caring - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
caring şefkatli adj.
  • The elephant is a very caring mother for its children.
  • Fil çocukları için çok şefkatli bir anne.
  • Sami was giving and caring.
  • Sami verici ve şefkatliydi.
  • He has always been very considerate and caring.
  • Her zaman çok düşünceli ve şefkatli olmuştur.
Show More (8)
caring umur n.
  • So who really cares?
  • Peki gerçekten kimin umurunda?
  • You need to stop pretending that you don't care.
  • Umurunuzda değilmiş gibi davranmayı bırakmalısınız.
  • Who really cares?
  • Gerçekten kimin umurunda?
Show More (4)
caring önemseme n.
  • Caring means being alive.
  • Önemsemek, hayatta olmak demektir.
Show More (-2)
caring sempatik adj.
  • He's sweet and caring.
  • O tatlı ve sempatik.
Show More (-2)