|
- There are three men trapped in the cave.
- Mağarada sıkışmış üç kişi var.
- Tom told me that he found this in a cave.
- Tom bana bunu bir mağarada bulduğunu söyledi.
- Have you ever been inside this cave?
- Hiç bu mağaraya gittin mi?
- Tom is in the cave by himself.
- Tom mağarada tek başına.
- The explorers discovered a skeleton in the cave.
- Kaşifler mağarada bir iskelet keşfettiler.
- Tom's flashlight died on him before he could get out of the cave.
- Tom'un feneri mağaradan çıkamadan söndü.
- Tom is scared to go into the cave.
- Tom mağaraya girmekten korkuyor.
- I didn't go into the cave with Tom.
- Tom'la mağaraya gitmedim.
- Tom went deeper into the cave.
- Tom mağaranın derinliklerine gitti.
- Why did you go to the cave?
- Neden mağaraya gittin?
- Three bodies were found in the cave.
- Bir mağarada üç ceset bulundu.
- Tom spent the night in a cave.
- Tom geceyi mağarada geçirdi.
- Tom was too afraid to go into the cave.
- Tom mağaraya girmekten çok korktu.
- I didn't go into the cave.
- Mağaraya girmedim.
- Tom was scared to go into the cave.
- Tom mağaraya girmeye korkuyordu.
- Tom was afraid to go into the cave by himself.
- Tom mağaraya tek başına girmeye korkuyordu.
- Get all these people inside the cave.
- Bütün bu insanları mağaraya sok.
- Does this cave tour look interesting?
- Bu mağara turu ilginç görünüyor mu?
- I told Tom not to go into the cave.
- Tom'a mağaraya gitmemesini söyledim.
- Tom wanted to see what was in the cave.
- Tom mağarada ne olduğunu görmek istedi.
- Tom and I hid in the cave together.
- Tom ve ben mağarada beraber saklandık.
- Tom and Mary were alone in the cave.
- Tom ve Mary mağarada yalnızdı.
- The cave is full of fireflies.
- Mağara ateş böcekleriyle dolu.
- What were you doing in that cave?
- O mağarada ne yapıyordun?
- Tom came back out of the cave.
- Tom mağaradan geri çıktı.
- Hey, there's somebody coming out of the cave.
- Hey, mağaradan çıkan biri var.
- They live in caves.
- Mağarada yaşıyorlar.
- We weren't allowed to go into that cave.
- O mağaraya gitmemize izin verilmedi.
- Tom is too afraid to go into the cave.
- Tom mağaraya girmeye çok korkuyor.
- Tom came back out of the cave.
- Tom mağaradan dışarıya geri geldi.
- Is Tom still in the cave?
- Tom hala mağarada mı?
- Sami climbed Jabal al-Nour to see the Cave of Hira.
- Sami, Hira Mağarası'nı görmek için Cebel-i Nur'a tırmandı.
- Tom is too afraid to enter the cave.
- Tom mağaraya girmekten çok korkuyor.
- Tom knew what was hidden in the cave.
- Tom mağarada neyin saklı olduğunu biliyordu.
- Do you want to see what's inside the cave?
- Mağaranın içinde ne olduğunu görmek ister misin?
- I'm afraid to go into the cave by myself.
- Mağaraya tek başıma girmekten korkuyorum.
- Tom hid in the cave.
- Tom mağarada saklandı.
- Mennad lived in a cave.
- Minned mağarada yaşıyordu.
- Tom wasn't too afraid to go into the cave.
- Tom mağaraya girmekten korkmadı.
- I found it in a cave.
- Bunu bir mağarada buldum.
- Did you go inside the cave?
- Mağaranın içine girdin mi?
- Tom is still in the cave.
- Tom hâlâ mağarada.
- Tom led Mary into the cave.
- Tom, Mary'yi mağaraya götürdü.
- This cave is full of bats.
- Bu mağara yarasalarla dolu.
- They got lost in the cave.
- Onlar mağarada kayboldu.
- Tom was scared to go into the cave.
- Tom mağaraya girmekten korktu.
- Tom has gone into the cave.
- Tom mağaraya girdi.
- How many bats are there in this cave?
- Bu mağarada kaç tane yarasa var?
- I got lost in the cave.
- Ben mağarada kayboldum.
- No one could find the cave.
- Kimse mağarayı bulamadı.
- The Altamira cave is famous for its magnificent Paleolithic paintings.
- Altamira Mağarası muhteşem Paleolitik resimleriyle ünlüdür.
- Tom and I hid in the cave together.
