- Moreover, many of these measures have already been called for by Parliament.
- Dahası, bu tedbirlerin birçoğu zaten Parlamento tarafından talep edilmiştir.
- No specific budgetary provision is envisaged, though this is certainly called for.
- Bütçeye ilişkin herhangi bir spesifik hüküm planlanmamasına karşın bu kesinlikle talep edilen bir husustur.
- They constitute the preventive tool called for by this House.
- Bu Meclis tarafından talep edilen önleyici aracı oluşturmaktadırlar.
- Money has been taken away even from the strengthening of the second pillar that has been called for on all sides.
- Her taraftan talep edilen ikinci sütunun güçlendirilmesinden bile para çalındı.
- No specific budgetary provision is envisaged, though this is certainly called for.
- Bütçede özel bir karşılık öngörülmemiştir, ancak bu kesinlikle talep edilmektedir.
- One indicator called for in the report was added to the scoreboard to cover lifelong learning.
- Raporda talep edilen bir gösterge hayat boyu öğrenmeyi kapsayacak şekilde puan tablosuna eklenmiştir.
Show More (5)
|
7 |
called |
isimlendirilen |
adj. |
|
- She had a song called Glamorous Life.
- Glamorous Life isimli bir şarkısı vardı.
Show More (-2)
|