|
- Who, nowadays, peels their carrots and potatoes themselves?
- Bugünlerde kim havuç ve patateslerini kendisi soyuyor?
- Until now we have used more stick than carrot.
- Şimdiye kadar havuçtan çok sopa kullandık.
- It would seem that this carrot has not been enough.
- Görünüşe göre bu havuç yeterli olmamış.
- In other words, we risk suffering the blows of the stick without even tasting the carrot.
- Başka bir deyişle havucun tadına bile bakmadan sopanın darbelerine maruz kalma riskiyle karşı karşıyayız.
- In this case, we must wield the carrot and the stick.
- Bu durumda, hem havuç hem de sopa kullanmalıyız.
- This is not some kind of agricultural marathon, where one has to adjudicate between carrots and turnips.
- Bu, havuç ve şalgam arasında karar verilmesi gereken bir tür tarım maratonu değildir.
- The high water content in carrots and the many mineral salts help break down kidney stones.
- Havuçtaki yüksek su içeriği ve birçok mineral tuz böbrek taşlarının parçalanmasına yardımcı olur.
- I don't like carrots.
- Havuç sevmiyorum.
- Radishes might be more expensive than the carrots.
- Turp havuçtan daha pahalı olabilir.
- Carrots are even worse than onions.
- Havuç, soğandan bile daha kötüdür.
- The boy doesn't like carrots.
- Çocuk havuçları sevmez.
- She diced a carrot.
- O bir havuç doğradı.
- She hates carrots.
- Havuçtan nefret eder.
- Tom ate only three carrots for lunch.
- Tom öğle yemeğinde sadece üç havuç yedi.
- Eggplant, carrot, tomato.
- Patlıcan, havuç, domates.
- They sell carrots at the grocery store.
- Markette havuç satıyorlar.
- Be careful not to overcook the carrots.
- Havuçları fazla pişirmemeye dikkat edin.
- Except for carrots, there is nothing he won't eat.
- Havuç dışında, yemeyeceği hiçbir şey yoktur.
- Let me cut the carrots.
- Havuçları kesmeme izin ver.
- Tom likes raw carrots.
- Tom çiğ havuç seviyor.
- Radishes might be more expensive than the carrots.
- Turplar havuçlardan daha pahalı olabilir.
- I had no idea that you didn't like carrots.
- Havuç sevmediğin hakkında hiçbir fikrim yoktu.
- Tom likes carrots.
- Tom havuç sever.
- I hate carrots even more than I hate onions.
- Havuçtan soğandan nefret ettiğimden daha çok nefret ediyorum.
- Tom sliced the carrots.
- Tom havuçları dilimledi.
- I peeled the carrots.
- Ben havuçları soydum.
- I peeled the carrots.
- Havuçları soydum.
- She diced a carrot.
- Bir havucu doğradı.
- He does not like carrots, so he did not eat it.
- Havuç sevmez, o yüzden yemedi.
- I don't like carrots.
- Havuçtan hoşlanmam.
- Tom chopped the carrots.
- Tom havuçları doğradı.
- He chopped the carrot.
- O, havucu doğradı.
- The carrots cost three dollars.
- Havuç üç dolar.
- I eat a lot of carrots.
- Bir sürü havuç yerim.
- You put too many carrots in the stew.
- Güvece çok fazla havuç koymuşsun.
- Carrots are good for your eyes.
- Havuç gözlerin için iyidir.
- Tom could hear Mary crunching on a carrot.
- Tom, Mary'nin bir havucu çıtırdattığını duyabiliyordu.
- You put too many carrots in the stew.
- Yahniye çok fazla havuç koydun.
- We are baking carrot cake.
- Biz havuçlu pasta pişiriyoruz.
- Carrots are even worse than onions.
- Havuç soğandan bile daha kötü.
- I don't like carrots at all.
- Havuçları hiç sevmem.
- Tom likes raw carrots.
- Tom çiğ havuçtan hoşlanır.
- Except for carrots, there is nothing he won't eat.
- Havuç hariç, onun yemeyeceği hiçbir şey yok.
- I had no idea you didn't like carrots.
- Havuç sevmediğini bilmiyordum.
- Carrots contain a lot of vitamin A.
- Havuçta çok fazla A vitamini var.
- I know you hate carrots.
- Havuçtan nefret ettiğini biliyorum.
- No, a carrot is not important enough to need an exclamation mark after it.
- Hayır, bir havuç arkasına ünlem işareti koymayı gerektirecek kadar önemli değildir.
- Finish boiling the carrots.
- Havuçları kaynatmayı bitirin.
- Put the carrots in the pot.
- Havuçları tencereye koy.
- Are there bigger carrots?
- Daha büyük havuçlar var mı?
- Tom says he knows Mary won't eat raw carrots.
- Tom Mary'nin çiğ havuç yemeyeceğini bildiğini söylüyor.
- Could you peel these carrots?
- Bu havuçları soyabilir misin?
- We have squash, tomatoes, cucumbers, carrots, okra and potatoes.
- Kabak, domates, salatalık, havuç, bamya ve patatesimiz var.
- I eat a lot of carrots.
- Ben çok havuç yerim.
- She cut off the carrot tops.
- Havuçların tepelerini keser.
- Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.
- Tom havuç keserken yanlışlıkla elini kesti.
- I've heard that carrots are good for your eyes.
- Havuçların gözler için iyi olduğunu duymuştum.
- Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.
- Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti.
