The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.
|
Anglais |
Turc |
|
| 1 |
cheat |
hile yapmak |
v. |
|
- The penalty for cheating is disqualification from the tournament.
- Hile yapmanın cezası turnuvadan diskalifiye olmaktır.
- Be honest and do not cheat by looking up the answers.
- Dürüst olun ve cevaplara bakarak hile yapmayın.
- We've learned that a lot of people can cheat.
- Pek çok insanın hile yapabileceğini öğrendik.
- Ok, we are cheating a little here.
- Tamam, burada biraz hile yapıyoruz.
- The stories you hear about bad relationships, where people cheat, are not the basis of this observation.
- İnsanların hile yaptığı kötü ilişkiler hakkında duyduğunuz hikayeler bu gözlemin temeli değildir.
- The penalty for cheating is a disqualification from the tournament.
- Hile yapmanın cezası turnuvadan diskalifiye olmaktır.
- They knew they were cheating.
- Hile yaptıklarını biliyorlardı.
- You shouldn't let him get away with cheating.
- Hile yapmasını yanına bırakmamalısın.
- Tom never cheats.
- Tom asla hile yapmaz.
- Tom wanted me to cheat.
- Tom hile yapmamı söyledi.
- Tom wanted me to cheat.
- Tom hile yapmamı istedi.
- No one cheated.
- Hiç kimse hile yapmadı.
- No one cheated.
- Kimse hile yapmadı.
- I didn't cheat.
- Hile yapmadım.
- The gambler used loaded dice to cheat.
- Kumarbaz hile yapmak için dolu zar kullandı.
- Are you accusing me of cheating?
- Beni hile yapmakla mı suçluyorsun?
- Tom accused Mary of cheating.
- Tom, Mary'yi hile yapmakla suçladı.
- Tom has been accused of cheating.
- Tom hile yapmakla suçlanıyor.
- Tom was accused of cheating.
- Tom hile yapmakla suçlandı.
- That's cheating.
- Bu hile yapmaktır.
- I never cheat.
- Ben asla hile yapmam.
- Tom isn't cheating.
- Tom hile yapmıyor.
- Tom cheated.
- Tom hile yaptı.
- Are you saying I cheated?
- Hile yaptığımı mı söylüyorsun?
- I can't believe you thought I was cheating.
- Hile yaptığımı düşündüğüne inanamıyorum.
- I suspect Tom cheated.
- Tom'un hile yaptığından şüpheleniyorum.
- I think Tom's cheating.
- Tom'un hile yaptığını düşünüyorum.
- They cheat.
- Hile yaptılar.
- Tom has denied cheating.
- Tom hile yaptığını inkar etti.
- Tom knows Mary cheated.
- Tom, Mary'nin hile yaptığını biliyor.
- Who did Tom say was cheating?
- Tom kimin hile yaptığını söyledi?
- Tom knows he cheated.
- Tom onun hile yaptığını biliyor.
- Why do people cheat?
- İnsanlar neden hile yapar?
- Tom won the match by cheating.
- Tom hile yaparak maçı kazandı.
- Tom won the match by cheating.
- Tom maçı hile yaparak kazandı.
- Tom won the race by cheating.
- Tom yarışı hile yaparak kazandı.
- I caught Tom cheating.
- Tom'u hile yaparken yakaladım.
- When have I ever cheated?
- Ne zaman hile yaptım ki?
- When have I ever cheated?
- Ben ne zaman hile yaptım?
- You cheated too!
- Sen de hile yaptın!
- You cheated.
- Hile yaptın.
- Tom has been caught cheating again.
- Tom yine hile yaparken yakalandı.
- Tom has been caught cheating before.
- Tom daha önce de hile yaparken yakalandı.
- You always cheat.
- Hep hile yapıyorsun.
- You're cheating.
- Sen hile yapıyorsun.
- Tom has been caught cheating before.
- Tom daha önce hile yaparken yakalanmıştı.
- I think Tom is cheating.
- Bence Tom hile yapıyor.
- I think Tom's cheating.
- Bence Tom hile yapıyor.
- Tom is cheating.
- Tom hile yapıyor.
- Tom's cheating.
- Tom hile yapıyor.
- He was cheating.
- Hile yapıyordu.
- Tom was cheating.
- Tom hile yapıyordu.
- You were cheating.
- Hile yapıyordun.
- You steal, you cheat and you lie.
- Çalıyorsun, hile yapıyorsun ve yalan söylüyorsun.
Show More (52)
|
| 2 |
cheat |
aldatmak |
v. |
|
- So you want to know why women cheat?
- Kadınların neden aldattığını bilmek ister misiniz?
- This could be a sign that he's cheating.
- Bu aldattığının bir işareti olabilir.
- Frances cheated me and gave the hall to Chapoui.
