collision - English Turkish Sentences
English Turkish
collision çarpışma n.
  • The collision was caused by a drunk driver.
  • Çarpışmaya alkollü bir sürücü neden olmuş.
  • I fear we may be drawn inexorably towards a collision of all the risks.
  • Korkarım ki amansız bir şekilde tüm risklerin çarpışmasına doğru sürüklenebiliriz.
  • The German government has concluded that nuclear reactors could not withstand a collision with a targeted passenger jet.
  • Alman hükûmeti, nükleer reaktörlerin hedef alınan bir yolcu uçağıyla çarpışmaya dayanamayacağı sonucuna vardı.
Show More (8)
collision çatışma n.
  • Collisions between Taiwan and China may lead to a world war.
  • Tayvan ve Çin arasındaki çatışmalar bir dünya savaşına yol açabilir.
Show More (-2)
collision ihtilaf n.
  • We may be on a collision course.
  • Biz ihtilaf halinde olabiliriz.
Show More (-2)