- We have squash, tomatoes, cucumbers, carrots, okra and potatoes.
- Bizim kabak, domates, salatalık, havuç, bamya ve patatesimiz var.
- Carrots contain a lot of vitamin A.
- Havuç çok miktarda A vitamini içerir.
- Tom likes eating raw carrots.
- Tom çiğ havuç yemekten hoşlanır.
- He does not like carrots, so he did not eat it.
- Havuç sevmez bu yüzden onu yemedi.
- Do you like carrots?
- Havuç sever misin?
- Carrots are cheap!
- Havuçlar ucuz!
- I hate carrots.
- Havuçtan nefret ederim.
- I forgot you don't like carrots.
- Havuç sevmediğini unuttum.
- I love carrots.
- Havuç severim.
- The carrots cost three dollars.
- Havuçların fiyatı 3 dolardı.
- Please buy me a few carrots.
- Lütfen bana birkaç havuç al.
- He hates carrots.
- Havuçtan nefret eder.
- You don't like carrots, do you?
- Havuç sevmiyorsun, değil mi?
- Tom could hear Mary crunching on a carrot.
- Tom Mary'nin hatır hutur havuç yediğini duyabiliyordu.
- She hates carrots.
- O havuçlardan nefret ediyor.
- How much do the carrots cost?
- Havuçlar ne kadar?
- He likes to eat raw carrots.
- Çiğ havuç yemeyi seviyor.
- Carrots are good for your eyesight.
- Havuçlar görme yeteneğinize iyi gelir.
- Please pass the carrots.
- Lütfen havuçları uzatır mısın?
- Tom ate only three carrots for lunch.
- Tom öğle yemeği için sadece üç havuç yedi.
- I love carrots!
- Havuca bayılırım!
- Tom knew Mary was unlikely to eat the stew if he put carrots in it.
- Tom, içine havuç koyarsa Mary'nin yahniyi yeme ihtimalinin düşük olduğunu biliyordu.
- He chopped the carrot.
- Havucu doğradı.
- Tom diced the carrots and added them to the stew.
- Tom havuçları küp küp doğradı ve yahniye ekledi.
- I had no idea you didn't like carrots.
- Havuçları sevmediğine dair hiç bir fikrim yoktu.
- Tom doesn't like carrots.
- Tom havuç sevmez.
- The boy doesn't like carrots.
- Çocuk havuç sevmiyor.
- I don't like carrots at all.
- Havuçtan hiç hoşlanmam.
- Carrots are cheap!
- Havuçlar ucuzdur!
- I forgot you don't like carrots.
- Senin havuç sevmediğini unuttum.
- A carrot is a healthy snack.
- Havuç sağlıklı bir aperatiftir.
- I'll give you the ice cream after you eat all the carrots.
- Bütün havuçları yedikten sonra sana dondurma vereceğim.
- I'm allergic to carrots.
- Havuca alerjim var.
- He can't stand carrots.
- O, havuçlara dayanamaz.
- Tom says he knows Mary won't eat raw carrots.
- Tom, Mary'nin çiğ havuç yemeyeceğini bildiğini söylüyor.
- Tom accidentally cut his finger with a knife while chopping carrots.
- Tom havuç doğrarken yanlışlıkla parmağını bıçakla kesti.
- Carrots cost three dollars.
- Havuçlar üç dolar.
- I've heard that carrots are good for your eyes.
- Havucun gözleriniz için iyi olduğunu duydum.
- Could you peel these carrots?
- Bu havuçları soyar mısın?
- Please cut the carrots.
- Lütfen havuçları kes.
- Daikon might be more expensive than the carrots.
- Daikon havuçtan daha pahalı olabilir.
- He can't stand carrots.
- Havuca dayanamıyor.
- Finish boiling the carrots.
- Havuçları haşlamayı bitir.
- The rabbit is eating the carrot.
- Tavşan havucu yiyor.
- A carrot is a healthy snack.
- Havuç sağlıklı bir atıştırmalıktır.
- You can glaze carrots with honey when cooking them.
- Havuçları pişirirken bal ile kaplayabilirsiniz.
- He likes to eat raw carrots.
- O, çiğ havuç yemeyi sever.
- Tom likes carrots.
- Tom havucu seviyor.
- Carrots are good for your eyes.
- Havuçlar gözlerin için iyidir.
- The rabbit is eating a carrot.
- Tavşan havuç yiyor.
- Tom hates carrots.
- Tom havuçlardan nefret eder.
- They sell carrots at the grocery store.
- Bakkal dükkanında havuç satıyorlar.
- I grew these carrots myself.
- Bu havuçları kendim yetiştirdim.
- He hates carrots.
- O havuçtan nefret eder.
- Please pass the carrots.
- Lütfen havuçları uzat.
- Tom accidentally cut his finger with a knife while chopping carrots.
- Tom havuç doğrarken yanlışlıkla bıçakla parmağını kesti.
- Tom peeled the carrots.
- Tom havuçları soydu.
- Mary chopped the carrots.
- Mary havuçları doğradı.
- Tom likes eating raw carrots.
- Tom çiğ havuç yemeyi seviyor.
- Carrots are good for your eyesight.
- Havuç gözleriniz için iyidir.
- Tom hates carrots.
- Tom havuçtan nefret eder.
- How much do the carrots cost?
- Havucun fiyatı nedir?
- Let me cut the carrots.
- Havuçları keseyim.
- Peel the potatoes and carrots.
- Patatesleri ve havuçları soy.
Show More (119)
|