- Frances beni aldattı ve salonu Chapoui'ye verdi.
- There are many reasons why married people cheat.
- Evli insanların aldatmasının birçok nedeni vardır.
- When are men most likely to cheat?
- Erkekler en çok ne zaman aldatır?
- You're not the only one Tom has cheated, are you?
- Tom'un aldattığı tek kişi sen değilsin, değil mi?
- Tom cheated Mary.
- Tom Mary'yi aldattı.
- Tom cheated me.
- Tom beni aldattı.
- Who cheated?
- Kim aldattı?
- Tom wasn't the first man Mary cheated.
- Mary'nin aldattığı ilk erkek Tom değildi.
- Tom wasn't the first man Mary cheated.
- Tom Mary'nin aldattığı ilk erkek değildi.
- You aren't the only one Tom has cheated, are you?
- Tom'un aldattığı tek kişi değilsin, değil mi?
- You aren't the only one Tom has cheated, are you?
- Tom'un aldattığı tek kişi sen değilsin, değil mi?
- I still believe you cheated me.
- Beni aldattığına hâlâ inanıyorum.
- I know Tom cheated.
- Tom'un aldattığını biliyorum.
- You cheated too!
- Sen de aldattın!
- He knows how to cheat people.
- O, insanları nasıl aldatacağını biliyor.
- I never dreamed that George would cheat me.
- George'un beni aldatacağını hiç hayal etmemiştim.
- Never did I dream that George would cheat me.
- George'un beni aldatacağını hayal bile etmedim.
- You can't cheat fate.
- Kaderi aldatamazsın.
- Tom has been caught cheating again.
- Tom yine aldatırken yakalandı.
- Tom has been caught cheating before.
- Tom daha önce aldatırken yakalanmıştı.
- I think Tom is cheating.
- Sanırım Tom aldatıyor.
- Tom cheats.
- Tom aldatıyor.
- I never cheat.
- Ben asla aldatmam.
- Sami's cheating fueled Layla's rage.
- Sami'nin aldatması Layla'nın öfkesini körükledi.
- Don’t let your friend cheat you.
- Arkadaşının seni aldatmasına izin verme.
- I felt like hitting him when he tried to cheat me.
- O beni aldatmaya çalıştığında canım ona vurmak istedi.
- I hope you're not trying to cheat us.
- Umarım bizi aldatmaya çalışmıyorsundur.
- He cheated me.
- O beni aldattı.
- I'm not trying to cheat you.
- Seni aldatmaya çalışmıyorum.
- They'll think we cheated them.
- Onları aldattığımızı düşünecekler.
- I still believe you cheated me.
- Hâlâ beni aldattığına inanıyorum.
- Tom never cheats.
- Tom asla aldatmaz.
- Don't cheat us.
- Bizi aldatmayın.
- Tom is cheating.
- Tom aldatıyor.
- You were cheating.
- Aldatıyordun.
- You steal, you cheat and you lie.
- Çalıyorsun, aldatıyorsun ve yalan söylüyorsun.
- I've never cheated anybody.
- Kimseyi aldatmadım.
- I don't need to cheat anyone.
- Kimseyi aldatmam gerekmiyor.
Show More (38)
|
| 3 |
cheat |
kopya çekmek |
v. |
|
- How did you cheat in the bar exam in Louisiana?
- Louisiana'daki baro sınavında nasıl kopya çektin?
- School cheating is a form of stealing.
- Okulda kopya çekmek bir tür hırsızlıktır.
- Tom couldn't have passed that test without cheating.
- Tom o sınavı kopya çekmeden geçemezdi.
- If you are caught cheating, you'll be expelled from school.
- Kopya çekerken yakalanırsanız, okuldan atılırsınız.
- Jim was caught cheating in the examination.
- Jim sınavda kopya çekerken yakalandı.
- Ten students were caught cheating.
- On öğrenci kopya çekerken yakalandı.
- The teacher caught a student cheating in the exam.
- Öğretmen sınavda bir öğrenciyi kopya çekerken yakaladı.
- Three students were caught cheating.
- Üç öğrenci kopya çekerken yakalandı.
- Tom's cheating.
- Tom kopya çekiyor.
- If you are caught cheating, you'll be expelled from school.
- Kopya çekerken yakalanırsanız okuldan atılacaksınız.
- I caught Tom cheating.
- Tom'u kopya çekerken yakaladım.
- The boy was accused of cheating during the exam.
- Çocuk sınavda kopya çekmekle suçlandı.
- Tom couldn't have passed that test without cheating.
- Tom kopya çekmeden bu testi geçemezdi.
- I caught him cheating in the examination.
- Onu sınavda kopya çekerken yakaladım.
- Tom passed the test by cheating.
- Tom kopya çekerek testi geçti.
