|
- They condone obstruction and destruction of these trials.
- Bu davaların engellenmesine ve yok edilmesine göz yumuyorlar.
- We refuse to join forces with a country that still condones torture.
- İşkenceye hala göz yuman bir ülke ile güçlerimizi birleştirmeyi reddediyoruz.
- I cannot condone profiting from the ill-health of third-world citizens.
- Üçüncü dünya vatandaşlarının sağlıksızlığından kazanç elde edilmesine göz yumamam.
- Under no circumstances should such acts be justified or condoned.
- Hiçbir koşul altında bu tür eylemler haklı gösterilmemeli ya da göz yumulmamalıdır.
- It is really impossible for me to condone your behaviour.
- Davranışınıza göz yummam gerçekten mümkün değil.
- Therefore to do nothing is to condone human rights abuses wherever they occur.
- Dolayısıyla hiçbir şey yapmamak, nerede olursa olsun insan hakları ihlallerine göz yummak demektir.
- Not because we reject it, but because we still cannot condone the practice of the Commission at this point in time.
- Bunu reddettiğimiz için değil, Komisyonun uygulamalarına bu noktada hala göz yumamayacağımız için.
- Condoning anything less would amount to rewarding those who infringe Community legislation.
- Daha azına göz yummak, Topluluk mevzuatını ihlal edenleri ödüllendirmek anlamına gelecektir.
- It is really impossible for me to condone your behaviour.
- Bu davranışınıza göz yummam gerçekten mümkün değil.
- We cannot and will not live with a system which condones stoning fellow human beings, wherever this may be.
- Her nerede olursa olsun, insan kardeşlerimizin taşlanmasına göz yuman bir sistemle yaşayamayız ve yaşamayacağız.
- The decision by President Pastrana is a decision to condone violence.
- Başkan Pastrana'nın kararı şiddete göz yumma kararıdır.
- It would never be condoned.
- Hiçbir zaman göz yumulmazdı.
- We don't condone your actions.
- Eylemlerinize göz yummuyoruz.
- Sami would never condone what Layla did.
- Sami, Layla'nın yaptıklarına asla göz yummazdı.
- We won't condone any corruption.
- Hiçbir yolsuzluğa göz yummayacağız.
- I don't condone murder.
- Cinayete göz yummam.
- I do not condone acts of violence.
- Şiddet eylemlerine göz yummuyorum.
- It would never be condoned.
- Buna asla göz yumulmayacaktı.
- We won't condone any corruption.
- Herhangi bir yolsuzluğa göz yummayacağız.
- I don't condone murder.
- Cinayete göz yummuyorum.
- I can't condone what you did.
- Yaptığın şeye göz yumamam.
- How can they condone this?
- Buna nasıl göz yumabiliyorlar?
- I can't condone what you did.
- Ne yaptığına göz yumamam.
- I don't condone what Tom does.
- Tom'un yaptıklarına göz yummuyorum.
- I do not condone acts of violence.
- Şiddet eylemlerine göz yummam.
Show More (22)
|
