collision - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
collision çarpışma n.
  • The German government has concluded that nuclear reactors could not withstand a collision with a targeted passenger jet.
  • Alman hükûmeti, nükleer reaktörlerin hedef alınan bir yolcu uçağıyla çarpışmaya dayanamayacağı sonucuna vardı.
  • I fear we may be drawn inexorably towards a collision of all the risks.
  • Korkarım ki amansız bir şekilde tüm risklerin çarpışmasına doğru sürüklenebiliriz.
  • His story of the collision agrees with mine.
  • Onun çarpışma hikayesi benimkiyle uyuşuyor.
Show More (7)
collision ihtilaf n.
  • We may be on a collision course.
  • Biz ihtilaf halinde olabiliriz.
Show More (-2)