- Tom ve ben mağarada birlikte saklandık.
- Mennad lived in a cave.
- Mennad bir mağarada yaşıyordu.
- In the caves one can find stalactites and stalagmites, minerals, and plant and animal life.
- İnsan mağaralarda sarkıt ve dikitleri, mineralleri, bitki ve hayvan yaşamını bulabiliyor.
- The divers were trapped in the cave.
- Dalgıçlar mağarada mahsur kaldı.
- Tom never went into the cave.
- Tom asla mağaraya girmedi.
- Where is the entrance to the dragon's cave?
- Ejder mağarasına giriş nerede?
- Don't you want to see what's inside the cave?
- Mağaranın içinde ne olduğunu görmek istemiyor musun?
- Your phone's not going to work in this cave.
- Telefonun bu mağarada çalışmayacak.
- Tom went back into the cave.
- Tom mağaraya geri gitti.
- This is what I found in the cave.
- Mağarada bulduğum şey bu.
- Where is the entrance to the dragon's cave?
- Ejderhanın mağarasının girişi nerede?
- Tom said he wanted to live in a cave.
- Tom bir mağarada yaşamak istediğini söyledi.
- Tom was scared to go in the cave.
- Tom mağaraya gitmekten korktu.
- Tom was too afraid to enter the cave.
- Tom mağaraya girmekten çok korkuyordu.
- Tom came out of the cave.
- Tom mağaradan çıktı.
- Tom went into the cave to rescue Mary.
- Tom Mary'yi kurtarmak için mağaraya girdi.
- He likes to explore underground caves.
- Yeraltı mağaralarını araştırmayı sever.
- Believe it or not, a monster emerged from the cave.
- İster inanın ister inanmayın, mağaradan bir canavar çıktı.
- I was afraid to go into the cave.
- Mağaraya gitmekten korktum.
- Tom couldn't find his way out of the cave.
- Tom mağaradan çıkış yolunu bulamadı.
- Your phone's not going to work in this cave.
- Telefonun bu mağarada çalışmaz.
- We weren't allowed to go into that cave.
- O mağaraya girmemize izin verilmedi.
- Mennad doesn't want to live in a cave.
- Minned mağarada yaşamak istemiyor.
- Who told you about this cave?
- Bu mağaradan size kim bahsetti?
- Tom appeared from the cave.
- Tom mağaradan çıktı.
- I've been living in a cave.
- Bir mağarada yaşıyorum.
- Believe it or not, a monster emerged from the cave.
- İster inan ister inanma, mağaradan bir canavar çıktı.
- Tom told me not to go into the cave.
- Tom bana mağaraya gitmememi söyledi.
- Tom and Mary were alone in the cave.
- Tom ve Mary mağarada yalnızdılar.
- I told Tom not to go into the cave.
- Tom'a mağaraya girmemesini söyledim.
- I'm afraid to go into the cave by myself.
- Mağaraya tek başıma girmeye korkuyorum.
- Tom looked nervously around the cave.
- Tom endişeyle mağaranın etrafına baktı.
- Many bats live in this cave.
- Bu mağarada birçok yarasa yaşıyor.
- Have you ever seen people actually go into that cave?
- Hiç insanların gerçekten o mağaraya girdiğini gördün mü?
- Tom wasn't scared to go into the cave.
- Tom mağaraya girmekten korkmadı.
- Did you go inside the cave?
- Mağaraya gittin mi?
- This is a cave.
- Burası bir mağara.
- It's pitch black inside the cave.
- Mağaranın içi zifiri karanlık.
- Tom ran back into the cave.
- Tom mağaraya geri koştu.
- They live in caves.
- Onlar mağaralarda yaşıyor.
- Hey, there's somebody coming out of the cave.
- Hey, mağaradan çıkan birisi var.
- They got lost in the cave.
- Mağarada kayboldular.
- I'm not afraid to go into the cave.
- Mağaraya girmekten korkmuyorum.
- Tom was too afraid to go into the cave.
- Tom mağaraya girmeye çok korkuyordu.
- No one could find the cave.
- Hiç kimse mağarayı bulamadı.
- Tom looked nervously around the cave.
- Tom mağaranın etrafına gergin biçimde baktı.
- Tom was scared to go in the cave by himself.
- Tom mağaraya tek başına girmeye korkuyordu.
- Tom didn't want to go into the cave.
- Tom mağaraya girmek istemedi.
- Sami climbed Jabal al-Nour to see the Cave of Hira.
- Sami Hira Mağarası'nı görmek için Nur Dağı'na çıktı.
- Sami found a skull in the cave.