- Tom didn't think he could pass the test without cheating.
- Tom kopya çekmeden testi geçebileceğini düşünmüyordu.
- Tom didn't think he could pass the test without cheating.
- Tom kopya çekmeden sınavı geçebileceğini düşünmüyordu.
- The teacher accused Tom of cheating.
- Öğretmen Tom'u kopya çekmekle suçladı.
- Tom was accused of cheating.
- Tom kopya çekmekle suçlandı.
- I never cheat.
- Hiçbir zaman kopya çekmem.
- Don't cheat.
- Kopya çekmeyin.
- Shizuko cheated in an examination and received an appropriate punishment.
- Shizuko bir sınavda kopya çekti ve uygun bir ceza aldı.
- During the exam, Tom cheated off Mary.
- Sınav sırasında Tom, Mary'den kopya çekti.
- The student was punished for cheating.
- Öğrenci kopya çektiği için cezalandırıldı.
- The teacher thought I was cheating.
- Öğretmen kopya çektiğimi düşündü.
- Was it you who squealed to the teacher that I cheated?
- Öğretmene kopya çektiğimi söyleyen sen miydin?
- The teacher suspected the student was cheating.
- Öğretmen, öğrencinin kopya çektiğinden şüpheleniyordu.
- The student's cheating was easily caught out.
- Öğrencinin kopya çektiği kolayca anlaşıldı.
- Tom passed the test by cheating.
- Tom kopya çekerek sınavı geçti.
- The teacher caught a student cheating in the exam.
- Öğretmen sınavda kopya çeken bir öğrenciyi yakaladı.
- He was caught cheating in the exam.
- Sınavda kopya çekerken yakalandı.
- Tom cheats.
- Tom kopya çeker.
Show More (29)
|
| 4 |
cheat |
kandırmak |
v. |
|
- Illegal immigrants are generally cheated by human traffickers.
- Kaçak göçmenler genellikle insan tacirleri tarafından kandırılır.
- The practice of adding water to food in order to cheat the consumer is despicable.
- Tüketiciyi kandırmak amacıyla gıdaya su eklenmesi uygulaması alçakça bir uygulamadır.
- They are cheating us out of our money.
- Bizi paramızla kandırıyorlar.
- Don't cheat us.
- Bizi kandırma.
- Don't cheat me!
- Beni kandırma!
- You can't cheat fate.
- Kaderi kandıramazsın.
- He knows how to cheat people.
- İnsanları nasıl kandıracağını biliyor.
- Don't cheat him.
- Onu kandırmayın.
- I don't need to cheat anyone.
- Kimseyi kandırmama gerek yok.
- Don’t let your friend cheat you.
- Arkadaşının seni kandırmasına izin verme.
- I felt like hitting him when he tried to cheat me.
- Beni kandırmaya çalıştığında ona vurmak istedim.
- I hope you're not trying to cheat us.
- Umarım bizi kandırmaya çalışmıyorsundur.
- I'm not trying to cheat you.
- Seni kandırmaya çalışmıyorum.
- You don't really think Tom tried to cheat you, do you?
- Gerçekten Tom'un seni kandırmaya çalıştığını düşünmüyorsun, değil mi?
Show More (11)
|
| 5 |
cheat |
hile |
n. |
|
- You can use this cheat to make easy money in the game.
- Oyunda kolay para kazanmak için bu hileyi kullanabilirsiniz.
- We will now explain how our cheat works.
- Şimdi hilemizin nasıl çalıştığını açıklayacağız.
- Do not try to cheat in any way.
- Hiçbir şekilde hile yapmaya çalışmayın.
- Having the right friends is like a cheat code.
- Doğru arkadaşlara sahip olmak hile kodu gibidir.
- The cheat was revealed in 2016 and shocked historians all over the world.
- Hile 2016 yılında ortaya çıktı ve tüm dünyadaki tarihçileri şok etti.
- He's a cheat and a liar.
- O bir hilekar ve yalancı.
Show More (3)
|
| 6 |
cheat |
sahtekarlık yapmak |
v. |
|
- The athlete cheated the tests by using another donor.
- Sporcu başkasının numunesini kullanarak testlerde sahtekarlık yaptı.
Show More (-2)
|
| 7 |
cheat |
sahtekar |
n. |
|
- Her constant lying made her such a cheat.
- Sürekli yalan söylemesi onu böyle bir sahtekar yaptı.
Show More (-2)
|
| 8 |
cheat |
dolandırıcı |
n. |
|
- He's a cheat and a liar.
- O bir dolandırıcı ve bir yalancı.
Show More (-2)
|
| 9 |
cheat |
ihanet etmek |
v. |
|
- Fadil figured out that his wife was cheating on him.
- Fadıl karısının kendisine ihanet ettiğini anladı.
Show More (-2)
|