- Sami mağarada bir kafatası buldu.
- We got lost in the cave.
- Mağarada kaybolduk.
- Tom never went into the cave.
- Tom mağaraya hiç girmedi.
- Tom wasn't too afraid to go into the cave.
- Tom mağaraya girmekten çok korkmadı.
- Tom didn't go into the cave.
- Tom mağaraya girmedi.
- Let's go see what's inside the cave.
- Hadi gidip mağaranın içinde ne olduğuna bakalım.
- Tom and I were alone in the cave.
- Tom ve ben mağarada yalnızdık.
- Many bats live in this cave.
- Birçok yarasa bu mağarada yaşar.
- Maybe there's someone else in the cave.
- Belki mağarada başka biri vardır.
- Tom has gone into the cave.
- Tom mağaraya gitti.
- We took refuge in a cave and waited for the storm to pass.
- Bir mağaraya sığındık ve fırtınanın geçmesini bekledik.
- Have you ever been inside this cave?
- Bu mağaraya hiç girdin mi?
- Three bodies were found in the cave.
- Mağarada üç ceset bulundu.
- Tom is too afraid to go into the cave.
- Tom mağaraya girmekten çok korkuyor.
- Is Tom still in the cave?
- Tom hâlâ mağarada mı?
- I was afraid to go into the cave.
- Mağaraya girmeye korkuyordum.
- Tom knew what was hidden in the cave.
- Tom mağarada ne saklı olduğunu biliyordu.
- I saw Tom going into the cave.
- Tom'u mağaraya girerken gördüm.
- Tom led Mary into the cave.
- Tom Mary'yi mağaraya götürdü.
- Tom wasn't afraid to go into the cave.
- Tom mağaraya girmekten korkmadı.
- I had no idea anyone lived in this cave.
- Bu mağarada birinin yaşadığını bilmiyordum.
- I saw Tom going into the cave.
- Tom'un mağaraya gittiğini gördüm.
- The cave is easy to get to.
- Mağaraya ulaşmak kolay.
- I found it in a cave.
- Onu bir mağarada buldum.
- Was the cave found by the boys?
- Mağara çocuklar tarafından mı bulundu?
- Tom was scared to go in the cave by himself.
- Tom mağaraya tek başına girmekten korkuyordu.
- Tom is scared to go into the cave.
- Tom mağaraya girmeye korkuyor.
- Tom didn't want to live in the cave anymore, but he had no choice.
- Tom artık mağarada yaşamak istemiyordu ama başka seçeneği de yoktu.
- Do you think it's safe to go into this cave?
- Sence bu mağaraya girmek güvenli mi?
- Tom was scared to go in the cave.
- Tom mağaraya girmeye korkuyordu.
- Tom went into the cave to rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmak için mağaraya girdi.
- There are three men trapped in the cave.
- Mağarada kapana kısılmış üç adam var.
- Tom told me not to go into the cave.
- Tom bana mağaraya girmememi söyledi.
- I saw Tom go into the cave.
- Tom'u mağaraya girerken gördüm.
- Tom was too afraid to enter the cave.
- Tom mağaraya giremeyecek kadar çok korkuyordu.
- Tom spent the night in a cave.
- Tom geceyi bir mağarada geçirdi.
- He had lit the torch before he entered the cave.
- Mağaraya girmeden önce feneri yakmıştı.
- We hid in the cave together.
- Birlikte mağarada saklandık.
- Two bears can't live in one cave.
- İki ayı bir mağarada yaşayamaz.
- The cave is easy to get to.
- Mağaraya varmak kolay.
- Mennad doesn't want to live in a cave.
- Mennad bir mağarada yaşamak istemiyor.
- I got lost in the cave.
- Mağarada kayboldum.
- Tom went into the cave.
- Tom mağaraya girdi.
- Who told you about this cave?
- Kim sana bu mağaradan bahsetti?
- I've been living in a cave.
- Bir mağarada yaşıyordum.
- Tom went back into the cave.
- Tom mağaraya geri döndü.
- Tom is afraid to go into the cave.
- Tom mağaraya girmekten korkuyor.
- The explorers discovered a skeleton in the cave.
- Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler.
- Tom told me that he found this in a cave.
- Tom onu bir mağarada bulduğunu söyledi.
- Tom is afraid to go into the cave.
- Tom mağaraya girmeye korkuyor.
- Tom is still in the cave.
- Tom hala mağarada.
- They got lost in the cave.
- Onlar mağarada kayboldular.
- Did you go inside the cave?
- Mağaraya girdin mi?
Show More (150)
|